Fenerbahçe’nin kendi evinde kaybettiği son maç ve geçen hafta Denizlispor deplasmanından aldığı galibiyet sonrasında Konyaspor karşılaşması ayrı bir önem kazanmıştı. Fenerbahçe, galibiyetin yanında 5 gol atarak özgüven yakaladı.
Ortalama pozisyonlar
Fenerbahçe, uzun zaman sonra kenarlarda oynama sürekliliği olan iki oyuncusu Rodriguez ve Moses ile sahaya çıktı. Genel dizilişte Gustavo savunmanın hemen önünde tek kaldı, topu savunmadan alma görevi kendisindeydi. Gustavo orta sahada oyunu yönlendiren oyuncu olmaya devam edecek gibi gözüküyor, bu karşılaşmada da çok etkili işler yaptı. Aşağıdaki pozisyonda kendisine yaklaşan Rodriguez’in uzaklaşmasını, çizgiye doğru hareketlenmesini ister bir el işareti yapıyor.
Emre ile Ozan ise Fenerbahçe atağa hazırlanırken çoğunlukla rakip yarı sahada kalmaya gayret ettiler, sıkışan anlarda Ozan daha fazla Gustavo’ya yaklaşarak destek olmaya çalıştı.
Fenerbahçe’nin oyunu
Konyaspor karşılaşmaya önde baskı ile başladı. Aslında bunun meyvesini ilk 10 dakikada alabilirlerdi. Kaleci Altay bu sürede 3 kere riskli toplar kullandı, bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor. 9. dakikada Miya topu ayağından kaçırmasa, Konyaspor, ceza sahasının hemen önünde Fenerbahçe iki stoperine karşı 3V2 durumda kalacaktı.
Fenerbahçe’nin özellikle kendi sahasında ilk dakikadan itibaren oyunu rakip yarı sahada oynamaya dayalı bir oyun prensbi var. Bu karşılaşmada da aynı yaklaşımı sergilediler.
5. dakika, akan oyunda, 3. bölgede kaptırılan topta Zanka tatlı set bir müdahale ile topu kapmaya çalışıyor.
Konyaspor, ilk 10 dakikadaki 3. bölge baskısını muhtemelen Fenerbahçe’nin hücum girişimlerinin de etkisi ile -ki o dakikaya kadar Vedat’ın bir topu direkten döndü- biraz daha 2. bölgeye çekti.
Fenerbahçe’nin tüm golleri ceza sahası dışından geldi, ancak öncesinde yine çoğunlukla doğru işler yapıldığını düşünüyorum. 10. dakikada stoperlere baskı varken Serdar son derece sakin kalıp topla kısa bir dripling yaparak sorunu çözüyor. Aslında tekrar kaleciye dönmek veya baskı geldiği gibi topu uzun oynamak gibi tercihleri olabilirdi. Ancak bunları tercih etmedi, oyuncularda kendine özgüvenin arttığını düşünüyorum, panik olmadan yapılan işler fayda sağlıyor.
2. bölgede topu kanada taşıdı Fenerbahçe. Aslında buna Fenerbahçe’nin temel oyun prenibi denebilir. iyi kapanan, alan bırakmaya rakiplere kenar çizgilere kadar genişlemek belki de rakibi en iyi çözme yöntemlerinden biri. Emre, Rodriguez’e öne gitmesi için işaret ediyor. Amaç rakibin boyunu da kaleye doğru genişletmek. Kruse de oynadığı dönemde bu duruma saha içinde sık sık işaret ediyor. Kenarda kurulan üçgende her zaman bahsettiğim hgareketlilik yine meyvesini veriyor, Hasan’ın koşusunda Emre’ye boş alan açılıyor, Emre’nin tekrar tekte Rodriguez’i bulması sonrası artık iş oyuncuun meziyetine kalıyor. Belki de Türkiye Süper Ligi’ndeki her oyuncunun bildiği Rodriguez’in içeri çekip denediği şuta engel olunamıyor. Burada şut çok etkili muhakkak, ancak o noktaya gelinirken atağın pişirilmesi de bir o kadar önemli benim için. Takımda oyun kurgusu iyi hazırlanınca, verilen roller iyi belirlenip uygulamada da sonuç alınınca oyunda fark yaratılıyor ve bazılarımızın “sıradan” bulduğu bir oyuncu bile iyi bir ekibin içinde görevini iyi yapabiliyor, veya tam tersi kalitesi belli olan bir oyuncuyu hiç birşey yapamıyorken bulabiliyoruz. Bunun en önemli örneği Fenerbahçe’nin geçen sezona başlangıcı sayılabilir.
Serdar
İlk gol Serdar’ın topu oyuna sokması ile geldi, kısaca Serdar’la ilgili fikrimi paylaşayım, iki haftadır Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan stoper gibi oynuyor. Özellikle ikili mücadelelerde çok ciddi fark yarattı. Geçen haftada girdiği tüm ikili mücadeleleri kazanmıştı, bu hafta da 6 ikili mücadeleden 5’ini kazandı.
Takımın 118 aksiyonla [Topla tüm hareketler, pas, şut, ikili mücadele, topa müdahale, pas arası vb.] takımın en yüksek aksiyon sayısına sahip oyuncusu Zanka’dan sonra 99 aksiyonla ikinci oyuncu oldu. Bu aksiyonları da %96 oranında başarıyla yaptı ve bu konuda takımın en önde oyuncusu olduç. Yani Serdar, toplu pozisyonlarda hemen hemen hata yapmadı denilebilir. Elbette bu işin topsuz tarafı da var, benim gördüğüm kadarıyla da o konuda da Zanka ile iyi bir ikili oluşturdular. Bu durum aslında Zanka’nın da performansının artmasına yol açtı gibi gözüküyor. Doğrusu Serdar’ın sakatlığında -ki bu durum kariyeri boyunca kendisini etkileyen bir durum oldu- Jailson tercihi hepimiz için soru işaretleri barındırsa da özellikle zorluk seviyesi yüksek ilk hafta maçlarında kişisel hatalar dışında takım 1. bölgeden ayağa iyi çıktı. Bunda elbette dinamik orta saha kurgusunun da etkisi var, ancak Zanka-Serdar ikilisine henüz ciddi bir ön alan baskısı yapan bir takım olmadı, o açıdan erken konuşmamak gerektiğini düşünüyorum.
Aşağıda, Serdar’ın ikili mücadele kazandığı noktalar gözüküyor, 4 tanesi 2. bölgede. 75 pas atan Serdar, sadece tek bir pas hatası yapıp %99 başarı oranı ile oynadı. Mutlaka ki pasların önemli kısmı Hasan (23), Zanka (18) ve Gustavo’ya (10). Yine de bir stoperde bu oranı çok fazla görmediğimi söylemem gerek.
Ozan
Ozan’ın temposundan da bahsetmeden edemeyeceğim. Bu maça kadar Fenerbahçe’de en fazla topla adam geçen oyuncu (dripling) olması beni şaşırtmıştı ve bu özelliğini ne kadar geliştirdiğinin farkına varmamı sağladı bu veri. En fazla topla adam geçen oyuncu olduğu gibi bunların başarı oranı da %83 gibi yüksek bir oran.
12. dakikada etkili bir pozisyonda istediği şutu çıkartamasa da o bölgelerden deneyeceğinin sinyalini vermiş oldu.
Attığı gole bakacak olursak, Fenerbahçe savunmadan hücuma ve hücumdan savunmaya geçişleri iyi yapmaya başlayan bir takım görünümünde. Bu pozisyonda da Ozan kendi ceza sahasının önünde iken gol vuruşunu rakip ceza sahası yayı içinden gerçekleştiriyor. Bu golde de hızlı geçişin faydasını görüyor Fenerbahçe, tabiki bunda koşucu özellikleri olan iki kanat oyuncusunun etkisi var, ancak Ozan da temposu, top sürme becerisi ile, Gustavo ve Emre pas becerisi-oyun akıllarıyla bu geçişlerde önemli rol oynuyorlar. Zincirin halkaları gibi, bu halkalar birbirine sıkı sıkı balanıyor gibi duruyor. Fenerbahçe genel olarak sahaya iyi yayılıyor.
Geçiş ile ilgili bir başka dikkatimi çeken pozisyon da 31. dakika da yaşandı. Topsuz beklerken de çok gömülmedi Fenerbahçe, 20 metrelerde tutmaya çalıştı takım boyunu ve bu boyu da 2. bölgede tutmaya gayret etti mümkün olduğunca. Serdar pas arası yapıyor ve Vedat çok kısa bir süredse ceza sahası içinde topla buluşuyor. Bu pozisyonda Rodriguez’in becerisinden bahsetmek lazım tabi.
3-1’lik skoru alan Fenerbahçe oyunu daha dengede tutmaya gayret etti. 30. dakikadan Konyaspor’un topla oynama oranında bir artış oldu. Bunda Fenerbahçe’nin kontrollü oyunununun da etkisi oldu, biraz daha topun arkasına geçip beklemeyi tercih ettiler.
İkinic yarıda da Fenerbahçe’nin kontrollü oyunu sürdü, bunu yaparken de Fenerbahçe’nin net pozisyon vermediği söylenebilir. Rakip 2. bölgeye geldiğinde Fenerbahçe savunma hattını çok geri çekmemeye önem verdi. Hatta ilk yarıda Fenerbahçe öndeyken dahi Ersun Yanal’ın Zanka’ya savunma hattını öne doğru sıkıştırmasına yönelik bir an da kameralara yansıdı.
Son olarak Vedat’ın attığı ceza sahası dışı golü öncesine bakmak gerek. Top yine Altay’dan ayağa kısa oynanarak çıkıyor. Önde basan Konyaspor’un geniş alanlar bırakmış olmasının cezasını kesiyor Fenerbahçe. Doğru pas kanalları, hareketlilik ve bunun getirisi olan farklı pas alternatifleri, oynanan tek toplarla top Vedat ile buluşturuluyor. Evet vuruş muazzam, ancak dönüşü, top sürüp kendine şut ortamı yaratması da çok kıymetli.
Sonuç
Atılan 5 golün “bütün goller de ceza sahası dışından atıldı” sığlığında değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyoruım. Sakatların dönüşü sonrası iki önemli isim Kruse ve Dirar’ın mevcut takıma nasıl monte edileceği bir soru işareti.
Haftaya oynanacak Kayserispor deplasmanından alınacak bir galibiyet daha seri yakalama adına önemli bir adım olmuş olacak.