Beşiktaş’ın, Vodafone Park’ta Galatasaray’ı ağırladığı kritik derbide tek gol Umut Nayir’in kafasından geldi, gülen taraf Beşiktaş oldu. Abdullah Avcı’nın top bırakma kararının etkili olduğu mücadelede Beşiktaş’ın uzun süre sonra çizdiği coşkulu profil belirleyiciydi. Bu coşku koşu mesafelerinde Beşiktaş’ın, Galatasaray’dan 7 km. daha fazla koşmasıyla da kendini gösterdi.
Derbinin Beşiktaş tarafını iş ortağımız InStat‘ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Genel
Victor Ruiz, Douglas, Dorukhan, N’Koudou, Orkan ve Burak Yılmaz’ın sakatlıkları nedeniyle kadroda olamadığı mücadelede Abdullah Avcı’nın eli o kadar da güçlü değildi. Buna rağmen bir amaç doğrultusunda Ljajic’in yedek başladığı daha edilgen bir kurguyla sahadaydı Beşiktaş. Avcı’nın planını detaylarıyla inceleyeceğiz. Ayrıca yönetim değişikliğinin camiaya yansıttığı olumlu havayla stadyumda yaratılan olumlu atmosferin de coşkulu ve istekli oyun da payı vardı.
Rebocho sol bekte kendine yer bulurken önünde Caner vardı. Ljajic’in yokluğunda da ikinci bir forvet gibi kullanılan Diaby vardı. Güven mi, Umut mu sorusunun cevabını da Umut olarak vermişti Abdullah Avcı nispeten uzun topların da kullanılacağı mücadelede.
Abdullah Avcı’nın maç özelinde verdiği ve maça doğrudan etki eden en önemli karar topu rakibe bırakıp kazanılan toplar üzerinden şekillenen kurgusu oldu. Beşiktaş bu tercihin sonuçlarını pozisyon olarak topladı.
Kurgu
Topun büyük ölçüde Galatasaray’da kaldığı maçta Beşiktaş’ın temel kurgusunu da ağırlıklı olarak Galatasaray’ın top kullandığı bölümler üzerinden inceleyeceğiz. 442 ─ 4411 ─ 4231 geçişlerini gördüğümüz yerleşimde Avcı’nın temel amacı hatları olabildiğince yakın tutup yardımlaşmayı arttırmaktı. Orta sahada Atiba & Elneny ikilisi oyunun iki yönünde de bekleneni verdi. Öndeki Diaby & Umut ikilisinin de rolü çok kritikti.
Beşiktaş’ın maç boyunca temel amacı Nzonzi ve Marcao’nun top kullanmasını engellemekti. Abdullah Avcı merkezdeki hatları bu kadar yakın tutarak Belhanda ve Lemina’yı büyük ölçüde pasifize ederken geride Nzonzi ve Marcao’nun fark yaratacak paslarında ise iş Diaby & Umut ikilisine bakıyordu. Maçı tekrar izlerken de dikkatimi epey çektiği gibi Umut’un gözü maç boyunca Marcao’nun hareketlerinde olurken Diaby de Nzonzi’den sorumluydu.
Beşiktaş; Nzonzi ve Marcao üzerinden Galatasaray’ı kitlerken Galatasaray mecburen Luyindama ve Muslera üzerinden oynamak zorunda kaldı. Özellikle ilk 20 dakikada iç sahada yaratılan atmosferin de etkisiyle önde basan Beşiktaş pozisyonlar yakalamıştı.
Top bırakmak
Abdullah Avcı’nın topu rakibe bırakma tercihinin galibiyette rol oynadığından söz etmiştim. Bunu biraz açmak gerekirse gerek hocanın gerekse Beşiktaş’ın dinamikleri gereği çoğu maçta %60’ın üzerinde topla oynayan bir Beşiktaş izlerdik. Sezon özelinde ise ligin parlayan takımlarından Alanya karşısında alınan galibiyette de dünkü maça benzer bir durum vardı. Topu rakibe bırakan Beşiktaş geçiş oyunu diyebileceğimiz şekilde özellikle orta sahada kaptığı toplarla rakip kaleye gidecekti. Burada takımın uygulayacağı baskı önemliydi.
İlk yarıda ilk 15-20 dakikalık dilimde Beşiktaş oyun olarak istediğini aldı. O aralıkta bir gol gelse sürpriz olmayacaktı ancak bu arzulu ve baskılı oyunu fiziken sürdürmek kolay değil. FIFA oynamıyoruz ki FIFA’da bile mümkün değil. Özellikle Umut ve Diaby’nin dinamizminin normal olarak düşmesi sonucu 20-45 arasında Galatasaray’ın istediklerini yaptığını gördük. Burada büyük ölçüde Beşiktaş’ın sol kanadı kullanıldı. Feghouli sorumluluk aldı. Durum şutlara da yansıdı. Beşiktaş 15-45 arasında yalnızca 1 şut çekebildi. Galatasaray 5 şut çekti ama isabet yoktu.
Topla oynama oranlarına baktığımızda Beşiktaş’ın 45 saniye üzerinde topa hakim olmadığını görüyoruz. Avcı’nın bir tercihinin sonucuydu bu durum. Elbette sonraki haftalarda görmeyeceğimiz, görmememiz gereken bir durum. Maçtan sonra Avcı da bu durumun altını çizdi. Öte yandan topa maç boyunca hakim olan Galatasaray’a rağmen rakip yarı sahaya, üçüncü bölgeye ve ceza sahasına giriş sayılarında işler Beşiktaş’ın istediği gibiydi. Daha doğrusu rakamlar epey yakındı ama verimlilik kısmında Beşiktaş bunları şutlara yansıtmayı başardı.
Galatasaray ilk isabetli şutunu 81. dakikada çekti. Ayrıca Galatasaray hiç korner kullanmadı. Beşiktaş ortaya görece edilgen bir yapıyla çıktığı için Galatasaray’ın verileri üzerinden oyunu okumak daha doğru oluyor. Bu veriler de Avcı’nın planının tuttuğunun birer göstergesi.
Diaby & Umut vs Nzonzi & Marcao
Beşiktaş’ın iyi yerleştiğini ve baskı yaptığını söylemiştim. Bu baskı fiziki etkenlerle düştükten sonra da birbirine yakın hatlarla savunmaya devam etti Beşiktaş ama rakibin top kullandığı bölgelerde değişimler olmuştu. Avcı’nın temel amacı Nzonzi ve Marcao’nun top kullanmasını engellemekti. Bu isimler top kullanırken Beşiktaş’ın yerleşimi ise en az bu amaç kadar önemliydi.
Marcao’nun topla çıkmak zorunda olduğu bir anı görüyoruz yukarıda. Umut diğer kanatta kaldığı ve Diaby de Nzonzi’den sorumlu olduğu için boş alan bulabilmiş Marcao ancak opsiyonları sınırlı. Opsiyonların sınırlı olmasın Atiba & Elneny ikilisi kadar kanatların savunma katkısı da önemliydi. Özellikle Lens bu açıdan ikinci bölgede kaptığı toplarla ciddi katkı sağladı.
10 dakika sonra yine benzer bir an. Umut, Nzonzi’yi markajlarken Marcao yine topla çıkmış durumda Diaby de ona baskı yapıyor. Galatasaray’ın fark yaratabilecek isimlerinden Belhanda ve Feghouli’nin iki hat arasında nasıl sıkıştığını görüyoruz. Marcao’nun tek opsiyonu Ryan Babel. Profili itibariyle değerlendirirsek Babel’in bu kadar geride top alması ve onu kullanmasının yerleşik bir savunmaya karşı o kadar da önemi yok. Babel kaleye ne kadar yakınsa o kadar tehlikeli çünkü.
Galatasaray’ın ikinci bölgedeki başka bir atağında da yine Beşiktaş’ın yerleşimi üzerinden oyunu okumak gerekiyor.Umut & Diaby ikilisi Nzonzi & Marcao’ya maç boyunca yakın oynayarak bu ikilinin top kullanmasını engelledi. Burada Lemina’nın pas opsiyonlarının yine epey kısıtlı olduğunu görüyoruz. Beklerinden istediği verimi alamayan ve hareketlilik sıkıntısı yaşayan Galatasaray topa hakim olsa da oyuna hakim olamıyor.
Marcao ve Nzonzi 6’şar top kaybıyla toplam 12 top kaybı yaptı. Bunların 4’ü Galatasaray yarı sahasındaydı.
Top Beşiktaş’tayken
Sol beki içerde, sağ beki savunmaya yakın kullandığı kurgudan haftalar önce vazgeçen Abdullah Avcı, top Beşiktaş’tayken daha klasik bir şablon izletti. Beklerin genişlediği, kanatların öne kat ettiği kurguda ilk topu Elneny’nin kullanması en önemli detaydı. Bu açıdan Elneny sorumluluk aldıkça fark yaratan bir oyuncu. Özellikle oyunun tenis maçında döndüğü sekansta Atiba yerine daha fazla sorumluluk alıp uzun pasları onun kullanması gerekirdi. Bunun dışında büyük fark yarattı.
Yukarıda ilk topu Elneny’nin kullandığı şablonda Diaby’nin hareketli bir oyuncu olması büyük fark yaratıyor. Avcı’nın merkezde bir forvet oyuncusu kullanmasının en büyük artılarından biri Diaby’nin hareketliliği zaten.
4141’le yerleşmiş Galatasaray’a karşı önceki fotoğrafta merkezde gördüğümüz Diaby hemen sağa hareketlenerek Elneny’den top alabilecek konuma yerleşmiş. Burada Nzonzi’nin ona uyguladığı markaj devre dışı kalırken Galatasaray sol kanadında ciddi boşluklar mevcut. Beşiktaş’ın organize ataklarından biri de böyle gerçekleşiyor zaten.
Elneny’den topu alan Diaby, Lens’in önüne hızlıca oynuyor ve sağ kanattan da bindiren Gökhan Gönül var. Atağın devamında Lens ve Gökhan’ın güzel bir ikili oyununu görüyoruz ancak yapılan orta isabetli olmuyor ve organize atak sonuçsuz kalıyor.
Ljajic hamlesi
Maçın kaçınılmaz hamlesi olan Adem Ljajic hamlesi 64’te geldi. Lens’in yerine giren Ljajic merkeze geçerken Diaby de sağ kanada geçti. İkinci yarının başından bu yana net pozisyonlara giren Beşiktaş bunları sonuçlandıramamıştı. Ljajic sonrası 4231’e daha yakın bir yerleşim gördük. Final paslarındaki acelecilik konusunda da Ljajic’in etkili olabileceği bir oyun vardı, nitekim öyle de oldu. Hamleden sonra kurulan çoğu pas üçgeninde Ljajic’i gördük. Pas etkileşimi arttı. Golden önceki paslardan biri de Ljajic’indi zaten.
Gol
Son olarak Babel’e temas eden topun çıkmasına izin vermeyen Gökhan Gönül’in arzusu golü getiren atağı başlattı. Babel de topun çıktığını düşünüyordu. Topun çıkmasına izin vermeyen Gökhan buradan Elneny’e oynadı.
Elneny, Diaby’e oynayıp sağ kanada hareketlenirken Diaby merkezde boş olan Ljajic’i gördü. Galatasaray orta sahada dağınık yakalandı. Sol kanatta Caner’in hareketlendiği bir boşluk vardı. Umut da öne doğru hareketlenmişti.
Sol kanatta topla buluşan Caner, ön direğe hareketlenmiş Umut Nayir’i gördü ve harika bir orta kesti. Umut, sırtında Marcao olmasına rağmen iyi bir kafa vuruşuyla ağları sarsarken golden sonra da sırtına Ljajic’i almıştı. Maçtan sonra Caner’in kendisine “Ön direğe hareketlen.” uyarısında bulunduğunu da açıkladı. Umut Nayir, Vodafone Park’ta ilk 11’de çıktığı ilk maçta ağları sarsarak derbinin tek golünü atmış oldu.
Savunma dörtlüsü
Beşiktaş sahaya uygulanabilir bir planla çıktığı için bireysel açıdan da tüm oyuncuların parladığı bir maç izledik.
Pedro Rebocho; akıcı oyunu ve mücadeleci tarzıyla fark yaratırken standardı olan bir oyuncu olduğunu gösterdi. Henüz ortalarıyla fark yaratmasa da bu yönüyle de sıyrılacağını düşünüyorum. Enzo Roco; kadroda düşünülmeyen biriydi. Feghouli karşısında aksadığı pozisyon dışında başarılıydı. Victor’un yokluğunda uzun pas rolünü üstlenmeye çalıştı. Vida; ilk yarıda Galatasaray’ın bastırdığı dilimde savunmada büyük fark yarattı. Gökhan Gönül de hem savunmada hem hücumda standardını koruyan iyi bir performans gösterdi.
Sonuç
Beşiktaş’ta Avcı’nın rakip odaklı oyunu işe yararken sahadaki senaryoyu okumak için de ağırlıklı olarak Galatasaray’ın top kullandığı dilimlere baktık. Beşiktaş; sakatlıklarla ve diğer saha dışı etkenlerle boğuştuğu bir günde rüzgarın yönünü terse çevirebilecek bir galibiyet alırken sözünü ettiğimiz bütün taktiksel detayların bu maç özelinde olduğunu unutmamak gerek. Abdullah Avcı’nın da maçtan sonra altını çizdiği gibi kadro istikrarsızlığının da etkisiyle henüz kendisine ait güçlü bir oyunu yok Siyah Beyazlıların. Bu maçtan çıkabilecek en önemli sonuç ise özellikle iç sahada yaratılacak atmosferin takımın baskılı oyununda ne kadar işe yarayabileceği olsa gerek.