Şanssızlığını yenemeyen Beşiktaş…
Beşiktaş, ligde Galatasaray’ın rakibi Arsenal ile berabere kalan, İngiltere’nin köklü takımlarından Tottenham ile karşılaştı. Karakartal tabiri caizse rakibini parçaladı ancak 3 puanı alamadı. Yaklaşık 36.000 kişinin şahit olduğu maçta Beşiktaşlı taraftarlar White Hart Lane’i İnönü’ye çevirdi! Taraftarının da desteğini arkasına alan Beşiktaş birçok pozisyona girmesine rağmen Londra’dan 1 puanla döndü.
“Futbol Takım Oyunudur”
“Çocuklar zemini sevdi.”
Mikrofon günün kahramanlarından Slaven Bilic’e uzatıldığında söylenen cümle aynen buydu. Bilic takımın maç antrenmanında bile zeminden dolayı çocuklar gibi sevindiğini söyledi. Olay tam olarak bu işte. Kendini futbol ülkesi zanneden bir ülkedeki şartlardan sonra futbolun beşiğindeki bir maçta futbolcular saha şartlarından dolayı çocuklar gibi seviniyor. Kolej takımı muhabbeti için söylemiyorum bunu. Bunu söyleme sebebim ülkemizde futbola verilen değerin futbolcuya verilen değerle ters orantılı olması…
Güzel White Hart Lane zeminini bir kenara bırakırsak Beşiktaş, taş gibi top oynadı. Zorlu maçlarda iş yapacak Atiba-Veli dinamik orta sahası ön tarafın yaratıcılığıyla birleşti ve Beşiktaş fazlasıyla gol pozisyonuna girdi.
Özellikle ayrı bir parantez, ayrı bir cümle hatta ayrı bir paragrafta bahsetmek istediğim futbol sanatçısına gelelim. Evet, Sosa’dan bahsediyorum. Bilic’in alınması için neden bu kadar çaba harcadığını ispatladı Tangocu. Ofansif bir orta saha oyuncusunun yapması gereken her şeyi yaptı ve Beşiktaş adına sahanın en iyi oyuncusu oldu.
Takımda gole en yakın isim Olcay Şahan
Beşiktaş klasik pasa dayalı total futboldan çok İngilizlerin Pass&Move dediği çabuk ve akıcı olmasına rağmen pasa dayalı bir futbol oynuyor ve Beşiktaş’ın bu oyununda gole en yakın isim tartışmasız Olcay Şahan. Olcay Beşiktaşlı taraftarlara siyahı da beyazı da çok iyi yaşatıyor. Geçen seneki savunma zaafını atlatması onun adına müthiş bir gelişme ancak Beşiktaş hâlâ büyük takımların kaçırmaması gereken pozisyonlardan yararlanamıyor ve burada başrol Olcay Şahan’ın…
Maçın tek golünü atan Demba Ba, Olcay’ı da kral yapacaktı bu gece. Olmadı. Demba Ba’nın neler yapabileceğine de herkes şahit oldu. Sosa gibi bir servisçi veya Mustafa gibi bir yardımcı ile ligde rakipsiz olabilir. Sosa’nın servislerine bir destek de Oğuzhan olabilir. Oğuzhan gerçek mevkisi olan 8 numarada dün 30 dakika oynadı. Beşiktaş Balıkesirspor maçına da Atiba’nın önünde Sosa-Oğuzhan ile çıkmalı. Öyle çıkılırsa Demba Ba ligdeki ilk golünü bu hafta atacaktır.
Her yer Atiba her yer Hutchinson!
Savunmada, hücumda… Her yerde karşımıza çıkan tek bir isim var o da Beşiktaş’ın Trinidad&Tobago asıllı Kanadalı futbolcusu Atiba Hutchinson!
Garip bir süreçle transfer edilen Atiba 2 senedir neredeyse hatasız bir futbol oynuyor. İlk Arsenal maçında Necip’in mükemmel performansından dolayı yokluğu hissedilmese de Beşiktaş takımının kilit oyuncusu tartışmasız olarak Atiba Hutchinson. Joker özelliği bir kenara ters kademe konusunda kitap yazabilecek bir yeteneğe sahip. Yani Atiba’yı geçmek için onu çalımlamak yeterli değil! Beşiktaş’ın favori olduğu ve gole fazlasıyla ihtiyacı olduğu maçlarda Atiba’yı yalnız bir regista olarak kullanıp önünde Sosa-Oğuzhan ikilisi ile maça çıkması tartışmasız daha iyi bir tercih olacaktır. Bilic de haftasonu fark edemediği bu seçenekten dün gece 30 dakika boyunca yararlandı ve etkisi görüldü.
Makus Talih vs Beşiktaş
Dün gece toplam 24 şut çeken ve fazlasıyla gol pozisyonuna giren Beşiktaş’ın rakibi olmayan şansıydı. İşi şanssızlığa bağlamak ne kadar kolaysa bunu çözmenin de o kadar zor olduğu kanaatindeyim. Demba Ba, Mustafa Pektemek ve Cenk Tosun gibi 3 tane forvet oyuncusuna sahip olan Beşiktaş’ın golcü sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum. Son vuruşlardaki şanssızlık Lloris’in efsane performansı ile birleşince dünkü gibi ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Ligde saha şartlarının ve hakem performanslarının düzelmesi ile birlikte Beşiktaş’ın tek rakibinin makus talihi olduğu kanaatindeyim. Bu makus talih içerisindeki en önemli etkenin de sakatlıklar olduğunu düşünüyorum.
Tottenham > Tek Kişilik Dev Kadro
Pozisyona girmeden gol atmak gibi fazlasıyla zor olan bir şeyi başaran Tottenham 90 dakika boyunca Beşiktaş’a boyun eğdi. As oyunculardan fazla yararlanılmasa da Soldado gibi bir golcü vardı sahada. Lennon ve Adebayor’un girişiyle 2. gol için de umutları vardı. İşlerin onların planladıklarının tam aksine gerçekleştiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Tottenham adına ilginç bir istatistik ise hiç ofsayta düşmemeleri oldu. 3. bölgedeki varlıkları hakkında fikir sahibi olmamız için az da olsa ipucu verdi bu istatistik.
Kaptan Lloris 1 puanı tek başına aldı. Savunma zaaflarını kapattı, duran toplarda hatasız çıkışlar yaptı. Beşiktaş’ın iyi futboluna tek başına meydan okudu ve Tottenham’a can veren isim oldu.
Kusursuz Hakem
Beşiktaş’ı, Lloris’i, Bilic’i, müthiş Beşiktaş taraftarını ne kadar övdüysek bir övgüyü de tartışmasız şekilde hakemler hak etti. Maçın Alman hakemi Manuel Grafe hatasız bir maç yönetti. Hem pozisyonları kesmedi hem de disiplini her an korudu. Maçın hakemi yaklaşık 1 ay önce oynanan Arsenal maçında sahada olsaydı belki de Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi maçlarından birini konuşuyor olacaktık. Sahanın en iyi isimlerinden biri Lloris, Sosa ve Atiba ile tartışmasız Manuel Grafe oldu.