Analiz | Beşiktaş 4-1 Ankaragücü

Beşiktaş’ın Vodafone Park’ta Ankaragücü’nü ağırladığı mücadele 5 gole sahne oldu. Burak (2), Vida ve Ljajic’in gollerine Sacko’nun karşılık verdiği maçın ilk yarısında net bir Ankaragücü üstünlüğü varken tabela bunun aksini söylüyordu. Beşiktaş kaliteli ayaklarıyla gole giderken Ankaragücü iyi bir takım görüntüsü çizdi. Maçın yıldızı Beşiktaş adına yaptığı kurtarışlarla Loris Karius oldu.

beşiktaş ankaragücü ile ilgili görsel sonucu

Maçı iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.

Genel

Ev sahibi Beşiktaş maça ideale yakın bir kadroyla 4231 olarak çıktı. Ankaragücü ise 433 dizilişiyle başladı. Topla buluşulan noktalarla oluşan yukarıdaki haritada da gördüğümüz gibi Ankaragücü, beklerini de rakip yarı sahada topla buluşturarak Beşiktaş karşısında her zaman görmediğimiz bir şeyi başardı. Hücumcu özellikleriyle öne çıkan Caner’i ise alışkın olmadığımız şekilde daha geride görüyoruz. Bunun sebebi de Ankaragücü’nün özellikle sağ kanadı daha etkili kullanmasıydı. Ankaragücü, Caner’in savunma zafiyeti üzerine gitti. Beşiktaş’ta ise Güven ve Ljajic’in topla buluşma noktaları dikkat çekiyor. Özellikle Güven’in top aldığı noktalar onun merkeze çok yakın olduğunu gösteriyor. Bu aslında Caner için de bir fırsattı ancak Beşiktaş’ın kanat organizasyonlarıyla fark yaratabildiği bir maç olmadı.

Maçın ilk yarısında net bir Ankaragücü üstünlüğünden söz etmek mümkün. Burak Yılmaz’ın bireysel kalitesiyle attığı gol ise önemli kırılma anlarından biri. Tabii maç boyunca ve özellikle ilk yarıda Karius’un yaptığı kurtarışlar da maçın Beşiktaş’ta kalmasının bir numaralı sebebiydi. Beşiktaş özellikle hücumda bolca top kaybı yaptı. Bunu Ankaragücü’nün iyi yerleşimiyle de açıklayabiliriz ancak bolca basit pas hatasını da es geçmemek gerek. Tüm bunlardan detaylıca söz etmeye çalışacağım.

Ankaragücü üstünlüğü

Ankaragücü’nün topa ve büyük oranda maça hakim olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle ilk yarıda topla oynamadaki net üstünlüğü görüyoruz. İç sahada ve ideale yakın 11 ile sahaya çıkan Beşiktaş’ın tempo ve atmosfer etkisiyle oyuna ağırlığını koyamaması Ankaragücü’nün hanesine koca bir artık yazmamıza neden oluyor.

Rakip yarı sahaya, üçüncü bölgeye ve ceza sahasına girişlerde net bir Ankaragücü üstünlüğü var. Beşiktaş ligin ikinci yarısında bu role bürünmeyi alışkanlık haline getirdi ancak iç sahada tribünler de doluyken bu pasif performansla sonuca gitmek ne olursa olsun şaşırtıcı.

Topla oynama sürelerine baktığımızda da Ankaragücü topa hakim olmanın meyvelerini toplamış. Beşiktaş 45 saniye üzerinde topa hakim olamamış.

60-75 arasında Beşiktaş’ın topa mutlak hakimiyeti ise üçüncü gol üzerinden okunabilir. Tabela hiçbir zaman lehine olmasa da Ankaragücü maça ağırlığını koymuş durumdaydı ancak üçüncü golün maçın bitiş düdüğünden çok da farkı yoktu. Buna rağmen 60-75 arasında Ankaragücü’nün Beşiktaş’tan daha fazla şut çektiğini de söylemek gerek.

Şutla sonuçlandırılan atak sayılarına baktığımızda da Ankaragücü’nün Beşiktaş’ı ikiye katladığını görüyoruz. Beşiktaş’ın burada sıyrıldığı tek nokta ise kontra-ataklar olmuş durumda. Topun büyük oranda rakipte olduğu bir durumda Beşiktaş’ta bu durumu görmek de sürpriz değil elbette.

Hücumların kanat dağılımlarına baktığımızda Ankaragücü’nün ağırlıklı olarak sağ kanadı kullandığını görüyoruz. Sağ kanattan yapılan 39 atağın 5’i şutla sonuçlandırılabilmiş. Bu durumu Caner üzerinden de okumak mümkün. Beşiktaş topa hakim olup oyunu rakip yarı sahaya yıkamadığı her maçta Caner’in kanadında sorunlar yaşadı, yaşamaya da devam edecek. Beşiktaş’ta ise atakların büyük oranda sağ kanattan gelişmesini Gökhan Gönül üzerinden okumak mümkün. Gökhan Gönül önünde Lens varken Beşiktaş adına hücumun belirleyici faktörlerinden biri haline geliyor.

İlk yarıda Beşiktaş

Beşiktaş’ın maçın ilk yarısında oldukça etkisiz olduğunu söylemiştim. Bunu destekleyen verilerden biri şutlar. Şut haritasında da gördüğümüz gibi Beşiktaş’ın ilk yarıda ceza sahasında şutu yok. İkinci yarıda ceza sahasındaki 3 isabetli şut ise gol olmuş. Toplamda 5 isabetli şutun 4 golle sonuçlanması ise kadro kalitesinin oyuna olmasa da skora hükmettiğini gözler önüne seriyor. Ayrıca Ankaragücü’nün ilk yarıda 3’ü isabetli 4 şutu Beşiktaş ceza sahasında çektiğini de hatırlatmak gerek.

Top kayıpları ve geri kazanmalar da Beşiktaş’ın özellikle ilk yarıdaki etkisizliğini ve karşı plan üretememesini gösteriyor.

Beşiktaş kendi yarı sahasında 19 top kaybı yapmış. Bunların 12’si ise ilk yarıda gerçekleşmiş. Ankaragücü ise ilk yarıda kendi yarı sahasında yalnızca 1 top kaybetmiş. Tempo ve dinamizm ile rakiplerini alt etmesine alıştığımız Beşiktaş için Ankaragücü’nün bu durumu özellikle şaşırtıcı ve takdir edilesi olsa gerek.

Geri kazanma haritasına baktığımızda da Beşiktaş’ın ilk yarıda rakip yarı sahada hiçbir topu geri kazanamadığını görüyoruz. Yukarıda da sözünü ettiğim gibi Atiba ve Dorukhan’ı aynı anda sahaya yazdığımız bir Beşiktaş için oldukça şaşırtıcı bir durum bu. Maçın skoru bu açıdan yanıltıcı olsa da Beşiktaş’ın ilk yarıda yalnızca 1 gol farkla önde olduğunu da söylemek gerek.

Hücumcuların top kayıpları

Beşiktaş hücumcularının bu maçta birbirleriyle yarışırcasına top kaybettiklerini söylemek gerek. Güven Yalçın 11, Burak Yılmaz 9, Lens 8 ve Ljajic’in 7 top kaybıyla oynaması ve bu top kayıplarının çok basit pas hatalarını da içermesi zaten topa hükmedemeyen Beşiktaş’ın hücumda daha da pasif kalmasına neden oldu.

Loris Karius

Özellikle ilk yarıda yaptığı kurtarışlarla maçı Beşiktaş’ta tutan Loris Karius sahanın en iyi ismiydi. Karius maç boyu müthiş performansını bir de penaltı kurtarışıyla süslese de alışık olmadığımız şekilde tekrarlanan penaltı vuruşunun gole dönüşmesi Karius’un bu maçı gol yemeden tamamlamasının önüne geçmiş oldu. Sezon boyunca iyi bir grafik çizse de derbi öncesi özgüven tazelemiş olması Karius için de Beşiktaş için de önemli bir durum.

Ljajic & Kagawa

Biri Sırp biri Japon olsa da sahada aynı dili konuşan iki futbol kalitesi büyük fark yaratıyor. Beşiktaş’ın dördüncü golünde Ankaragücü 4 kişilik bir hatla savunurken Ljajic, Kagawa’ya pası attığı gibi savunma arkasına koşusunu atıyor ve Kagawa da tek pasla onu buluşturuyor. Sonrasındaki şut ise bir ince işçilik ürünü, onu sanat tarihçileri anlatsın.

Geçtiğimiz hafta Sivasspor – Beşiktaş  analizimde golle sonuçlanmasa da ince bir işçilik gördüğümüz pozisyondan bahsedip “Bu pozisyondan bahsetmemin sebebi ise alışkanlık kazanmaları halinde Ljajic ve Kagawa’nın bu ve bunun gibi pek çok değerli sekansı bize izletebilecek olmaları.” demiştim. O değerli sekanslardan biri bu sefer golle sonuçlandı.

Yine o yazımda söylediğim gibi “Ljajic ve Kagawa birlikte oynar mı?” sorusunu sormak yerine “Ljajic ve Kagawa birlikte nasıl oynar?” sorusunu soranlardanım. Şenol Güneş’in buna yönelik bir formül üretmesi kalan 4 haftada her şeyi kökünden değiştirebilir.

Sonuç

Beşiktaş özellikle ilk yarıda oynadığı oyunla büyük soru işaretleri yaratsa da ligin en iyi kadrolarından birine sahip ve Burak Yılmaz başta olmak üzere skora dokunan pek çok yeteneği bünyesinde barındırıyor. Kalan 4 haftada sürdürülebilir bir oyun inşa etmek mümkün olmadığı için maç maç bakmaya devam edilmeli.

Ankaragücü planlı ve ne yaptığını bilen bir duruşla sahadaydı. Beşiktaş karşısında pek alışkın olmadığımız bir performans gördük. Özellikle ilk yarıda Karius’u geçebilselerdi bugün başka şeyler konuşuyor olacaktık. Bu açıdan ligdeki konumları şaşırtsa da gelecek adına umut verdiklerini söylemek gerek.