Analiz | Beşiktaş 1-0 Galatasaray

Spor Toto Süper Lig’in 14. haftasında iki ezeli rakip karşı karşıya geldi. Vodafone Park’taki maçı ev sahibi ekip Ljajic’in tek golüyle kazanırken, oynanan futbol yine beklentilerin çok uzağında kaldı.

Maçı Instat’ın verileriyle inceleyeceğiz.

Ortalama pozisyonlar

Ev sahibi ekip maça alışık olduğumuz dizilişiyle başladı. Merkezi enerjisi yüksek iki orta saha oyuncusuna emanet eden Şenol Güneş, maça da yoğun bir ön alan baskısıyla başladı. İlk 15 dakika topu domine eden Siyah Beyazlılar, topu kaptırdığı andaysa önde basarak rakibini uzun atmaya itti.

Beşiktaş’ın ön alan baskısına bir örnek. Topla buluşacak olan Maicon’un burada iki seçeneği var. Brezilyalı stoper ya tek pas opsiyonu Ahmet Çalık’a oynayacak ya da gelişigüzel uzun bir top atacak.

Galatasaray’sa bu bölümde topu rakibine teslim etmekte bir sakınca görmedi. 3’lü savunmayla maça başlayan ve 0-0’ı tutmak üzerine bir oyun anlayışıyla sahaya çıkan konuk ekip, rakibini de kendi yarı sahasında karşılamayı tercih etti. 5’li bir savunma hattının hemen önüne Fernando ve Selçuk’u da ekleyip geride alan bırakmak istemeyen Galatasaray, Feghouli’yi geçiş hücumlarındaki bağlantı olması için biraz daha ileride konumlandırdı. En öndeyse Onyekuru-Eren ikilisiyle rakibine merkezde rahat pas yapma imkanı tanımak istemeyen Sarı Kırmızılılar, 5-2-1-2 gibi bir dizilişle sahada yer aldı. Topu kaptığı anlardaysa Feghouli’nin başlattığı hızlı hücumlarla çıkmak isteyen Galatasaray, bu konuda istediklerini sahaya yansıtmadı.

Burada da görüldüğü gibi 5’li savunma hattının önü Fernando ve Selçuk’la iyice güvence altına alınmış. Eren’inse ekstradan savunma yardımına geldiğini görüyoruz.

İlk 15 dakikadaki topla oynama yüzdeleri de doğal olarak ev sahibi lehine. Beşiktaş’ın bu bölümde %62’ye %38’lik bir üstünlük kurduğunu görüyoruz.

Plansızlık

Bir ülkenin futbol seviyesini gösteren en önemli etmenlerden biri de o ülkenin ”önde gelen” takımlarının kendi aralarında oynadıkları maçlardır. Güç olarak birbirlerine aşağı yukarı denk olan bu takımlar, kazanmak için doğal olarak en iyi futbollarını bu maçta sergilemek zorundadır. Ayrıca sezonun en çok izlenen maçlarının da bu maçlar olması takımlara en iyi oyunlarını oynama konusunda ekstra bir motivasyon kaynağı olur.

Ülkemizdeki futbolun seviyesiniyse bu maç sayesinde bir kez daha gördük, ligimizle ilgili neden genel olarak ”mücadeleci” kavramının kullanıldığını da. Bizim bu kelimeyi kullanma sebebimizse ligimizin çoğu kez taktiksel açıdan yetersiz kalması. Yani kısacası kimse ”yoğurdum ekşi” demeyeceği için böyle bir tanım yapmışız ligimiz için.

Bu maçta ülkemizdeki futbol seviyesi hakkında güzel bir örnek verdi bizlere. İki takımın da oyunu taktikten çok motivasyona dayalıydı. Hal böyle olunca da ”son zamanların en kötü derbileri” listesine bir maç daha eklendi.

Top kayıpları rakamları derbinin kalitesi hakkında bize ipuçları veriyor. Maçta yapılan toplam top kaybı sayısı tamı tamına 174. Özellikle ikinci yarısı tam bir ”kör dövüşü”ne sahne olan maçın bu 45 dakikasında takımlar toplamda 102 top kaybı yapmış.

Beşiktaş’ın anahtar pas haritasına da bakmakta fayda var. Ev sahibi ekibin yaptığı isabetli anahtar pasların neredeyse hepsini uzun toplar oluşturuyor. Beşiktaş’ın direk ceza sahası içine 3 anahtar pas atmasıysa bizlere Beşiktaş’ın topu rakip yarı alana taşımakta zorlandığını ve aynı zamanda oyunun ne kadar geniş alanda oynandığını gösteriyor.

Galatasaray cephesindeyse pas bağlantı haritası oyun kalitesi açısından güzel bir gösterge. Öncelikle Galatasaray’ın en sık pas alışverişine giren oyuncularının Ahmet Çalık-Maicon ikilisi olduğunu belirtelim. Bir diğer değişle topu ileri taşımak için uygun bir bağlantı oyuncusu bulamayan Galatasaray savunmacıları birbiriyle paslaşmak zorunda kalmış. Galatasaray’ın bir diğer önemli bağlantısıysa Muslera-Eren arasında. Eren’in hava toplarına hakim bir oyuncu olması bu tercihe bir gerekçe olarak gösterilebilir ancak 90 dakikada Muslera’nın Eren’e tam 12 uzun top atması sadece bu gerekçeyle açıklanamaz.

Takımların pas istatistiklerine de bakmakta fayda var. Beşiktaş’ın yaptığı 429 pastan 321’inin boyu 10 metreden yüksek(%74). Galatasaray’ın da durumu çok farklı değil. Konuk ekibin yaptığı 461 pastan 351’inin boyu 10 metreden yüksek(%76). Ayrıca 2 takım toplamda 81 defa 40 metreden daha uzun paslar denemişler.

Son olarak takımların ortalama pas boylarının da oldukça uzun olduğunu belirtelim. Beşiktaş’ın attığı pasların ortalama uzunluğu 19,8 metreyken Galatasaray’da bu rakam 20,3.

Adem Ljajic

Ankaragücü maçında gösterdiği performansla yıldızlaşan Ljajic, derbinin de yıldızı olmayı başardı. Maçtaki tek golü atan Sırp futbolcu, Beşiktaş’ın oyunu sebebiyle istediği kadar topla buluşamasa da, topla buluştuğu hemen hemen her anda da takımına katkı verdi. Maç boyunca 3 dripling yapan ve 2 kilit pas atan Ljajic, ayrıca hücuma yönelik attığı pasların %81’inde isabet bulmayı başardı. Attığı 7 şutla maçın en çok şut çeken oyuncusu olan Ljajic, 325 index puanı alarak Instat tarafından maçın en iyisi seçildi.

Ljajic’in aksiyon haritasıysa performansını daha iyi açıklıyor. Topun rakip yarı sahada olduğu hemen hemen her anda aktif rol alan Ljajic, 3. bölgede ve rakip ceza sahasında en fazla aksiyon yapan Beşiktaşlı oldu.

Fernando Reges

Galatasaray’ın en çok ön plana çıkan oyuncusuysa Fernando’ydu. Özellikle ikinci yarıda hücuma da katkı veren Brezilyalı, bu bölümde daha derli toplu bir görüntü sergileyen Galatasaray’ın hücumlarında önemli sorumluluk aldı.

Maç boyu toplamda 56 pas yapan Fernando’nun bu istatistiği hücumlarda önemli bir yönlendirici olduğunu gösteriyor. Toplamda hücuma yönelik 46 pas yapan Brezilyalı, 2 defa da anahtar pas denedi. Bir kıyaslama yapmak gerekirse, Beşiktaş’ın orta saha ikilisi Medel ve Dorukhan, maç boyu toplamda 62 pas yapmış. İşin savunma yönünde daha da etkileyici istatistikler çıkartan Fernando, maç boyu toplamda 10 defa pas arası yaparak top çaldı ve 17 sahipsiz top kazanarak maçın en çok sahipsiz top kazanan oyuncusu oldu.

Fernando’nun pas haritası da 2. yarıdaki etkili oyununu bizlere gösteriyor. İlk yarıda çok fazla topla buluşmayan, buluştuğu toplarıysa daha çok kendi yarı sahasında alan Fernando, 2. yarıdaki pas trafiğinde önemli rol almış.

Son söz

Zirve yarışını yakından ilgilendiren bu derbiyi ev sahibi ekip tek golle kazanmasına rağmen iki takımda futbol seyircisine kaliteli bir maç izletemediler. Gol pozisyonlarının çoğu da duran top ve şuursuz hücumlarla beraber ortaya çıkan geniş alanlar sonucu geldi. Önümüzdeki derbilerde daha çok futbol konuşmak dileğiyle.