Zirve mücadelesini yakından ilgilendiren karşılaşmada Karadeniz temsilcisi şampiyonluk yarışında Başakşehir’le aralarında puan farkının açılmaması için kazanmaktan başka çaresi yoktu. Fatih Terim’in öğrencileri ise şampiyonluk yarışından kopmuş olsalar da Avrupa ligleri ve olası Trabzonspor’un CAS’dan cezasının onanması durumuna bağlı olarak, Şampiyonlar Ligi umutlarını sürdürmek için mutlak üç puan parolasıyla sahaya çıktılar. Sahadan üç puanla ayrılan taraf Hüseyin Cimşir’in öğrencileri olurken sarı-kırmızılılar pandemi sonrası oynanan 4. maçlarından da galibiyet alamadan sahadan ayrıldılar. Bu sonuçla Trabzonspor zirve takibini sürdürürken ev sahibi ekip ligdeki pozisyonunu da çok zora soktu ve belki de Beşiktaş’ın alacağı üç puanla 30.haftayı 5. sırada tamamlayacak.
Ortalama Pozisyonlar
Fatih Terim eksik üzerine eksik vermişken bu kritik karşılaşmada sahaya Luyindama’nın yokluğundaki olabilecek ideal geri dörtlüyle maça başladı. Önlerinde derin oyun kurucu olarak Seri oynarken önünde ise iki pivot olarak Belhanda-Taylan ikilisi görev aldı. İleride ise tecrübeli çalıştırıcı Ömer Bayram ve Feghouli’yi kanatlarda kullanırken sahte dokuz pozisyonunda Emre Akbaba’yı tercih etti.
Konuk ekip ise hemen hemen ideal 11’i ile sahadayken kart cezalısı Pereira’nın yerine sağ bekte Kamil oynadı. Hüseyin Cimşir takımını 4-2-3-1 dizilişi ile sahaya sürdü. İleri uçta derbilerin golcüsü Sorloth oynarken arkalarında Ekuban-Sosa-Abdulkadir üçlüsü forma şansı buldu.
Kadrolara bakılınca özellikle sakatlıklar ve hafta içinde Henry’ninde takımdan ayrılmasıyla açık bir kadro üstünlüğü Trabzonspor adına gözlere çarptı. Yokları oynayan Terim’in ise ilk 11’de toplam 7 orta saha orjinli oyuncuyla sahaya çıkması oynanacak maç için bize fragman niteliğinde ip uçları kendi içinde veriyordu.
İlk yarı


Galatasaray’da yukarıda görüldüğü gibi top rakipteyken daralan kendilerindeyken ise bekleriyle birlikte oyunu genişleten bir oyun anlayışıyla maça çıktılar. Görseldeki gibi konuk ekip derine oyun kurmak için gelen Seri’ye kimi zaman Sorloth ile kimi zaman ise Ndiaye ile özel önlem aldı. Ama yazının başında da belirttiğimiz gibi bu kadar orta saha orjinli oyuncu olunca defansta Marcao ve Mariano gibi temiz ayaklara da sahip olunca bu özel önlem pek işe yaramadı. Seri topla buluşamayınca Feghouli Belhanda zaman zaman ise Taylan da derine gelerek oyunu kurmaya yardımcı oldular.

Galatasaray ligin ikinci yarısı ile birlikte ligdeki en potansiyelli oyunu oynamayı başarmıştı. Belki pandemi arası olmasa ligin seyri de daha değişik olabilirdi. Buna rağmen Galatasaray bu pandemi sonrası kötü seride Rize maçı dışındaki tüm maçlarda galibiyeti hak edecek kadar iyi bir oyun sergiledi ve açıkçası Feghouli’nin dillere pelesenk olmuş “Mağrip disiplinsizliği” ile gelen kırmızı kartına kadar ibrenin Galatasaray’dan tarafa olduğunu rahatça söyleyebiliriz. Hatta yine stoper bölgesinde oynamış olsa da defansif orta sahada daha meziyetli olan ve ceza sahası savunmacılığı tartışmalı olan Donk’un zamanlama hatası ile gelen penaltı golüne kadar da eksik olmalarına rağmen yukarıda görüldüğü gibi daha çok topa sahip olmayı başardılar. Bu kadar orta saha ile oynamanın getirdiği dezavantajda kendi pozisyonunda oynamayan oyuncuların pas oyununa yaptıkları katkı kadar defansta ya da gol noktalarında bitiricilik konusunda katkıda bulunamamalarıydı.


Konuk ekip ise hücumda 3-2-5 yada 2-3-5 şeklinde rakip yarı sahaya giderken Abdülkadir ve Ekuban merkeze yaklaşarak çizgiyi Kamil-Novak ikilisine açtılar. Kimi zaman ise bu ileri 5’li yapıya Ndiaye ve Sosa arkadan gelen koşuları ile overload yaparak sayısal üstünlük kazandırdılar. Defansta ise 4-2-3-1 yada 4-5-1 dizilişinde rakiplerini karşılayan bordo-mavililer ilk dakikalarda orta sahada rakibin pasla çıkışlarında geride eksik yakalandılar. Açıkçası maç 11-11 devam etseydi veya Onyekuru sahada olsaydı bu boşluklar Hüseyin Cimşir’in öğrencilerinin canını yakabilirdi. Bu galibiyet dahi Karadeniz ekibine kalan maçlar için büyük dersler çıkartılabilecek nitelikle.

Yukarıda görüldüğü gibi Trabzonspor kırılgan hatları kaleden başlayan atakta 3. pasta Emre Akbaba net bir pozisyonla buluştu. Sprinter bir forvet oyuncusu bunun gibi gerçekleşen ataklarda cezayı kesebilirdi. Bu yapıda puan farkından bağımsız konuk ekibin kazansa da şampiyonluk yürüyüşünde rakibine göre daha çok düzeltmesi gereken defektleri olduğunu söyleyebiliriz. Bu denli rahat bırakılan arkadaki boşlukları kalan maçlardaki rakipleri değerlendirebilirler. Diğer görselde ise Taylan’ın şık tek pasında Trabzonspor orta sahası paramparça oluyor ve bir anda ev sahibi ekip 4v2 pozisyon yakalıyor.
Ev sahibi ekip ise savunmada Saracchi’nin bölgesinden çok aksadı. Yüksek temposu, devamlılığı, etkili bindirmeleri ve yüksek orta isabet oranı ile kendisini Leipzig gibi bir takıma nasıl aldırdığını gösteriyor. Fakat pozisyon bilgisindeki noksanlıkları, savunma zafiyetleri ve konsantrasyon eksiklikleri de burada neden tutunamadığını gösteriyor. Neredeyse her sahte koşuda maç boyunca alanını boşaltıp arkada boşluk bıraktı. Sorloth da özellikle ilk yarıda onun kanadına doğru deplase oldu.
İkinci yarı
İkinci yarıya konuk ekip değişiklik yapmadan başlarken Fatih Terim Lines/Mariano ve Sekidika/Ömer Bayram değişiklikleriyle başladı. Tecrübeli çalıştırıcı bu değişikliklerle muhtemelen 10 kişi kalmasından ötürü takımın atletizmini arttırmak istedi ama özellikle Mariano’dan vazgeçerken pas oyununda da sağ kanatta iyi pas kombinasyonlarından da feragat etmiş oldu.

Sahada 4-4-1 düzenine geçen sarı-kırmızılılarda Sekidika sağ Belhanda ise sol kanada geçti. En uçta yine Emre olurken orta ikilide Seri ve Taylan mücadeleye devam etti. Bu değişikliklerle, özellikle sol kanatta Saracchi’ye sürekli yardıma gelen Ömer’in yerine onun kadar defansif katkı vermeyen Belhanda geçince defansın sol tarafı konuk ekip için madene döndü.

Öne geçtiği maçlarda oyunu bir türlü tutamayan hatta bu sebeple başarılı gitmesine rağmen Ünal Karaman’la da yollarını ayıran Trabzonspor’da yine aynı korku sezilebiliyordu. Ama eksikliklerle boğuşan rakibin kısıtlı hücum silahları bu tedirginliği avantaja çeviremedi. Yukarıda ki görselde ortada tehdit bile yokken yapılan pas hatasıyla başlayan atakta 3v6 olmasına rağmen konuk ekip atağı önleyemedi. Sekidika kontrol edebilse gol atması işten bile değildi.


İlk yarıda 10 kişi kalmanın da etkisiyle yüksek efor sarf eden ev sahibi ekip ikinci yarıda mecburen geriye yaslanmak zorunda kaldı ve maç sonuna kadar topun hakimiyeti bordo-mavililerdeydi. Ömer’in de çıkmasıyla oluşan zafiyeti dakikalarca işlemeye başlayan konuk ekip yukarıdaki görsellerde olduğu gibi önce golün provasını yaptı. Sonrasında aynı pozisyonda artık Novak’ın trademarkı olan arka direk koşusu ve kafa vuruşuyla skoru 0-2’ye getirdi ve takımını rahatlattı.
Golden sonra konuk ekip oyunu tutmak için Guilherme ve genç oyuncu Serkan’ı oyuna aldı. Bu dakikalardan sonra iyice top hakimiyetini arttırdı. Abdülkadir Ömür sağ iç pozisyonuna geçerken diziliş 4-3-3’e evrildi. Ama buna rağmen az topla buluşan yorgun ev sahibi farkı bire indirme şansları elde etti. Bu da Trabzonspor’un ligin başından beri çözemediği defansif zafiyetlerdendi.

77. dakikadaki değişikliklerle Karadeniz temsilcisinde Doğan 6 numara pozisyonuna geçti. Galatasaray’da ise 17 yaşında ki Emin Bayram ile defans hattını üçledi ve 3-4-2 düzenine geçti. Şener’in oyuna girmesi ile Linnes sol kanat beki oldu ve ileri uca Emre’nin partneri olarak Sekidika geçti.83.dakikada ise Terim hızlı geçiş oyunlarında etki yaratacağını düşündüğü Yunus’u Jesse’nin partneri yaptı. Bir pozisyonda da defansta ki hatayla rakibini bire birde yakaladı ama başarılı olamadı. 86’da Hüseyin Cimşir ise Nwakaeme ve Bilal ile ev sahibinin oluşturduğu son dakika yüklenmelerinden doğacak boşlukları değerlendirmeyi hedefledi. Lakin bu taktiğin hayata geçtiğini söylemek çok doğru olmaz.
Defansta boşluk vermeyip rakibinin açılmasından faydalanması gereken konuk ekip son dakikalarda yine geride boş alanlar verdi ve uzatmalarda ev sahibi farkı bire indirdi. Fakat bir kaç dakika sonra Donk’un da ileride olmasıyla Sorloth ile bire bir eşleşmek zorunda kalan Emin, yukarıdaki görselde gördüğünüz gibi sırtı dönük rakibiyle arasındaki koruması gereken mesafeyi aşınca usta ayak son dakikada cezayı kesti ve kapanışı yapmış oldu.
Alexander Sorloth


382 index puanıyla ve %93’lük pas başarı oranıyla maçın en başarılı oyuncusuydu. Ama kendi standartlarına göre çok başarılı bir maç geçirdiğini söyleyemeyiz. İstatistiklere de yansıdığı gibi 9 ikili mücadelenin yalnızca 2’sini kazanabildi ve index puanı da 80. dakikalara kadar takım ortalamasının altında kalmıştı. Aynı şekilde aksiyonlar grafiğinde de takım ortalamasının altında kaldığı görülüyor. Biraz rakibin oyundan düşmesi ve attığı gol sayesinde yüksek puan aldığını söyleyebiliriz.
Maç verileri
İstatistikler, bu galibiyete Karadeniz ekibinin aldanmaması gerektiğinin göstergesi niteliğinde. 60 dakika 10 kişi oynayan rakibine karşılık konuk ekibin neredeyse topla oynama dışında net üstünlüğü bile yok. İsabetli şut sayıları her iki takımında 4 iken, atakları şutla bitirme sayısında ev sahibinin üstünlüğü var. Trabzon’un atak olarak rakibin zayıf karnı olan savunmalarının solunu daha çok kullandığı görülüyor. İlk iki goldeki aksiyonlar da bu kanattan gerçekleşti. Ev sahibinin ise daha çok merkezi kullandığını söyleyebiliriz.
Bu istatistiklerde ise ilk bakışta ikili mücadelelerde bordo-mavililerin ilk yarıda ezici üstünlük kurduğu görülüyor. Belkide Terim’in ikinci yarı başındaki değişikliklerine bu durum itmiş olabilir. Gol beklentisinde de eksik rakibine üstünlük sağlayamayan konuk ekip ilginç bir şekilde 11v11 ve 0-0 oynanan ilk yarıda kendi alanında iki top kaybı yaparken önde götürdüğü ve rakibin eksik olduğu ikinci yarıda bu sayının 3 katına çıkması absürt bir durum.