Galatasaray ile Trabzonspor, Spor Toto Süper Ligin 21. haftasında Türk Telekom Arena’da karşı karşıya geldiler ve Galatasaray sahadan 3-1’lik galibiyet ile ayrıldı.
Goller; Diagne (21’ P), Belhanda (44’,51’) ve Rodallega (30′)’dan geldi.
Galatasaray bu galibiyetle puanını 39’a çıkartarak lider Başakşehir ile puan farkını yeniden 6’ya indirdi. Trabzonspor ise 33 puanda kaldı ve averajla 5.sıradaki yerini korudu.
Ortalama Pozisyonlar
Galatasaray, maça her zamanki 4-3-3 dizilişi ile başladı. Fernando’nun yokluğunda Fatih Terim Donk’a şans verdi. Maçtan önce konuşulduğu gibi Selçuk’u değil de Donk’u oynatması çok kritik bir hamleydi, buna daha sonra değineceğim. Mbaye Diagne, cezasının tamamlanmasının ardından ilk defa Galatasaray forması ile görücüye çıktı. Yine bu maç Asya kupasından dönen Nagatomo’nun da sezonun ikinci yarısında oynadığı ilk maç oldu. Fernando ve Mariano harici ideal ilk 11’i ile oyuna başladığını söyleyebiliriz Galatasaray’ın. Marcao ve Luyindama ikilisi ile savunma hattı ideal şekline büründü artık, beraber oynama tecrübelerini de gittikçe arttırıyorlar.
Trabzonspor ise sakatlık ve cezalar nedeniyle ilk 11’inde epey değişiklik ile oyuna başlamak zorunda kaldı. Uğurcan Çakır, Novak, Pereira yoktu, Jose Sosa ise yedeklerde yer aldı ancak oyuna dahil olmadı. Trabzonspor ilk 11’inde altyapıdan yetiştirdiği 4 oyuncu yer aldı. Ortasaha üstünlüğünü rakibine verdi Trabzonspor bu maç, buna da detaylı değineceğim. Ünal Karaman, eksiklikler nedeniyle Zargo Toure’yi ön liberoda denedi ancak aradığı verimi bulamadı.
Maç analizimize başlayalım şimdi;
Galatasaray, maça sezonun en istekli, arzulu ve efektif futbolunu oynayarak başladı. Benzer bir başlangıcı yine evinde oynadığı Lokomotif Moskova maçında yapmıştı Galatasaray.
Özellikle ilk 20 dakikada rakibini boğan, kanatlardan ve ortalardan oyunu çok iyi parselleyen, dönen topların neredeyse tamamını alan bir Galatasaray vardı sahada. Trabzonspor kendi sahasını ancak 10.dakikada geçebildi. İlk 4 dakikada Diagne ile %100’lük, bir de Onyekuru ile iki net gol pozisyonuna girdi Galatasaray. Diagne, Onyekuru, Belhanda ve Ndiaye ile kaçırılan bir çok pozisyon oldu bu süre zarfında, ancak gol bir türlü gelmedi. 21.dakikada Onyekuru’nun soldan ceza sahasına girdiği pozisyon penaltı ile sonuçlandı. Diagne penaltıdan attığı gol ile Galatasaray forması ile ilk golünü bulmuş oldu.
İlk yarım saatte bu durumun oluşmasında Galatasaray’ın etkili oyununun yanı sıra Trabzonspor’un da top yapamaması, rakibini pres’le rahatsız edememesi ve dönen topları da rakibine bırakması etkili oldu. Kanatları hiç savunamadı Trabzonspor, orta sahayı da zaten adeta teslim etti. Ancak Rodallega golü sonrası iyi toparlayıp top yapmaya başladıklarını söyleyelim.
Bu noktada, ilk yarıdaki durumu biraz da verilerle görmek adına topla oynama ve şut sayıları istatistiklerine gelmek istiyorum;
Topla oynama ve şut sayıları
Galatasaray, ilk 15 dakikada %73, 15-30 arası ise %78 ile topa sahip oldu. İlk yarım saatteki bu baskı skora bir türlü yansımadı ve sadece penaltıdan gelen 1 gol ile oyun devam etti, ardından da zaten Rodallega’nın güzel golü ile skor dengeye geldi. Trabzonspor bu golden sonra topla oynama anlamında biraz oyunda dengeyi kursa da ilk yarıda oran %73’e %27 ile tamamlandı.
Şut sayılarında Galatasaray’ın ilk yarı 7’si isabetli toplam 13 şut atarak bu alanda sezonun en iyi maçlarından birini çıkarttığını görüyoruz. İkinci yarı ise Trabzonspor daha çok şut atmış, attıkları 9 şutun 2’si isabetli olmuş. Galatasaray’ın ise sadece 3 şutu var.
Marcao’nun topu oyuna sokmadaki becerisi ve orta saha üstünlüğü
Fatih Terim, Marcao’nun oyun kurma becerisini çok iyi kullanmaya başladı. Marcao’nun topu oyuna iyi sokmasıyla orta sahayı daha ileride kalabalık tutabildi. Buna ilaveten Feghouli’nin Belhanda’nın yanında sağ iç gibi oynaması Galatasaray’ın bu alandaki oyuncu sayısının bir anda 3’e, 4’e çıkmasını sağladı.
Galatasaray’ın atak yön haritasından da görüleceği üzere sol kanattan, yani Trabzonspor’un Kamil Ahmet Çörekçi ile zayıf karnı olan bölgeye devamlı atak yaptığını görüyoruz. Bunun maçtan önce oyun planında olduğunu 2.dakikadan itibaren anladık esasında.
Genelde kanatlar ve ortadan dengeli sayıda atak organizasyonu gerçekleştiren Galatasaray bu maçta bariz şekilde sol kanada ağırlık verdi. Bu kanattan yapılan 34 atak girişiminin 6’sının etkili olduğunu görüyoruz. Bu tabloda Nagatomo’nun dönüşünün de etkisi büyük, Japon oyuncu gerçekten çok iyi bir maç çıkardı. Hem o hem Onyekuru Kamil Ahmet Çörekçi’yi bir hayli güç durumlara soktular.
Trabzonspor, özellikle sol kanat savunmasında Ekuban’ın Kamil Ahmet’e yeteri kadar yardım edememesinin çok dezavantajını çekti. Aşağıdaki pozisyonda gördüğümüz gibi, Marcao, geriden topu çıkartıyor, Galatasaray, sol kanada hem Onyekuru hem de Diagne’in desteği ile yerleşmiş durumda. Nagatamo’nun ise önü boş, çünkü Ekuban durması gereken yerde durmuyor. Ancak Trabzonspor adına burada birden çok problem var. Yusuf ve Abdülkadir önde kalmış ancak caydırıcı bir pres yapmıyorlar. Solda Nagatomo boş, Marcao topu çevirip Luyindama ya da direkt olarak Linnes’e (karede gözükmüyor ancak en sağda ve demarke) oyunu çevirebilir. Buna ilaveten orta alanda 3’e 2 yakalanmış durumda Trabzonspor. Nereden bakarsanız bir yanlışlık var. Bu pozisyonun benzeri çok oldu. Ortasahada çok zayıf kaldı Trabzonspor ve dönen topların da neredeyse tamamını Galatasaray’ın almasına engel olamadılar.
Bu arada ilk yarıda Zargo Toure’nin de bir hayli etkisiz olması Trabzonspor ortasahasını daha da bozduğunu söyleyelim. Tackle sayısı 3’te 0, 6 defansif hamlesinin sadece 2’sinden başarılı ayrılmış Zargo Toure. Asıl mevkisi defans olan Toure’yi orta alanı sıkı tutmak için denedi Ünal Karaman ancak Toure burda bir hayli bocaladı. Ünal Karaman’ın 2. yarıya Toure yerine Aldülkadir Parmak ile başlamasının da nedeni bu oldu. Toure hem çok geride kaldı, hem de rakiplerine üstünlük sağlayamadı.
Şimdi Trabzonspor’un atak haritasına bakalım;
Trabzonspor’un atak yönleri sol, sağ ve ortadan neredeyse aynı durumda. Ancak sol kanada göre ortadan ve sağdan daha iyi atakları bitirdiklerini görüyoruz.
Bu noktada Hugo Rodallega’ya bir parantez açalım. Rodallega, Trabzonspor’da hem ilk yarı hem de ikinci yarının en etkili ismiydi. Attığı gol usta işiydi, topu takım arkadaşlarına çok iyi dağıttı, %90’lık pas yüzdesi ile Abdulkadir Ömür’den (%91) sonra takımın en iyi yüzdesine sahip ismiydi. Takımını ileriye taşıdı, girilen neredeyse her pozisyonda onun etkisi vardı.
Mbaye Diagne
Diagne’nin Galatasaray’a katacaklarını henüz 4. dakikadaki bu pozisyon çok iyi anlatıyor bence. Feghouli’den sırtı kaleye dönük topu alıyor ve topu önceden karar verdiği şekliyle Onyekuru’nun önüne atarak onu gol pozisyonuna sokuyor. Bakın ‘sırtı kaleye dönük‘ burada çok kritik, artık Galatasaray’ın sırtı kaleye dönük top alabilen bir santrafor gibi santraforu var. 2. olarak da yan toplardan net bir şekilde kafaya çıkabiliyor Diagne. Evet bu maç bir çok pozisyonu cömertçe harcadı, ancak atmaya başlayacaktır.
Tabi bahsetmeden geçmeyeyim, çok da büyük bir negatif özelliği var Diagne’nin. Maç içinde saatli bomba gibi, kolay kart görüyor, hatta bu konuda kafasını da pek çalıştırmaya zahmet etmiyor. Abuk sabuk hareketlerle kart görüyor, uyarılması lazım.
Mbaye Diagne’nin maç içindeki istatiklerini de verelim. Attığı 4 şutun 2’si isabetli olmuş, girdiği 13 hava topu mücadelesinin sadece 4’ünü kazanmış ancak kanattan gelen ortalarda 2 net kafa vuruşu yaptı ancak gol atamadı. İlk yarıda %91’lik pas yüzdesi var ki bu çok değerli, ikinci yarı ile bu oran %79’a düşmüş.
Younes Belhanda
Gelelim Belhanda’ya. Maçın tartışmasız en etkili ismiydi. Belki de Galatasaray’a geldiğinden beri oynadığı en iyi maçı çıkarttı. Attığı iki gol ve oynadığı futbol ile takımına maçı getiren isimlerin başındaydı. Sezonun 2. yarısına gerçekten çok iyi başladı, bu maçta da zirve yaptı. Sezonun da kendi adına ilk golünü hatta gollerini attı. Ancak şutları hala iyi değil, ilk golünde top rakibine çarpması gol olmazdı, 2. golündeki gibi dengeli ve düzgün vuruyor olması lazım. Emre Akbaba’nın ondan en büyük artısı skora katkısının daha iyi olması, Belhanda’nın 2 gol attığı maçtan sonra bile bunu rahatlıklar söyleyebiliriz. Belhanda ise net bir pasör ve oyun görüşü çok iyi. Oyunu çok iyi okuyor ve takımı ileriye taşıyor. 3. bölgede duvar paslarını tek top oyunu ile iyi deniyor ve arkalara güzel toplar atabiliyor. Yalnız Belhanda’nın da Diagne’da olduğu gibi saatli bomba özelliği var kartlar anlamında.
Attığı 2. golde topu aldığı yer burası Belhanda’nın. Topla yaptığı dripling sonrası Abdulkadir Parmak’ı geçip takımda en iyi anlaştığı isim olan Feghouli ile duvar pası yaptı ve kendinden beklenmeyecek şekilde güzel bir son dokunuş ile pozisyonu golle noktaladı. Golde Feghouli’nin içeri girişlerdeki etkisi de göze çarpttı.
Galatasaray, rakibi Başakşehir’in puan kaybettiği haftada çok kritik bir 3 puan aldı. Savunma hattının oturduğunu görüyoruz. Luyindema ve Marcao birlikte oynadıkça daha çok etkili olacaklar gibi duruyor. Savunmadaki etkilerinin yanında, hücumda özellikle oyun kurmada ciddi katkıları var. Topla driplingle çıkma özellikleri de var. Nagatamo’nun dönüşü çok değerli. Donk’un Fernando’nun yokluğunda geçen sezonun şampiyonluğu getiren performanslarından sergilemesi takımın bu kontada Selçuk’a mecbur kalmaması adına çok önemli. Zira, özellikle derbilerde ortasaha üstünlüğünün sağlanması en kritik nokta oluyor. Hücumda ise Diagne’nin gelişi ile daha etkili ve özgüvenli atak organizasyonları izleyeceğimizin mesajlarını aldık.
Trabzonspor, as kadrosundan eksiklerle çıktığı bu maçta, ilk yarım saat harici iyi bir maç çıkardı. Yalnız özellikle Sosa olmadan üretkenlik anlamında ciddi sıkıntı çekiyorlar. Başakşehir maçında da, bu maçta da ortasaha üstünlüğünü rakibe verdiler. Onazi’nin yokluğunu bir türlü doldurabilmiş değiller. Ünal Karaman’ın buna çözüm bulması gerekiyor. Buna ilaveten stoper ikilisi de bir türlü oturmuş değil.
Trabzonspor’da altyapıdan yetişen gençlerin takıma harmanı çok değerli. Kulübün geleneğinde bu var ancak uzun yıllar unutulmuştu. Bu konuda 2 yıldır saygı duyulacak işler çıkartıyorlar.