Fatih: Tam 120 dakika süren ve eşitliğin penaltılarda bozulduğu maçta Süper Kupa’nın sahibi Fenerbahçe oldu. Maç hakkındaki görüşlerin neler?
Barış: Öncelikle Fenerbahçe’yi tebrik etmek lazım. Tüm maç Galatasaray’a karşı üstün oynadılar ve oyunu istedikleri gibi yönlendirdiler. Fenerbahçeli oyuncular maç boyunca sahaya çok güzel dağıldılar ve çok akıllıca pres yaptılar. Ayrıca, atağa çıkarken basit kısa toplarla çıktılar ve seri şekilde atağın yönünü sürekli değiştirip topu boş alanlara taşıdırlar. Böylece maçın her anında Galatasaray kalesine çok çabuk ve kolay gidebildiler. Fenerbahçe hakettiği bir maçı alarak kupanın sahibi oldu ve sezona hazır oldukları mesajını net bir şekilde verdi.Fenerbahçe için söylediğim olumlu şeyleri Galatasaray için söylemek pek de mümkün değil. Özetle, Galatasaray’ın neden maçta üstünlük kuramadığını şu etkenlerle açıklayabiliriz: Dağınık formasyon, efektif olmayan pres koşuları, hücuma çıkarken bireysellik ve basit oynamama sonucu kaptırılan toplar, basit pas hataları ve oyuncuların birbirine çok uzak kalmaları…
Fatih: Dediğin gibi Galatasaray çok kötü bir performans sergiledi. Söylediğin etkenlere ek olarak takımın yardımlaşmayışı ve iletişim kopukluğunu da ekleyebiliriz. Açık bir şekilde görüldü ki Galatasaray iyi bir hazırlık dönemi geçirmemiş. Yeni transferler Yasin, Veysel ve yine yeni diyebileceğimiz Telles’in takıma uyumu şu anda en alt seviyede. Bu oyunculara bir de geçen sezonki kötü performanslarına devam eden Selçuk, Melo ve Chedjou da eklenince, Galatasaray takım olma görüntüsünden çok uzakta kaldı. Genel olarak, Galatasaray oyunun hem savunma hem de hücum yönünde çok başarısız bir oyun çıkardığını düşünüyorum.
Fatih: Öncelikle savunma ile başlayalım. Galatasaray’ın savunmasını nasıl buldun?
Barış: Savunmada gözüme çarpan ilk şey beklerin yetersizliğiydi. Maç boyunca ne Telles ne de Veysel etkili bindirme yapamadı. Veysel, Telles’e kıyasla 2. yarıda biraz daha hücuma katıldı fakat başarısız paslarıyla ve ağır hareketleriyle pek bir katkı veremedi. Hücuma çıkışlarda özellikle Telles birçok pozisyonda basit oynamak yerine adam geçerek çıkmaya çalıştı, bu yüzden de çok top kaybı yaptı. Aynı şekilde Veysel de savunmadan çıkışlarda çok fazla basit pas hatası yaptı. Veysel’in kötü oyunu beni gerçekten şaşırttı. Çünkü Veysel hazırlık dönemi iyi bir görüntü çizmişti, fakat bu görüntü çok ciddi olmayan rakiplere karşıydı. Karşısında iyi bir rakibe karşı Veysel’in ne kadar zorlandığını bu maç görmüş olduk.
Beklerle alakalı diğer sorun ise Fenerbahçe’nin kanat hücumlarını durduramayışlarıydı. Telles’in kanadında hem Gökhan hem Kuyt, 2. yarıda da Emenike çok etkili olurken; Veysel’in kanadında da Caner çok etkiliydi. Tabii ki burada önlerinde oynayan Yasin ve Olcan’dan hiç destek almamalarının da payı var.
Ayrıca, 2 bek de ters kanatlarından gelişen ataklarda stoperlerin yerine içerdeki adamları savunmada çok yetersizdi. Savunmanın ortasında Semih’i beğendim. Özellikle ilk yarıda Emenike’yi hem havadan hem de yerden müdehalelerle çok iyi savundu. Fakat Semih, ikinci yarıda Emenike’nin sağ kanada gidip oralarda top almasıyla, kendi bölgesini çok fazla terk etmek zorunda kaldı. Telles’in kanatta Emenike’yi karşılayamamasından ve Semih’in kanada gidişiyle kademeye giren birinin olmamasından dolayı, Semih’in arkasında büyük boşluklar oluştu. Diğer stoper Chedjou ise maç boyunca topu oyuna sokmada fazla sorumluluk almadı, aldığında da riskli paslar denedi ve bu pasların birçoğu yerini bulmayarak Galatasaray kalesinde tehlike yarattı.
İki takım için de maçın tartışmasız en iyi oyuncusu Muslera’ydı. Galatasaray’ın takım savunmasını hiç yapamadığı maçta, Muslera adeta tüm yeteneklerini sergiledi. Her ne kadar artık kalitesini ve yeteneğini çoktan kanıtlamış olsa da, Muslera hala bu tarz performanslarıyla beni şaşırtabiliyor. Özellikle Bekir’in ceza sahası dışından şutunda, Emenike’nin karşı karşıya pozisyonunda ve penaltılardaki kurtarışları çok başarılıydı.
Fatih: Savunmada beklerin kötü performansı bu hafta başlayacak lig için endişe vericiydi. Eminim ki bu performansları ile Veysel ve Telles, birçok Galatasaray taraftarına “Riera ve Sabri bu takımda çok net oynardı” dedirtmiştir. Genel olarak dediğin gibi Galatasaray defansı, özellikle de bekler, kötü bir performans sergiledi. Ama savunmanın kötü oyununa ek olarak hücum hattının da performansı takım savunmasını negatif yönde etkiledi.
Barış: Galatasaray’ın hücum hattındaki oyuncuların performansı hakkındaki ne düşünüyorsun?
Fatih: Hücum hattında beni en çok şaşırtan oyuncu Sneijder oldu. Takıma yeni katıldı ama açıkçası yine de bu kadar etkisiz olmasını beklemiyordum. Oynadığı süre boyunca Emre ve M.Topal ikilisinin arasında arasında kayboldu. En büyük hayal kırıklığını ise bence Selçuk ve Melo yarattı. Geçen sezon sonrası, teknik direktör değişikliği ve kaptanlığı alışı sonrası biraz daha motive olmuş, istekli ve sorumluluk alan bir Selçuk bekliyordum. Ama, Selçuk’un performansı neredeyse geçen seneyi bile aratıcak seviyedeydi. Melo ile ilgili en çok dikkatimi çeken şey maç boyunca bir çok topu gereksiz ayağında tutup hiç tekte oynamaması ve alıştığımız rakibe basıp onu rahatsız eden görüntüsünden uzak oluşu oldu. Selçuk’un yanında Melo da kötü olunca, Galatasaray orta sahasının göbek kısmı hiç üretken olamadı.
Kanatlarda ise Olcan çok iyi oynadı diyemesek de Galatasaray’daki en iyi isimlerdendi. Hücumda özellikle maçın son kısımlarında kanadı etkili kullanarak gelecek için iyi sinyaller verdi. Maça 11 başlayan diğer kanat oyuncusu Yasin ise ilk maçında heyecanının kurbanı oldu diyebiliriz. İlk yarının başlarında kanattan içeri girip güzel bir şut çıkardığı pozisyon dışında tek bir pozitif hamlesi olmadı. Maçın 60.’ıncı dakikasında Sneijder yerine giren Bruma, yorgun Fenerbahçe savunmasını biraz zorladı diyebiliriz. Ama o da oyunun savunma kısmında hiç yoktu. Bruma girdikten sonra Telles savunmada tamamen desteksiz kaldı ve burada Fenerbahçe Emenike ve Gökhan’la çok etkili oldu.
Forvette Burak maç boyunca çok çabaladı. İleride yerleşik Fenerbahçe savunması ile çok fazla ikili mücadeleye girdi, çokça pres yaptı ve gerektiğinde kanada bile gelip top aldı. Ama orta sahanın üretken olmayışı ve kanatların hiç destek vermemesinden dolayı, Burak da bu maçta pek etkili olamadı.
Barış: Beni de en fazla hayal kırıklığına uğratan futbolcular Selçuk ve Melo oldu. 2 oyuncu uzun yıllardır beraber oynuyorlar ve ne kadar kötü oynarlarsa oynasınlar, pas dağıtımında ve oyun kurmada belli bir düzeyde uyum göstermeleri gerektiğini düşünüyorum.
Olcan, Bruma ve Yasin benim beklentilerimin çok uzağındaydı. 3 oyuncu da oynadıkları süre boyunca savunma anlamında Galatasaray’ı en çok geri götüren isimlerdi. Beklere hiç yardım etmeyişleri ve savunmadayken bölgelerini kapatmayıp inatla içeri yönelmeleri, bence Fenerbahçe’nin kanatlardaki etkinliğinin 1 numaralı sebebiydi. Dikkatimi çeken diğer şey ise, Galatasaray ilerde pres yaparken bu pres hep bireysel kaldı. Olcan bir çok pozisyonda depar atarak prese çıktı. Bu pres kontrolsüz pres koşularının neredeyse hepsi sonuçsuz kaldı ve Olcan arkasında büyük boşluklar bırakmış oldu.
Burak tek forvet olarak yapabileceği her şeyi yaptı. 120 dakika sahada kaldı ve Galatasaray adına sahada en çok mücadele eden futbolcu oldu. Burak, orta saha ve kanatlarda beslenmediği maçta enerjisi ve isteğiyle tek forvet olarak zorlansa da güzel işler yaptı. Fakat, gelecek maçlarda bu maçta gördüğümüz gibi Burak eğer destek alamazsa, bu sezon rakip savunma arasında kaybolduğunu sıkça görebiliriz.
Fatih: Kısaca özetlemek gerekirse sezonun başlamasına çok kısa bir süre kala Galatasaray sezona hazır olmadığı sinyalini verdi. Bu maça bakarak Galatasaray’ın kapatması gereken eksikler hakkında neler söyleyebilirsin?
Barış: Bu maçta göründü ki, Galatasaray’ın acil olarak transfere ihtiyacı var. Açıkçası ben bu zamana kadar forvet ve bek gibi temel eksiklerin kapatılacağını düşünüyordum. Sezonun başlamasına çok az bir süre kaldı, bu yüzden gelecek oyuncuların takıma uyum süresini de hesaba katılarak, Galatasaray elini çabuk tutmalı. Bu bölgelere ihtiyaca yönelik kaliteli isimler alınırsa takım oyunu gözle görülür şekilde gelişebilir. Ama transferden daha da önemlisi, Selçuk, Melo, Sneijder ve Telles gibi oyuncuların kendi potansiyeline ulaşmasıdır. Özellikle Selçuk bu sene, eski Selçuk’u taraftara göstermeli, çünkü Selçuk pozisyonu gereği takım oyununda çok kritik bir yerde ve sadece onun performansını arttırması bile takımdaki diğer oyuncuları da olumlu etkileyecektir.
Fatih: Bence takımdaki bek ve forvet eksiğine ek olarak topu oyuna sokabilecek bir stoper ve sadece hücum yönü değil savunma yönü de olan bir kanat eksiği de göze çarpıyor. Çünkü Galatasaray savunmadan top çıkarmakta çok zorlanıyor. Bir de takımdaki kanat oyuncularına baktığımızda hep hücum yönü ağır basan savunmada zayıf oyuncular var (Bruma, Amrabat, Olcan, Yasin). Bu sezon Galatasaray’ın ilk 11’e bu kanat oyuncularından 2’si ile çıkacacağını düşünürsek takım savunmasında çok sıkıntı yaşanabilir.Ama senin de dediğin gibi şu an öncelik bek ve forvette olmalı. Sezonun başlamasına bu kadar az bir süre kala uzun zamandır bilinen bu eksiklerin kapatılmayışını çok yanlış buluyorum. Bence eğer ki beke istenilen bir isim alınamazsa, Sabri’yi tekrar takıma almak çok doğru bir hamle olur. Sabri, hem sağ/sol bekte, hem de hücum bölgeside savunmaya destek verecek bir kanat olarak görev yapabilir.
Barış: Taktiksel açıdan bakarsak, Prandelli’nin hazırlık maçlarında tercih ettiği gibi bu maçta da 4-2-3-1 formasyonunu tercih ettiğini gördük. Hazırlık maçlarında bu diziliş top rakibe geçtiğinde 4-4-1-1 oluyordu ve Burak hariç herkes topun arkasına geçiyordu. Bu taktik teoride tabii ki göze hoş geliyor, fakat gördük ki formasyonu uygulamada sıkıntı var. Bu sıkıntıyı hazırlık döneminde iyi rakipler ile maç yapılmamasına bağlıyorum. Buna ek olarak miktar olarak da Galatasaray az hazırlık maçı oynadı. Kadronun çoğunun ve teknik adamın yeni olduğu bir takımda, hem oyuncuların birbirleri ile olan uyumlarını arttırmak adına hem de teknik direktörün oyuncuları tanıyıp, onları aklındaki oyuna alıştırması adına, Galatasaray daha fazla hazırlık maçı yapmalıydı diye düşünüyorum.
Fatih: 4-2-3-1 bence Galatasaray’ın kadro yapısını uygun ama futbolcuların formsuzluğu sadece bu formasyonu değil, şu anda takımın hiç bir formasyonu düzgün uygulayamamasına sebep olabilir. Burada benim asıl merak ettiğim şey şu; Prandelli bu formasyonda ısrar ederek oyuncuları bu taktiğe uygun hale mi getirmeye çalışacak yoksa bu maçı bir uyarı olarak alarak farklı bir formasyona mı geçecek… Sanırım bunu ligin ilk haftalarında göreceğiz.