Analiz | Fenerbahçe 2-0 Göztepe

Spor Toto Süper Lig’in 20. haftasında Fenerbahçe evinde Göztepe’yi ağırladı. Beklentilerin çok uzağında bir sezon geçiren Sarı Lacivertliler, İzmir ekibini 2-0’la geçti ve bu sezon ilk defa 2 hafta üst üste galip geldi.

Maçı iş ortağımız Instat’ın verileriyle inceleyeceğiz.

Ortalama pozisyonlar

Ortalama pozisyonlar bize iki takımın da sağ kanatlarından hücum etmek istediğini gösteriyor. Fenerbahçe adına bu planın tuttuğunu söyleyebiliriz ancak Göztepe için durumlar farklı.

Ev sahibinden başlamak gerekirse, Isla-Dirar kanadının hücumun temelini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bir önceki Malatyaspor maçında olduğu gibi sağ kanattan yaptığı organizasyonlarla gol arayan kullanan Fenerbahçe, bu ikilinin etkili oyunlarıyla planını başarıyla uyguladı. Dirar ve Isla’nın bireysel performansları dışında birbirleriyle uyumunun da üst seviyede olduğunu belirtmekte fayda var.

Fenerbahçe’nin atak yönleri grafiği de bize farklı şeyler göstermiyor. Sarı Lacivertliler maç boyunca gerçekleştirdiği 73 atak denemesinin 36sını(%49) sağ kanattan yaptı. Bu 36 atağın 3ünü şutla sonuçlandıran ev sahibi, maçtaki ilk golünü de bir sağ kanat organizasyonu sonucu bulmuştu.

Fenerbahçe’nin ilk golüne daha detaylı bakmakta fayda var. Pozisyonun başlangıcında top Isla’da ve oyuncunun 2 pas seçeneği var. Ya savunma arkasına koşu atan Dirar’ı topla buluşturacak, ya da kendisine doğru yaklaşan Soldado’yu. Isla, Soldado’yla oynamayı tercih ediyor, Dirar ise topsuz koşusuyla beraber savunmacısını da yanında götürüp ve Soldado’nun topla buluşması için oyuncuya alan açıyor.

Pozisyonun devamında Mehmet Topal topla buluşuyor. Dirar savunma arkası koşusunun ardından kendini tekrardan geri atıp kadrajda olmayan Isla’ya alan yaratıyor, Topal da Isla’ya doğru bir ara pası atıyor. Futbolun en basit ama temel prensiplerinden birinin öneminin burada bir kez daha ortaya çıktığını söyleyebiliriz: hareket.

Dirar’a da golle ilgili ayrı bir parantez açmakta fayda var. Bir oyuncu topa hiç dokunmadan bir gole ancak bu kadar etki edebilir. Önce Soldado, sonrasında Isla’nın topla rahat durumda buluşmasını sağlayan Faslı futbolcunun hareketliliğiydi. Bireysel becerilerinden çok takım oyununa verdiği katkıyla ön plana çıkan Dirar, her ne kadar gösterişsiz bir oyun oynadığı için taraftarlar tarafından zaman zaman tepki görse de işleyen bir takım içinde değerli bir oyuncu olabileceğini gösterdi.

Son olarak Isla’nın aksiyon haritasına da bakıp bu bahsi kapatalım. Maç boyunca 106 aksiyon yapan Şilili futbolcu, takımın en çok aksiyon yapan 2. oyuncusu oldu(Birinci Dirar). Bu da bize Isla’nın sadece etkili değil, aynı zamanda yüksek eforla da oynadığını gösteriyor. Yaptığı 106 aksiyonun 43’ünü 3. bölgede yapan Isla, ayrıca rakip ceza sahası içine 6 top gönderdi ve 2 de kilit pas attı.

Not: Aksiyon bir oyuncunun maç içinde yaptığı eylemlerin toplamı.(Pas, İkili Mücadele, Dripling, Top Çalma vs.)

Göztepe de atak yönü olarak sağ kanadı tercih etti. Bu tercihte iki belirleyicinin ön plana çıktığını düşünüyorum.

Birincisi Serdar Gürler-Gassama ikilisinin yüksek hücum potansiyeli. Geçtiğimiz sezon kariyerinin en iyi yılını geçiren Serdar, her ne kadar Göztepe formasıyla henüz bu etkiyi yaratamasa da İzmir temsilcisinin en önemli hücum silahlarından biri. Gassama da hücumcu yanıyla ön plana çıkan bir bek. Dolayısıyla Kemal Özdeş’in hücumunu bu iki oyuncu üstünden kurgulamaya çalışması şaşırtıcı değil.

Bu tercihteki ikinci belirleyicinin de İsmail Köybaşı olduğunu söyleyebilirim. Savunması zayıf olan ve bu konuda takımına zaaf yaratan İsmail’in varlığının da Özdeş’in tercihin de önemli bir belirleyici olduğunu düşünüyorum.

Ancak kağıt üstünde doğru duran bu plan uygulamada beklenen etkiyi yaratamadı. Maç boyunca yaptığı 71 hücumun 37’sini(%52) kendi sağından gerçekleştiren Göztepe, bu atakların bir tanesini dahi şutla bitirmeyi başaramadı.

Top kayıpları

İki takımın da başını ağrıtan durumlardan biri özellikle kendi sahalarında kaybettikleri toplardı.

Fenerbahçe’nin sezon başından beri geriden topu çıkartmakta sorun yaşadığını zaten biliyoruz. Bu maçta da kendi yarı sahasında 15 top kaybeden Fenerbahçe, önceki haftalardan farklı olarak savunmada çok daha iyi durdu ve Göztepe’nin 10 kişi kalmasının da verdiği avantajla rakibine net bir gol fırsatı vermeyerek kazanmasını bildi.

Göztepe de rakibi gibi topu geriden çıkartmakta zorlandı ve kendi yarı sahasında hatalar yaptı. Bu durumda özellikle Castro’nun kötü performansının payının büyük olduğunu düşünüyorum. Maç boyu etkisiz bir görüntü sergileyen Castro, 4ü kendi sahasında olmak üzere tam 15 top kaybetti ve maçın en çok top kaybeden oyuncusu oldu. Tabi Göztepe’nin 2. yarının neredeyse tamamını 10 kişi oynamasının da bu durumdaki payı yadsınamaz.

Pas bağlantıları

Fenerbahçe’nin pas bağlantılarında da Isla’nın ön plana çıktığını görüyoruz. Savunmayla hücum arasındaki köprü görevini üstlenen Şilili, Roman ve Soldado’yla güçlü birer bağlantı kurmuş. Yazının başında da değindiğimiz Dirar-Isla ikilisiyse sadece Fenerbahçe’nin değil, maçın da en güçlü bağlantısını kurdu. Dirar-Isla ikilisi bu maçta 47 pas alışverişi yaptı.

Göztepe’deyse hücum oyuncularıyla bir bağlantı kurulamadığını görüyoruz. Burada da aslan paylarını Castro ve takımını 10 kişi bırakan Jerome’a çıkartabiliriz. Neredeyse bir devreyi 10 kişi oynayan İzmir ekibinde Castro da kötü bir performans sergileyince hücum oyuncuları maça girmekte zorlandı.

Bireysel performanslar

Öncelikle Isla’dan yeterince bahsettiğimizi düşünüyorum dolayısıyla bu bölümde oyuncuya tekrardan bir parantez açmayacağım. Fenerbahçe kariyerinin belki de en iyi maçını çıkaran Şilili futbolcunun maçın yıldızı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Nabil Dirar

Isla dışında ön plana çıkan 2. isimse Dirar’dı. Ligin ilk yarısında sadece 2 maçta görev alan ve kadro dışı bırakılan Faslı futbolcu affedildiğinden beri giderek artan bir form sergiliyor. Bu maçta da önemli işler yapan Dirar, rakip ceza sahasına 7 pas gönderip 3 dripling yaparken, 3 de kilit pas attı. İşin savunma yönüne de katkı sağlayan Faslı futbolcu, rakiplerinden direk 4 top çaldı, 3 pas arası yapt ve 6 sahipsiz top kazandı.

Tolgay Arslan

Son olarak Tolgay’a da bir parantez açmakta fayda var. Fenerbahçe’nin tam da ihtiyacı olan tipte bir oyuncu aldığını söyleyebiliriz. Geriden topu sağlıklı şekilde çıkartmakta zorlanan Sarı Lacivertlilerin bu zaafına biraz önce de değinmiştik, Tolgay ise tam da bu yaraya merhem olabilecek bir isim.

Maçın son 30 dakikasında forma giyen ve bu bölümde çok da iyi bir performans sergilemeyen Tolgay, buna rağmen oyununa dair bazı önemli ipuçları verdi. Oyuncunun pas haritasında da görüldüğü gibi geriden oyunu yönlendirme rolünü üstlenen Tolgay, bu konuda fena da iş çıkarmadı. 37 pasının 33’ünde isabet sağlayan Tolgay, %89’luk bir başarı yüzdesi yakaladı.

Zaman içerisinde Fenerbahçe 11’ine yerleşecek Tolgay’ın, Ersun Yanal’ın en önemli oyuncularından biri olacağını düşünüyorum.