Analiz | Galatasaray 5-0 Antalyaspor

Süper Lig’in 25. haftası TT Stadyumu’nda oynanan maçla sona erdi. Lider Başakşehir’i takibini sürdüren Galatasaray mücadeleden 5-0’lık galibiyetle ayrılırken Antalyaspor son 4 maçtaki 3. mağlubiyetini aldı.

Maçı iş ortağımız Instat’ın verileriyle inceleyeceğiz.

Ortalama pozisyonlar

İki takım da maça alışık olduğumuz biçimde başladı. 4-3-3 dizilişiyle maça başlayan Galatasaray karşısında 4-4-1-1’le yer alan Antalyaspor, topu rakibine verdi ve oyunu kendi yarı alanında kabul etti. Buna karşın Galatasaray’sa set hücumunda iki ana plan üzerinden gol aradı; Onyekuru’ya atılacak savunma arkası toplar ve Feghouli temelli daha organize hücumlar.

Galatasaray ataklarında sol kanadın baskın taraf olduğunu görüyoruz. Onyekuru’nun savunma arkası koşularının ana hücum planlarından biri olduğunu söylemiştik. Bu sebep yukarıdaki tabloyu da açıklıyor. Buna karşın verimli atakların daha çok merkezden ve sağ kanattan geldiğini görüyoruz. Sol kanattan yapılan 32 hücumun sadece 2 tanesi(%6) şutla sonuçlandırılırken, sağ kanattan ve merkezden yapılan toplam 44 hücumun 7’si(%16) şutla bitmiş.

Galatasaray’ın Hücum Problemi

Geçiş hücumu konusunda ligin en iyi takımlarından biri olan Galatasaray’ın buna karşın yerleşik savunmaya karşı hücum etmekte fazlasıyla zorlandığını görüyoruz. Kazanılan maçlarda dahi oyun disiplininden kopmayan rakipler karşısında zorlanıyor Sarı Kırmızılılar. Bu maçta da gördük bunu, 2-0’a kadar topa sahip olma üstünlüğünü pozisyon üstünlüğüne çevirmekte zorlandılar.

Buna bir nebze çözüm olması açısından Galatasaray’ın  Mariano-Feghouli kanadını daha fazla kullanması gerektiğini düşünüyorum.  Set hücumlarında sıkıntı yaşayan Sarı Kırmızılılar bu ikilinin temelini oluşturduğu hücum varvasyonlarına daha fazla eğilmeli. Ters kanatta sadece tabela katkısıyla varolabilen bir Onyekuru’nun olduğunu da göz önünde bulundurursak, Mariano ve Feghouli gibi iki oyun kurucunun önlü arkalı oynadığı sağ kanadın daha fazla kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Bu formül tabi ki Galatasaray’ın problemlerini bir anda bitirmeyecektir ancak ligin bitimine 9 hafta kalmışken bu tarz uygulaması daha kolay ve kısa vadede sonuç alabilecekleri bir yol deneyebilirler.

Tabi ki Galatasaray’ın set hücumlarında pozisyona girmekte zorlanmasının tek sebebi bu değil. Merkezde tek oyun kurucuyla oynamak zorunda kalmaları da hücumlara sekte vuruyor. Emre Akbaba bir oyun kurucudan çok saha içinde özgürlük verilmesi gereken, dripling becerisinden faydalanılabilecek, rakip ceza sahası çevresinde pas ya da şutla atakları sonlandırabilecek bir oyuncu. Selçuk’un da en iyi dönemini çoktan geride bıraktığını göz önünde bulundurursak Galatasaray’ın merkezde Belhanda dışında 2. bir oyun kurucu alternatifi kalmıyor. Feghouli merkeze çekilerek 2. oyun kurucu yapılabilir ancak bunu yapmanın da getirisinden çok götürüsü olacağını düşünüyorum. Bu durumda hem Feghouli temelli sağ kanat organizasyonlarından, hem de Cezayirlinin sağ kanatta açtığı boşluklara bindiren Mariano’nun hücum katkısından fedakarlık edilecek. Ayrıca Feghouli ligin 2. yarısının başından beri takımın skor yükünü de çeken oyunculardan biri, dolayısıyla bu oyuncuyu gol bölgesinden uzaklaştırmak Galatasaray’a ayrıca eksi yazacaktır. Dolayısıyla merkezden farklı çözümler geliştirmek zor gözüküyor.

Ayrıca Onyekuru ve Diagne’nin de oyunla değil skorla var olan oyuncular olması Galatasaray hücumlarını tıkıyor. İki oyuncunun da rakip ceza sahası çevresinde pozisyon kovalayan ve atağın oluşum sürecine destek vermeyen bitirici oyuncular olmasının önemli bir problem olduğunu düşünüyorum. Bu problem özellikle deplasman maçlarında kendini daha çok gösteriyor ve göstermeye devam edecek gibi. Onyekuru’nun ligde attığı 11 golün 9’unu TT Arena’da atmış olması da buna işaret ediyor. Bu ikiliye maç içinden bir pozisyonla değinmek istiyorum.

Top Marcao’nun ayağında ve oyuncunun görünürde iki pas opsiyonu var, Emre ve Feghouli. Marcao burada Emre’yle oynamayı tercih ediyor, Onyekuru ve Diagne ikilisinden biriyse top Emre’ye doğru giderken taralı alana doğru koşu yaparak pas opsiyonu oluşturmalı.

Pozisyonun devamında top Emre’yle buluşuyor ve Antalyasporlunun baskısı sebebiyle Emre yeniden Marcao’ya dönüyor, bir diğer değişle Emre’nin topu taralı alana aktarma ihtimali yok. Ancak bu Onyekuru ve Diagne’nin yapması gerekeni yapmadığı gerçeğini de değiştirmiyor. Görüldüğü gibi iki oyuncu da hala savunma oyuncularının arasında ve hareketlenme yok.

Galatasaray’ın topa sahip olma oyununda sıkıntı yaşadığı aşikar. Antalyaspor’da doğal olarak buna uygun bir oyun planı seçti kendine. Maçın 2-0’a geldiği 65. dakikaya kadar oyun planına sadık kalan konuk ekip, topu Galatasaray’a verdi ve merkezi kapatarak rakibini kanatlara yönlendirmek istedi. Hücumdaysa duran top ve kontra ataklarla gol aradılar. Özellikle Hakan Özmert’in hücumlardaki sorumluluğı büyüktü. Galatasaray’ın topu kaptırdığı anda yaptığı baskı karşısında topu geriden çıkartma görevi verilen Hakan Özmert’in bu konuda fena iş çıkarmadığını düşünüyorum. Antalya’nın maçtaki iyi oyuncularından biriydi bana göre. Ancak gol yollarında kanat oyuncuları Doğukan ve Amilton’un da kötü performanslarıyla birlikte tamamen Doukara’nın bireysel becerilerine bağlı bir takım gördük. Doukara’nın da rakip savunmayla tek başına başa çıkamayacağı aşikardı. Nitekim duran toplar dışında pozisyona giremeyen bir Antalyaspor izledik.

Antalyaspor’un sıkı savunma anlayışını bu pozisyonlarda görebiliyoruz. Maç 0-0’ken de, 1-0’ken de aynı disiplinle oynayan konuk ekip görüldüğü gibi tamamen merkezi kapatmış ve rakibini kanatlara yönlendirmek istemiş. İki görüntüde de kanatlarda demarke durumda Galatasaraylılar görüyoruz. Galatasaray’ın bu tuzağa düşmediği ve maçı sadece 13 ortayla bitirdiğini de ekleyelim.

Galatasaray ön alan baskısı

Galatasaray’ın ligin en iyi ön alan baskısı yapan takımlarından biri olduğunu söylemiştik. Bu tabloda da görüldüğü gibi Galatasaray rakibini kendi yarı sahasında 23 top kaybı yapmaya zorlamış. Sarı Kırmızılıların rakip yarı sahada kazandığı top sayısıysa 19.

*Galatasaray’ın kazandığı topların haritası

Pas bağlantıları

Galatasaray’ın pas bağlantılarında Marcao ve Belhanda-Feghouli ikilisi dikkat çekiyor. Geldiğinden beri özellikle pas becerisiyle dikkat çeken Marcao, burada da görüldüğü gibi savunmadan topu çıkartan oyuncu olmuş. Hem kaleci Muslera, hem de sol bek Emre ve merkezde oynayan N’diaye’yle güçlü bağlantılar kuran Marcao, topu geriden orta alana taşıyan oyuncu oldu.

Feghouli-Belhanda ikilisininse Galatasaray hücumlarına akıl katan ikili olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu maçta da oyunun kurulumundaki iki ana etmen olan bu oyuncular birbirleriyle de oldukça iyi anlaştı ve maçın açık ara en çok pas alışverişine giren ikilisi oldu(37).

Antalyaspor’daysa Hakan Özmert’in hücum geçişlerindeki önemini görebiliyoruz. Top kapıldığı anda aranan ilk ayak olan ve Galatasaray baskısına karşı topu ön alana aktarma görevi üstlenen Hakan, bana göre işini de layıkıyla yerine getirdi. Savunmayla ön alan arasındaki köprü görevini üstlenen Hakan, Diego ve Fredy’yle bağlantı kurmayı başarmış.

Feghouli

1 gol, 2 asistle oynayan Feghouli, yaptığı tabela katkısının dışında da maçın en iyisiydi. Galatasaray’ın organize geldiği hemen hemen her hücumda dokunuşu olan Cezayirli futbolcu, rakip ceza sahasına 6’sı isabetli 8 pas atarken, 3’ü isabetli 6 anahtar pas denemesinde bulundu ve Belhanda’nın ardından takımının en çok anahtar pas atan oyuncusu oldu. İşin savunma yönünde de iyi iş çıkaran Feghouli, 5 pas arası yaptı ve 5 sahipsiz top kazandı. Rakip yarı sahada toplam 6 top kazanan Feghouli, Galatasaray’ın rakip yarı sahada en çok top kazanan futbolcusu oldu. Hem oyuna, hem de tabelaya bu kadar etki eden bir oyuncunun yaptığı 8 top kaybınınsa oldukça makul olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca Feghouli’nin yaptığı 60 pas oyuncunun, oyunun kurulumunda ne kadar önemli olduğunu da gösteren bir rakam. Kıyaslama yapmak açısından genelde kanat oyuncularının 20-30 pas bandında gezdiğini söyleyebiliriz. Galatasaray’ın sol kanadında oynayan Onyekuru’nun maçı sadece 18 pasla tamamladığını belirtelim.

Son söz

Ev sahibi açısından skorun yanıltıcı olduğu bir iç saha maçı daha izledik. Rakip oyun disiplininden koptuğu anda ligin en tehlikeli takımı olan Galatasaray’ın oyununun en güçlü yanının geçiş hücumları olduğunu zaten belirtmiştik. Antalyaspor karşısında da 2-0’dan sonra tam olarak bu yaşandı. Ancak Galatasaray, topa sahip olma oyununda hala çok da bir şey vaad etmiyor. Lig devam ederken ve eldeki kadro yapısı da belliyken bunu yapmak tabi ki kolay değil ancak ligin bitimine 9 hafta kala liderin 8 puan gerisinde olan Sarı Kırmızılılar, puan farkını azaltmak istiyorsa set hücumlarında da farklı çözümler bulmak zorunda. Aksi takdirde kapanan takımlara karşı özellikle deplasmanlarda yaşanan puan kayıplarının devam edeceğini düşünüyorum. Sonuçta her hafta bir şans golüyle öne geçemezsiniz.

Antalyaspor’sa farklı skora rağmen özellikle ilk 60 dakikada genel olarak istediklerini sahaya yansıtı. Konuk ekip 1-0’dan sonra dahi savunmada oldukça sağlam bir görüntü sergiledi. Ön alan oyuncularının etkisiz performansları sebebiyle akan oyunda hücumda istediklerini yapamasa da, duran toplardan istedikleri pozisyonları da buldular. Bu noktadaysa Muslera gösterdiği ekstra performansla fark yarattı.

Antalyaspor ligin ilk yarısında topladığı puanlarla ligde kalmayı büyük ölçüde garantiledi ancak Doukara’nın yanına daha kaliteli hücum oyuncuları ekleyemedikleri takdirde önümüzdeki sezon kendilerini kümede kalma yarışının içinde bulabilirler.