Galatasaray, deplasmanda karşılaştığı Belçika ekibi Club Brugge ile 0-0 berabere kalarak Şampiyonlar Ligi’ne 1 puan alarak başladı.
Club Brugge 3-5-2 dizilişi ile sahaya çıkarken Galatasaray ise klasik 4-3-3 dizilişi ile sahada yer aldı. Zaman zaman tempo yükselse de maçın geneli düşük tempolu ve dengeli bir şekilde geçti.
Club Brugge Galatasaray’a göre daha çok net fırsatlar yakalasa da iki takım da bu fırsatları değerlendiremedi. Galatasaray topa daha çok sahip olan takımdı. Yaptığı pas sayısı ve bu paslardaki yüksek yüzdesi ile rakibinin temposunu düşürmeyi başardı. Galatasaray’ın İkili mücadelelerde ve kazanılan sahipsiz toplarda yüksek başarı oranı sağlaması ise maçın dengeli gitmesinde rol oynayan ana etkenlerden biriydi. Her ne kadar oyunu dengeye getirip topa sahip olmayı başarsa da üretkenlik konusunda çok zayıf kaldı. Galatasaray 7 kez ceza sahasına girme fırsatı bulurken sadece 1 ciddi net gol fırsatı yakaladı. Nagatomo ve Feghouli’nin ceza sahası dışından çektiği şutlar ile kaleyi yoklasa da hücumda etkisiz kaldı. Yapılan 13 ortanın ise sadece 1 tanesinde isabet sağlayabildi. Galatasaray maçı 2 başarılı anahtar pas ile tamamladı.
Club Brugge hücum planları
Ev sahibi ekibin iki önemli ana hücum planı göze çarptı. Birincisi hızlı hücum oyuncuları ile savunma arkasına atılan toplarla etkili olmaktı. Galatasaray savunma dörtlüsü bu konuda kötü bir sınav verdi.
Luyindama ve Marcao’ya ek olarak Mariano’nun da savunma zaaflarından yararlanmak isteyen Belçika ekibi savunma arkasına atılan toplarla istediği pozisyonları yakaladı. Bu pozisyonları bitirmekte ise çok başarısız bir görüntü sergiledi.
Savunma arkasına atılan toplar sadece gol pozisyonu bulma konusunda Brugge takımına katkı sağlamadı. Aynı zamanda Galatasaray’ın merkezde kurduğu üstünlüğü direkt toplarla aşarak 3.bölgeye yerleşmeye başardı.
Duran toplar
Vormer’in kullandığı duran toplarla 2 ciddi gol pozisyonu yakalayan Brugge bu fırsatları değerlendiremedi. Özellikle 54.Dakikada Okereke’nin kafa vuruşunda Muslera çok önemli bir pozisyonu önledi.
Galatasaray
Bu bölümde Galatasaray’ın başarılı ve başarısız bulduğum noktalarına değineceğim. Bu maçtaki detayları kullanarak genel bir tablo çizmeye çalışacağım.
İkili mücadele ve orta saha direnci
Galatasaray sene başında orta sahadaki direnç konusunda büyük sıkıntı çekiyordu. Nzonzi ve Lemina takviyeleri bu sorunu çözmüşe benziyor. Lemina’nın ikinci yarıdaki düşüşleri de dikkatlerden kaçmadı. Lemina’nın kendini bulması için zamana ihtiyacı var.
İkinci yarıda gerek sorumluluk almaması gerekse de ikili mücadelelerdeki başarısızlığı Lemina’nın fizik durumunu gözler önüne seriyor. İlk yarıda ise merkez savunmasına katkıda bulunan Lemina zaman geçtikçe daha fazla katkı verecektir. Lemina’nın Seri-Nzonzi ve Feghouli’nin kurduğu pas akışına daha fazla destek vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Nzonzi’ye ise ekstra değinmek istiyorum.
Galatasaray’ın geldiği andan itibaren en kritik oyuncusu oldu. Toplu ve topsuz aksiyonlarındaki başarısı takımının performansını direkt etkiliyor. Yüksek pas yüzdesi ve ikili mücadelelerdeki başarısı ile anahtar oyuncu konumunda bulunuyor.
İlk önce baskı altındayken sakin bir şekilde Babel’e topu aktaran Nzonzi pozisyon devamında kaptırılan topa hızlı şekilde refleks gösterip takımını atağa kaldırıyor. Oyun konsantrasyonu ve pozisyon alma konularındaki başarısı ile tam bir profesyonel.
Seri ise oyuncu profilinin gerektirdiği şeyleri başarılı bir şekilde yerine getiriyor. Yüksek pas yüzdesine zaman geçtikçe sahipsiz topları kazanma sayısı ile destek vermeye başladı. Seri de tam olarak hazır olunca Galatasaray’ın pas oyununda kritik rol alacaktır.
Topa sahip olma ve pas isabet yüzdesi
Galatasaray oynadığı maçlarda topa rakipten daha fazla sahip olurken %85 ve üzeri pas isabet yüzdesi ile oynuyor. Oyuncu kalitelerinin yükselmesi bu oranların artmasında ana etken oldu. Oyuna hakim olan, baskı yediğinde o baskıyı kalitesiyle aşabilen bir takım görüntüsü sunuyor. Birlikte oynama alışkanlığı kazandığında sezonun geri kalanında skoru tutabilen tempoyu ayarlayabilecek bir takım beklentisi içindeyim.
Üretkenlik ve tempo problemi
Galatasaray’ın herkesin de net bir şekilde gördüğü çok ciddi bir problemi var. Gol pozisyonu üretmede ve oyun hızında sıkıntılar yaşıyorlar. Yalnızca Falcao transferi ile de bu sorunların çözülemeyeceğini şimdiden görebiliyoruz.
Tempo ve üretkenlik problemlerinin bu oyuncu profilleri ile çözülebileceğini düşünmüyorum. Mutlaka sistem veya oyuncu profillerinin değişmesi gerekiyor. Detaylıca açıklamam gerekirse Belhanda eksikliğinde Galatasaray orta saha kurgusu Nzonzi-Seri-Lemina kanatlarda ise Babel-Feghouli’den oluşuyor.
Nzonzi’yi rolü itibariyle ayırabiliriz. Galatasaray hücum halindeyken orta saha oyuncularından mutlaka ceza sahasına koşularla katkı almak zorunda. Aksi takdirde Babel ve Falcao’ya atılan toplarda başarı yüzdesi düşük bir şekilde devam eder. Ekstra bir bilgi olarak Kasımpaşa maçında atılan golde Ömer Bayram’ın topla dikine koşusu golü getiren ana etkendi. Fatih Hoca’nın Ömer Bayram’dan faydalanma isteği de aslında orta sahadan ceza sahasına destek verecek ekstra bir oyuncu katarak bu üretkenlik sorununa çözüm bulmak. Maç boyunca Seri ve Lemina ceza sahası içinde sadece bir aksiyon içinde bulundu.
Aslında Lemina ceza sahasına girdiği tek aksiyonda Galatasaray’ın rakip savunmayı 3’e 2 yakalamasında etken olarak belki de takımını öne geçirebilecek golü atacaktı. Ceza sahasına yapılan koşular gerçekten Galatasaray hücumunda anahtar rol oynuyor.
Galatasaray takımı rakip ceza sahasında sayıca oldukça az sayıda bulunuyor. Feghouli geçen sene bir orta saha oyuncusu gibi pas desteğinde bulunarak Galatasaray oyununda fark yaratıyordu. Çünkü ters tarafta Onyekuru gibi gerek topla gerek topsuz ceza sahasına koşu yapan, merkezde de topla birlikte rakip ceza sahasına giren bir Belhanda vardı. Feghouli’ye verilen o rol o zaman için kritik bir durumdaydı. Fakat bu sezon özelinde orta saha pas kalitesinin yükselmesi ve ters kanatta da Babel’in varlığı Feghouli’nin rolüne olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.
Emre Mor-Lemina değişikliği
Bu değişiklikle birlikte aslında Galatasaray iki oyuncu profilinde değişiklik yapmış oldu. Birincisi topla dikine katedebilen bir kanat oyuncusu (Emre Mor) ikincisi ise hücumda aktif rol alabilecek bir orta saha oyuncusu (Feghouli). Bu değişiklikle birlikte Galatasaray ilk organize hücumunu gerçekleştirerek hücumda canlılık kazandı.
Fatih Terim’in Belhanda yokluğunda Emre Mor tercihinde bulunarak hücuma ekstra bir oyuncu katacağını ya da Andone tercihi ile 4-4-2 ye döneceğini düşünüyorum. Deplasman maçlarında olmasa da iç saha maçlarında 4-4-2 tercihini görebiliriz.
Tempo sorunu
Galatasaray’ın tempo sorununun oyuncu profillerinin değişmediği sürece değişmeyeceğini düşünüyorum. Sadece tek bir eleştirim var o da Diagonal pas sayısındaki eksiklik. Tempoyu yükseltmenin birinci yolu atılan diagonal paslarla oyunun yönünü hızlı değiştirerek rakibi eksik yakalamak.
Fakat Galatasaray bu maçta hiç diagonal pas girişiminde bulunmadı.
Galatasaray terse atılacak topla etkili bir hücum gerçekleştirebilecekken bu atak dar alana oynanan kısa pasla birlikte oyunun sıkışması ve topun kaybedilmesi ile sonuçlanıyor.
Sonuç
Genel olarak bu maçtaki detayları kullanarak Galatasaray’ın genel bir analizini yapmış oldum. Deplasmanda alınan 1 puan bu oyun ve zaman için gayet mutlu edebilecek bir sonuç. Galatasaray’a doğru oyuncu grubunu bulması için zaman vermek gerekiyor. Fatih Hoca’nın elinde özellikle orta saha ve forvet bölgesinde hem dizilişlerde hem de oyun kurgusunda değişiklik yapabileceği bir oyuncu grubu var. Sonraki maçlarda Fatih Hoca’nın doğru oyunu bulmak için yaptıkları tercihleri dikkatle takip edeceğim.