Analiz | B.B. Erzurumspor 1-1 Galatasaray

Galatasaray, Spor Toto Super Ligin 24. haftasında B.B.Erzurumspor deplasmanından 1-1 beraberlikle ayrıldı ve lider Başakşehir ile puan farkı 8’e çıktı. R.Muhammed’in 18.dakikada attığı gole 52’de Balhanda yanıt verdi ve maç bu şekilde sonuçlandı.

Alınan 1 puan Erzurumspor’un da işine yaramadı ve 22 puan ile 17. sırada kaldı. Böylece düşme potasının hemen üstünde 27 puanla 15.sırada olan Bursaspor ile puan farkı 5’e çıkmış oldu.

Ortalama pozisyonlar

 

Fatih Terim ilk 11’de bazı sürpriz değişikliklerle başladı. Kanat beklerde Emre Taşdemir ve Semih Kaya, ortasahada Selçuk İnan, ileride ise yine Mitroglou yer aldı. Emre Taşdemir’in Nagatomo’nun yokluğunda Ömer Bayram şıkkına göre gayet doğru bir tercih olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Semih Kaya tercihi, özellikle bu soğuk havalara çok alışık Linnes dururken ziyadesiyle yanlış oldu.

Erzurumspor ise mutlak kazanmak için çıktığı maçta her zamanki 4-2-3-1 dizilişi ile oyuna başladı. En uçta R.Muhammed, arkalarında Obertan, Eduok ve Emrah Başsan Galatasaray’ı bir hayli zorladı.

Topla oynama ve şut sayıları

Topla oynama oranlarında ilk yarıda Galatasaray’ın %55’lik üstünlüğüne, ikinci yarıdaki Erzurumspor’un % 51 ile cevap verdiğini görüyoruz. Maç genelinde ise Galatasaray’ın %52’ye %48 üstünlüğü olarak yansımış. Rakip 3. bölge ve rakip ceza sahasına girme istatistiklerinde ise Galatasaray net üstün durumda. Galatasaray rakip ceza sahasına topla 25 kez girmiş, Erzurumspor ise 14 kez.

Şut sayılarına baktığımızda iki takımın da ilk yarıda 6’şar şut çektiğini, ancak ikinci yarıda Galatasaray’ın 8 şutuna karşın Erzurumspor’un 12 şut çektiğini görüyoruz. Toplamda Erzurumspor hem toplam şut hem de bunların isabet oranında Galatasaray’dan daha üstün maçı tamamladı. 18/6 ‘ya karşın 14/4. Ceza sahası içerisinden atılan şutlarda Erzurumspor 8’de 4, Galatasaray ise sadece 7’de 2 ‘lik bir istatistiğe sahip.

Şimdi Galatasaray’ın şut haritasına yakından bakalım;

Semih Kaya’nın yan topla gelen denemesi hariç sadece 3 kaleyi bulan şutu var Galatasaray’ın. Bunlardan biri Belhanda’nın golüyle sonuçlandı, 2. yarıdaki haritadan görebiliyoruz. Buradan Galatasaray’ın skor üretmek anlamında önemli bir sorunu göze çarpıyor. Mitroglou 76 dak. oyunda kalmış ancak kaleyi sadece 1 kez yoklamış, Onyekuru da 90 dakikada sadece 1 kez şut atabilmiş, ve bunların ikisi de isabetsiz olmuş. Feghouli ve Belhanda’nın skor üretmedeki kritik rollerine veri olarak bu departmanı da gösterebiliriz. Belhanda’nın 3, Feghouli’nin de 4 denemesi var.

Şut sayılarından iki takımın da atakları sonlandırma şekilleri ve buradaki başarı durumlarına, eksik gördüğüm noktalara temas ederek değinmek istiyorum.

Atak yoğunlukları ve yönleri

Erzurumspor, özellikle set hücumunda Galatasaray’dan az sayıda atak yapmasına rağmen bunlarda şutla sonuçlananların sayısının daha fazla olduğunu görüyoruz. 58/10 ‘a karşın 67/7’lik bir durum söz konusu. Kontraataklarda da 14/4’e karşın 13/2 ile yine benzer bir durum söz konusu.

İki takımın da sol kanat ağırlıklı hücum istatistiği göze çarpıyor. Ancak Erzurumspor, Galatasaray’a nazaran daha başarılı olmuş bu alanda. 34 atak girişiminin 7’si aksiyona dönmüş.

Galatasaray, soldan 38 atak girişiminde bulunmuş ancak sadece 5’i bir aksiyonla sonuçlanabilmiş.

Galatasaray’da bu durum önceki maçlardan fazlasıyla farklı, çünkü genelde sol-sağ ve ortadan sayıca dengeli sayıda atak girişimi olurdu. Bunda sağ bekteki Semih Kaya tercihinin etkisi büyük ki, bu nedenle 2. yarıya Linnes ile başladı Fatih Terim. Bu maç için ciddi bir hataydı Semih Kaya’yı sağ bek başlatmak.

Yeniden sol kanattaki yoğunluğa gelelim. Golün bu kanattan gelişen atakla bulunmasına rağmen ben verimliliğin gayet kötü olduğunu düşünüyorum. Bunda Nagatomo’nun eksikliğinin yanı sıra Onyekuru’nun da formsuzluğu büyük etken.

Galatasaray’ın pas haritası da bunu destekliyor;

En üstte birbirlerine en çok pas atan oyuncuları görüyoruz, Belhanda-Feghouli, stoper ikilisinden bile fazla birbirlerine pas atmış durumdalar 21 ile. Luyindama ve Marcao ise 17.

Onyekuru’nun ilerideki pas organizasyonuna dahil olamadığını görüyoruz. Evet Onyekuru topu zaman zaman ileri hızlı taşıyor, böylelikle takım da atağa çıkabilmiş oluyor fakat devamında verimli yaptığı hareket sayısı çok az. Bu da takımın bana göre dengesini ciddi anlamda bozuyor.

Henry Onyekuru

Peşinen söyleyeyim, ben artık Onyekuru’nun yedek başlaması gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda anlatmaya çalıştım etkilerin üstüne, Onyekuru’nun kanada inip orta açma özelliğinin olmaması, oyun zekasının yetersizliği ve duvar pasları ile ceza sahasına girebilme yetisi noksanlığının özellikle Diagne ve Mitroglou’nun da veriminin düşmesine neden olduğunu düşünüyorum. Burada Emre Akbaba denenebilir. Emre Akbaba, pas organizasyonuna dahil olacak, hem şut kabiliyeti hem de ceza sahasına yaptığı sürpriz koşular ile gol yollarında aranan etkiyi yaratabilecektir.

Instat verileriyle (geniş kaynak için) oluşturulan oyuncu ve takım Aksiyon & Index değerlerinde de Onyekuru’nun takım ortalamalarının hep altında kaldığını görüyoruz. Sadece ilk 15 dakikada topla biraz fazla buluşmuş ancak onda da verim yakalayamamış.

Durumu bir pozisyon üzerinden anlatalım. Dakika 64, skor 1-1, Galatasaray hızlı hücuma çıkıyor. Belhanda Onyekuru’ya topu hızlıca yolluyor, 3’e 4 bir durum var. Onyekuru’nun hızlıca takımı pozisyona sokabileceği bir ortam.

Şimdi bakalım Onyekuru ne yapıyor. Biraz ağır davranmış ve topu doğruca rakibin üzerine sürmüş. Mitroglou ne yapacağını şaşırmış adeta, kendine bşluk arıyor ancak o da bu konuda bir hayli başarısız. Emre Taşdemir de yetişmiş ve soldan atağa katılmış durumda. Şu an Belhanda’nın önü çok müsait, topu zamanında alabilse ya şut atacak, ya da Feghouli ile aksiyon arayacak.

Onyekuru öyle bir geveliyor ki topu ayağında, iki adam offside’ta kalmış, Feghouli şaşkın, Belhanda ise topu bekliyor ama pozisyon çoktan ölmüş bile ki, Erzurumspor ise 6 kişi olmuş set defansta.

Şimdi bu pozisyondan henüz 10-12 dak. önceki atağa bakalım. Neredeyse aynı durum söz konusu. Yine Belhanda topu orta alanda alıp biraz sürdükten sonra Onyekuru’ya veriyor. Onyekuru ne mi yapıyor; basit oynuyor. Mitroglou’na bir kısa pas, Mitroglou’dan tek dokunuş, Belhanda ve gol.

Bir insan güzel bir şeyden hiç mi ders almaz diyorsunuz Onyekuru için, ama almıyor işte.

Orta sahalar iptal

Özellikle ikinci yarı, orta sahaların hızlı geçildiği koş koş futboluna döndü. Yukarıdaki iki pozisyon da bu arada ikinci yarının genel seyrini direkt yansıtıyor. Galatasaray’ın bulduğu gibi Erzurumspor’un da buna benzer çokça pozisyona girdiğini söyleyelim. Adeta ortasahaların olmadığı bir ikinci devre izledik.

Galatasaray’da Ndiaye’nin etkisizliği özellikle bu tip ortasahaların düştüğü maçlarda fazlasıyla ortaya çıkıyor.

Erzurumspor’da İbrahim Akdağ ve Obertan etkili oynadı. Obertan’ın kalitesi tabi ki direkt kendini gösteriyor ancak temposu yetersiz. Zaten daha tempolu olabilse Erzurumspor muhtemelen 3 puan ile ayrılabilirdi maçtan.

Mehmet Özdilek, hücum pres uygulayarak Galatasaray’ı bozmaya çalıştı ancak bunu sadece dönem dönem ilk yarıda başarabildiler. İkinci yarıda bunu yapamamaları skor üstünlüklerinin de gitmesine neden oldu diyebiliriz. Ayrıca ortasahada çok top kaybetmeleri de Galatasaray’ın hızlı hücumlar bulmasına neden oldu.

Maç ikinci yarı iki takıma da gitti geldi tempolu bir oyun izledik.

Bu arada son olarak zemine değinelim. Özellikle kale önleri ve çevresi sakatlanmaya çok müsait buz&kum arası bir yapıya bürünmüştü. Çok kere topun oralarda sektiğini, oyuncuların takıldığını gördük. Hatta bir pozisyonda neredeyse Emre Taşdemir sakatlanıyordu. Buna önlem alınması gerekiyor, madem yerden ısıtma var, bu duruma nasıl müsade ediliyor anlayamıyorum.

Son söz

Galatasaray’ın bu kritik puan kaybı şampiyonluk yarışında önemli bir darbe oldu. Geçen hafta son dakikada gelen golle kazanılan Akhisar maçının üzerine kötü futbol devam ediyor. Özellikle hücumda atak çeşitliliği sağlanmalı ve artık farklı bir hamle yapılmalı. Diagne ve Emre Akbaba’nın ben ilk 11’e gireceğini düşünüyorum. Şimdiye dek pek parlak bir görüntü çizmeyen, İtalyan kondisyonerin fizik kondisyon durumu için yetersiz dediği Diagne’ye ihtiyacı var takımın. Ancak bir temel problem de ortasahada gibi duruyor. Ndiaye’nin ve Fernando’nun formsuzluğu, onlar olmadığındaki alternatiflerden Selçuk’un temposuz ve defansta zayıf oluşu, Donk’un ise pas dağıtımı ve atak dengesi için yetersiz olması epey soru işareti.

B.B. Erzurumspor’u ise bu maçtaki pozitif ve etkili futbolları için tebrik etmek gerekiyor. Yalnız maç yazısını yazarken Mehmet Özdilek’in gönderilmesi haberini aldık. İlk 6 haftada sadece 2 puan topyalabilmiş bir takıma 7. haftadan katılmış, 20 puan toplamış. Çok başarılı olduğu söylenemez ancak burada kulüp yönetimine bakmak lazım asıl kim başarısız diye. Sezon ortası iki kere hoca değiştiriyorsun, ama sen değil, hocalar başarısız, ilginç tabi.