Ah şu penaltıların gözü kör olsun | 2

slide_234654_1136998_free

Berabere biten maçların sonunda penaltı atışlarına geçilmesi futbolun tarihi kadar eski bir uygulama değil. Önceleri berabere biten karşılaşmaların ardından 2-3 gün sonra yeni bir maça çıkılır veya bozuk para atışıyla kazanan tayin edilirmiş. Futbol tarihimizde katıldığımız ilk Dünya Kupası da böyle bir hikayeye dayanır. 1954 Dünya Kupası’na katılma mücadelesi verdiğimiz İspanya’ya ilk maçı 4-1 kaybedip ikinci maçı 1-0 kazanınca (averaj uygulaması da olmadığından) eşitliğin bozulması için İtalya’da üçüncü bir maça çıkıldı. Bu maçta da 2-2’lik beraberlik olunca seyirciler arasından seçilen bir çocuğun çektiği kurayla A Milli takımımız ilk kez bir Dünya Kupası’na katılmaya hak kazandı. Hatta 1968 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda İtalya yarı finalde Sovyetler Birliği’ni 0-0 biten maç sonucunda bozuk para atışıyla yenerek finale yükseldi. Final maçı da berabere bitince 2 gün sonra bir tekrar maçına çıkıldı ve Yugoslavya’yı 2-0 yenen İtalya kupayı kazandı. Aslında Yugoslavlar penaltı atışlarına pek de yabancı sayılmazlardı. Zira 1952 yılından itibaren Yugoslavya Kupası’nda eşitliğin bozulmadığı durumlarda penaltı atışlarına geçiliyordu.

2012

Panenka Penaltısı

Penaltı atışlarının uluslararası turnuvalarda (Avrupa kıtasında) ilk kez uygulandığı organizasyon ise 1976 Avrupa Futbol Şampiyonası oluyordu. Finalde Batı Almanya-Çekoslavakya karşılaşmasında normal süre ve uzatmalar 2-2’lik skorla sona erince iki takım yetkililerine ne yapmak istedikleri sorulur ve yetkililer, turnuvadan önce tekrar maçına gidilmesine karar verilmiş olmasına rağmen, penaltı atışlarına gidilmesini isterler. Tabi ki ne o kararı veren yetkililer ne de kaleci Maier (Şener Şen’e saygılar) birazdan dünya futbol literatürüne ‘Panenka Penaltısı’ olarak kazınacak penaltı atışına şahit olacaklarını bilmiyorlardı. Karşılıklı gole çevrilen üçer penaltının ardından Uli Hoeneß’in topu üstten auta dikmesiyle Çekoslavakya avantajlı konuma geldi. Topun başına gelen Andonin Panenka bir yandan takımını şampiyon ilan ederken bir yandan da adını futbol tarihine kazıyordu.

1976’dan sonra turnuvalarda penaltı uygulaması hakim oldu. Bu uygulamanın en büyük mağdurlarından Hollanda’yı daha önce yazmıştım şimdi sırada futbolun mucidi İngilizler var.


link İLGİLİ YAZI   Ah şu penaltıların gözü kör olsun | 1


Bir Turnuva Kaybedeni Olarak İngiltere

İngilizler her ne kadar kulüp bazında ciddi başarılar elde etseler de bu başarılarını bir türlü uluslararası turnuvalara aktarabilmiş değiller. Bunun farklı sebepleri illa ki dile getirilebilir ancak benim bu yazımda dikkat çekmek istediğim husus penaltılardaki basiretsizlikleri.

1990

1990 Dünya Kupası

İtalya’da düzenlenen turnuvada F grubunda yer alan İngilizler Mısır’ı yenip İrlanda ve Hollanda’yla berabere kalarak 4 puanla (iki puanlı sistemde) gruptan lider çıkarak E grubunun ikincisi Belçika ile karşılaştı. Normal süresi 0-0 biten karşılaşmada İngilizlere galibiyeti getiren gol 199. dakikada Platt’ın ayağından geldi. Çeyrek finalde rakip turnuvanın flaş takımı Kamerun’du. İlk maçta son şampiyon Arjantin’i yenerek sürpriz bir başlangıç yapan Afrika Aslanları, İngiltere karşısında 60’dan sonra buldukları iki golle 2-1 önde gitseler de soğukkanlılıklarını koruyamayarak sebep oldukları iki penaltı nedeniyle mağlup oldular. Yarı finalde Batı Almanya ile karşılaşan İngilizler Brehme’ye Lineker ile karşılık vererek maçı önce uzatmalara ardından penaltılara taşırlar. Gole çevrilen üçer penaltının ardından topun başına gelen Stuart Pearce’in penaltısını Bodo Illgner kurtarır. Son penaltıyı Chris Waddle üstten auta yollayınca final biletini Almanlar kapar. İngilizler’de penaltıları kaçıran iki futbolcunun ikisinin de solak olması ise ‘solaklar penaltı atamaz’ efsanesine nazire yapar nitelikte. Diğer yarı final karşılaşmasında ise İtalyanlar İtalya’da en sevilmedikleri şehirde o şehrin adeta ‘Prensi’yle karşı karşıya gelir. Napoli’de kazanan ev sahibi(!) Maradona ve arkadaşları olur. Final 1986’nın adeta rövanşıdır ve bu kez gülen taraf Batı Almanya olur. Finalde Maradona’nın gözyaşlarının yanı sıra Arjantin’in yedek kalecisi Sergio Goycochea’nın çeyrek ve yarı finalde ikişerden kurtardığı dört penaltı da hafızalara kazınır. İngiltere ise üçüncülük maçında ev sahibine yenilerek turnuvada dördüncü olur.

1996

1996 Avrupa Futbol Şampiyonası

1996’da ev sahibi olan İngilizler’den beklenti oldukça büyüktür. A grubunu Hollanda’nın önünde 7 puanla lider tamamlayarak çeyrek finalde İspanyollar’ın rakibi olurlar. Normal süresi ve uzatmaları 0-0 biten maçın ardından penaltılarda İngiltere adına topun başına gelen Shearer ilk penaltıyı gole çevirir. Hiero topu direğe nişanlar. Dördüncü penaltıyı da Seamen çıkarınca tur İngilizlerin olur. Bir üst turda rakip tartışmasız dünyanın bir numaralı turnuva takımı Almanya’ydı. İngiltere güzel bir ön direk organizasyonu ve Gascoigne-Shearer ortaklığıyla gelen golle henüz üçüncü dakika da öne geçse de Kuntz 16’da maça beraberliği getirdi. Normal süresi 1-1’le geçilen maçta uzatmalarda Anderton direğe takılıp Shearer da boş kaleye kaçırınca sonucu belirlemek penaltılara kalır. Penaltılarda karşılıklı gole çevrilen beşer penaltının ardından seri penaltı atışlarına geçilir. Henüz ilk penaltıda Southgate kaleciyi geçemez ve topun başına gelen Möller takımını finale taşır. Finalde Almanlar Çekleri sonradan oyuna giren Bierhoff’un biri ‘Altın’ iki golüyle mağlup ederek kupaya uzanırlar. Öte yandan Euro’96 bizim de katıldığımız ilk Avrupa Futbol Şampiyonası’dır. Milli takımımız grup aşamasında sıfır çekerek erken bir vedayla yurda döner.

 

ENGLAND V ARGENTINA PENALTY PIX PIX BY RICHARD PELHAM

1998 Dünya Kupası

G grubunu Romanya’nın ardından ikinci tamamlayan İngilizler son 16’da büyük rakibi Arjantin’le (ikisi arasındaki tarihi rekabet için ayrıca bkz: http://www.futbolakademi.net/2017/02/denizasiri-rekabet-arjantin-ve-ingilterenin-bitmeyen-mucadelesi.html ) karşılaşır. İlk 10 dakikada karşılıklı penaltılarla 1-1’e gelen oyunda Owen’ın harika golüne Zanetti karşılık vermekte gecikmez. İkinci yarının hemen başında genç yıldız Beckham’ın Simeone’ye savurduğu tekmenin bedeli ağır olur. Sonrasında ölüm tehditlerine varan tacizlere maruz kalacak olan Beckham oyundan atılır. İngilizler maçı penaltılara taşısalar da penaltılarda Tangocuların kalecisi Roa iki İngiliz penaltısını savuşturunca kazanan Arjantin olur. Arjantin çeyrekte Hollanda’ya yenilirken, bir diğer penaltı bahtsızı Hollanda da yarı finalde Brezilya’ya penaltılarda kaybeder. Finalin kazananı Zidane ve arkadaşları olur.

2004

2004 Avrupa Futbol Şampiyonası

B grubunu Fransa’nın ardından ikinci tamamlayan İngilizler A grubunun lideri, ev sahibi Portekiz ile çeyrek finalde karşılaştı. Portekiz defansında yaşanan bir anlaşmazlık sonrasında arkaya sızan Owen, henüz üçüncü dakikada takımını öne geçirdi. Karşılıklı pozisyonlarla geçilen 80 dakikanın akabinde Postiga, Terry ve Campell’ın arasından kaydettiği kafa golüyle skora dengeyi getirdi ve Campell’ın kafa vuruşunda top çizgiyi geçse de faul gerekçesiyle gol değeri kazanmayınca maç uzatmalara taşındı. İkinci uzatma devresinde Rui Costa’nın bireysel çabasıyla attığı muhteşem gole Lampard’ın karşılığı gecikmedi. Böylece penaltı atışlarına geçildi. İlk penaltılarda hem Beckham hem Rui Costa penaltı noktasının azizliğine uğrayarak topu üstten farklı biçimde auta yolladılar. Ashley Cole’ün gole çevirdiği penaltının ardından topun başına gelen Postiga, Panenka penaltısıyla topu ağlara gönderdi. Yedinci penaltılara kadar eşitlik bozulmadı ve Portekiz kalecisi Ricardo, Vassel’in penaltısı için kaleye geçerken alışılmadık bir şey yaptı ve eldivenlerini çıkardı. Vassel’in penaltısını çıplak elle kurtaran Ricardo, üstüne bir de son penaltıyı gole çevirince geceye damga vuran isim oldu. Portekiz yarı finalde Hollanda’yı eleyerek finalde turnuvanın sürpriz ekibi Yunanistan’la eşleşti. Otto Rehhagel yönetiminde pek alışılmadık bir oyun sergileyen Yunanlılar, finalde de aynı disiplinle ev sahibine üstün gelmeyi başararak kupaya uzanan takım oldular.

2006

2006 Dünya Kupası

B grubunu lider tamamlayan İngiltere, son 16’da çapraz eşleşme ile A grubundan gelen Ekvador’la eşleşti. Beckham’ın 60’da kaydettiği tek golle turlayan İngilizler, çeyrek finalde bir kez daha Portekiz ile eşleşti. 0-0 biten maçta kazanan tayini yine penaltılara kaldı. Bir önceki turnuvada iki takım arasındaki penaltılara damga vuran Ricardo yine gecenin yıldızıydı. İki takım futbolcuları da neredeyse penaltı kaçırma yarışına girmiş gibiydiler. Ricardo önce Lampard ardından Gerrard ‘ın penaltısını kurtardı. İngilizlerin dördüncü penaltısında Carragher’ın düdüğü beklemeden gole çevirdiği penaltı iptal edildi ve Ricardo, tekrar penaltısını kurtardı. Son penaltıyı gole çeviren Ronaldo ülkesini yarı finale taşıdı. Portekiz yarı finalde Fransa’ya kaybederken finalde gülen taraf penaltılar sonunda İtalya oldu.

20122

2012 Avrupa Futbol Şampiyonası

D grubunu Fransa’nın önünde lider tamamlayan İngiltere, çeyrek finalde İtalya ile karşılaştı. 0-0 biten normal süre ve uzatmaların ardından penaltılara geçildi. İkinci penaltıda topu dışarı yollayan Montolivo sayesinde İngilizler avantaj elde etti. Ancak topu üst direğe nişanlayan Young ve Buffon’u geçemeyen Cole, İtalyanların işini oldukça kolaylaştırıyordu. Bir ressam naifliğiyle topun dibini adeta okşayan Pirlo şüphesiz o güne kadar atılan en şık ‘Panenka’ penaltılarından birine imza atıyordu. Topun başına gelen Diamanti, son penaltıyı gole çevirerek ülkesini yarı finale taşıdı. Yarı finalde Almanya’yı yenen İtalyanlar, finalde büyük bir şansızlık yaşadı. Oyuna 57’de Montolivo’nun yerine dahil olan Motta, 60’da sakatlık sebebiyle oyundan çıkmak zorundaydı ancak Prandelli’nin değişiklik hakkı kalmamıştı. Geri kalan yarım saati 10 kişi oynayan İtalyanlar, sahadan 4-0 mağlup ayrıldı.

 

‘Üç korner bir penaltı’ yı hayat felsefesi edinen güzel çocuklara selam olsun …