Süper Lig’in ikinci hafta mücadelesinde Fenerbahçe ile Hatayspor Kadıköy’de 0-0 berabere kaldı. Lige galibiyetle başlayan her iki takım da bu sonucun ardından dört puana yükselirken, Erol Bulut’un takımının 17 dakika 10, 9 dakika ise 9 kişi oynayan Hatayspor’u yenememesi taraftarların eleştirilerini de beraberinde getirdi. Karşılaşmayı iş ortağımız InStat’ın verileri eşliğinde inceleyeceğiz.
Ortalama pozisyonlar
Fenerbahçe geçtiğimiz hafta Rize’de olduğu gibi merkezde Gustavo-Tolga ikilisiyle başlarken, takımın geri kalan mevkilerinde ise ise birçok değişiklik dikkat çekti. Savunmada Zanka’nın partneri bu defa Serdar Aziz değil yeni transferlerden Mauricio Lemos oldu. 4-2-3-1’deki üçlünün ortasında Ozan Tufan’a şans veren Erol Bulut’un santrfor tercihi ise bu defa Frey değil Valencia oldu.
Hatayspor ise 10 kişi kaldığı bölüme dek 4-2-3-1 oynamayı tercih ederken, özellikle ilk yarı boyunca Fenerbahçe’nin merkez orta saha oyuncularına top aldırmamayı başardı.
İlk yarı
Fenerbahçe henüz maçın ilk dakikası geride kalmışken önemli olabilecek bir fırsat yakaladı ama Tolga Ciğerci topu “Golden Zone” olarak da tabir edilen bölgedeki üç takım arkadaşı yerine daha garanti görünen Gustavo’ya aktarmayı tercih edince Fenerbahçe adına önemli olabilecek bir şans başlamadan sona erdi.
Fenerbahçe’de Gustavo-Tolga-Ozan üçlüsünün bu maç özelindeki üretkenliği maçın ardından çok tartışılırken, teknik direktör Erol Bulut da maçın ardından yaptığı açıklamada her ne kadar bu üç oyuncu özelinde olmasa da takım olarak daha üretken bir performans göstermeleri gerektiğini ifade etmişti.
Bu pozisyonun hemen ardından bu üçlünün ceza sahasına attığı isabetli pas sayısını merak ettiğimde üçlünün ceza sahasına aktardığı top sayısının 0 (sıfır) olduğunu gördüm. Bu probleme önümüzdeki haftalarda fiziksel olarak hazır hale gelmeleriyle beraber çözüm olması beklenen isimlerden Sosa ise 45 dakika sahada kaldığı maçta rakip ceza sahasına isabetli 5 pas gönderirken, 22 dakika oynayan Mert Hakan da InStat’ın verilerine göre ceza sahasına 3 isabetli pas aktarırken, maçı iki de kilit pasla tamamladı.
Beşinci dakikada Hatayaspor’un merkezdeki Fenerbahçeli oyuncuları iyi savunmasına rağmen Caner’in derin topuyla savunmadan çıkan Fenerbahçe’de Ferdi’nin koşu gösteren Ozan’ı tercih etmediğini görüyoruz. Fenerbahçe topu yüzü kendi kalesine dönük aldığında dönüşlerde ve dar alanlarda problem yaşayan Ozan’ı bu gibi rakip kaleyi önüne alıp koşu gösterdiği yerlerde topla buluşturmayı başaramayacak ise bu oyuncudan 4-2-3-1’de santrfor arkası olarak verim alması çok kolay görünmüyor. Atağın devamında sağ kanatta topla buluşan Thiam takım arkadaşları ceza sahasında 3v3 pozisyon almasına rağmen topu bu bölgeye aktarmayı tercih etmeyince Fenerbahçe’nin tehlikeli olabilecek bir atağı daha sonuçsuz kalıyor.
Fenerbahçe’de hem Tolga hem de Ozan’ın maç boyunca yüzü kendi kalelerine dönük aldıkları toplarda yüzlerini rakip kaleye çevirmekte zorlandıklarını gördük. Bu durum zaman zaman takımın savunmadan hücuma geçişlerinde problem olsa da maç boyunca yaptığı 67 pasın tamamında isabet sağlayan Zanka’nın derin topları Fenerbahçe’nin bu sorunu minimum düzeyde hissetmesini sağladı.
Ozan’ın bu pozisyonda sağ kanatta kazandığı topun maçın dikkat çeken detaylarından biri olduğunu düşünüyorum çünkü bu top Fenerbahçe’nin maç boyunca rakip kaleye en yakın noktada kazandığı top aynı zamanda. Her iki devrede de Hatayspor’u hataya zorlayacak derecede üçüncü bölge presini tercih etmeyen Fenerbahçe’nin 90 dakika boyunca rakibini daha çok ikinci bölgede karşılamayı seçti.
Pozisyon özelinde atağın devamında Gökhan uygun durumdaki Ozan’ı görebilse belki daha etkili bir atak izleyebilirdik ama tecrübeli oyuncunun tercihi etkisiz bir ortayla sonuçlandı.
Hatayspor’un Fenerbahçe’nin orta sahadaki üçlüsüne yakın markaj uygulayıp top aldırmadığı bir başka pozisyonda Fenerbahçe topu rakip yarı alana yine Zanka’nın altı Hataysporlu futbolcuyu oyundan düşüren derin topuyla taşıyor.
Maç boyunca Hataysporlu stoperlerin topla oynamasına izin veren ve rakibini ikinci bölgede karşılayan Fenerbahçe’nin bu tercihi bu pozisyonda da görülüyor. Fenerbahçe orta sahası öndeki ikiliye yeterince yakın olmayınca Sackey topu oldukça rahat bir şekilde alsa da iyi kullanamıyor. Erol Bulut’un bu tercihi belki geçtiğimiz sezon açık alan savunmasında zaman zaman problemler yaşayan ve eleştirilen Zanka ile oynamayı tercih etmesiyle alakalı olabilir. Danimarkalı oyuncunun açık alanda yaşadığı problemlere Lemos’un ilk maçının olması eklenince birbiriyle ilk defa oynayan iki stoperi zorlayabilecek bir ön alan presini bu ilk maçları özelinde tercih etmemek anlaşılabilir bir durum. Yeni transfer Tisserand’ın da katılacağı bir stoper rotasyonu önümüzdeki haftalarda belki bu tercihte değişiklikleri de beraberinde getirebilir.
Geçtiğimiz yıllarda oynatmak istediği oyun tarzını anlattığı bir röportajda takımlarının topu kazandıktan sonra doğrudan üçüncü bölgeye gitmesini arzuladığını ve atak sonlandırmaya odaklandıklarını ifade eden Bulut’un bu tarife oldukça uyan bir atağı maçın dokuzuncu dakikasında izledik. Fenerbahçe orta sahada Gökhan Gönül ile kaptığı topu hızla üçüncü bölgeye taşırken, 12 saniyede sonlanan hücum Thiam’ın zayıf şutuyla bitti. Rakibini kompakt şekilde karşılayan Fenerbahçe’de atağın devamında ceza sahasına üç oyuncu girerken, yapılan isabetli orta takımı pozisyonla buluşturuyor. Bulut’un muhtemelen tarif ettiği bu hücumu sahada izlerken son vuruşa dek ataktan memnun kalmıştır.
Bu karşılaşma özelinde Fenerbahçe adına en fazla eleştirilen konulardan biri de takımın kenar ortalarına bağımlı görüntüsü oldu. Maç boyunca 22 orta yapan Fenerbahçe’nin bu görüntüye iten neden belki merkezdeki üçlünün durağan ve üretkenlikten uzak görüntüsü olabilir. İstatitikleri incelerken maç boyunca isabetli anahtar pas yapma başarısı gösteremeyen Gustavo-Tolga-Ozan merkezinin başarılı ya da başarısız herhangi bir dribbling girişiminde de bulunmadığını görüyoruz. Merkezdeki bu durağanlık takımın hücum yönlerine de yansırken, Fenerbahçe akan oyundaki 82 atak girişiminin 66’sını kanatlardan gerçekleştirdi.
Ozan ve Tolga’nın sırtı rakip kaleye dönükken top alıp dönememe problemi bu pozisyonda da karşımıza çıkıyor. Her iki oyuncu da topu yüzü kendi kalelerine dönük aldıklarında etkili olmayı başaramazken, atağın devamında Caner’den rakibe uzak şekilde pas alan Ozan yüzünü rakip kaleye dönüyor ve takımını üçüncü bölgeye taşıyor. Ozan bu problemi takıma çok iyi bir dönüş yaptığı geçtiğimiz sezon da sıklıkla yaşamıştı ve aynı sorun bu sezona da taşınmış gibi görünüyor. Erol Bulut’un önümüzdeki haftalarda oyuncunun bu yönünün gelişimine katkıda bulunup bulunmayacağını merak ediyorum.
Fenerbahçe bu pozisyonda Caner’in soldan ortasıyla gole yaklaşamıyor ama atağın devamında kadrajda yer almayan Ferdi’nin de dahil olduğu altı kişilik ön alan presi Hataysporlu futbolcuları uzun vurmaya mecbur bırakıyor. Savunmadan atılan gelişigüzel topu kontrol eden Fenerbahçe, önde presle dengesi bozulan Hatayspor savunmasının açığını iyi değerlendiriyor ve çok uygun bir pozisyonda pas alan Ferdi takımını bir kez daha üçüncü bölgeye taşıyor. Pozisyonun devamında Gökhan ceza sahasına orta yerine içeriye koşu yapan Ferdi’nin önüne bıraksa belki pozisyon daha tehlikeli bir atağa dönüşebilirdi ya da orta adresini bulmuş olsa Fenerbahçe’nin öne geçmesini sağlayabilirdi.
İlk yarının son bölümünde Hatayspor’un topa 1 dakika 17 saniye hakim olduğu bir sekans yaşandı. Fenerbahçeli oyuncular maç seyircili olsa belki tribün tepkisi nedeniyle rakibe önde pres yapma zorunluluğu hissedebilirdi ama takım rakibi sabırlı bir şekilde 11 oyuncuyla kendi yarı sahasında bekledi.
Hem bu pozisyon özelinde hem de maçın genelinde savunmada oldukça kompakt bir görüntü çizen Fenerbahçe’de Sosa ve Mert Hakan gibi topla oynamayı seven oyuncuların bu oyuna ne kadar ikna olacağı sezonun geri kalanı adına belirleyici olabilir.
Bu arada Fenerbahçe’nin bu kompakt görüntüsü geçtiğimiz sezon Ancelotti yönetimindeki Napoli ile Manchester City’nin rakibi benzer şekilde karşıladığı pozisyonları akla getirdi.
Fenerbahçe’nin savunmadaki bu görüntüsünü geliştirip rakibi daha önde karşılayacak seviyeye gelmesi halinde sezonun ilerleyen bölümünde ilginç maçlar izleteceğini düşünüyorum.
İkinci yarı
Fenerbahçe ikinci yarıya Thiam ve Ozan yerine Sinan ve Sosa ile başladı. Bu bölümde rakibi biraz daha önde karşılamaya gayret eden Erol Bulut’un öğrencileri henüz ikinci yarının başında rakibi hataya zorlasa da Ferdi final pasını aktaramayınca önemli olabilecek bir fırsat kaçtı. Maç boyunca bir anahtar pas girişiminde bulunan Ferdi’nin bu girişimi de başarılı olmadı.
İkinci yarıda da ataklarının büyük bölümünü kenar ortaları üzerinden şekillendiren Fenerbahçe’de Gökhan’ın bu ortası öncesinde ceza sahasına beş oyuncu sokulsa da Caner istediği vuruşu yapamıyor.
Hatayspor’un dokuz kişi kalmasının bir sonucu olarak orta sahada büyük boşluklar bulan Fenerbahçe’de Erol Bulut’un son bölümdeki tercihi Deniz Türüç’ü oyuna almak oldu. Novak’ın oyuna girmesiyle Caner de ön bölgeye geçmişken, hücum hattına ekstra kalınlık katacak olan Frey hamlesi belki oyunu daha farklı kılabilirdi.
Son bölümde hücumda boştaki oyuncuyu bulmak yerine orta yaparak sonuca gitme çabasına devam eden Fenerbahçe maç boyunca yaşadığı üretkenlik sorunu yaşamaya devam etti. Bu pozisyonda paslaşılarak kullanılan köşe vuruşunda 2v1 değerendirilebilse dışarıdan gelen Fenerbahçeli oyuncu topla ceza sahasına girerek nispeten daha önemli bir şans oluşturabilirdi. Pozisyonda yapılan orta Hatayspor savunması tarafından kolayca uzaklaştırılıyor.
Ceza sahasına paslaşarak giren Fenerbahçe’de Deniz topu tekrar Mert Hakanla buluşturmayı tercih etse Fenerbahçe adına daha tehlikeli bir atak oluşabilirdi. Rakibin 9 kişi oynadığı bölümde sahada olması da şüphesiz etkilidir ama Mert Hakan’ın maçı 2 anahtar pasla tamamladığını görüyoruz. Bu sayı karşılaşmayı toplam 3 kilit pasla tamamlayan Fenerbahçe’de forma giyen diğer 15 oyuncunun toplamından daha fazla.
Öte yandan Fenerbahçe maçı 4’ü isabetli 12 şut ve 1.07’lik xG oranıyla tamamlarken, Hatayspor ise maç boyunca şut çekmedi.
Her iki takımın da maç boyunca topa 45 saniyenin üzerinde sahip olduğu altışar sekansın yaşanması Fenerbahçe’nin topa sahip olmayı öncelikleri arasında bulundurmadığını ortaya koyan bir veri gibi görünüyor. Nitekim maçın ilk yarısında da topa daha fazla sahip olan tarafın Hatayspor olduğunu görüyoruz.
Mauricio Lemos
Hatayspor’un savunma ağırlıklı oyunu Fenerbahçe’nin stoperlerini fazla zorlamasa da ilk maçına çıkan Uruguaylı stoper hazır bir görüntü sergiledi. Maç boyunca girdiği 16 ikili mücadelenin 12’sini kazanan ve 32 ikili mücadeleye giren Valencia ile beraber en fazla mücadele kazanan oyuncu olan Lemos, 66 pas girişiminde de 60 isabet sağladı.
Sonuç
Fenerbahçe’yi değerlendirirken, takımın maça geçtiğimiz sezon devre arası takımdan ayrılan Zanka’yı da dahil etmemiz halinde tamamen yeni bir geri dörtlü, iki yeni hücum oyuncusu, asıl mevkisi olmamasına rağmen o bölgenin oyuncularının 90 dakika oynamaya hazır olmamaları nedeniyle bu hücum hattında görev yapan Ozan ile başladığını unutmamak gerekiyor. Yapılacak transferler mevcut kaliteyi ve seviyeyi bir nebze yukarı taşıyacaktır elbette ama Fenerbahçe için temel gereksinim bu yeni oyuncu grubunun bir takıma dönüşmesi ve bunun için de biraz zaman geçmesi gerekecek gibi görünüyor. Ligin yeni takımlarından birinin Kadıköy’de 11v11 oyunda topa Fenerbahçe’den fazla sahip olması belki hiçbirimizin bugüne dek şahit olmadığı bir durum ancak Erol Bulut’un en azından bugün itibarıyla önceliklerinin daha farklı olduğu da aşikar. Sarı-lacivertli takımın oyunundaki bu değişim skorlarla desteklenirse bu süreç nispeten daha az sancılı gerçekleşebilir.