Analiz | Fenerbahçe 4-1 Başakşehir

Süper Lig’de sahasında oynadığı son üç maçtan da mağlubiyetle ayrılan Fenerbahçe, 14’üncü haftada Kadıköy’de konuk ettiği Başakşehir’i 4-1’lik skorla geçti ve bu kötü seriyi sonlandırdı. Ligin son şampiyonunun dokuz kişi tamamlayarak, lider Alanyaspor’un 12 puan gerisine düşmesine neden olan karşılaşmayı iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirdiği Play programı ile birlikte inceleyeceğiz.

Ortalama pozisyonlar

Sezon başından bu yana hemen her maçta sahaya 4-2-3-1 dizilişiyle yayılan Fenerbahçe, bu karşılaşmaya eksiklerinin de etkisiyle 4-4-2 ile başladı. Caner Erkin’in ilk defa maça sol açık olarak başladığı sarı-lacivertli takımda Sinan Gümüş ve Kemal Ademi ilk defa ilk 11’de yer alırken, ileri ikili Thiam-Ademi’den oluştu. Sosa, Ozan ve Tolga’nın yokluğunda merkezi Gustavo-Mert ikilisiyle tutmaya çalışan Erol Bulut’un sağ bekteki tercihi de yine Nazım Sangare oldu. Erol Bulut gibi çok sayıda eksik nedeniyle ideal 11’ine göre farklı bir kadroyla başlamak zorunda kalan Okan Buruk’un tercihi ise 4-1-4-1 oldu. Savunmanın önünde Mahmut’u kullanan genç teknik adam, milli futbolcunun önünde ise Aleksic ve İrfan Can’ı tercih etti.

Genel istatistikler

Rakibinin dokuz kişi tamamladığı karşılaşmayı yüzde 54’lük topa sahip olma oranıyla tamamlayan Fenerbahçe, oyunun 11-11 oynandığı 71 dakika boyunca ise topa sahip olma oranında rakibinin gerisindeydi. Toplam 31 şutun atıldığı karşılaşmada Fenerbahçe ortalama 22 pasta bir şut çekerken, Başakşehir ise yaklaşık her 14 pasta bir defa Fenerbahçe kalesi yokladı. İki takımın da direkt bir oyunu tercih ettiğini söyleyebileceğimiz karşılaşmada Başakşehir 28 defa rakip ceza sahasına girerken, Fenerbahçe’nin bunu 31 defa başardı. Erol Bulut’un takımı adına bu noktada dikkat çeken detay ise sezon başından beri fazla forma şansı bulamayan Thiam ve Sinan Gümüş’ün altışar defa rakip ceza sahasında topla buluşarak bu alanda başı çekmesiydi.

Topa sahip olma oranının yanında topa hakimiyet kalitesinde de rakibine üstünlük kuran Fenerbahçe, Futbol Akademi Scouting (FAS) ekibinin hazırladığı gol olma ihtimali grafiğine göre maç boyunca beş defa yüzde 20 gol şansının üzerine çıktı.

Bu sayı konuk Başakşehir’de ise ikide kalırken, bu durum gol beklentisi(xG) oranlarına da yansıdı. Erol Bulut’un takım gol beklentisi oranında rakibine 2,78-1,92’lik üstünlük kurdu.

İlk yarı

Fenerbahçe sahasında oynadığı son lig karşılaşmasında santra ile oyuna başladığında top Tisserand’a gelirken, altı oyuncunun rakip yarı alana geçtiğini ve atılan uzun topla takımın henüz maçın ilk saniyelerinde rakip yarı alana yerleşmeye çalıştığını görmüştük. Bu karşılaşmada da benzer bir organizasyon olup olmayacağını merak ediyordum ama bu defa bunun denenmedi ve top Altay’a kadar geldi.

Fenerbahçe’nin maçın ilk dakikalarında rakibine önde kalabalık ve ısrarlı bir baskı uyguladığını gördük.

Erol Bulut’un takımı geçtiğimiz haftalarda bu yönde bir baskıyı tercih etmemiş ve rakibini daha çok ikinci bölgede karşılamayı tercih etmişti. Bölüm de bölüm de olsa bu baskısını tekrarlayan Fenerbahçe 90 dakika boyunca rakibini kendi yarı sahasında 14 top kaybına zorladı.

Maç boyunca gol bulma arayışındaki önceliğini kenar ortaları olarak belirleyen Fenerbahçe, ikinci orta girişimini henüz dördüncü dakikada Sinan ile yapsa da bu top Başakşehir savunmasından sekti.

Gazişehir-Fenerbahçe karşılaşmasına değinirken Mert Hakan’ın zaman zaman çevre kontrolü ve doğru pas tercihini görememe problemine değinmiştik. Benzer bir pozisyon Başakşehir maçının ilk dakikalarında da yaşandı. Bu pozisyonda Ademi’nin eliyle işaret etmesine rağmen topu Nazım’a aktarmayı tercih etmeyen Mert atağın devamında topu Serdar’a dönüyor ve Fenerbahçe savunmadan çıkartamadığı topla kalesinde golü görüyor.

 

Mert Hakan’ın bu gibi pozisyonlarda biraz daha dikine oynama alışkanlığı kazanması gerektiğini düşünüyorum. Milli oyuncunun attığı pasları incelediğimizde de yan pas ve geriye dönük pasların sıklığı dikkat çekiyor.

Mert’in Serdar’a attığı pasın ardından Altay’ kadar gelen topta Crivelli’nin genç kaleciye presi Altay’ı uzun vurmaya zorluyor ve Başakşehir’de kalan top konuk takımın atağına dönüşüyor. Bu pozisyonda Altay’a pası atan Tisserand, Crivelli’nin Altay’a yaptığı koşunun şiddetine yakın bir koşuyla top almak için hareketlense Altay muhtemelen uzun vurmak zorunda kalmayacak ve top kaybının akabinde Fenerbahçe mağlup duruma düşmeyecekti.

Fenerbahçe’nin özellikle geriden top çıkartırken sıklıkla yaşadığı bu saha içi yerleşimi problemine 14’üncü hafta itibarıyla hala bir çözüm bulamamış olmasını öyle zannediyorum ki Erol Bulut’un hanesine eksi olarak yazmak mümkün zira Altay maç boyunca kendisine yönelik yapılan bu baskılarda hemen her defa uzun vurmak zorunda kaldı.

 

Atağın devamı Fenerbahçe’nin kalabalık Başakşehir baskısı karşısında topu kaybetmesinin ardından kazanılan duran topta konuk takımın 1-0 öne geçmesiyle sonuçlanıyor. Beşinci dakika dolmadan gerçekleşen bu pozisyona dek Başakşehir rakibine üç defa önde pres yaparken, ilk ikisinde Altay’la uzun vuran Fenerbahçe, bu üçüncü pozisyonda da top kaybı yapıyor ve golü kalesinde görüyor. Sadece bu beş dakikadan kısa sekansın bile Fenerbahçe’nin geriden topla çıkma konusundaki zaafını ve önde pres yapan takımlara karşı yaşaması muhtemel problemleri ortaya koyduğunu düşünüyorum.

Fenerbahçe’nin geriden oyun kurma problemi yaşadığı bir başka pozisyon maçın dokuzuncu dakikasında yaşandı. Başakşehir savunmasının uzun topunu kalecisine oynayan Nazım topun kontrolünün takımına geçmesini sağlasa da Fenerbahçe, Altay’da kalan bu topu rakip yarı alana taşımayı başaramadı. Serdar Aziz bu pozisyonda top Altay’a geldiğinde ceza sahasının sağ tarafına hareketlenip oyunu genişletmeyi tercih etse muhtemelen Crivelli de onla gidecek ve Altay’a oyun kurması için hem daha fazla alan hem de daha fazla zaman kalacaktı. Fransız oyuncunun Serdar’la gitmemesi halinde ise Serdar son derece uygun bir pas alternatifi olacak ve Fenerbahçe milli oyuncu ile topu ileriye taşıyabilecekti. Serdar’ın bu pozisyonda oyunu genişletmeyi düşünmemesinin top kaybında başrolü oynadığını düşünüyorum.

Başakşehir rakibinin önde yaptığı kalabalık presi aştığında Fenerbahçe kalesinde etkili ataklar gerçekleştirdi. Bu pozisyonların birinde sağ kanattan gelişen atakta konuk takım ikinci gole yaklaşsa da şut kaleyi bulmadı.

Maçın ilk yarısında kalesine 11 şut çekilen Fenerbahçe, Başakşehir karşısında ilk 45 dakikalar itibarıyla kalesine en fazla şut çekilen devreyi oynadı.

16. dakikada oyuna autla başlayan Fenerbahçe’de Altay sezon başına nispeten farklılık göstererek kısa çıkmayı tercih ediyor. Fenerbahçe’nin geçtiğimiz hafta oynadığı Gaziantep maçında da autlarda kısa çıkmaya başladığını görmüştük ancak bu pozisyon özelinde pas atabilecek boşta takım arkadaşını bulamayan genç kalecinin çizgiye gönderdiği top taca çıkıyor.

Top Tisserand’dan tekrar Altay’a geldiğinde merkezde iki Fenerbahçeli’ye karşın altı Başakşehirli oyuncunun bulunması Fenerbahçe adına çözüm bekleyen bir saha içi yerleşimi problemi gibi duruyor.

Önde yaptığı kalabalık presle Başakşehir savunmasını sık sık uzun topa sürükleyen Fenerbahçe, kaleci Volkan Babacan’ı uzun topa zorlarken, milli kalecinin bu pozisyondaki uzun pası taca çıkıyor.

Maç boyunca 45 defa uzun topa başvuran Başakşehirli oyuncular bu 45’in pasın 42’sini kendi yarı sahasından, 16’sını ise Başakşehir ceza sahası içinden gönderdi.

İlk yarının son bölümünde yaptığı presin şiddetini arttıran Fenerbahçe rakibini üst üste top kayıplarına zorladı.

Beraberlik golünü Caner’in ortasının ardından Nazım ile bulan Fenerbahçe ilk yarıda ceza sahasına yönelik dokuz orta yaparken, bu dokuz ortanın tamamı Caner Erkin’den geldi.

Bu sezon Fenerbahçe’nin yaptığı hücumlarda kilit rol oynayan Caner yedi şut pasıyla öne çıkarken, karşılaşmayı da iki asistle tamamlamıştı. Caner’in etkileyici performansı Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan Aksiyon Değeri(AD) metriğinde de dikkat çekiyor. Takımını pasla gole yaklaştırma konusunda sahadaki diğer oyuncuların toplamından bile daha fazla öne çıkan Caner’i bu performansı sonrası önümüzdeki haftalarda da sol açıkta görebiliriz.

İkinci yarı

Fenerbahçe’de ikinci 45 dakikada ilk yarıya nispeten gördüğümüz en önemli farklardan biri Tisserand’ın önündeki boş alanları değerlendirme konusunda daha cüretkat olmasıydı. Tecrübeli oyuncunun bu alanları değerlendirmesi takımı adına hücumdaki mesafeyi kısaltırken, ilk yarıdaki geriden top çıkartamama sorununa da bir nebze çare oldu.

Başakşehir, Altay’a yönelik presini ikinci yarıda da sürdürürken, genç kalecinin zaman zaman topu ayağından çıkartmakta gecikmesi boşlukları değerlendirememesine neden oldu. Bu pozisyonda Aleksic kendisine bu denli yaklaşmadan topu Gustavo’ya gönderebilecek olan Altay, bunu yapmakta gecikince Aleksic’in kendisine fazlasıyla yaklaşması nedeniyle uzun vurmak zorunda kaldı ve bu top taca çıktı.

Dribbling sayısında Fenerbahçe’ye 15-8 üstünlük kuran Başakşehir’de denediği iki çalımın ikisinde de başarılı olan İrfan Can kendi yarı sahasından aldığı bu topu şık bir şekilde Fenerbahçe ceza sahasına kadar taşısa da son vuruş yeterince iyi olmayınca beraberlik golü gelmedi. Bu pozisyonun birkaç dakika sonrasında dokuz kişi kalan Başakşehir için maç geri dönülmez bir noktaya gelince Fenerbahçe kalan sürede iki kişi fazla oynamasının da etkisiyle farkı arttırarak sahadan galibiyetle ayrıldı.

Veriler: Mackolik, Whoscored

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.