Fenerbahçe geçtiğimiz hafta sonu Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda Kayserispor ile 2-2 berabere kalarak ligdeki galibiyet hasretini 4 maça çıkardı. Trabzonspor maçıyla başlayan sallantı, giderek daha büyük bir deprem olmaya başladı. Hafta içi oynanan Antwerp maçında takımını sahaya 3-5-2 dizilişi ile çıkaran Vitor Pereira, Kayserispor karşısında da bundan vazgeçmedi. Fakat oyun ve sonuç Antwerp maçından çok daha farklıydı.
Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.
İlk 11’ler ve bazı veriler
“Şu an sistemi değiştirdiğimiz bir dönemdeyiz. İnsanlar bunu çok fazla konuşuyordu. 3-5-2 sistemiyle oynuyoruz artık.”
Maçtan önce Fenerbahçe teknik direktörü Vitor Pereira sistem ve diziliş değişikliğiyle ilgili bu şekilde konuştu. Pereira, Antwerp maçındaki iyi sonucun da etkisiyle Kayserispor maçında da takımını sahaya 3-5-2 dizilişi ile sürdü. İdeal stoper 3’lüsüyle sahaya çıkan Sarı-Lacivertliler’de merkezde Luiz Gustavo sakatlığı nedeniyle oynayamadı. Merkezi Zajc, Meyer ve Mert Hakan ile 3’leyen Pereira, ileride İrfan Can Kahveci ve Berisha ikilisine görev verdi.
Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan “Top hakimiyeti kalitesi” grafiğine göre Fenerbahçe maç boyunca 3.14 gol beklentisi üretebildi. Bu gol beklentisinin oluşmasında Fenerbahçe’nin kullandığı 2 penaltının önemi oldukça fazla. Kayserispor takımı ise maç boyunca 2.12 gol beklentisi üretti. Kayserispor bu gol beklentisini üretirken hiç penaltı kullanmadı ve istatistiği sadece 8 şutta elde etti.
Grafikte bir diğer önemli detay “Top Hakimiyeti Kalitesi” istatistiğiydi. Fenerbahçe’nin son haftalarda bu istatistik kalemindeki düşüşü Kayserispor maçında da devam etti. Öyle ki topla oynama oranı %64 olan Fenerbahçe takımı, top hakimiyeti kalitesinde rakibinin gerisinde kaldı. Yani Fenerbahçe maç boyunca rakibinin neredeyse 2 katı kadar toplu aksiyona girse de rakibinden daha az kaliteli aksiyon üretebildi.
Fenerbahçe’nin yeni sistemi ve ilk yarı
Vitor Pereira takımını sahaya 3-5-2 dizilişi ile sürdü. Dizilişin ötesindeyse büyük bir sistem değişikliği yoktu. Pereira’nın takımı sezon başından beri denediği akışkan ve çok yönlü oyunu oynamaya çalıştı. Hücum ve savunma organizasyonlarında diziliş değişmesinin getirdiği farklılıklar vardı. Fakat bu farklılıklar Fenerbahçe’nin oyun devamlılığını önemli ölçüde etkiledi.
Hücum
Fenerbahçe rakip kaleye hücum ederken, yaklaşık, 3-1-5-1 şeklinde diziliyordu. Fenerbahçe’nin forvetlerinden bir tanesi (genellikle İrfan Can) derine inerken, diğer forvet (genellikle Berisha) ileride kalıyordu. Böylece Sarı-Lacivertliler:
-5’li hattıyla 5 dikey alanın (kenarlar-iç koridorlar-merkez) tamamını kontrol edebiliyorlardı.
-Çift pivot yerine tek pivot kullanarak ön tarafta daha kalabalık olma imkanı buluyorlardı.
-Sahayı kanat bekler ile enine, ileride kalan forvet ile dikine genişletebiliyorlardı.
Fenerbahçe’nin yeni dizilişiyle elde ettiği kazanımlar özellikle niceliksel kazanımlardı. İlk bakışta ileride daha fazla kişiyle oynayan ve sahayı daha iyi genişletebilen bir Fenerbahçe izledik. Fakat Fenerbahçe’nin niceliksel kazanımlarının yanında özellikle niteliksel bazı kayıpları da oldu.
Fenerbahçe 3-1-5-1 ile ileride daha fazla oyuncuyla oynayabiliyordu. Fakat bu oyun Fenerbahçe’yi daha tahmin edilebilir hale getirdi.
Pereira’nın takımı çift pivotlu oyunuyla, rakip savunmayı daha iyi manipüle edebiliyor ve rakip savunmaya penetre edilebilecek alanlar açabiliyordu. Bu maçta ise Kayserispor’un forveti Fenerbahçe’nin pivotunu (Zajc) kontrol ederken, Kayserispor’un orta sahası Fenerbahçe’nin 5’li hattıyla rahatlıkla eşleşti. Hikmet Karaman’ın takımı Fenerbahçe’nin stoperlerinin topla oynamasına ise izin verdi. Böylece sezon boyunca orta ve derin bloktaki savunmalara karşı zorlanan Fenerbahçe için çok daha zorlu şartlar oluştu.
Fenerbahçe’nin diziliş değişikliği hücumdaki devamlılığı da etkiledi. Sezonun başından beri “alan” temelli akışkan bir oyun oynamaya çalışan Fenerbahçe’nin bu oyunu sekteye uğradı.
Örneğin yukarıdaki pozisyon Fenerbahçe’de sürekli gördüğümüz setlerden biri. Fenerbahçe’nin ileri 3’lüsünden bir kişi çapraz koşu atarak alan açar, pivotlardan biri ise açılan alanı doldurarak topla buluşurdu. Yukarıda gösterilen pozisyonda ise Fenerbahçe’nin tek pivotla oynamasının dezavantajlarından birini gördük.
Savunma
Geçtiğimiz haftalarda 3-4-3 (5-2-3) ile savunma yapan Fenerbahçe’nin savunmada en önemli dezavantajlarından biri, merkez ikilinin çok büyük bir alanı savunmak zorunda kalmasıydı. Fenerbahçe’nin merkez ikilileri bu alanları savunmakta zorlanırken, onların açıklarını kapatmaya çalışan stoper ve kanat beklerse savunmada yeni açıklar oluşmasına sebep olabiliyorlardı. Sarı-Lacivertliler, Kayserispor maçında ise savunmada 5-3-2 (3-5-2) ile rakibi karşılayarak merkezi 3 oyuncuyla kapatmaya çalıştılar. Böylece savunmada daha stabil bir yapı oluşsa da ilerideki 3’lüden bir kişinin eksilmesiyle beraber Fenerbahçe’nin kontratak tehditleri de azalmış oldu.
İkinci yarıdaki değişim
Vitor Pereira ikinci yarıda oyun düzenini yine değiştirdi. İkinci yarının başında 4-4-2 (4-2-4)’e dönen Pereira, kutu orta sahayı bu kez 4’lü savunma ile oluşturmuş oldu. Bu dizilişle Pereira hem sezon başından beri kullandığı taktik konsepti korumuş oldu hem de ileride bir kişi daha çoğaldı. Yani ikinci yarının başındaki oyunun da Fenerbahçe’ye yine niceliksel katkıları vardı.
Niteliksel sorunlar ise hala devam ediyordu. Özellikle bek oyuncularının savunma güvenliğinden dolayı tam anlamıyla kanat bek gibi hareket edememesi Fenerbahçe için sorunlar oluşturdu. Örneğin yukarıdaki pozisyonda Fenerbahçe’nin sol beki Novak yeterince ileride konumlanmıyordu. Eğer Novak daha ileride konumlanmış olsaydı, Kayserispor’un sağ beki (Ramazan) hangi oyuncuyu savunacağına dair ikilemde kalacak ve muhtemelen topa doğru bu denli rahatça prese çıkamayacaktı.
Pereira’nın ikinci yarıda yaptığı değişiklik 85. dakikada sonuç verdi. Top Zajc’a geldiğinde diğer pivot oyuncusu Mert Hakan’ın konumu, Kayserispor savunmasını manipüle etti ve savunmanın arasında alan açıldı. Bu alanı iyi değerlendiren Zajc-Pelkas-Serdar Dursun üçlüsü Fenerbahçe’nin ilk golünü üretmiş oldu. Eğer Mert Hakan sadece sayısal üstünlük oluştumak için daha ileride konumlanmış olsaydı, muhtemelen Kayserispor savunmasının arasındaki bu alan açılmayacaktı. Yani Pereira yaptığı niteliksel değişimin sonucunu aldı.
Sonuç ve dersler
Pereira yaptığı diziliş değişikliklerinden istediği verimi alamadı ve Fenerbahçe’nin galibiyet hasreti 4 maça çıktı. Sonuçların ötesinde Fenerbahçe’nin oynadığı oyun da gerilemeye devam ediyor. Önümüzdeki maçlarda belki birkaç iyi sonuç Fenerbahçe’nin oyununu toparlayabilir. Fakat takımın kötü sonuçlarda bu kadar büyük kırılmalar yaşaması Pereira’nın sadece Fenerbahçe kariyeri için değil, bütün kariyeri için soru işareti oluşturuyor. Öte yandan Pereira gibi doğru bildiklerinde inatçı bir teknik direktörü bile kararsızlığa sürükleyen ortam ise Fenerbahçe’nin geleceği için büyük soru işareti oluşturuyor.