Liman kentinin asi çocuğu

robbie-fowler-cropped-1428108339

Hayat, futbola fena halde benzer. Futbol şahsi beceri gerektirir, değişmez oda ayrı konu. Ama aynı zamanda da topla oynanan yani insanların bir takım halinde oynadığı bir oyundur.

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filmindeki replikte de dediği gibi futbol, kolektif bir oyundur. Ama benim buradaki kolektiviteden kastım yalnızca saha içindeki anlayış değildir. Futbol, taraftarıyla futbolcusuyla yani saha içi ve saha dışı etkenleriyle bir bütündür. Futbolu taraftarsız düşünemezsiniz. Taraftar yoksa futbol da futbolcu da yoktur. Futbolun romantizmini kaybetmesi ve endüstriyelleşmesi sonucu futbolcuların ve futbol dünyasının unuttuğu bu gerçeği, Merseyside’ın asi çocuğuyla hatırlayalım.

Tıpkı küçükken nefret ettiği Ian Rush ya da birlikte senelerce aynı formayla mücadele ettiği Jamie Carragher gibi o da küçük bir çocukken Everton taraftarıydı. 11 yaşında ilk kez Liverpool forması giydiğinde belki de uzun süre kabullenemedi kırmızı formasını. Öyle ya o, limanın mavilerindendi. Formayı benimsemesi ne kadar sürdü bilinmez ama 1993 yılında Liverpool’ a ilk profesyonel imzasını attı. Yeteneğini ve kalitesini birçok kez ispatladı. 300′den fazla maçta 180′den fazla gol attı. Hala Premier Lig tarihinin en golcüleri arasında. 1995′te Lig Kupası finalinde Arsenal’e 4 dakika 33 saniyede attığı 3 gol ise kırılması güç bir rekor olarak varlığını sürdürüyor. Ancak benim dikkat çekmek istediğim sportif yönünden ziyade insanlık değerleri. Robbie Fowler 20 yıla yakın futbol hayatında zirveyi de dibi de  gördü. Liverpool’ da kariyerinin zirvelerini yaşarken Liverpool’ da işten çıkarılan 500 liman işçisini unutmadı.

wpid-wp-1419935225799

1997 yılında Kupa Galipleri Kupasında maçtan önce McManaman’la anlaşmışlardı. İlk gol atan formasını kaldırıp “Liverpoollu 500 liman işçisi 1995′den beri işsizler” yazılı tişörtü gösterecekti. İlk gol atan Fowler oldu ve Fowler 500 liman işçisinin uğradığı haksızlığı dünyaya duyurdu. Ceza aldı ama onun duyarlılığındaki bir futbolcunun umursadığını zannetmiyorum.
Bir Arsenal maçında Seaman’la girdiği ikili mücadele sonrası yerde kalmış ve hakemin çaldığı düdüğe canhıraş itiraz etmişti. Hakemin kararı değişmeyince sakin bir vuruşla Seaman’a topu paslamış ancak Seaman’dan seken topu takım arkadaşı tamamlamıştı. Bir Everton maçında ise Mavilerin birkaç futbolcusu hakkındaki uyuşturucu dedikodularına nazire yapmak için saha kenarındaki çizgilere eğilip kokain çeker gibi yapması çocukken içlerinden biri olduğu Everton taraftarlarını çılgına çevirmişti.

wpid-wp-1419935387809

Fowler hakemin lehine verdiği haksız penaltıya rakip takım futbolcusu gibi itiraz edecek kadar ilkeli, rakip takım futbolcuları hakkındaki uyuşturucu dedikodularını gol sevincine konu edecek kadar da hırçındı. 2005′te İstanbul’daki rüya finale gelirken hiç kimseye haber vermemiş ve sessizce geldiği İstanbul’dan sessizce geri dönmüştü. Bir sonraki sezon yeniden Liverpool forması giydi. Bu kez Liverpool’un futbolcusu olarak geldiği Olimpiyat Stadı’nda Galatasaray’a iki gol attı. İkinci Liverpool kariyeri çok uzun sürmedi. Sonrasında Avustralya ve Malezya’da futbol oynadı. Paparazzi yumruklarken de, attığı gole çılgınlar gibi sevinirken de neden böyle yaptığı sorulduğunda ‘Hiç rol yapmadım’ diyordu Fowler. Fowler futbol tarihinin hatırladığı ve hatırlayacağı en duyarlı futbolculardan. Bize futbolun sadece futbol olmadığını hatırlatanlardan.

Fowler’ın mevzubahis penaltısı