Fenerbahçe, ligin 27. haftasında Ankaragücü’ne konuk oldu. Her iki takım da sahadan birer puan alarak ayrıldı.
Ortalama pozisyonlar
Ankaragücü’nde oyuncuların ortalama topla buluşma noktaları sahaya dizilişleri ile paralellik gösteriyor. Bek oyuncuların ve orta saha ikilisi, topla ortalama olarak orta sahanın gerisinde buluştu.
Fenerbahçe’de ise iki bek de orta sahanın oldukça önünde topla ortalama olarak buluşmuş.
Genel değerlendirme
Öncelikle, karşılaşmayı sadece bir veya birkaç oyuncu üzerinden değerlendirme hatasına düşmemeye gayret edeceğim. Pozisyon bazında mecburen isim vermem gerektiğinde dahi tek sorumlunun ismi verilen oyuncu olmadığını düşünerek yazımı yazmaya gayret edeceğim.
Fenerbahçe, karşılaşmanın geneline bakacak olursak ligdeki en iyi deplasman oyununu oynadığını söylersem yanılmış olmam. Özellikle ilk yarıda, Soldado’nun güzel pasında Moses’ın kaçırdığı net pozisyon, Ekici’nin etkili vuruşu ve genç kaleci Altay’ın iyi kurtarışı, yine Ekici’nin kullnadığı etkili serbest vuruş ve sonrasındaki kornerde çizgiden çıkan top.
Buna karşın Ankaragücü beklemeyi tercih etti ve ilk yarıda bulduğu iki şuttan birinde golü bulmayı başardı.
Fenerbahçe, daha önceki haftalarda çok fazla görmediğimiz efektiflikte şut denemelerinde bulundu. İlk yarı 5, ikinci yarı 7 şutta 6 isabet sağladı.
İkinci yarıda da zaman zaman dağınık görünse de baskın olan taraftı. Karşılaşmanın genelinde topu yönlendiren taraf oldu. Topa sahip olma oranlarına bakıldığında, ilk 15 dakika hariç – ki bu bölümde Fenerbahçe’nin etkili denemeleri oldu – topa büyük oranda sahip olan taraftı.
Ayrıca Fenerbahçe’yi önceki deplasmanlara göre daha diri ve iştahlı bulduğumu söylemeliyim. Bu dirilik, rakamlara da ikili mücadele kazanma oranı olarak yansıdı. Özellikle ikinci yarı ikili mücadele kazanma oranının %60’lara çıkması önemli bir veri olabilir.
Fenerbahçe adına topla en çok aksiyonu olan oyuncu Dirar oldu. Toplam 99 aksiyonda %82 gibi bir oran tutturdu. 3. bölge başarı oranı ise %66. 4 anahtar pas attı, 2’sinde başarılı oldu.
Fenerbahçe’nin artıları
Herşeyden önce, beni biraz şaşırtan ve sevindiren konu, özellikle kale vuruşlarını yerden ayağa oynayarak çıkmak konusundaki ısrar oldu. Bu çıkışların önemli bir kısmında da başarılı işler yapıldı.
Maçın başında Ekici’nin etkili bir ayak içi vuruşunu izledik. Bu pozisyonun öncesinde Ekici topu kendi yarı alanında alıyor, topu ayağında tutarak 3. bölgeye geçiyor ve ters, uzun bir top atarak Hasan Ali’yi buluşturuyor. Hasan’ın da doğru yere çıkardığı topta Ekici’nin ayak içini kaleci Altay iyi çıkartıyor. Bu pozisyonda Hasan’ın da kendi 1. bölgesinden yüksek tempo koşu ile bindirdiğini belirtmem gerek, karşılaşmanın genelinde büyük özveri ile oynadı.
17. dakikada, belki etkili bir pozisyona dönüşemese de 1. bölgeden ayağa çıkış olarak doğru işler yaptı Fenerbahçe. Sağ bekle başlayan atak, sol önde Hasan Ali’nin ortası ile devam etti.
58. dakikada Tolgay ve Topal’ı kendi ceza alanlarının önünde birlikte top almaya çalışırken gördük. İki stoperi de eklersek 4 oyuncu ceza alanının önündeydi. Ancak sonrasında etkili bir çıkış denendi.
Ayew’in yardıma gelip pas alışverişinde bulunmöası, yapılan tek paslarla ikinci yarı sağ kanadı neredeyse tek başına götüren Dirar’ı öne attılar. Sonuç gelmese de güzel bir çıkış organizasyonuydu.
49. dakika, topu bir kanattan diğer kanada, ileri uç oyuncusunun da oyuna dahil olduğu şekilde aktarıldı. Fenerbahçeli oyuncular sürekli rakip blokların aralarına girmeye gayret ettiler. Top, sağ kanattaki Dirar’dan başladı, Sol kanatta Hasan Ali’nin ortasında tekrar Dirar’la buluşurken korner oldu. Takım, önceki haftalara göre daha organize ve hareketliydi.
Fenerbahçe’nin bulduğu golde Hasan Ali’nin kişisel gayretinin yanında Valvuena’nın da hareketliliğinden söz etmek gerek. Ayrıca Soldado’nun, her ne kadar çok önemli iki pozisyonu gole çevirememiş olsa da Hasan Ali’ye verdiği pas, görüş ve zamanlama açısından kıymetliydi bana göre.
Golden sonra Fenerbahçe’nin bindirmeleri devam etti. Bu bindirmeler mutlaka arkada bazı risklerin oluşmasına sebep verecekti, biri ceza sahası dışından şutla diğeri de arkaya atılan bir topla Ankaragücü gol bulmayı denedi.
72. dakikada 6V5 pozisyonda Valbuena ile Hasan Ali’nin ikili oyununu izledik.
Hasan Ali, tercihini aslında iyi bildiği şeye, yerden dışarı çıkartmak olarak yapsa Ekici için önemli bir fırsat doğmuş olabilirdi. Ancak burada Ankaragüçlü oyuncunun, açısını kapatmış olma ihtimali olabilir.
Dirar ve Hasan ile sürekli kanatları kullanmaya çalıştı Fenerbahçe. 73. dakikada Dirar rakibini 2V1 yakalamışken içeriye orta yapıp topun kullanılma olasılığını %50 indirmeyip Valbuena ile oynasa, yine farklı bir senaryo oluşabilirdi.
Tercih hatalarına başlamışken buradan Fenerbahçe’de hala eksik gördüğüm noktalara değinmeye çalışacağım.
Fenerbahçe’nin eksileri
Her ne kadar daha organizeydi diye düşünsem de hala tercih hataları, organizasyonel eksiklikler dikkat çekiyor.
Maçın daha başı, Fenerbahçe’nin ileri 4’lüsü (3-1) pozisyonunu almış, savunma hattından top çıkıyor, Tolgay’ın daha agresif olarak öne çıkabileceği bir pozisyon.
Kendini öne atmasa da topla buluşuyor, ancak topu kullanmak için zamanı var, önündeki Moses bir alternatif, veya topla kendi de çıkabilir, ancak acele ediyor ve pas hatası geliyor. Yenilen golde de sahipsiz topa daha net bir müdahalede bulunabilirdi. Buradaki pas hatasından sonrada pozisyonun gelişiminde Serdar erken bir sarı kart görüyor.
Oyuncuların önceki haftalara göre daha hareketli olduğunu söylemiştim, bu hareketlilik zaman zaman aksaklıklara yol açtı. Dirar ve Ekici, aynı aks üzerinde hareketlenerek “pişti” oluyorlar. Orta alanın boş kaldığını görüyoruz. Bu gibi durumlar küçük organizasyonel sıkıntılar bana göre, ancak totalde negatif bir durum ortaya çıkarabiliyorlar.
Bir başka pozisyon, ön tarafta 3-1’i görüyoruz. Isla, Ekici ile oynamak istiyor, ancak Ekici kendini biraz daha gösterebilse Isla yerden, ayağa oynamayı tercih edebilir. Onun yerine havadan oynuyor, top kontrol edilirken pozisyon etkisini yitiriyor. Yine küçük bir detay. Bu durumlar elbette futbolda var, olacak. Ancak Fenerbahçe’de bu ‘küçük’ detaylar fazla oluyor diye düşünüyorum. Geneli etkileyecek kadar.
Dakika 29, Fenerbahçe yine kanattan set oyunu kuruyor. Topal, kendisinden daha çok umduğumuz şekilde kendini öne atıyor.
Ekici ile 2V1 yapıp temposuna devam ediyor. Bu sırada Moses ve Hasan’ın da hareketlendiğini görüyoruz.
Topal, sonrasında Soldado’nun önüne oynamaya çalışıyor, ancak fazla hızlı bir pas çıkartıyor. Güzel düşünce, ancak genelde yaptığı gibi burada basit oynamayı deneyip oyunu karşı kanada aktarsa, atak çok daha etkili olgunlaşabilirdi. Tabiki bunları denediği için oyuncuyu eleştirmiyorum, gol olabilecek bir pozisyondu ve araya oynanabilirdi.
Bir başka set hücumu hazırlığı, oyun sol kanattan başlatılıyor. Etkili paslaşmalardan sonra rakip 6 oyuncu Fenerbahçe sağ kanadında kalıyor. Oyunu karşı kanada yıkmak için güzel bir zaman. Topal, orta alanda topla buluşan oyuncu, Moses hemen önünde bir alternatif, keza Hasan Ali’nin yine etkili bir koşusu var. Ancak ne yazık ki bu atak girişiminde de top rakipte kalıyor. Rakibin bu kadar dengesiz yakalandığı pozisyonları mutlak değerlendirmek gerekiyor.
Yine bir set hücumu hazırlığı, Fenerbahçe ileri 3’lüsü rakip blokların arasına girmiş, ayağa hızlı oynamak etkili olabilir. Ancak Soldado’ya uzun top deneniyor, sonuç gelmiyor.
Sonuç
Fenerbahçe bu maçı 1-5 de kazanabilirdi. Çok önemli pozisyonlara girdi, değerlendiremedi. Sezon başından beri süregelen sendrom denilebilir pekala, ancak ben bu kadar net pozisyonlara girilen çok fazla maçını hatırlamıyorum Fenerbahçe’nin. Bu durumu sadece teknik taktik ile açıklayabilmek de mümkün değil bana göre, ciddi şekilde psikolojik bir durum olduğunu düşünüyorum. Buna yine yapılan tercih hatalarını ekleyince Fenerbahçe bir deplasmandan daha 3 puan alamadan dönmüş oluyor.
Haftaya derbi var, mutlaka farklı bir havası olacak. Hocanın herşeye rağmen ilk 11’de cezalı Ekici dışında ciddi değişikliklere gideceğini düşünmüyorum. Ancak acaba Moses’dan sağ kanatta daha fazla verim alınabilir mi düşüncesi ben de iyiden iyiye yer etmeye başladı. Bu durumda Dirar’ı sağ beke alıp Moses’ı sağ öne atar mı, göreceğiz. Sol önde de bu karşılaşmada sonradan girip fena işler yapmadığını düşündüğüm Ayew’i değerlendirebilir.