Analiz | Chelsea 0-0 Manchester City

İngiltere Lig Kupası finalinde Chelsea ile Manchester City karşı karşıya geldi. Manchester City rakibini 90 ve 120 dakikası golsüz biten maçta penaltılarla yenerek kupanın sahibi oldu. Çoğu final maçından alışık olduğumuz üzere düşük tempolu, dikkatli bir futbol anlayışı vardı ve bu anlayış tabelaya da yansıdı. Maçın taktiksel analizinde iki takımın da topsuz organizasyonlarını inceleyeceğiz.

Ortalama pozisyonlar

Chelsea 4-5-1 dizilişiyle sahada yer aldı. Savunma ile orta saha hattı arasındaki mesafenin az olması ve orta sahada dar pozisyon almaları topsuz oyun organizasyonlarının sağlam olmasını sağladı.

Manchester City 4-3-3 dizilişi ile sahadaydı. Kanatlarda üçgenler kurup ve bu üçgenler üzerinden hücum ederek oynamaya gayret ettiler. Chelsea’nin kısa ve dar takımı, City’i geniş alanda kanat odaklı oynamaya zorladı. Normalde City sol bekleri genellikle içeriye girerek, Fernandinho ile 2’li oluştururlar. Ancak, Chelsea’nin merkezdeki topsuz oyun hakimiyeti City’nin beklerini daha çok çizgiye çıkmaya zorladı.

Manchester City topsuz oyun evresi

Manchester City birkaç hafta önce oynanan ve 6-0 sonuçlanan Chelsea maçındaki pres şemasıyla neredeyse aynı şema ile Chelsea’ye press yaptı. Chelsea stoperlerin ilk topları almasına izin veren City, topun Jorginho’nun etkinlik alanına girmesine izin vermedi.

Silva-Agüero-De Bruyne ile Jorginho’nun etrafında bir üçgen kuran City, Jorginho’nun top almasını engelledi. Jorginho topları alamayınca Chelsea geride yan paslarla oynamak zorunda kaldı.

Chelsea stoperler üzerinden -David Luiz üzerinden- topla biraz ilerleme kaydettiyse de Silva-Agüero-De Bruyne üçgenine bu kez orta saha hattı da katıldı. Jorginho’ya olan pas bağlantıları tamamen kopmuş oldu. Topa yakın kanat oyuncusu Bernardo, topa baskı yapan De Bruyne ve Fernandinho ile de ikinci oyun kurucu rolündeki Barkley’i kapatan City, Chelsea’nin tüm çıkış opsiyonlarını kesmiş oldu. Bu durumda oyun kurucu genellikle David Luiz oldu. O da kısa çıkış opsiyonu bulmayınca uzun toplarla çıkmayı denendi ancak başarılı olamadı.

Manchester City’nin top kazandığı bölgelere bakarsak büyük çoğunluğun rakip sahada olduğunu görebiliyoruz. Rakibin geriden oyun kurmasına iyi adapte olan City, rakibinin hücuma çıkışlarını kontrol etti.

Chelsea kendi sahasında 27 kez top kaybı yaptı. Manchester City ise rakip sahada 22 kez topu kazandı. Bu istatistik City presinin ne kadar etkili ve Chelsea’nin geriden oyun kurma oyununun ne kadar etkisiz olduğunu gösterdi.

Chelsea topsuz oyun evresi

Chelsea 6-0 yenilgiden sonra bu maçta topsuz oyun organizasyonunu değiştirdi. 6-0’lık maçta tam saha pres deneyen Chelsea pres mesafelerini hiç ayarlayamayınca City rahatlıkla hücum edebilmişti. Bu maçta Maurizio Sarri takımına kısmi pres uygulattı. Kısmi pres genellikle sahanın belirli bir bölgesinde başlar ve oyuncular topa hamle yapmadan pozisyonlarını korurlar. Chelsea maç boyunca City’i 2.bölgenin başlarında karşıladı ve burada pres yapmaya başladı. Sarri bu pres sonucunda topsuz oyunda daha yakın, daha kısa ve daha organize bir takım elde etti.

Chelsea kanat oyuncuları Pedro ve Willian merkeze daha yakın ve daha derinde pozisyon almaları, merkezin daha iyi kapatılmasını sağladı. Merkezdeki 3 oyuncu Kante-Jorginho-Barkley birbirlerine daha yakın oynadılar. En önemlisi, savunma hattı ile orta saha hattı arasındaki mesafeyi en aza indi. Böylelikle City’nin hatlar arasına oynamasını engellenip ve City’nin hücum etkinliği düşürüldü.

Chelsea geçici olarak 4-4-2 şeklini aldı. Hazard’ın Fernandinho üzerindeki gölge presi City’i merkeze oynatmadı. City maçta oyun kurarken genellikle Laporte’nin topu almasını tercih etti. Laporte topu aldığında ise Kante sahte prese gitti. Kante pres yapacakmış gibi Laporte’nin üzerine gitti. Bu pres Laporte’nin topla oynama süresini en aza indirdi ve onun topu Chelsea’nin kısmi pres yapacağı bölgeye yönlendirmeye zorladı.

Derin blokta ise Chelsea’nin takım boyu ve darlığı City’nin penetre etmesini zorlaştırdı. City, Chelsea savunmasını genişletmek için kanatları kullanmaya başladı. Ancak, Chelsea’nin kısa takımı kaymaları iyi yapabildi ve City’nin bu bölgelerde etkili olmasını engelledi.

İki takımda oldukça zorlandıkları alan ise oyun ileri bölgelere taşımak oldu. Chelsea’nin kısmi presi ve derin bloğu City’nin topla ilerlemesi zorlaştırdı. City’nin tam saha presi Chelsea’nin geriden oyun kurup, topla ilerlemesini engelledi. Sonucunda iki takım da birbirlerine sorun çıkardı. Ancak, iki takım da çözüm üretmedi. Chelsea çözümleri bireysellik üzerinden -Hazard üzerinden- çözmeye çalıştı. City ise daha kollektif çözümler arasa da Chelsea’nin sağlam topsuz organizasyonunu aşamadı.

Chelsea’nin pas bağlantılarında David Luiz, Rüdiger, Azpilicueta, Emerson ve Arrizabalaga ilk beşte yer aldı. Bu onların topu sadece 1.bölgede kullanabildiklerini gösteriyor. Orta saha oyuncularını oyuna dahil edemediler.

Manchester City’de de durum farklı değil. Laporte, Otamendi, Zinchenko ve Kompany pas bağlantıları en kuvvetli oyuncular oldu. Genellikle oyunu soldan oynamaya çalıştılar. Fernandinho, Silva ve De Bruyne’yi hiç oyuna sokamadılar.

Kaleyi bulan şutlar iki takımında hücumda ne kadar etkisiz kaldığını gösterdi. Chelsea 7 şut girişimde kaleyi bulamadı ve bu 7 şutun sadece 3’ü ceza sahası içinden geldi. Manchester City ise 9 şutta 4 isabet bulmasına rağmen ceza sahası içinden sadece 2 şut çekebildi.

Sonuç

Chelsea önlem almayı ön plana koyarak çıktığı maçta gayet iyi bir performans ortaya koydu. Manchester City gibi dünyanın en iyi hücum takımlarından birini durdurmayı başarsalar da topla oynama konusunda çok eksiklikleri var. Tam saha presi kırmayı başaramıyorlar. Maçta yaşanan Kepa-Sarri gerginliği ise zaten karışık olan kulüp içi durumlarını iyi gerdi.

Manchester City günün sonunda kazanmayı başardı. Üst üste 2.kez bu kupayı kazandılar. Belki hücumda etkisiz kalsalar da böyle bir savunma organizasyonuna karşı hücum etmek hiç kolay değil. Bireyselliğe başvurmadan her zaman takım olarak çözüm aramaları gayet olumlu bir durumdu. Tam saha presleri ile rakibin tüm aksiyonlarını kontrol etmeyi başardılar.