Son 6 maçını kazanarak gelen ve bir anda kendisine zirve yarışı için şans yaratan Beşiktaş ile haftalardır sabırla zirveyi kovalayan ve Başakşehir’in puan kaybetmesiyle bu maçın sonucuna göre haftayı zirvede kapatma şansı elde eden Galatasaray karşılaştı. Onyekuru ve Fernando’nun golleriyle kazanan taraf Galatasaray oldu ve zirveye yerleşti.
Derbinin Galatasaray kısmını InStat verileri eşliğinde inceleyeceğiz.
Genel plan
Fatih Terim maç öncesinde beklendiği gibi 4-3-3 düzeniyle takımını sahaya sürerken sürprizi oyuncu seçiminde yaptı. Savunmanın önündeki ismin Fernando olması olması beklenirken Donk’u gördük. Fernando ise sol içte maça başladı. Oyuncu sezon içindeki genel rolünün dışında ceza sahasına sürpriz koşular atmakla görevlendirilmişti. Ortalama pozisyonlara baktığımızda da Fernando’nun daha ofansif rolünü anlayabiliyoruz. Attığı golle de bu koşularının karşılığını almış oldu Brezilyalı.
Ayrıca artık Galatasaray’ın klasikleşmiş sahanın sağ tarafında Belhanda – Feghouli – Mariano ile kalabalıklaşıp ardından oyuncuların teknik kapasitelerini kullanarak aralarında kuracakları bağlantılardan sonuç çıkarmak üzerine olan planını bu maçta da gördük. Konyaspor maçının yazısını yazarken bunun bir diğer getirisinin de sahanın ters tarafına atılacak uzun toplarda Onyekuru’yu savunmacısıyla birebir bırakması olduğunu söylemiştik. Bunu da kullanmaya çalıştı tabii ki Galatasaray.
Rakip sahaya geçiş
Beşiktaş’ın özel olarak Luyindama’nın top kullanmasını teşvik etmek amacıyla dizayn ettiğini düşündüğüm pres şeması Galatasaray’ı da oldukça zorladı. Demokratik Kongolu oyuncu yaptığı hatalarla takımını zor durumda bıraktı. İlk pozisyonda hakem oyunu geç de olsa durdurup Necip’e faul çalmış olsa da Luyindama’nın pası çok tembel ve Necip bunu sezip o hamleyi yapma imkanına erişiyor.
İkinci pozisyonda ise Beşiktaş’ın nasıl Luyindama’yı serbest bırakıp etrafındaki takım arkadaşlarını 1v1 şeklinde savunduğunu görüyoruz. Yine de Luyindama’nın çok basit bir şekilde verebileceği bir pas opsiyonu var. Ama oyuncu pası direkt olarak Beşiktaşlı oyuncuya atıyor.
Beşiktaş’ın Luyindama’yı uzun vurmaya zorladığı bir pozisyon bu sefer. Ki oyuncu da yaptığı hatalardan sonra uzun vurmaya daha meyilli hale geldi. Maçın genelinde ileriye doğru oynadığı 17 pasın 8 tanesini isabetsiz şekilde kullandı ve bu da Galatasaray’a zarar verdi.
Galatasaray rakip yarı sahaya geçişini daha sağlıklı yaptığı zamanlarda Marcao üzerinden yapabildi çoğunlukla. İlk pozisyonda dripling üzerinden topu taşıyor ve ardından hatlar arasındaki takım arkadaşına topu kazandırıyor.
İkinci pozisyonda ise Luyindama’nın yine tembel sayılabilecek bir pasını sezen Lens ve Burak anında baskı yapmak için Marcao’ya doğru hareketlenmeye başlıyorlar. Ama oyuncu boşa çıkan Donk’u görüyor ve topla buluştuğu anda tekte oynuyor, ardından Donk’a Lens’in presinden dolayı boşa çıkan Nagatomo’ya topu aktarmak kalıyor. Japon oyuncuda pozisyonun sonunda rahatça rakip sahaya taşıyor takımı.
Hücum planı
Galatasaray’ın özellikle ilk yarının sonunda üstünlüğü aldıktan sonra topu bıraktığını görüyoruz. İkinci yarının başında bulunan golde tabii ki bunu devam ettirmek için gerekli sebebi verdi Galatasaray’a. Galatasaray’ın hem ceza sahasına hemde üçüncü bölgeye girişlerde Beşiktaş’ın arkasında kalmış olması da takımın sağlıklı bir şekilde rakip sahada aksiyon gerçekleştiremediğini gösteriyor. Bu kadar kenarları kullanmaya odaklı ve ceza sahasında Diagne tarzında bir forveti bulunan takımın sadece 3 orta denemesinde bulunmuş olması da bana ilginç geldi. Bu 3 denemede de başarıya ulaşamadı Galatasaray.
Galatasaray’ın rakip yarı sahadaki en büyük tehditi yazının başında da belirttiğimiz gibi Belhanda, Feghouli ve Mariano üçlüsünün aralarındaki bağlantı ile bir şeyler yaratmasıydı. Ama Beşiktaş buna iyi hazırlanmıştı ve bu üçlüden çok da istediği katkıları alabildiklerini söylemek mümkün değil.
Ters kenarda çoğaldıktan sonra oyunun yönünü değiştirecek uzun toplarla Onyekuru’yu topla buluşturmanın Galatasaray’ın ana planlarından olduğunu söylemiştik. Bu maç özelinde bunu açıkladığımız şekilde gerçekleştiremedi Galatasaray ama Beşiktaş savunmasını önde yakaladığı pozisyonlarda bu topları atmaya yine denediler. İlk pozisyonda Mariano çok düzgün bir topla Onyekuruyu buluyor.
İkinci pozisyonda ise skor 2-0 olduktan sonra iyice savunma çizgisini öne çıkaran Beşiktaşa karşı Onyekuru’yu kullanıyor Galatasaray. Beşiktaş bu dönemde savunmayı öne çıkarmış olsa da savunma hattının karşıladığı ve havuza düşen topları alabilecek mücadeleyi veremedi ve Galatasaray kazandığı bu ikinci toplarla etkili olmaya çabaladı.
Onyekuru’nun maç özelinde Beşiktaş savunmasına en ters gelen ve en çok sorun çıkaran oyuncu olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar son noktada üretim konusunda sıkça eleştirilse de bizim ligimizde her zaman belli düzeyde katkıları verebilecek tarzda bir oyuncu. Sağlıklı bir sistem içinde çok daha iyi olabileceğini düşünüyorum. İlk yarıdaki bu pozisyonda da ortadaki bir topu kazanmak için oyuncular mücadele ederken Onyekuru koşusuna başlıyor. Sadece 5 saniye ara ile Gökhan’ın arkasındayken ne kadar önemli bir fark attığı ortada. Beşiktaş’ın Gökhan’ı hücumda yeteri kadar aktif olarak kullanamamasının sebebini açıklayan bir pozisyon.
Savunma planı
Galatasaray savunmada aynı Konya maçında olduğu gibi 4-1-4-1 şeklinde dizildi. Savunma ile orta saha hattının arasını savunma görevi Donk’a verildi. Hatlar arasında toplu tarafa alternatif olmak isteyen oyuncuları takip etmekten sorumluydu daha çok.
Galatasaray savunmada sete oturduğunda özellikle orta sahaya kadar inip top alışverişine katkı sağlamaya çalışan oyunculara 1v1 şeklinde reaksiyon verdiğini gördük. Ama bu zaman zaman takım savunmasında problemlere yol açtı. İlk görüntüde derine inen Ljajic’i orta saha çizgisine kadar takip eden Mariano’yu görüyoruz. Lens bu alanı fark ediyor ve hemen hareketleniyor.
Pozisyonun devamında Lens ve Luyindama birebir kalmış durumdalar ve derine inmiş Ljajic kaleye doğru koşusuna başlamış durumda. Luyindama lig ortalamasının üzerinde bir sürat, güç kombinasyonuna sahip olmasa Lens’in buradan büyük bir tehlike yaratması işten bile değil. Ama topu oyuna sokmakta ne kadar takıma zarar verdiyse bu tarz pozisyonlarda da bir o kadar yarar sağladı Luyindama.
Galatasaray’ın savunmada yaşadığı ikinci sorun ise ön tarafın geriye dönüp pozisyon almakta sıkıntı çektiği anlardı. Uzun vurulan bir topta Beşiktaş ikinci topu kazanıyor ve merkezde 3v1 durumda avantajları var. 5 Galatasaraylı oyuncu oyundan düşmüş durumda.
Galatasaray maç boyunca ön alanda baskı yapmak konusunda çok ısrarlı davranmadı. Pozisyonel olarak durumun getirdiği durumlar dışında ikinci yarıda iyice ikinci bölgede karşıladılar. Ama burada Isımat Mirin’e verilen pasa arkasındaki beke verilecek pas açısını da kapatarak baskıyı yapıyor Feghouli ve hataya zorluyor. Kazanılan taçtan sonra 2. golü buluyor Galatasaray.
Henry Onyekuru
Bireysel olarak pek de olağanüstü maç çıkaran bir kişi yoktu bence iki takımda da. Ama Galatasaray adına Muslera ile birlikte sahanın en iyisinin Onyekuru olduğunu düşünüyorum. Maçı 2 başarılı anahtar pas, 3 başarılı dripling ve 1 gol ile bitirdi Nijeryalı oyuncu. Ve yarattığı tehdit ile de Beşiktaş’ı sağ kenarda daha reaktif davranmak zorunda bıraktı.
Son söz
Açıkçası futbol konuşmak adına kolay bir maç olmadı. Hakemin kararlarının tartışılması vesaire bir tarafa saha içinde oynanan oyun pek iç açıcı değildi. Ama bir yandan da sezonun bu noktalarında şampiyonluk yolunda maçların böyle oynanmasına alışmış durumdayız.
Maçın başında Beşiktaş’ın planı tutmuş gibi gözüküyordu ama 30. dakikalara yaklaşılırken Galatasaray gereken reaksiyonu vermiş ve saha içinde çözümler bulmaya başlamıştı. İlk yarının sonunda ve ikinci yarının ilk diliminde gelen benzer gollerle galip geldi Galatasaray. Böylesine önemli bir haftada, bir derbide pek de oyun planının getirileri diyemeyeceğimiz 2 golle kazanmış olmak sene sonu için oldukça kıymetli Galatasaray adına.