Beşiktaş, Vodafone Park’ta Başakşehir’i ağırladı. İki takımın da net bir hakimiyet kuramadığı mücadele beraberlikle sonuçlanırken goller Crivelli ve Burak Yılmaz’dan geldi.
Maçı iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Genel
Beşiktaş’ta Victor Ruiz, Vida ve Elneny’nin yokluğu yeni şekillenen kurgu için büyük bir handikap yaratırken Başakşehir daha istikrarlı bir kadroya sahipti. Beşiktaş’ta Vida ve Victor’un yokluğunda savunma ikilisinin Gökhan ve Necip’ten oluşması maçın önemli durumlarından biriydi. Özellikle Victor’un yokluğunda geride top kullanmak büyük bir handikap iken bu ikili durumu zaman zaman avantaj olarak kullandı. Gökhan hücumcu bir bek olarak top kullanmaya hakimdi, Necip de orta saha orijinli olduğu için Beşiktaş doğrudan bir pasör stoper aramadı.
Uzun süredir daha dar alanda ve kolektif bir yapıyla izlediğimiz Başakşehir bu sezon sahaya daha fazla yayılıyor. Maç özelinde bunu o kadar sık görmesek de Başakşehir’in sezona kötü başlamasının temel nedenlerinden birinin bu olduğunu düşünüyorum. Maç özelinde ise Beşiktaş’ın zaaflarına paralel biçimde geride rakibe alan vermeyen ikili bir hat vardı. Beşiktaş rakip yarı sahaya geçtiği anlarda bile savunma ve orta saha arasındaki blokta istediği gibi top kullanamadı. Başakşehir iyi yerleşti.
Topla oynama oranlarında Beşiktaş etkili olsa da oyun ortadaydı. Üçüncü bölgeye girişlerde iki takım da 44-44’le berabereyken rakip ceza sahasına giriş sayılarında Başakşehir’in 10-12 üstünlüğü vardı. 45 saniye üzerindeki topla oynama sayısında da 4-6’lık Başakşehir üstünlüğü var. Top Beşiktaş’ta kalsa da Başakşehir’in memnun olduğu bir durum söz konusu.
Kurgu
Abdullah Avcı, Caner’i merkezde kullandığı kurguda ısrarcı olurken bu false-back işlevinin de sorgulandığı bir maç oldu. Caner’in merkezde kullanılmasının temel amacı merkezde sayı üstünlüğü yakalayıp oyunun kanatlardan şekillenmesine önayak olması iken Beşiktaş bu kurguyu hemen hemen hiç kullanamadı. Diaby’nin sağ çizgde ama epey önde olması onu doğrudan etkisiz kıldı, N’Koudou ise savunmaya daha yakın konumlandığı için top alabiliyordu. Yukarıdaki şablon maçın özetiydi adeta. Gerideki üçlü hat arasında paslaşırken zaman zaman merkezdeki Atiba veya Caner top aldı, aldığı gibi de stoperlere geri döndü. Merkezde top kullanabilen kimse yoktu. Üstelik bu kurgunun doğal bir sonucu olarak sağ bekteki Douglas’ın da savunma hattında kalması rakibin dar alanda savunmasına olanak verdi.
Söylediklerimi destekleyen en önemli veriler pas verileri elbette. Pas kombinasyonlarına baktığımızda oyunun Beşiktaş yarı sahasında savunmacılar arasında ve onlara Atiba & Caner tarafından geri yollanan toplarla geçtiğini görebiliyoruz. Buradaki en olumlu durum ise Caner ve N’Koudou arasındaki paslar. Caner, N’Koudou’ya 25 pas atmış, onu bolca topla buluşturmuş. Sonrası ise yine kurgudaki sıkıntılarla alakalı. N’Koudou’yu topla buluşturmak bir adım olsa da topu ona verip ondan bir şeyler beklemek dışında bir şey yapamadı Beşiktaş. Burada devreye Ljajic’in girmesi gerekiyordu ama olmadı. Beşiktaş kaleye doğrudan N’Koudou’nun bireysel yetenekleri üzerinden gitmeye çalışınca bolca top kaybı izledik. İhale N’Koudou’ya kaldı. N’Koudou’nun yalnız kalma sebebi Caner’in merkezde bir rol üstlenmiş olması ancak aynı sebep aynı anda N’Koudou’nun bu kadar top alabilmesini de açıklıyor. Zor bir ikilem yani.
Diaby neden etkisiz?
Beşiktaş’ın temel kurgusunda Diaby ve N’Koudou’dan kısaca bahsettim, şimdi derinlemesine bakalım. Yine aynı şablonu görüyoruz. Merkezdeki ikili rakibi üzerine çekmiş durumda ve Beşiktaş tıpkı geçen haftalardaki gibi yalnızca çizgiden hücuma geçebilir. Lens ve N’Koudou çizgiyi daha çok seven oyuncular ama Diaby ve Boyd için aynısını söyleyemeyiz.
Yukarıda Diaby’nin konumunu ve top alması için gereken konumu özellikle gösterdim. N’Koudou’nun aksine Diaby daha önde tam bir kanat-forvet olarak konumlanıyor hatta burada da savunma arkasına bir koşu atma çabasında. Bu durum oyuncunun profilinin doğal bir sonucu. Sistemin gerçeklerine döndüğümüzde ise bu durum Beşiktaş’ı yalnızca sol kanattan geçişe zorluyor. Diaby okla çizdiğim konumda olup top alırsa Dorukhan’la bir ikili oyun oynayabilir. Abdullah Avcı’nın Caner’i merkezde kullanmasının temel amacı bu zaten. Çizgideki kanat oyuncularıyla; içerde ve önde kullanılan orta saha oyuncularının ikili oyunlar oynayarak bloklar arasını işlemesi lazım. Durum böyle olmayınca yalnızca çizgiyi kullanan N’Koudou’nun adını duyduğumuz bir maç oluyor. Sahanın en etkisiz isimlerinin de Dorukhan, Ljajic ve Diaby olması sürpriz olmuyor haliyle. Diaby 70 dakikada toplam 47 aksiyonla oynarken N’Koudou’nun 96 dakikada 82 aksiyonu olması da bu durumu özetliyor.
Aynı atağın devamında merkezde top alıp yüzünü dönebilen Caner ise kadrajda olmayan çizgideki N’Koudou’yu kolayca topla buluşturabiliyor. Kurgunun ilk adımı da bu zaten.
- N’Koudou nasıl top alabiliyor? Caner, Atiba’ya yaklaştığı için Başakşehir merkezi savunmak zorunda dolayısıyla çizgide top almak mümkün.
- Diaby neden top alamıyor? Profili gereği kafasında hep hücum var. Önceki fotoğrafta da geriye gelmek yerine savunma arkasına uzun bir koşu atıyor zaten. Geriye gelip top almadığı sürece etkisiz kalacak.
Ljajic
Beşiktaş’ın ve belki de ligin en iyi futbolcularından biri olan Ljajic bu sezon tabelaya etki etmeye devam etse de Beşiktaş’ın tam verimle kullanamadığı oyuncuların başında geliyor. Bu durumu rol değişiminin bir sonucu olarak okumak pekala mümkün. Peki o rol ne?
Yukarıda Beşiktaş yine geçebileceği tek şekilde hücuma geçmiş durumda. Caner oyunu çizgideki N’Koudou’ya genişletmiş durumda. Kurgunun ilk adımı bu ancak ikinci adımda oyunun N’Koudou veya başka birinin bireysel yeteneklerine bakmaması için birileri gerekiyor. Daire olarak belirttiğim noktada N’Koudou ile etkileşime girmesi gereken biri olmalı, o kişi de Adem Ljajic.
Ljajic’in orada olmaması, Dorukhan’ın da oraya hareketlenmemesi oyunu N’Koudou’nun bireysel yeteneklerine mahrum bırakıyor. Bunun sonucunda da N’Koudou 82 aksiyona girerken bunların 55’i başarılı, 27’si başarısız oluyor. Yukarıdaki özel bir an olsa da nedenler ve sonuçlar genel. Avcı’nın kafasındaki kurgunun sahaya yansımamasını temel nedenlerinden biri de bunu oyunculara henüz anlatamamış olması. Caner’in çabası ve N’Koudou’nun ayağına bakan bir oyun izliyoruz günün sonunda.
Hamle
Elneny’nin yokluğunda geride bir oyun kurucudan mahrum kalan Beşiktaş’ta devre arasında Oğuzhan hamlesini beklediğimi, Dorukhan’ın da Douglas yerine geri üçlüde oynayabileceğini yazmıştım. Aslında maça Oğuzhan olmadan başlamak da bir soru işaretiydi özellikle de Elneny’nin yokluğunda.
Oğuzhan’ın 65 gibi oyuna girdikten sonra fark yarattığı bazı anlar oldu. Temel işlevi Ljajic’i iki rakip hat arasında topla buluşturabilmek olan Oğuzhan orta sahada ısrarlı bir şekilde top kullanabilecek tek isim şu an. Yukarıda da sol içte topu aldığı gibi Ljajic’i ince bir pasla görüyor. Oğuzhan girdikten sonra Ljajic’in daha etkili olması sürpriz değil yani. Douglas’ın formuna paralel biçimde Dorukhan’ın geri üçlüde de oynayabilecek profilde olması ise büyük bir avantaj, özellikle de bu savunma kurgusunda ısrarcı olunacaksa.
Oğuzhan oyuna girdikten sonra Ljajic’in fark yarattığı bir ana bakıyoruz. Öncesinde Oğuzhan, Caner ve Ljajic arasındaki paslaşmalarla gelinen bu durumda Caner’in hücumdaki koşusu üçüncü bölgede topla buluşma fırsatını yakalamış Ljajic’in anahtar pasıyla ödüllendiriliyor. Oğuzhan hamlesinin dolaylı bir yansıması bu.
Sonuç
Başakşehir’in, Beşiktaş’ın defolarını bilerek çok iyi yerleştiği, Ljajic’i kolayca pasifize ettiği bir maç izledik. Başakşehir’de Mahmut’un bu açıdan rolü kritikti. İlk topu kullanmanın ötesinde merkezdeki ilk hamlelerde de payı büyüktü. Gecenin sonunda iki takım da galibiyete yaklaşamazken maç da beklendiği gibi berabere sonuçlandı.