Analiz | Galatasaray 3-1 Göztepe

Geçtiğimiz hafta Karagümrük deplasmanında beklemediği bir yenilgi alan Galatasaray, son 2 haftayı puansız geçen Göztepe’yi konuk etti. Maça oldukça etkili başlayıp kısa bir sürede 2-0’ı bulan Sarı Kırmızılılar, bazı periyotlarında zorlandığı karşılaşmadan 3-1’lik galibiyetle ayrılarak lider Alanyaspor’u takibini sürdürürken Göztepe’nin mağlubiyet serisi de 3 maça çıktı.

Galatasaray’ın bu galibiyetini global iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğim.

Ortalama Pozisyonlar

Takımda birçok oyuncunun sakatlığı ve artan koronavirüs vakaları sonrası kendilerini ilk 11’de bulan Oğulcan, Emre Akbaba ve Linnes haftalar sonra yeniden kulübeye otururken bu isimlerin yerine Arda, Belhanda ve Omar kadroya dahil edildi. Kart cezalısı Marcao’nun yokluğundaysa stoper tandeminde Donk’un partneri Luyindama oldu.

En son Galatasaray’ın yükselen formunun başlangıç maçı olan Sivas deplasmanında beraber oynayan orta 5’li, tıpkı o maçta olduğu gibi bu maça da damga vurdu. Birbirlerine yakın konumlanmaları sebebiyle kısa ve seri paslaşmaların göz doldurduğu bu kurgu ortalama pozisyonlara da yansımış görünüyor. Taylan’ın tepe noktası olduğu bir piramiti andıran bu simetrik yapıda iki kanat oyuncusu Arda ve Feghouli’nin ne kadar ileride ve iç bölgede konumlandıkları incelendiğinde oyun hakkında çıkarımlar yapılabiliyor.

Golü Getiren Baskı

Maça agresif bir ön alan presi yaparak başlayan Galatasaray ilk 3 dakikada rakibini tam 6 top kaybına zorlarken bu top kayıplarının birinden bulduğu golle 1-0 öne geçti. Göztepeli futbolcuları özellikle çizgilerde çok oyuncuyla sıkıştıran Sarı Kırmızılılar, toplu oyuncunun pas bağlantılarına yaptığı engellemelerle rakibi hataya zorladı. Yukarıdaki görselde de Feghouli’nin merkezdeki Yalçın’ı marke etmesiyle topun çizgideki Berkan’a gitmesini sağladığını ve top Berkan’ın ayağındayken de tüm pas bağlantılarının engellendiğini okuyabiliyoruz

Hücum Varyasyonları

Golün ardından da üstün oyununu devam ettiren Fatih Terim’in öğrencileri, Göztepe’nin stoperlere ve kaleci Okan’a kadar pres uygulamasıyla blokları arasında bıraktığı boşlukları iyi değerlendirerek rakip sahaya geçişlerde zorlanmadı. Ön bölgede ise kaliteli ayaklarının organize pas alışverişleriyle ritmini bulan sarı kırmızılıllar maçın başlarında özellikle sağ kanadını bir hayli etkili kullandı. Önceki senelerde Belhanda-Feghouli-Mariano üçlüsünün aksiyonlarını izlemeye alıştığımız o bölgede Omar’ın performansı ve Mariano’ya kıyasla temposu, Brezilyalı bekin eksikliğini kapamış göründü. Yukarıda da Göztepe’nin ön alan baskısını Emre’nin kendini geriye çekmesiyle kolay aşarak sağ kanattan bir verkaçla gelişen Galatasaray atağını görüyoruz.

Ön bölgedeki organize pas alışverişlerini doğuran bir başka etkense Arda-Emre-Belhanda-Feghouli dörtlüsünün mevkilerine bağlı kalmayıp birbirlerine yakın oynayarak rakip için eşleşme problemi yaratmalarıydı. Maç içinde zaman zaman Arda’yı, Feghouli’nin yanında sağda, zaman zaman da Feghouli’yi, Arda’nın yanında solda gördüğümüz pozisyonlar oldu. Dört oyuncunun da teknik kapasitesinin yüksek olması, oyun görüşleri sayesinde top ayaklarına gelmeden nereye atacaklarına karar vermiş olmaları rakip savunmayı aşmayı kolaylaştırıyor. Bu görselde de az önce değindiğim 4’lünün birbirlerine ne kadar yaklaştıklarını, sayısal anlamdaki üstünlükleri ve hareketlilikleri sayesinde de devamlı bir kişiyi demarke bıraktıklarını görebiliyoruz.

Bu konuda Arda’ya özel bir parantez açmak istiyorum. Bir istatistiğe ulaşamadım fakat izlenimime göre Arda, ligin en fazla tek pas deneyen/yapan oyuncusu olabilir. Milli futbolcu, özellikle Galatasaray’ın oynamak istediği bu düzende ihtiyacı olan pas ritmini en fazla arttıran oyuncu konumunda.

Aynı 4’lünün bu kez de sol kanatta bir araya geldiğini görüyoruz. Fakat rakip stoper-bek arası iyice açılmışken demarke vaziyetteki Arda üzerinden o koridoru kullanmak yerine Feghouli’nin direkt pas denemesi bu hücumun heba olmasına neden oldu.

Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan AD metriği (Aksiyon Değeri Metriği)’ne göre de Galatasaray’ın maçta en çok katkı sağlayan oyuncularının bu 4 isim çıkması sürpriz olmadı. Takımın ofansif yükünün tamamının bu isimler tarafından çekildiği okunurken şut metriklerindeki katkıları da azımsanamayacak derecede yüksek.

Galatasaray’ın maç içinde denediği bir başka atak organizasyonu ise iki kanat oyuncusu Arda ve Feghouli’nin rakip stoper-bek arasından savunma arkası koşularıydı. Ortalama pozisyonlardan da anlaşılacağı üzere takımın en uç isimleri olan ikili, zaman zaman Diagne’nin stoperini çekmesiyle açılan boşluğa, zaman zaman da top diğer kanattayken kendilerini unutturup stoperin arkasına koşularıyla tehlikeler yarattılar. Bunlardan en çok akılda kalanı Feghouli’nin golle sonuçlanan pozisyonu olsa da Cezayirli yıldız koşusunun neredeyse aynısını ilk yarıda da atmıştı ama istediği pası alamamıştı. Ayrıca Feghouli’nin koşularına başlamadan önce topu atacak olan arkadaşını gözlemlemesi, ofsayta yakalanmamak adına topun ayaktan çıkacağı anlarda koşulara başlaması ise kalitesinin bir göstergesi.

Problemler

Galatasaray adına maçtan çıkarılacak olumsuz notların başına takımın ikinci yarıdaki performans düşüklüğü konulabilir.  Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan dakika başına maksimum gol ihtimali grafiğinden de okunabileceği üzere ikinci devrenin başından 3.golün geldiği 62.dakikaya kadar oyun hakimiyeti Göztepe’ye geçmişti. Bu sonucun doğmasında Göztepe’nin ilk yarıya oranla daha sıkı pres uygulaması etkili olsa da savunmadan topla çıkarken yaptığı kayıplar sonrası kalesinde tehlikeler yaşayan Galatasaray’da pas kalitesi en yüksek stoper olan Marcao’nun yokluğu hissedildi. Donk – Luyindama ikilisinin 45-62.dakikalar arası 35 kez topla buluşup yalnızca 21 isabetli pas yapabilmesi de bu sıkıntıyı özetleyen bir veri konumunda.

İkinci yarıdaki bu olumsuz tabloya katkıda bulunan bir başka etken ise yukarıda övdüğüm Galatasaray’ın ileri 4’lüsünün yaş ortalamaları ve savunma zafiyetleri. 30 yaş ortalamalı bu isimlerin maçın ilerleyen dakikalarında tempolarının düşmesiyle rakibe yapılan pres zayıflıyor ve orta alan çabuk geçiliyor. Temposu düşen bu isimlerin ilerideki hareketliliğinin azalması Galatasaray’ın savunmadan topla çıkarken zorlanmasına neden oluyor. Tesadüf değildir ki bu 4’lünün son kez beraber oynadığı Sivas deplasmanında da Galatasaray ilk yarıda oyunu forse ederken (%66 topla oynama, atılan 5, görülen 3 şut) ikinci yarıda tablo aksine dönmüştü (%48 topla oynama, atılan 3, görülen 7 şut). Bu sorunu çözmek, presi yeniden arttırmak için yapılması gereken değişikliklerin ise dakika 83’e kadar bekletilmesi bana göre geç kalınmış bir karardı.

Sarı kırmızılıların sahada en çok göze batan ismi ise şüphesiz Diagne’ydi. Arkasında oynayan 4’lünün pas bağlantılarına hiç katkıda bulunamayan, saha içindeki vücut dili ve pozisyonlara verdiği tepkilerle olumsuz not alan, oyundan alındıktan sonra da doğrudan soyunma odasının yolunu tutan golcü oyuncu oyunda kaldığı 67 dakika içinde yalnızca 18 kez topla buluştu. Bunu daha iyi niteleyen veriyse yerine dahil olan Oğulcan’ın 23 dakikada 19 kez topla buluşmuş olması. (Üstte Diagne, altında ise Oğulcan’ın topla buluşma noktalarını görüyoruz.) Oyuna girdikten sonra hareketliliğiyle arkadaşlarına pas opsiyonları sağlayan genç futbolcunun ağırlıkla sol kanada yakın oynadığını da görüyoruz.

Final

Galatasaray’ın iyi futbolunu maç içinde kısım kısım gördüğümüz bir maçı daha geride bıraktık. Bu planın ilk kez denendiği, yazı içinde de karşılaştırdığım Sivas maçından bu yana 6 hafta geçmesine karşın oyunda hala kopmalar görüyor olmamızın ana sebebi kuşkusuz ki takımın eksikleri. Bekleri ve orta sahası haftalar sonra ilk kez oynayan, oyun kurulumunda büyük rol sahibi stoperi cezalı ve forvetinden hiç verim alamayan sarı kırmızılılarda Babel, Falcao gibi isimler döndükçe ve kadro birlikte oynamaya alıştıkça oynanan futbolun maç içindeki sürekliliğinin de artacağını düşünüyorum.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.