UEFA Avrupa Ligi son 32 turunun ikinci maçında, Fenerbahçe evinden 2.000 km uzakta, Moskovo’da Lokomotiv Moskova’ya konuk oldu. Stat yarı dolu olsa da, Lokomotiv taraftarlarının takımlarına desteği gerçekten stadın diğer yarısını aratmadı. Fenerbahçe açısından zorlu kaşılaşma 1-1 bitti ve temsilcimiz Avrupa Ligi’nde ismini son 16’ya yazdırdı. Fenerbahçe’nin nerelerde hata yaptığını, neden bu maçın bu kadar zor olduğunu analiz edeceğim. Malum 80 dakika boyunca Fenerbahçe büyük zorluklar atlattı.
Diegosuz Maçlarda Beklerin Önemi
Teknik direktör Vitor Pereira maça geçen haftaki kadroyla çıktı. Tek değişiklik Canerin yerine solbek’te Hasan Ali’nin oynamasıydı. Evde oynanan maça bakıldığında tamamen doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Gökhan Gönül’ün daha ilk yarının başında sakatlanıp maçı ilk yarı bitmeden terk etmesi takım için dezavantaj oldu. Özellikle Diego’nun olmadığı maçlarda atağı başlatmak için Fenerbahçe’nin beklerine büyük iş düşüyor. Futbolda bekler genellikle sakatlıklar yüzünden çıkartıldığı için yedek bekleyen bek oyuncu bir orta saha veya forvete göre daha uzun sürede ısınır. Bu yüzden Gökhanın sakatlığında Şener’in maça alışması biraz uzun sürdü. Gökhan sahada kaldığı 44 dakika boyunca 15 pas çıkartıp 75% pas yüzdesiyle oynadı, Şener ise 46 dakikada sadece 7 başarılı pas yapabildi (p.y. 50%).
İki maçın ısı haritasına baktığımızda, Fenerbahçe’nin bugünkü maçta beklerle daha az ileri çıktığını görebiliriz.
Lokomotiv Moskova 1-1 Fenerbahçe(25.02.16)
Fenerbahçe 2-0 Lokomotiv Moskova(16.02.16)
Burada topla oynama yerine, daha çok oyuncu hareketleri yerin orta saha çizgisininin ne denle geçildiği önemli. Bugünkü maçta bekler defans çizgisine daha yakın oynadı, bu yüzden Fenerbahçe ileri çizgiyi topla buluşturmakta zorluk çekti.
Değişikliklerin Geç Kalması
Vitor Pereira’nın değişiklikleri geç yaptığına inanıyorum. Nani bu maçta inanılmaz etkisiz kaldı. Her ne kadar Fenerbahçe takım olarak geçen haftaya göre(431) bugün çok daha az başarılı pas yapsada(262), Nani yine aynıydı ve takımın en az başarılı pas yapan futbolcularından biriydi. 80 dakika boyunca sadece 16 başarılı pas yapan Nani(p.y. 62%), sahada 44 dakika kalan Gökhan’dan bir pas fazla yaptı.
Nani’nin defansif açıdan isteksizliği Fenerbahçe’yi derinden etkiledi, 3 top kaybeden Nani rakipten hiç top kapamadı. Teknik direktörün daha ilk yarı sonu Nani’yi kulübeye çekmesini, ve Alperi maça almasını bekliyordum, ancak Pereira Nani’yi tam 80 dakika sahada tuttu. Eğer Alper girmiş olsaydı Fenerbahçe’nin pas trafiği daha farklı olabilirdi.
Van Persie’nin 60. dakikada bomboş pozisyonda topu kafa ile bırakın gol atmayı kaleyi bile bulamaması, Hollandalı’nın eski formundan uzak kaldığının belirtisi. Van Persie – Fernandao değişikliğine gidilse, geçen maça nazaran daha fazla orta yapan Fenerbahçe için bir üstünlük sağlanabilirdi. Kötü oyunun bir diğer nedeni ise, geriye yaslanmış ve pres yapmayan bir Fenerbahçe olmasıydı. Daha maça çıkarken Pereira’nın skoru korumak için çıktığını belli etti. Eğer 4-5-1 yerine, 4-4-2 ile çıkılsaydı belki bu kadar baskı altında kalmazdı takım. Van Persie’nin derine inip top alması ve Fernandao ile önde baskı uygulaması Lokomotiv defansının ritmini bozabilirdi.
Fabiano’nun golde büyük hatası var, topu pençeleme yerine yumruklamayı denese topu uzağa gönderebilirdi. Tabii Brezilyalı kaleci 70. dakikada müthiş pozisyon alıp mutlak golü önledi.
Beşli Defans Çok Gereksiz
73. dakikada Ozan’ın çıkmasıyla oyuna Kadlec dahil oluyor ve Pereira defans çizgisine bir kişiyi daha ekliyor. Halbuki maç orta sahada kaybediliyor. Geçen maç 57% topa sahip olmuştu Fenerbahçe, maçın 25% bölümü ise Lokomotiv Moskova kalesine yakın oynanmıştı. Bu maçta ise Lokomotiv topa 57% sahip oldu, ancak maçın sadece 20% Fenerbahçe’nin kalesine yakın oynandı.
Bu yüzden ilk yarı sonunda Nani-Alper değişikliği, defansa daha fazla yardımcı olan Alper ile orta sahayı biraz daha rahatlatabilirdi.
Ozan-Josef-Mehmet Üçlüsü
Fenerbahçe’nin görmeye alıştığımız orta saha üçlüsü bu maç paslarda biraz daha etkisiz kaldı, geçen maç pas trafiğinin 39% üstlenirken, bu maç Fenerbahçe’nin takım olarak yaptığı pasların sadece 31% bu üçlüden geldi. Defansif açıdan ise 7 top kapıp(geçen maç 8), 10 top kesti(geçen maç 8) ancak orta sahayı kontrol altına almak için bu yeterli olmadı.
83’te kornerden bulunan golde Mehmetin belki istem dışı kafası, Fenerbahçe’ye derin bir oh çektirdi ve maç artık otopilot ortamında geçti. Toplamda 3-1’lik üstünlükle Fenerbahçe top 16’ya ismini yazdırdı.
Maçın Adamı
Mehmet Topal.