Şampiyonu belli edecek maçlar vardır. Ya da şöyle diyelim, şampiyonu “henüz” belirlemeyecek maçlar. Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan müsabaka işte o maçtı. Beşiktaş kazansa muhtemelen sezon sonunda ipi göğüsleyecekti. Fenerbahçe kazandı, şanslar eşitlendi.
Peki neden böyle bitti?
Neden Fenerbahçe kazandı?
Leonardo DiCaprio bu sene Oscar heykelciğini neden eline aldıysa o sebepten. Hak etti de ondan!
Fenerbahçe’nin güçlü tarafı: Kadıköy. Bir de siz buna Süper Lig’in en kaliteli kadrosunu eklerseniz ortaya muazzam bir güç çıkar.
Beşiktaş’ın güçlü tarafı: Takım oyunu. Öyle ki fevkaladenin fevkindeki orta saha oyuncularıyla birlikte izlemesi daha da keyifli oluyor.
Nasıl başladılar?
Beşiktaş Süper Lig’de diğer takımlara nasıl oynuyorsa öyle başladı karşılaşmaya. Ancak daha iki takım da ısınmadan gol geldi. Üçüncü dakikada son yıllarda izlediğimiz en güzel duran top organizasyonlarından birinde, böyle pozisyonlarda genelde işi eline yüzüne bulaştıran Volkan Şen topu ağlara gönderdi. Fenerbahçe golle birlikte morallendi, yüreklendi. Henüz tandem olamamış iki stoperi bulan Pereira tüm oyun planını yoğun baskıyla şekillendirmişti. İstediklerini oyun kontrolü olarak alsa da, skor açısından rahatlacak golü bulamadı Pereira ve şürekası.
Oyunun şekillendiği an:
Gol. İlk gol. Gol atıldığında oyun şekillenmişti. İlk yarı boyunca bu golün verdiği motivasyonla Fenerbahçe bastırdı, Beşiktaş kendine gelemedi. Sarı lacivertliler 180 dakikalık eforu 45 dakikaya sığdırdı.
Kırılma noktası:
Bir değil birden çok kırılma noktası vardı. Ancak en dikkat çekeni 50 ile 60 arasında Beşiktaş’ın yakaladığı pozisyonlarda Volkan Demirel’in kalesini gole kapaması maçın seyrini değiştirdi. Bu pozisyonlar Beşiktaş’ın umutlarını azaltırken, Fenerbahçe direnç kazandı.
Beşiktaş’ın ilk yarı sonundaki ısı haritası
Neden böyle bitti?
Pereira baskıyı daha iyi kaldırdı. Şenol Güneş oyuncu değişikliklerinde geç kaldı. Volkan Şen’in pili bitince, bir başka Volkan devreye girdi. Robin van Persie belki kadraja girdiğinde çok dikkat çekmedi ama neredeyse yedi Beşiktaşlı tarafından sürekli takip altındaydı. Böyle olunca Fenerbahçe’nin kanat oyuncuları daha etkili kaldı. Sosa ve Oğuzhan, Josef ve Mehmet’in markajı altında ezilirken, Gomez istediği topları bir türlü alamadı.
Trending Topic: Volkan Şen
Attığı gol mükemmeldi. Neredeyse tüm pozisyonların içinde vardı. Ancak hâlâ son pasları atabilecek kabiliyet yok. Yine de maçın yıldızıydı.
Fenerbahçe’nin iyisi: Robin van Persie
Sadece Nani’ye attığı o akıl dolu pas yüzünden bile takdire şayan bir oyuncu olduğunu gösterdi. Rakip savunmayı oyaladı, top indirdi, savaştı. Takım arkadaşları onu biraz daha anlasa, Pereira şablonunu van Persie’ye göre uyarlasa neler olabileceğini tahmin bile edemiyorum.
Fenerbahçe’nin kötüsü: Diego
Yine zaman kaybettirdi. Pas hatası yaptı. Organizasyonu sağlayamadı. Tempoyu arttırması gerekirken düşürdü, düşürmesi gerekirken arttırdı. 10 numara pozisyonunda oynamayı beceremiyor.
Beşiktaş’ın iyisi: Gökhan Töre
Oyuna girince Beşiktaş’a hareket getirdi. İkinci yarı siyah beyazlıların üst üste yakaladığı pozisyonların müsebbibiydi. Belki de 90 dakika oyunda kalsa daha farklı bir sonuç ortaya çıkabilirdi.
Beşiktaş’ın kötüsü: Oğuzhan Özyakup
Mehmet Topal ve Josef de Souza gibi iki fizikli oyuncunun arasında ezildi. Kendini ispat etmesi gereken böyle zorlu bir maçta sorumluluk alamadı. Almak istemediğinden değil, alamadığından…