Galatasaray sezonun evindeki ilk maçında renktaşı Göztepe’ye karşı 3 puanı tek golle alırken, geçtiğimiz sezondan alışageldiğimiz dominant ev sahibi oyunundan epey uzaktı. Fernando’nun çok iyi pasına hareketlenen Onyekuru’nun klas aşırtmasıyla puan kaybına uğramayan Aslan’ın ilerleyen haftalarda dikkat etmesi gereken bazı oyun ve oyuncu sorunları, özellikle ikinci yarıda baş göstererek Göztepe’nin oyunda kalmasına ortam yarattı.
Genel ─ Ortalama Pozisyonlar
Şampiyonluk adayı ev sahiplerinin maçlarında görmeye alışık olmadığımız üzere Göztepeli futbolcuların ortalama konumlarının Galatasaray’ınkilerden pek farklı olmadığını görüyoruz. Maçı ağırlıklı olarak rakip yarı sahada geçirmiş oyuncu sayıları iki takımda da eşit. Galatasaray’ın topa sahip olmada büyük farkla oynadığı ilk yarıda, Göztepe rakibine yediği gol haricinde net pozisyon vermedi. İkinci yarıda da Galatasaray’da başlayan oyundan düşmelerle dönem dönem maçı istediği gibi oynayabildi.
Galatasaray’ın maç içindeki performansını doğrudan etkileyen faktörlerden biri geçtiğimiz yılın gol kralının bu hafta da ilk 11’de olmamasıydı. Fatih Terim ve kulüp ile ilişkileri mercek altında olan ve takımdan ayrılacağı söylenen Gomis’in yokluğunda sahaya çıkan Eren Derdiyok Galatasaray’ı rakip ceza sahasında var etme konusunda oldukça yetersiz kaldı ve ikinci yarıya Gomis ile başlandı. Peki Gomis giderse ne olacak? Galatsaray en kısa sürede ya Gomis’i herkesi memnun edecek şekilde takımda tutmalı ya da iyi bir fiyata satıp sürekli ilk 11 oynayabilecek bir santrfor bulmalı.
Galatasaray’ın Hücum Başlangıçları
Maçın başlamasıyla beraber ev sahibinin orta sahasında Donk’un önünde Belhanda ve Fernando’nun olacağı an azından sahaya dağılma şekli olarak görülüyordu. Ancak hemen ilerleyen dakikalarda Donk ile Fernando’nun görev paylaşımlarının çok net olmadığı anlaşıldı. Aşağıdaki resimde Donk’un ileride ve top alamayacak pozisyonda, Fernando’nun ise geriden oyun kurduğunu görebiliyoruz. Bu durum maç içinde defalarca yaşandı ve Galatasaray’ın hücum etkinliğini olumsuz yönde etkiledi.
Donk’un savunmacıların önünde oyun kurabilecek meziyetlere sahip olmaması sadece Fernando’nun üstündeki yükü artırmakla kalmadı. Galatasaray’ın oyun merkezinin epey geride kalmasının ve ilerideki aksiyonların aceleye gelmesinde de etken oldu. Aşağıdaki tablo ve grafikte ev sahibinin pas trafiğindeki en yoğun bölge net bir şekilde görülüyor.
Rakip yarı sahada pas alışverişinin zayıf olmasının doğurduğu bir sonuç olarak, Galatasaray rakip ceza sahasının hemen önündeki bölgede Belhanda’yı veya içeri sokulan kanatları buluşturmakta eksik kaldı. Özellikle ilk yarıdaki şut öncesi pasların hiçbirinin bu bölgeden çıkmamış olması tesadüf değil.
Ryan Donk’un Çift Yönlü Yetersizliği
Geriden oyun kurmakla görevlendirilen Donk pas tercihleri konusunda oldukça kötü bir maç çıkardı. İleri oynanan paslarda takım arkadaşlarına kıyasla epey geride kalması Fernando ve Belhanda’yı da oldukça etkisiz kıldı.
Hücum çıkışlarında bekleneni veremeyen Donk savunma anlamında da iyi bir gün geçirmedi. Özellikle 11. dakikada başlayan bir aksiyon sekansı var ki, mutlaka izlenmesi gerek. Fernando bir kez daha onun yerine topu oyuna sokuyor.
Donk ona yardım edecek şekilde geri geleceğine ileri hareketlenerek kendini ve dolayısıyla hücumu kitliyor.
Dönüşünde oluşan Göztepe atağında ise Halil’e müdahale yapmayı başarmıyor ve takımının kalesinde şut görmesine doğrudan sebep oluyor.
Donk’un müdahale girişimi sayısında yalnızca Eren Derdiyok ve Ahmet Çalık’ın önünde olması oldukça düşündürücü. N’Diaye’nin takıma katılmasıyla birlikte bu görevde Fernando’yu daha çok izleyeceğimizi ve Donk’un yedeğe çekileceğini öngörmek mümkün.
Gomis – Eren Farkı
Galatasaray’ın ilk yarıda oyuna istediği gibi hükmedememesinin en önemli sebeplerinden biri rakip stoperlerin Eren tarafından fazla tehdit edilmemesiydi. Maç boyunca rakip ceza sahasında hiç topla buluşmayan Eren, aşağıdaki pozisyondaki gibi ceza sahasına koşu atmakta eksik kalarak takımının hücumlarını sekteye uğrattı. Bu tip pozisyonlarda Eren savunmacılarının hizasında durmak yerine orta sahaya çok yaklaştığı için, ardından gelişen hızlı hücumlarda ceza sahasından uzak kaldı.
Gomis’in oyuna girdikten 10 dakika sonra Nagatomo’nun ortasıyla altı pas üzerinde pozisyona girmesi bu iki oyuncunun oyun karakterlerinin farkının açık bir göstergesi. Ayrıca Gomis oyuna girdikten sonra Eren’in sağlayamadığı hava hakimiyetini de bir ölçüde takımına vermiş oldu. Hem top kazandı; hem de rakibi yordu.
Beklerin Önemi
Galatasaray’ı maç boyunca ileri iten oyuncuların başında Mariano ve Nagatomo geliyordu. Mariano’nun olmadığı maçlarda Galatasaray’ın oyun aklı konusunda ne denli eksik kaldığını daha önce görmüştük. Bu maçta hücum anlamında çok verimli olamasa da özellikle ilk yarıda kazandığı toplarla takımına hücum sürekliliği konusunda ciddi katkı verdi.
Diğer kanattaki partneri Nagatomo ise benzer savunma katkısının üstüne rakip yarı sahada etkinlik de koymayı başardı. Her iki yarıda da Galatsaray’ın sol taraftan gelişen aksiyonlarında yer alan Nagatomo ceza sahasına tehlikeli toplar gönderdi ve 5 top sürme tamamladı. Bunların çoğu rakip yarı sahadaydı.
İkinci Yarıdaki Top Kayıpları
Maçın ikinci yarısında Göztepe ev sahibine dönem dönem üstünlük kurdu. Aşağıdaki grafiklerde görebildiğimiz gibi, Göztepe topa sahip olma yüzdesi ile hücum girişimi ve pas sayısı konusunda Galatasaray ile aşağı yukarı aynı düzeydeydi. Bu da Galatasaray’ın geçtiğimiz sezonki iç saha performansını yakalamak için biraz zamana ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
Oyunun özellikle ikinci yarıda Göztepe lehine kaymasının önemli sebeplerinden biri Donk’un iyice oyundan düşmesiyle orta sahada artan top kayıplarıydı. Galatasaray’ın devre sonrası özellikle kendi yarı sahasının ortalarında yaptığı top kayıpları oyun hakimiyetinin Göztepe’ye geçmesine neden oldu.
Özet
Göztepe maçında Galatasaray’a üç puanı getiren performansları Fernando, Nagatomo ve Mariano sergiledi. İsteği ve ikinci forvet koşularıyla dikkat çeken Onyekuru haricinde takımın diğer oyuncuları yukarıda bahsedilen sorunlardan ötürü oyuna dahil olmakta oldukça zayıf kaldılar. Yalnızca, sırıtacak kadar kötü bir performans gösteren Sinan Gümüş’ü diğerlerinden ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Zaten Fatih Terim de bunu gördü ve Sinan’ı 60. Dakikada oyundan çıkardı. Gary ve Onyekuru’nun birlikte oynayacağı bir kadro düşündüğünü tahmin etmek çok güç değil.
İç saha maçlarında golü daha erken bulmak adına Galatasaray’ın topu rakip sahaya taşıma konusunda hem oyun hem de oyuncu değişikliklerine ihtiyacı olduğunu gördük. N’Diaye transferi bu doğrultuda olumlu bir gelişme. Takımın bir diğer belirgin sorununun ise santrfor istikrarı olacağı aşikar. Bunların ötesinde Pazar günkü maç bize Nagatomo ve Mariano’nun sürekli oynamalarının Galatasaray için ne kadar vazgeçilmez olduğunu gösterdi. Bu oyuncuların uzun dönemdeki fiziksel istikrarına sarı kırmızılıların çok ihtiyacı var. İki beke alternatif olabilecek oyuncu transfer edilmesi de düşünülebilir.
Konuk Yazar: Bülent Kalafat