Analiz | Fenerbahçe 2-1 Karagümrük

Süper Lig’de milli maç arası öncesi oynanan dördüncü hafta karşılaşması iki namağlup takımı buluşturdu. Geçtiğimiz hafta Galatasaray deplasmanında umut veren bir futbol sergilese de galip gelemeyen Fenerbahçe’nin, yaptığı transferler ve ilk üç hafta itibarıyla aldığı sonuçlarla dikkat çeken ligin yeni takımı Karagümrük’ü misafir ettiği maç, ev sahibi takımın 2–1’lik üstünlüğüyle sona erdi. Son dakikalara kadar büyük bir çekişmeye sahne olan 90 dakikayı iş ortağımız InStat’ın verileri eşliğinde inceleyeceğiz.

Kadıköy’deki 90 dakikaya her iki takım da ligin önceki haftalarındaki düzenlerinde değişiklik yapmadan çıktı. Fenerbahçe’de geçtiğimiz hafta oynanan derbi 11’ine göre tek fark bu maçta kadroda olmayan Deniz Türüç’ün yerine Samatta’nın görev yapmasaydı. Sarı-lacivertli takım 4–2–3–1’i tercih ederken, orta sahada Gustavo-Sosa merkezi korundu.

Konuk Karagümrük ise geçtiğimiz hafta oynadığı Başakşehir maçında olduğu gibi yine 4–1–4–1’i tercih etti. Savunma önünde tecrübeli Arjantinli Lucas Biglia’yı kullanan Şenol Can’ın takımı maç boyunca geriden topla çıkma konusunda oldukça ısrarcı ve başarılıydı.

Fenerbahçe maçtaki ilk gol pozisyonuna henüz birinci dakikada girdi. Maçın ardından Abdullah Avcı’nın beIN Sports ekranlarından da değindiği bu pozisyonun ilk yarıda üç kez tekrar etmesi bize çalışılmış bir organizasyon olduğunu gösteriyor. Pozisyonda Thiam Karagümrük’ün dörtlü defansındaki savunmacısı olan sağ beki çizgiye götürürken, sağ bek ve sağ stoper arasındaki mesafe açılıyor ve bu bölgeye koşu yapan Ozan Tufan, Caner’den uzun pasla ceza sahasında topla buluşuyor. Bu pozisyonun tekrarlarını ilerleyen dakikalarda da göreceğiz.

Top rakibine geçtiğinde sahaya 4–1–4–1 şeklinde yayılan ve savunma önünde Biglia ile oynayan Karagümrük’ün önceliği Fenerbahçe’nin üç merkez orta sahasına top aldırmamaktı. Gustavo-Sosa-Ozan üçlüsüne zaman zaman yakın markaj uygulayan kırmızı-siyahlı takım birçok pozisyonda Fenerbahçe’nin stoperlerini uzun vurmaya zorladı.

Orta alanda top almakta zorlanan Sosa-Gustavo ikilisi zaman zaman top almak için stoperlere iyice yaklaşırken, bu senaryo gerçekleştiğinde takım arkadaşlarının bu oyuncuların boşalttığı alana girmemesi Fenerbahçe adına bir saha içi yerleşimi problemini beraberinde getirdi.

Maçta Fenerbahçe’nin topa 45 saniyeden uzun süre sahip olduğu 7 sekans yaşandı. Bu sekanslardan birinde 58 saniyede 17 pas yapan Fenerbahçe, sağ kanattan geliştirdiği atakla ceza sahasına altı oyuncuyla girse de golü bulamadı.

Fenerbahçe’nin dördüncü hafta itibarıyla oldukça sınırlı sayıda yaptığı bu organize atakların sayısı arttıkça takımın gol sayısı da artacaktır.

Maçın henüz ilk dakikasında gördüğümüz sağ bek ve sağ stoperin arasındaki mesafeyi açarak, açılan bu alana oyuncu sokma girişimini 19’uncu dakikada bir kez daha görüyoruz. İlk dakikada Thiam’ı takip ederek Ozan’a alan açılmasına neden olan Lichaj, bu defa Ozan’ı takip ediyor ve açılan alana koşu yapan Samatta topla buluşuyor. Atağın devamında organizasyonu başlatan Caner soldan orta yapıyor ama yakın mesafeden gelen kafa vuruşu dışarı çıkıyor. İlk yarıda bu pozisyonun bir benzerini daha gördük. Erol Bulut’un takımının yavaş yavaş bu tarz şablon hücumları sahaya yansıtması önümüzdeki haftalar adına umut verici.

Maça dair dikkat çeken detaylardan bir diğeri de Fenerbahçe’nin önceki haftalara nispeten daha az orta yapmış olmasıydı. 90 dakika boyunca akan oyunda 73 atak yapan sarı-lacivertliler 4’ü isabetli 13 orta girişiminde bulunurken, Karagümrük ise 1’i isabetli 16 orta yaptı.

Karagümrük’ün sürpriz bir şekilde kadrosuna kattığı dünyaca ünlü futbolcu Lucas Biglia takımının pas organizasyonlarında önemli yer tutarken, maç boyunca sergilediği performansla da göz doldurdu. Biglia’yı izlerken Arsene Wenger’in geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklama aklıma geldi. Fransız futbolcu çok iyi oyuncuların topu almadan 10 saniye önce 6–8 kez çevre kontrolü yaptığını, diğerlerinin ise bunu 3–4 kez yaptığını ifade etmişti. Arjantinli oyuncu topla buluşmadan yaptığı çevre kontrolleriyle bu sözü doğrular nitelikte bir oyun oynadı.

55 isabetli pasla takım arkadaşı Zukanovic ile birlikte sahanın en fazla isabetli pas yapan oyuncusu olan Biglia, 40 metreyi aşan iki pas girişiminde de başarılı olurken, Fenerbahçe ceza sahasına gönderdiği 2 isabetli pasla bu istatistikte de Aatif ile beraber takımının en iyisi oldu.

İlk yarıda birçok pozisyonda Caner’in çizgiye inmek zorunda kalan sağ stoper ve sağ bek arasına attığı uzun toplara değinmiştik. Yine bu pozisyonun bir benzerinde Thiam maçın ilk dakikasında olduğu gibi Lichaj’ı çizgiye götürüyor ve oluşan boşluğa Samatta giriyor ancak Caner’in pası Tanzanyalı oyuncuyla buluşmuyor.

İlk yarının son bölümlerinde Lemos’un geriden topla çıkarken 5v3’lük avantajı kullanmak yerine uzun vurmayı tercih etmesi topun Karagümrük’e geçmesine neden oldu. Uruguaylı stoperin uzun topunu kontrol eden Şenol Can’ın takımı atağın devamında önemli bir gol fırsatı yakaladı ama Altay, Karagümrük’ün ilk yarıda yakaladığı en net fırsatta golü önledi. Fenerbahçe’nin geriden oyun kurarken bu tarz uzun vuruşlardan kaçınması gerektiğini düşünüyorum. Zaten bu karşılaşmadaki ikinci penaltı da Rize maçında olduğu gibi yine auttan uzun çıkma tercihinin sonrasında gelmişti.

Fenerbahçe ikinci yarıya da başladığı 11’le çıkarken, ilk değişiklikler 58’de geldi. Ozan’ın yerine oyuna giren Mert Hakan Yandaş’ın takımın hücum gücünü olumlu etkilediğini düşünüyorum. Hem attığı paslarla hem de yaptığı koşularla Karagümrük savunmasının dengesini bozan Mert Hakan, 90 dakika oynayacak seviyeye geldiğinde Fenerbahçe için önemli bir kazanç olabilir. 32 dakika sahada kalmasına rağmen üçüncü bölgeye 8 isabetli pas yollayan ve yerine oyuna dahil olduğu Ozan’ı (6) geçen Mert, yaptığı koşular arkadaşları tarafından daha iyi değerlendirilse skor katkısı da yapabilirdi.

Bu karşılaşmaya dek attığı bütün golleri duran toptan bulan ve akan oyunda skor üretemeyen Fenerbahçe’nin bu sezonki ilk akan oyun golü de Karagümrük karşısında geldi. Sosa’nın güzel pasıyla ceza sahasında topu Samatta ile buluşturan sarı-lacivertli takımda Tanzanyalı golcü oldukça şık bir kafa vuruşuyla ikinci golüne imza attı. Bu arada Sosa’nın 74 dakika oynamasına rağmen maçı 20 kezle üçüncü bölgeye en çok isabetli pas gönderen oyuncu olarak tamamladığını belirtelim. Öte yandan Fenerbahçe de karşılaşmayı hem üçüncü bölgeye giriş sayılarında(36-43) hem de gol beklentisi oranında rakibinin gerisinde tamamladı.

Sezon başından bu yana çok fazla orta yapıyor olduğu gerekçesiyle eleştirilen sarı-lacivertli takımın ilk akan oyun golünün bir ortayla birlikte gelmesi de bu denli sık orta yapan bir takım için şaşırtıcı olmadı.

Son olarak Karagümrük’ün ikinci penaltısına değinmek istiyorum. Altay kurtarmasa belki de takımın 2-0 öne geçtiği maçta 2 puan bırakmasına neden olacak bu pozisyon Fenerbahçe’nin kullandığı bir aut atışıyla başlıyor. Altay’un kullandığı aut Karagümrüklü oyuncularda kalırken, auttan sadece 16 saniye sonra pozisyon penaltıyla sonuçlanıyor.

Altay bu karşılaşmada 11 aut atışının 10’unu uzun vurmayı tercih etmiş. Bu 10 tercihin 9’u isabetli gibi görünse de ikinci penaltı pozisyonunda olduğu gibi bu pozisyonların birçoğu topun indiği yerde yapılan Karagümrük presinin ardından top kaybıyla sonuçlandı. Oyunun bu denli önemli bir parçasının Altay’ın kişisel tercihiyle şekillendiğini düşünmüyorum.

Auttan uzun topla çıkmak büyük olasılıkla Fenerbahçe teknik heyetinin bir tercihi ve bu konuya Rize’de oynanan ilk hafta karşılaşmasının ardından yazımızda da değinmiştim zira Fenerbahçe’nin o maçta yediği gol de yine uzun kullanılan bir aut atışının ardından gelmişti. Futbolun zirvesindeki hemen her takım bu konudaki saha içi yerleşimine büyük önem vererek kısa çıkmayı tercih ederken, Fenerbahçe’nin önümüzdeki haftalarda bu konuda yapacağı tercihleri merak ediyorum.