Trabzonspor’un puan kaybettiği haftada Fenerbahçe eline farkı azaltma fırsatını geçmişti. Fakat Sarı-Lacivertliler bu fırsatı değerlendiremediler ve Gaziantep FK’ya 3-2 mağlup oldular. Mağlubiyet bir kenara, Fenerbahçe’nin bir kez daha yapılanma sürecine girmesi oldukça muhtemel gözüküyor. Bu yapılanma sürecine kiminle girileceği tartışılırken Vitor Pereira da önümüzdeki haftalarda kendisi adına formalite maçlarına çıkacak gibi duruyor.
Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.
İlk 11’ler, bazı veriler ve Crespo
Fenerbahçe sahaya yine 3-4-3 dizilimiyle çıktı. Fenerbahçe’nin, Gaziantep maçındaki ilk 11’inin Çaykur Rizespor maçının 11’inden tek farkı forvet hattındaydı. Geçtiğimiz hafta oyuna sonradan girip hat-trick yapan Serdar Dursun, bu hafta Berisha’nın yerine ilk 11’de başladı. Fenerbahçe’nin bu 11’i sezon başından beri oluşturulabilecek en ideal ilk 11’lerden biriydi. Fakat sonuç aynı ideallikte değildi.
Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan “Top hakimiyeti kalitesi” grafiğinde Fenerbahçe’nin geçtiğimiz haftaya göre performansındaki düşüş dikkat çekiyor. Gaziantep FK maçı, Fenerbahçe’nin sezon boyunca en fazla topla oynadığı maçlardan biriydi. Topa %64 oranında sahip olan Fenerbahçe’nin toplu oyun kalitesi ise aynı oranda yüksek değildi.
İki takım da maç boyunca 2.13 gol beklentisi üretebildi. Fenerbahçe’nin ikinci yarının başında daha baskın bir oyun oynadığı görülüyor. Ancak özellikle 75. dakikadan sonra Fenerbahçe’nin oyunundaki düşüş fazlasıyla dikkat çekiyor.
Fenerbahçe adına son haftaların yıldızı olan Miguel Crespo’nun yükselen formu Gaziantep FK maçında da devam etti. Fenerbahçe maçı kaybetmesine rağmen Crespo maçın tartışmasız en iyi oyuncusuydu. Crespo maç boyunca 12 ikili mücadele kazandı, 10 başarılı dribling yaptı ve 9 sahipsiz top kazandı. Hem defansif hem ofansif açıdan oldukça iyi bir performans gösteren Crespo, tam anlamıyla “iki yönlü orta saha” performansı sergiledi.
Gaziantep FK’nın savunma planları
Erol Bulut Süper Lig kariyerinde, özellikle Fenerbahçe teknik direktörüyken toplu oyun konusunda çok fazla eleştiri alsa da başarılı savunma planlarıyla öne çıkan bir teknik direktör oldu. Erol Bulut’un takımı Fenerbahçe maçında da yenilen 2 gole rağmen genel olarak savunmada başarılı bir görüntü çizdi. Gaziantep ekibi, maç boyunca Fenerbahçe’nin çizgiden içe kat etmesine izin vermedi.
Gaziantep FK, Fenerbahçe’yi orta blokta 4-4-2 şeklinde karşıladı. Kompakt bir şekilde merkezi kapatan Gaziantep FK, Fenerbahçe’yi çizgiden oynamaya yönlendirdi. Fenerbahçe sezon boyunca oyunu kenarlardan kurup, kenardan merkeze kat etmeye çalışıyordu. Gaziantep, kompakt savunmasıyla Fenerbahçe’nin içe kat etmesini engelledi.
Gaziantep ön hattı (Maxim-Muhammet) Fenerbahçe’nin pivotlarını (Crespo-Gustavo) gölge markaj altına alarak savunma ve orta saha arasındaki bağlantıyı kesmeye çalıştı. Top kenarlara indiğinde ise Fenerbahçeli oyuncuları hem dikey hem de yatay olarak kompakt bir savunma karşıladı. Böylece Gaziantepli oyuncular hem Fenerbahçe’nin topu ilerletmesini hem de oyunun yönünü değiştirmesini engellediler.
İkinci yarı 5-3-2’ye dönüş
Erol Bulut ikinci yarıya Papy Djilobodji’yi oyuna alarak başladı. İkinci yarıda Fenerbahçe’yi 5-3-2 şeklinde karşılayan Gaziantep, böylece Fenerbahçe’nin ön 3’lüsüyle daha rahat eşleşebildi.
Yukarıdaki pozisyonda Fenerbahçe, Serdar Dursun ve Rossi’nin ters hareketlenmesiyle rakip savunmanın arasında alan açmaya çalıştı. Serdar derine inerek pas istasyonu olacak, Rossi’de Serdar’ı takip etmek için öne çıkan savunmanın arkasındaki alanları değerlendirecekti. Fakat Gaziantep’in savunma hattı rakip hücum hattıyla birebir eşleşerek Fenerbahçe’nin bu organizasyonla pozisyona girmesini engelledi.
Uzun top planı
Fenerbahçe’nin 5-2-3 şeklindeki savunmasını aşabilmek için sezon başından beri çok farklı planlar izledik. Bu planlar özellikle derine inen beklerle Fenerbahçe’nin savunmasını genişletmek üzerineydi. Erol Bulut ise, Fenerbahçe savunmasını aşmak için daha farklı bir plan hazırlamıştı. Fenerbahçe savunmasını uzun toplarla aşmak isteyen Erol Bulut, takımının 2. topları almasını istiyordu.
Gaziantep’in hücumu geride Günay ve savunma oyuncularının paslaşmasıyla başladı. Böylece Fenerbahçe’nin ön hattaki presini üstlerine çektiler. Gaziantep’in forvet ve kanatları da (Muhammet-Figueiredo-Sagal) Fenerbahçe savunmasının arkasına koşu yaparak Fenerbahçe savunmasını geriye sabitlemeye çalıştı. Böylece Fenerbahçe savunmasını dikey olarak genişlettiler.
Asıl plan atılan ilk uzun topta başarılı olmaktan ziyade, savunmadan seken ikinci topları toplamaktı. Gaziantep’in merkez 3’lüsü (Maxim-Doğan-Recep) Fenerbahçe’nin merkez 2’lisine karşı sayısal üstünlük oluşturdu. Crespo savunmadan seken bu topları toplamak konusunda oldukça başarılı bir performans sergilese de Gaziantep FK’nın merkezdeki sayısal üstünlüğü Fenerbahçe’yi maç boyunca zorladı.
Mesut Özil’in topsuz oyunu
Mesut Özil, normal olarak, top tekniğiyle öne çıkan bir oyuncu. Fakat Mesut’u kariyeri boyunca dünya yıldızı yapan tek özelliği top tekniği değildi. Mesut’un topsuz alanda yeterince efor sergilememesi sık sık eleştirilse de, bu eforu sergilediğinde topsuz alanda da fark yaratabiliyor.
Yukarıdaki pozisyonda top Osayi-Samuel’e geldiğinde, Mesut attığı çapraz koşuyla rakip savunmacıyı kendisiyle beraber kanada çekerek, geriden bindirme yapan Szalai’ye alan açtı. Mesut’un bu koşulardaki zamanlama başarısı da dikkat çekici.
Gaziantep FK karşısında takım arkadaşlarının Mesut’un alan açmak için attığı koşulara cevap vermekte başarılı olduğunu söyleyebilmek pek mümkün değil. Yukarıdaki pozisyonda Mesut yine aynı şekilde rakip savunmacıyı kendisiyle beraber çekerek merkezde alan açtı. Fakat Serdar bu alanı kullanmakta gecikince Gaziantep savunması topu rahatlıkla uzaklaştırdı.
Birkaç dakika sonra Mesut’un rakip savunmacıyı kendisiyle çekerek alan açtığı koşusuna Serdar bu kez doğru zamanlamayla eşlik etti. Mesut rakip savunmanın arkasındaki alana da doğru bir zamanlamayla koşu yaparak harika bir bitirişle golü buldu.
Sonuç ve yorum
Fenerbahçe, Gaziantep FK karşısında puan farkını 9’a düşürme fırsatını değerlendiremedi. Pereira için de yolun sonu geldi demek yanlış olmaz.
Pereira’nın takımı sezon içinde hem savunmada hem de hücumda bize farklı detaylar izletti. Pereira’nın Fenerbahçe’si hücumda akışkan ve çok yönlü bir oyun oynayamaya çalıştı. Bu süreçte Fenerbahçe’nin hem tecrübeli hem de genç oyuncularının alan farkındalığı konusunda kendilerini geliştirdiğini izledik. Fenerbahçe savunmada ise kompleks bir organizasyona sahipti. Bu organizasyon sadece topun arkasına dizilip rakibi savunmayı değil, aynı zamanda top kapıldığında hızlıca hücuma geçişi amaçlıyordu. Pereira’nın Fenerbahçe’si çok hızlı bir ön hatta sahip olmamasına rağmen sık sık kontratak pozisyonlarına giren bir takım oldu.
Fenerbahçe’nin sezon başından beri adım adım olgunlaştırılan oyunu, Trabzonspor karşısında alınan bir mağlubiyetle geriye gitmeye başladı. Bu süreçte Fenerbahçe, sahanın içinde çok ciddi kırılganlıklar yaşadı. Sık sık sistem değişti ve değişen sistemlerin hiçbirinden de tam olarak verim alınamadı. Pereira elbette taktik ve teknik konuların yanında oyuncuların bu mental kırılganlıklarını yönetmekten de sorumlu. Takımının bu denli kırılganlık yaşaması Pereira’nın hanesine eksi olarak yazar. Fakat, bu maçtaki rakip teknik direktör Erol Bulut dahil, son yıllarda Fenerbahçe’ye gelen her teknik direktörün farklı kadrolarla benzer kırılganlık problemini yaşaması sorunun sadece Pereira ile alakalı olmadığını da net bir şekilde gösteriyor.
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.