Yıldızımız Arda Turan ve markalar

2016nin-opet-yuzu-ar-4f18cc6f04c007192956

Türk futbolunun son dönemde yetiştirdiği en önemli isimlerin başında Arda Turan geliyor. Altıntepsi Makelspor’da başladığı futbol yaşantısına, Galatasaray’ın altyapısında devam eden ve 2005 yılında Galatasaray’ın profesyonel A takım kadrosunda yer almaya başlayıp, altı senelik süreçte ( bir senesi Manisaspor’da kiralık olmak üzere ) Galatasaray formasını terleten Arda Turan, ardından hepimizin bildiği gibi İspanya La Liga’nın yolunu tuttu. Önce Atletico Madrid’in tarihi kadrosunda 127 maça çıkan Arda Turan, bugün ise dünya futbolunun en tepe noktalarından biri olan Barcelona’da oynuyor.

Buraya kadar yazdıklarımı okumanız en fazla 30 saniyenizi alsa da, Arda Turan’ın bu noktaya gelişi tam tamına, dolu dolu 19 senesini aldı. Türk futbolunda “o kadar da olmaz” denileni başardı ve kimileri için uzay takımı olarak görülen, yıldızlar topluluğu Barcelona’da kariyerine şu an devam ediyor.

Ülkemizin yapısında eleştiri olmazsa olmazımızdır. Ancak biz eleştiriyi, tek köşeli olarak hep negatiflik üzerinden değerlendiririz. Buna bağlı olarak İspanyol medyasının kendilerine göre, şu ana kadar başarılı bulamadıkları Arda Turan’ı eleştirmeleri, Türkiye’de öyle bir yankı buldu ki, her sene Avrupa’ya hem de Avrupa’nın tepe kulüplerine 20’ye yakın oyuncu gönderen bir ülke olarak J manşetten bu haberleri girmeye, hatta Arda Turan’ın Barcelona’da yapamadığını dillendirmeye başladık. Zamanında aynısını Fatih Terim özelinde ( AC Milan dönemi ) yaptığımız gibi sağlanan az sayıdaki sportif ve sporcu bazlı başarıları çabuk unutup, negatif bir tutumu sürekli gündemde tutmayı çok sevdiğimiz ve başarılı olanı aşağı çekmeye bağlı bir yapımız olduğu için Arda Turan’a da bunu yapmaya başladık. Halbuki Fatih Terim’in AC Milan’dan ayrılışı sonrası dediği gibi “AC Milan’dan kovulmak için önce AC Milan’ın hocası olmak gerekir” sözü aklıma her geldiğinde, Arda Turan için bugün söylenenlere karşılıkta “Arda Turan’ın Barcelona içindeki yerini tartışmak için, önce Barcelona’da oynayabilmek kavramını anlamak gerekir” düşüncesi aklıma geliyor.

08arda18cm

Profesyonel iş yaşantım gereği – Bireysel Sporcu Pazarlama Danışmanlığı hizmeti veren bir kişi olarak, Arda Turan’ı esas olarak pazarlama ve markalaşma süreci üzerinden değerlendirmek isterim. Kendisi bugün Türkiye’nin Avrupa ve dünya gündemindeki en önemli isimlerinden biri olduğu için, özellikle futbolun vitrini olacak Avrupa Şampiyonası gibi bir etkinlik öncesinde birçok marka tarafından talep edilen bir sporcu ancak bana göre Arda Turan’ın, ileriki dönemde de kariyerini etkileyecek adımları burada çok doğru atması gerekiyor. Marka olan sporcular, reklam yüzü oldukları markalar nezdinde sportif performanslarına oranla daha fazla konuşulmaya başlandığında, bunun profesyonel kariyerlerine olumsuz etki yaptığı örnekler çoktur.

Bu kapsamda, son dönemde Arda Turan’ı Clear, Nike, Turkcell, Defacto, Simit Sarayı, Türkiye Finans, Mastercard, Deri Sanayi, Lassa ve son olarak Opet gibi birbirinden farklı birçok markanın içinde gördük. Bu kadar marka havuzunun içinde imaj olarak bulunmak, bir anlamda eski reklamı unutturmadan yeni bir markaya geçiş yapmak imaj olarak Arda Turan’ı bence olumsuz etkilemektedir.  Reklam dünyasında bu kadar fazla konuşulması da dolaylı yoldan sürekli gündemde kalmasına, sürekli gündemde kalmakta yorumlarla sürekli karşılaşmasına neden olmakta bu da saha dışında geçirilen vaktin fazlalaşmasından dolayı, sportif performansına dönemsel olarak negatif etki sağlamaktadır. Bu kapsamda pozitif yönde etkilenmesi için, işim gereği kendisini eleştirebileceğim tek nokta budur.

Markalar her zaman yıldızların peşinde koşar, önemli olan her zaman yıldızların seçiciliğinde yatar. Arda Turan’da yıldızımız olarak reklam ve sponsorluk çalışmalarında daha seçici olmalıdır.