Hafta içi Slavia Prag’a kendi sahasında mağlup olan Fenerbahçe, pazar akşamı sahasında Hatayspor’u ağırladı. Giresunspor maçındaki galibiyetin ardından Fenerbahçe, ligin iyi oynayan ekiplerinden birinin karşısına çıktı. Avrupa’daki mağlubiyetle hem demoralize olan, hem de oldukça yorgun bir şekilde lige dönecek olan Fenerbahçe’nin, Hatayspor karşısında zorlanması muhtemeldi. Fakat Fenerbahçe hem maçtan 3 puanla ayrıldı, hem de genç oyuncularının iyi performansıyla camia üzerindeki kötü havayı bir nebze olsun dağıtmayı başardı.
Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.
İlk 11’ler
İsmail Kartal, Hatayspor karşısına sürpriz bir ilk 11 çıkardı. Yorgunlukların ve form durumunun etkisiyle İsmail Kartal, oldukça fazla rotasyon yapmıştı. Örneğin Giresunspor ve Slavia Prag maçlarındaki defans hattının tamamı değişmişti. Sol bekte genç oyuncu Çağatay Kurukalıp vardı. İsmail Kartal, Slavia Prag maçının ardından verdiği demeçte bu tercihinden bahsetmişti. Fakat sağ bek ve stoper ikilileri tamamen sürprizdi.
İsmail Kartal Çağatay ile beraber orta sahada da bir başka genç oyuncu Arda Güler’e şans vererek büyük bir “cesaret” örneği sergiledi. Bu tercihler Slavia Prag maçında takımı protesto eden taraftarın desteğini almak için de oldukça mantıklı hamlelerdi. İsmail Kartal tercihlerinden hem saha içi hem de saha dışında istediği sonuçları almayı başardı.
Arda Güler
17 yaşındaki Arda Güler bu sezon ligdeki 4. maçına çıktı. Ayrıca bu maç Arda’nın ilk 11’de başladığı ilk lig maçıydı. Arda, bu sezonki ilk maçında Antalyaspor karşısında sadece 3 dakika sahada kalmış fakat bu 3 dakikaya 1 asist sığdırmıştı. Yaptığı asistte top tekniğinden ziyade topsuz alandaki becerisi dikkat çekmişti. 17 yaşındaki bir oyuncunun topsuz alan becerileriyle öne çıkması önemli.
Arda, Hatayspor karşısında da topsuz alandaki oyunuyla dikkat çekti. Özellikle Rossi ile olan uyumu Fenerbahçe’nin oyun kurulumuna yardımcı oldu. Özellikle ilk yarı boyunca sık sık sola deplase olan Arda, Rossi’nin boşalttığı alanlara rakip savunmayı manipüle eden koşular attı. Yukarıdaki pozisyonda Çağatay’dan topu alan Rossi’nin topla içe doğru katettiğini görüyoruz. Rossi içe katederken Arda’nın Rossi’nin boşalttığı alana doğru koşusu var. Bu koşu Hataysporlu Ribeiro’nun Rossi’ye presini engelliyor. Böylece Fenerbahçe oyunun yönünü rahatlıkla değiştirebiliyor. Arda koşuyu attıktan sonra da çizgide kalarak takımının oyunu genişletmesine yardımcı oluyor.
Maçın ardından Twitter’da çokça paylaşılan bir başka pozisyonda Arda, önce oyun kurulumunda Tisserand’ı rahatlatıyor. Kendisini marke eden rakibini Tisserand’dan uzaklaştıran Arda, Tisserand’a top sürebileceği bir alan açıyor. Ardından sola deplase olarak savunma arkasına koşu atan Rossi’nin alanını dolduruyor. Arda sadece topsuz alan becerileriyle takımının oyun kurmasını sağlıyor. Bu topsuz alan becerisi 17 yaşında bir oyuncuda çok nadir görülebilecek bir beceri.
Arda Güler ilk 11’de çıktığı ilk maçta sorumluluk almaktan asla kaçınmadı. 73 dakikada sahada kalan Arda, tam 68 kez topla buluştu ve maçta en fazla topla buluşan 5 oyuncudan biriydi. 40 pas yapan Arda’nın pas isabet oranı %90’dı. Ayrıca 22 kez ikili mücadeleye girdi ve 14’ünü kazandı. Bu istatistikler herhangi bir oyuncu için bile çok iyi istatistikler. İlk kez ilk 11’de sahaya çıkan genç bir oyuncu için ise muhteşem istatistikler.
Arda Güler’in topsuz alan becerilerinin top tekniğini de gölgelememesi gerekiyor elbette. Nitekim İsmail Kartal da Arda’nın top tekniğine oldukça güvendi. Arda’yı maç boyunca sık sık duran topları kullanırken gördük. Duran topların attığı uzun paslar ve hatları kıran pasları da dikkat çekti. Yukarıdaki pozisyonda top Arda’ya geldiğinde Fenerbahçeli oyuncuların Arda’ya doğru yaklaştığını görüyoruz. Diğer çizgideki Ozan Tufan ise oyunu genişletmeye devam ediyor. Arda harika bir ters topla oyunun yönünü değiştiriyor.
Arda Güler neden özel bir oyuncu?
Geçmişten günümüze ligimizde top tekniği üst düzey çok fazla oyuncu izledik. Hala da izlemeye devam ediyoruz. Bu oyuncuların birçoğu altyapılarda, uluslararası düzeyde bile, çok iyi performans gösterirken Süper Lig’de oynayamadan elendiler. Bu yetenekli oyuncuların çok azından verim alınabildi, bu oyuncular kimi zaman bir “yetersiz fizik” kimi zaman da “yetersiz mücadele” döngüsünde yitirildiler. Örneğin Arda Turan’ın da içinde bulunduğu 1987-90 jenerasyonu oldukça yetenekli bir jenerasyondu. Fakat o yaş grubunun yetenekli diğer oyuncuları Arda’nın ulaştığı seviyenin yanına bile yaklaşamadılar. Arda Turan’ı diğerlerinden ayıran her zaman yaşına göre olgun bir oyun oynuyor oluşuydu. Öyle ki Arda Turan, zaman zaman Barcelona seviyesinde bile topsuz alan meziyetleriyle öne çıkabildi.
İşte Arda Güler’i de herhangi bir “yetenekli oyuncu”dan ayıran, oyun içindeki olgunluğu. Bu olgunluğu sayesinde ince fiziğine rağmen çok fazla ikili mücadele kazanabiliyor, müthiş bir pas yüzdesi yakalayabiliyor ve sahanın her yerinde takımına katkı verebiliyor. Arda’nın en büyük becerisi doğru zamanlarda, doğru yerlerde, doğru şekillerde topla buluşmak. Fakat bu becerisi onu yetenekli bir oyuncunun ötesinde “özel bir oyuncu” yapmaya yetecek gibi duruyor.
İyi savunma
Geçtiğimiz haftalarda Fenerbahçe’nin savunmada yaşadığı sorunlar dikkat çekmişti. Hatayspor maçında ise Fenerbahçe oldukça iyi bir savunma performansı sergiledi. Sarı-Lacivertliler maç boyunca rakiplerinin rahatça oyun kurmasına izin vermediler.
Fenerbahçe rakibini 4-1-4-1 şeklinde karşıladı. İsmail Kartal’ın takımı agresif bir ön alan presinden ziyade, bazı tetikleyicilerle beraber aktif prese başlıyordu. Fenerbahçe’nin savunması Serdar Dursun ile başlıyordu. Hataysporlu stoperler topu aldıklarında Serdar Dursun iki stoperin arasına girerek, oyunu ikiye bölüyordu. Yukarıdaki pozisyonda top Hatayspor stoperi Sackey’e geldiğinde Serdar gölge markajla diğer stoper Burak Öksüz’ü kapatarak Sackey’e pres yapıyor. Bu sırada Sackey’nin kaleciye dönmesini de engelliyor.
Hatayspor geriden 4-2-3-1 şeklinde oyun kurmaya çalıştı. Böylece 4-1-4-1 şeklinde rakibi karşılayan Fenerbahçe’de orta sahalar, Hatayspor’un orta saha oyuncularıyla rahatlıkla eşleşebildiler. Ayrıca Fenerbahçeli futbolcular sık sık geriye gelip iki stoperin arasına girmeye çalışan Ruben Ribeiro’ya sık sık pres yapıp Ribeiro’nun topla rahat buluşmasını engellemeye çalıştılar.
Fenerbahçe rakibini genellikle orta bloğa yakın bir şekilde karşıladı. Fenerbahçe’nin presi için birkaç tetikleyici vardı. Bunlardan bir tanesi en sık gördüğümüz pres tetikleyicilerinden biri olan geri pastı. Orta blokta rakibini karşılayan Fenerbahçeli oyuncular rakiplerini geri pasa zorluyorlar ve geri pasta aktif bir şekilde prese başlıyorlardı.
Fenerbahçe’nin presini tetikleyen bir diğer faktör, Hatayspor’un oyun kurucusu Ribeiro’nun aldığı pozisyondu. Ribeiro stoperlere yaklaştığında Fenerbahçeli oyuncular mutlaka Ribeiro’yu takip ediyor ve aktif bir pres yapıyorlardı.
Fenerbahçe’nin 2. golü de bu şekilde geldi. Ribeiro geri hatta yaklaşırken Fenerbahçe 3. bölgede agresif prese başladı. Zajc, Ribeiro’yu takip ediyordu. Sackey’e pres yapmaya giden Mert Hakan da gölge markajla Ribeiro’nun top almasını engelledi. Hatayspor topu ilerletemedi ve Fenerbahçe ön alandaki presi sayesinde maçtaki 2. penaltısını kazandı.
Sonuç
İsmail Kartal cesur hamlelerinin karşılığını aldı. Fenerbahçe, ligde zorlu bir fikstüre girerken üst üste aldığı 2 galibiyetle de güven kazanmış oldu.
Fenerbahçe, Hatayspor’a karşı alınan galibiyetin yanında rotasyonuna 2 genç oyuncuyu daha katmış oldu. Önümüzdeki süreçte özellikle Arda’nın rotasyondan öte bir ilk 11 oyuncusu olması sürpriz olmaz.
Kaynak: Maçkolik
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.