Beşiktaş, Dolmabahçe’de Erzurumspor’u konuk etti. Galibi olmayan mücadele 1-1’lik beraberlikle sonuçlanırken iki gol de Dorukhan Toköz’den geldi. Beşiktaş’ta Quaresma gördüğü kırmızı kartla eleştirilerin odağı olurken ortaya konan plansız futbol ikinci yarıdaki ilk puan kaybının yaşanmasında en önemli sebepti.
Maçı iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Genel
Beşiktaş geçen haftadan ders almamış bir 11 ile sahaya çıktı. Medel ve Dorukhan’ın orta sahada doğru ikili olmadığını düşünüyorum, önceki maç analizinde de bundan nedenleriyle söz etmiştim. Bunun yanı sıra Necip’in stoper rotasyonunda Roco’nun önüne yazılması da enteresan bir durum.
Beşiktaş’ta maça Lens’in sağda, Quaresma’nın solda başlaması nispeten daha doğru bir tercihti çünkü kabul etmek gerekir ki sol kanatta oynayan bir Quaresma ister-istemez daha paylaşımcı bir profile bürünüyor. Sırtını çizgiye daha zor yasladığı için de bazı pas alışverişlerine katkıda bulunabiliyor. Tabii bu durum maçın tamamına etki etmedi çünkü bu ikili pek çok kez kanat değiştirdi.
Erzurumspor da 4231’le sahadaydı. Maça klasik bir Anadolu takımı profilinde, önde baskıyla başladılar. Bu baskı uzun sürmedi ve kendi yarı sahalarında kalabalık bekleyerek topu da Beşiktaş’a bıraktılar. Beşiktaş ataklarında ise Egemen Korkmaz’ın adeta tek kişilik bir savunma hattı gibi Erzurumspor kalesini savunduğunu gördük. Egemen sahanın en iyi isimlerinden biri olurken Beşiktaş, Erzurumspor’un bıraktığı topu doğru kullanamadı.
Topla oynama
Beşiktaş ilk yarıda daha ağırlıklı olmak üzere maç boyunca topa hükmeden taraftı ancak oyuna aynı şekilde hükmedemedi çünkü topa sahip olmanızdan daha önemlisi topla ne yaptığınızdır. Beşiktaş’ın ne geçişte ne de hücumda topla ne yapacağına dair somut bir planı yoktu. İşin garip yani bu durum yaklaşık 2 sezondur böyle. Organizasyonu ve planı olmayan bir takım ne yaparsa onu yapıyor Beşiktaş.
Şenol Güneş’in Beşiktaş’taki ilk iki sezonunda rakip topu bu kadar kolay bir biçimde Beşiktaş’a bırakamıyordu çünkü bıraktığında kaybetmesi işten bile değildi ancak rakipler de Beşiktaş’ın organizasyon sorununun farkında ve topu rakibe bırakmaktan çekinmiyorlar.
Paslar
“Beşiktaş topa hakimdi ama bununla ne yaptı?” sorusuna verilebilecek en somut cevap yine orta olur. Ev sahibi ekip toplamda 25 orta yaparken bunlardan yalnızca 9 (%36) tanesi başarılı oldu. Bu 25 ortanın 8 tanesi Quaresma’nın ayağından geldi. Toplamda 6 isabetli anahtar pas yapılması ise maçı özetleyen bir başka veri. Beşiktaş artık Burak gibi net bir santrfora sahip olmasına rağmen ortalarla kaleye gitmekte ısrarcı olmaya devam ediyor.
Erzurumspor açısından baktığımızda ise sürpriz bir detay yok. Konuk ekibin tek golü Necip’in asistine Dorukhan’ın golüyle büyük bir şans anında geldi. Erzurumspor da bu şansı maçın sonuna kadar kullanmaya çalıştı, kısmen de olsa başarılı oldu.
Şutlar
Şutların dağılımına baktığımızda ikinci yarının daha hareketli geçtiğini görüyoruz. Özellikle Erzurumspor’un golünden sonra maçta tempo artmıştı ancak bu durum Beşiktaş’ta tempodan çok acelecilikle sonuçlandı. Planı olan bir takım gole ihtiyacı varken bu aceleciliği yaşamaz ve planına sadık bir biçimde tempo yaparak rakibi zor durumda bırakırdı. Beşiktaş’ın durumunu özetleyen bir başka durum oldu kısaca bu.
Şut noktalarına baktığımızda da ikinci yarıda Beşiktaş’ın ceza sahasındaki 2 isabetli şutunda Dorukhan’ı görüyoruz. Bu iki pozisyondan biri golle sonuçlanırken bir diğeri de Beşiktaş’ın gole en yakın olduğu pozisyonlardan biriydi. Kısacası Dorukhan bir merkez orta saha olmasına rağmen tabela katkısıyla fark yaratmaya devam ediyor.
Erzurumspor özelinde de ikinci yarıda hem isabetli hem toplam şut sayısının net biçimde arttığını görüyoruz. Bundaki en önemli payı Mirin oyundan çıktıktan sonra geçilen kurguya vermek mümkün. Isimat-Mirin yerine Pektemek oyuna girerken Ljajic merkez orta sahaya Medel de stopere geçmişti. Bu hamle ve getirdiklerinden de ayrıca detaylıca söz edeceğim ancak Erzurumspor’un hücum verimliliğine doğrudan katkı sağladığını görmek şimdiden mümkün.
Pas bağlantıları
Pas bağlantılarına baktığımızda Beşiktaş’ta Adriano’nun net biçimde fark yarattığını görüyoruz. Beşiktaş’a geldiğinden beri bir bek performansının ötesinde bir sol iç performansı veren Adriano bu maçta da takımın bir numaralı pas istasyonu oldu. Caner’in oyuna girmesinden sonra da merkeze yöneldi zaten. Tabii normal bir takımda bu kadar mevki sirkülasyonu olmaması gerekir ancak Adriano her teknik direktörün çalışmak isteyeceği çok yönlü bir profile sahip.
Erzurumspor’da İbrahim Akdağ’ın bir numaralı pas istasyonu olduğunu görüyoruz. Bu pas bağlantısının ötesinde İbrahim Akdağ üçüncü bölgeye attığı 13 pasın 10’unda isabetli olmuş, ceza sahasına attığı 2 pası 1’inde isabetli olmuş. Yani merkezde güvenli topları arkadaşlarıyla paylaşmanın ötesinde de Erzurumspor ataklarının şekillenmesinde rol üstlenmiş.
Golde Beşiktaş savunması
Erzurumspor Emrah Başsan’la sağ kanattan gelirken Beşiktaş’ta 4 kişi ceza sahasında 1 kişi ceza yayına yakın konumda. Ceza sahasındaki 4 kişi 2 rakibi marke etmiş ancak 2 kişi fazladan aynı yeri savunuyor. Ceza sahasında 1 rakip demarke konumda ve topla buluşursa tehlike yaratabilir.
Ön direkteki Medel, Emrah’ın ortasını savunuyor ancak bunu merkeze doğru yapıyor ve top başta Adriano’nun yay civarında değil bizzat yayda durarak savunması gereken bölgeye gidiyor. Şut sonrasında Necip’in refleks hamlesinden sonra top Dorukhan’a çarpıp Beşiktaş kalesine gidiyor.
Bu golde temel yerleşim ve markaj hatası dışında topun merkeze uzaklaştırılmaması gerektiği de “Savunmaya Giriş 101” dersinde işleniyor olsa gerek.
Hamleler
Beşiktaş adına maçın en önemli kırılma anının Isimat-Mirin’in sakatlığı sonrasında yapılan değişiklik olduğunu düşünüyorum. Mustafa Pektemek’in oyuna girmesiyle Ljajic merkeze Pektemek de yardımcı forvet rolüne geçti. Peki başka ne yapılabilirdi? Muhtemel hamleler ve sorunlar üzerine…
1- Oğuzhan’ı görmek
Beşiktaş maç boyunca topa hükmetti ve Erzurumspor da bu durumdan memnundu bunun nedeni ise Beşiktaş’ın bir organizasyona sahip olmamasıydı. Peki Oğuzhan gibi bir organizatörden Beşiktaş neden faydalan(a)mıyor? Oğuzhan ve Güneş eksenindeki sıkıntıda hatanın kimde olduğu önemli değil. Öyle veya böyle Beşiktaş elindeki en iyi organizatörden faydalanamıyor. Üstelik buna topa mutlak hakim olunan bir maçta devam ediliyor. Saha dışı sorunlar bir tarafa Beşiktaş, Isimat-Mirin sakatlandığında oyuna Oğuzhan’ı alarak Ljajic’e de nefes aldırıp onun verimini arttıracak bir organizatörü 8 numaraya yazabilirdi, yazabilmeliydi.
2- Güven Yalçın’ı unutmak
Beşiktaş’ta kötü devam eden bir sezonun en önemli kazançlarından biri de Dorukhan kadar Güven’di. Modern bir forvet profilinin hakkını veren Güven, Burak transferinden sonra bir anda unutuldu. Burak yerine doğrudan yazılmanın ötesinde rotasyonda fiilen son sıraya geçmesinin izah edilir bir tarafı olduğunu düşünmüyorum üstelik Pektemek’i yardımcı forvet rolünde oyuna sokmak daha sonrasında da ceza sahasına şişirmek için Larin’i oyuna almak Güven’i unutmaktır. Beşiktaş ülke futboluna bir futbolcuyu kazandırmaya bu kadar yakınken Güven’i unutacak bir lükse sahip değildir. Yerine de Pektemek ve Larin’i oynatırken üstelik…
Son söz
Beşiktaş oyun planına sahip olmaması nedeniyle 2 puan daha kaybederek bu sezon zaten hiç ortak olmadığı şampiyonluk yarışından koptuğunu gösterirken Erzurumspor istediğini fazla yorulmadan aldı.