On maçtır galibiyete hasret kalmış Konyaspor ile haftalardır ısrarla Başakşehiri takip eden ve sonunda kazanarak son dört maç öncesi zirveye oturma şansını elde eden Galatasaray karşılaştı ve maç golsüz beraberlikle sona erdi.
Maçı iş ortağımız Instat’ın verileriyle inceleyeceğiz.
Genel planlar
Galatasaray’ın sezon başındaki görüntüsünün aksine son dönemlerde daha çok topa hükmederek oynamaya çabaladığı ama veriminin zaman zaman tartışıldığı bir periyotta Aykut Kocaman’ın topu rakibe bırakıp derinde karşılayacağı ve kontra ataklarla tehlike yaratmayı planlaması bekleniyordu. Galatasaray’ın oyunundaki bu evrim olmasa bile muhtemelen Konyaspor bu maça böyle yaklaşırdı demek de pek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
Galatasaray maç öncesinde kadrolar açıklandığında 4-3-3 veya 4-2-3-1 gibi dizileceği belli olmuştu. Maç başladıktan sonra da sol içte Badou sağ içte ise Belhanda’nın yer aldığını gördük. Bundaki temel amaç sağ tarafta Belhanda-Feghouli-Mariano üçlüsünün aralarında kuracakları ilişkiyle rakibe tehdit yaratmaktı. Bu pozisyon almanın ikincil getirisi ise rakibi o kenarda kalabalıklaşmaya zorlayarak ters tarafta Onyekuru için 1v1 pozisyonlar yaratmaktı. Ki bu şekilde ilk yarıda birkaç tehlike de yarattı Galatasaray.
Konyaspor topsuz olarak her zaman 4-4-2 olarak dizilen bir takım. Maçın büyük bölümünü de topsuz olarak geçirdikleri için bu şekillerini koruyup rakip alana hızlı gitmeye çalıştılar. Ama bunu sadece uzun vurarak yapmak yerine topun kaptırıldığı yerde baskıya başlayana Galatasaray’ı ilk pası kısa vererek etkisiz hale getirmeye çalıştılar. İleride çıkışlarda çoğalmakta sıkıntı yaşadılar sıklıkla ve Fofana’nın driplingleri üzerinden de tehdit üretmeye çalıştılar.
Ön alan baskısına Galatasaray’ın reaksiyonu
Konyaspor özellikle Galatasaray kale vuruşlarında kısa çıkmaya çabaladığı zamanlarda ön alanda agresif bir baskı yaptı.
Her ne kadar Konyaspor ön alanda baskı yaptığı zaman büyük bir efor ortaya koymuş olsa da ben Galatasaray’ın ufak ayarlamalarla bu baskı karşısında çok daha az hata yapmış olacağını düşünüyorum. Kağıt üzerinde tek pivot Fernando gözükse de bu geriden çıkılan pozisyonlarda iç oyuncularının da oyunu okuyarak gerekirse derine inerek opsiyon olmaları ve takımı rahatlatmaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu tarz pozisyonlarda Fernando kontrol edildiği zaman Galatasaray topu uzun vurmak veya sırtı rakip kaleye dönük çizgideki oyuncuya vermek durumunda kalıyor ve işin sonunda yine kenardaki oyuncunun uzun vurduğu bir topla sonuçlanıyor durum. Ki bu pozisyonun sonunda da uzun vurulan topu kazanıyor Konyaspor.
Tabiki Konyaspor maç boyunca önde bastığı her an bunu çok doğru bir şekilde yapmadı. Zaman zaman orta sahadaki oyuncuların ön taraftaki baskıya gerekli desteği vermediğini/veremediğini gördük ve bu anlarda da Galatasaray topu Fernando’ya ulaştırmakta başarı sağladı ve daha sağlıklı bir şekilde rakip yarı sahaya ilerleme imkanı kazandı.
Konyaspor savunmasına karşı Galatasaray
Maçın başlangıcından itibaren Galatasaray’ın rakip yarı sahaya beklerinin stoperlerinden alacağı pasları kullanarak geçmeyi planladığını gördük. Konyaspor kenar oyuncuları beklere verilen ilk paslara hep reaksiyon verdi ve Fernando’yu da tepedeki Ömer Ali veya Yatabare ikilisinden biri kontrol etti ve Galatasaray’a sıkıntı çıkardılar.
Konyaspor’un bu rotasyonu doğru yapamadığı zamanlar, özellikle ilk yarıda, Galatasaray’ın en tehlikeli geldiği pozisyonları hazırladı. Belhanda koşusuyla Zuta’nın Mariano’ya reaksiyon vermesine engel oluyor. Mariano bomboş bir şekilde dripling yapıyor ve içeriye ortalayarak önemli bir şans yaratıyor.
Galatasaray’ın oyunun yönü sağ taraftayken Onyekuru’yu uzun toplarla 1v1 bırakmak istedikleri pozisyonlara bir örnek. Badou rakip sağ bek ve stoperi arasına koşu atıyor ve daralmaya zorluyor, böylelikle Onyekuru boşa çıkıyor. Marianonun pası isabetsiz olsa da konsepti anlatmak için önemli bir pozisyon.
Yine çapraz uzun bir topla Onyekuru’yu bulma çabası. Sahanın sağ dilimine baktığımızda 5 Galatasaray’lı oyuncu var. O bölgede kalabalıklaştıktan sonra ters tarafa topu gönderiyorlar. Bu pozisyonda Fernando pasında isabet sağlıyor ve Onyekuru rakibini geçerek ceza sahasına girerek tehlike yaratıyor.
Galatasaray rakip savunmanın dengesini maç boyunca çok fazla bozamadı ama maçın başında böyle bir pozisyon yaşandı. Diagne takıma katıldığından beri belli başlı konularda fazlasıyla eleştiriliyor. Benim kendisini her izlediğimde dikkatimi çeken en büyük eksikliği pozisyon yorumlamadaki yeteneği oldu. Top kendisine gelirken yapacağını kafasında kuruyor ve onun aksinde pozisyonu yorumlayamadığını düşünüyorum. Nitekim burada da Badou yine koşusuyla savunmacıyı götürüyor. Diagne’nin başındaki Konyasporlu Diagne ise apaçık bir şekilde oyuncunun topu soluna alacağını düşünerek vücut pozisyonunu ona göre ayarlamış bir durumda. Ki sonuçta da bunu yapıyor ve etkisiz hale getiriliyor. Sonucu başarılı olsun veya olmasın Galatasaray forvetinin bu pozisyonu yorumlayabilerek sağ ayağının dışıyla topu sağına çekmeyi denemesi gerektiğini düşünüyorum.
Her ne kadar Galatasaray kapanan takımlara karşı yapılması gereken topla tempoyu yapamamış olsa da ben Konyaspor’a da hakkının verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Taraftar gözünden izlemesi pek hoş olmasa da konsantrasyon seviyelerini yüksek tuttuklarında ligin en önemli savunma takımlarından birisi haline geliyor Konyaspor. Burada da gözüktüğü üzere çok kısa bir mesafede 10 kişiyle topun arkasında kompakt olarak rakibi karşılıyorlar. Aşılması oldukça güç bir duvar bu.
Galatasaray savunma
Galatasaray maç boyunca çok fazla savunmada sete oturmak zorunda kalmadı. Daha çok kaptırdıkları toplarda ilk topa baskı yaptılar ve Konyaspor’un kontra ataklarında sayısal üstünlük vermemeye çabaladılar. İlk yarıda Marianonun kendi yarı sahalarında kaptırdıkları top dışında da bu alanda iyi iş çıkardıklarını düşünüyorum. Sete oturmak durumunda kaldıklarında ise 4-1-4-1 şeklinde karşıladılar. Savunma ve orta sahanın arasındaki hattı savunan isim Fernando oldu.
Rakip sahaya yerleşebildiği zamanlarda genişliği bekleri üzerinden sağlayan bir takım Konyaspor. Bu pozisyonda da Fofana Nagatomo’yu daralmaya zorluyor ve Skubic savunma arkasına koşusuna başlıyor. Pas isabetli oluyor ama Onyekuru pozisyonun farkında ve doğru zamanda reaksiyon vererek tehlikeyi önlüyor.
Galatasaray’ın ilk baskı hattını aşan Konyaspor’u karşıladığı bir pozisyon. Konyaspor bazlı sıkıntılarda var tabii ki bu durumda ama 7v3 gibi ekstrem bir durum Galatasaray’ın bu geçişleri savunma konusuna hafta içinde dikkat ettiğini işaret ediyor.
Belhanda’nın çıkışı
Böylesine sert bir savunma takımına karşı kilit açabilecek Belhanda gibi oyuncuların sahada kalması beklenir genellikle. Tabii ki görünürde Belhanda ve Onyekuru’nun çıkıp Mitroglou ve Emre Akbaba’nın girmesi ilk bakışta topu biraz daha tutup kenar ortalarını arttırmak amacı dahilinde yapılmış gibi gözüküyor. Ama ben Belhanda’nın çıkmasının ikincil sebeplerinden birisinin de ikinci yarı itibariyle Fatih Terim’in Belhanda’nın savunmadaki eforundan memnun olmaması olduğunu düşünüyorum. İlk pozisyonda rakip topu aldığı anda baskı yaparak hataya zorlama imkanı oldukça yüksek Belhandanın ama tercih etmiyor ve çok basit bir şekilde rakip sahaya geçiyor Konyaspor.
Yukarıdaki pozisyonun devamında ise kenardaki işaretli Konyasporlu oyuncu aslında önündeki takım arkadaşına pas vermek isterken anlaşmazlık yaşanıyor ve top ortaya düşüyor ve Belhanda’dan yine hiçbir efor göremiyoruz. Pozisyonun devamında da Konyaspor’lu oyuncu topu aldıktan sonra jog atarak savunmaya dönüyor Belhanda.
Belhanda ve Onyekuru çıktıktan sonra Galatasaray’ın 4-4-2’ye dönüşünü gösteren bir pozisyon. Artık tek pivot yerine çift pivotla oynamaya başlayan Galatasaray’da oyun kurulumunda bir oyuncunun savunmanın arasına girdiğini ve stoperlerin de genişleyerek beklerinin rakip kaleye daha yakın konumda bulunmasına yardımcı olduğunu gördük.
Genel istatistikler
Galatasaray iki yarıda da yüzde 67 topla oynayarak topa hükmeden taraf oldu. Ama buna rağmen iki takımın ortalama pas boylarına baktığımızda Konyaspor’un 19.3m , Galatasaray’ın 19.6m olması bana oldukça ilginç geldi. Konyaspor’un rakibin pas akışını ne kadar düzeninden çıkardığını gösterdiğini düşünüyorum ben. Hücumların geliştiği kısımlara baktığımızda ise Galatasaray’ın en etkili kullandığı kısmın yazının başında bahsettiğimiz sağ tarafı olduğunu görüyoruz. Merkezdeki girişimlerinin hiçbirinden sonuç alamamış olmaları da böyle sert savunma takımları karşısında zorlandıklarını gösteriyor. Çünkü neticede rakibin kenar organizasyonlarını savunmaktan çekinmeyen bir Konyaspor vardı sahada. Ama asıl çarpıcı istatistik ise saha içinde ne olmuş, nasıl olmuş olursa olsun şampiyonluk yolunda böylesine önemli bir maçta Galatasaray’ın 11 şutta hiçbir isabet sağlayamamış olması.
Son söz
Galatasaray kazandığı taktirde zirveye oturacak ve Başakşehir maçından beraberlikle ayrılma lüksüne sahip olacaktı. Ama bu maçtaki kayıp sadece ellerine alabilecekleri lüksten etti kendilerini. Geri kalan maçlarını kazandıkları taktirde şampiyon olacaklarını biliyorlar ve ligin bu dönemlerindeki yarışı ülkede muhtemelen en iyi bilen isim Fatih Terim. Hala iplerin kendi ellerinde olduğunu söylemek yanlış olmaz, sadece ipi daha sıkı kavramak yerine biraz ellerinden kaydırdılar.
Konyaspor tarafında ise kazanamama serisi 11 maça çıkmış olsa da maç genelinde verdikleri mücadele oldukça üst düzeydi. Mücadeleden bahsederken topun önüne atlamak, kritik müdahale yapmak gibi minör şeylerden bahsetmiyorum. Doksan dakika boyunca konsantrasyon seviyesi oldukça üst seviyedeydi Konyaspor takımının. Muhtemelen Aykut Kocaman’da bundan dolayı mutlu olmuştur.