Futbolun 1800’lü yılların sonlarına doğru doğuşundan günümüze kadar geçen sürede her anlamda evrildiğini rahatlıkla söyleyebilirken, en önemli değişimlerin taktik tahtalarında olduğunu da söylemek mümkün.
2-3-5
Bu 5 hücumcu, forvet oyuncusuyla oynanan ve tandemde 2 oyuncuyla karşımıza çıkan sistem futbolun 1880 – 1920 yılları arasında en tercih edilen, en eski taktik anlayışı. Futbolun taktiksel anlamda ilk sistemli ve programlı dizilişi. Oyunun bundan önceki dönemlerinde taktiksel anlayışlar sadece “kooooş!!” “vur!!” gibi terimlerden ibaretti desek pek de yanlış olmaz sanırım. Bu grafikte dikkat çeken bir diğer nokta da aslında en gerideki iki oyuncu. Bu oyuncular kaleciden sonra defanstaki yegane oyuncular olduğu için 2 ve 3 şeklinde numaralandırılıyorlardı ve bu da son dönemlerde pek rastlamasak da numaralandırma sisteminde beklerin neden 2 ve 3 numarayı aldığının göstergesi.
İLGİLİ YAZI Gegenpressing üzerine taktik analiz
W-M
Burada da artık oyunun savunma anlamında daha kalabalık dizilişlere geçişinin başlangıcını görüyoruz. Aynı zamanda forvetlerin orta sahalara yaklaştırılmasıyla orta sahayı domine etme ve pas trafiğinin güçlenmesi gibi kavramların ilk ortaya çıktığı sistem diyebiliriz. Ancak bu sistemin 1950’lerin ortlarına doğru son bulma hikayesi çok daha enteresan. Zira Macaristan, İngiltere’yi Wembley’de 6-3 gibi çarpıcı bir skorlar mağlup edince Arsenal menajeri Herbert Chapman’dan ilham alınarak ortaya çıkarılan bu sistem de tarihin tozlu raflarına kalkmış.
KATENAÇYO
Şu günlerde çok yanlış anlaşılan ve aslında biraz da fazlasıyla eleştirilen bir sistemde sıra. Günümüzde oyunu çok yavaşlattığı ve savunmanın çok ön plana çıkarak seyir zevkini azalttığı düşünülen sistem aslında ilk çıktığı zamanlarda bu şekilde değildi. Öncüsü Helenio Herrera 1960’larda İnter’de bu sistemi kullandığında durum ve düşünce çok daha farklıydı. En önemli fikir üçlü savunmanın arkasına bir libero yerleştirerek rakip forvetlerini marke etmede fark yaratmak ve kontralara kalkmak. Ama bu sistem de Inter’in 1972’de Avrupa Kupası Finali’nde Ajax tarafından darmadağın edilmesiyle son buldu.
TOTAL FUTBOL
Aslında total futbolun ne olmadığını tarif etmek ne olduğunu tarif etmekten daha basit ama en kısa şöyle açıklayabiliriz ki 70’lerin Hollanda takımları önderliğinde ortaya çıkan bu sistemde ana fikir her oyuncunun oyunun her bölgesinde görülmesi fikriydi. Mesela Cruyff defansta, Neeskens sol kanatta görülebiliyordu. Sistemin en önemli özelliği sahada teknik anlamda çok üstün, birbirini anlayabilen ve son derece zeki oyunculara ihtiyaç duyulmasıydı.
DİREK OYUN
İngiliz futbolunun genel tanımlamasının uzun toplara dayalı olmasından ibaret oluşunun göstergesi olarak bu sistemi gösterebiliriz. Analizlerle hayli ilgili olan Charles Reep o dönemde gollerin büyük bir çoğunun 3 ve daha az pas sonucunda atıldığını kaydetmiş. Bunun sonucunda da klasik İngiliz futbol anlayışı ortaya çıkmış ve uzun toplara dayalı, daha direk oyunla rakipleri açmayı denemişler.
KANAT BEKLERİ
Kanat bekleri kavramı özellikle 90’larda oldukça popülerken zaman zaman popülerliğini kaybetse de günümüz futbolunda da yer edinmiş bir vaziyette. İlk popüler olmaya başladığı yıllarda Roberto Carlos, AndreasBrehme, Steve Guppy gibi oyuncular bu pozisyonlarda oldukça başarılı performanslar sergiliyor ve yerlerini garanti altına alıyorlardı. Daha sonraları takımlar savunma anlamında daha kalabalık bir yapı ile beraber 4-5-1 gibi sistemlere dönmeye başlayınca popülariteleri azaldı denebilir.
LİBERO
Franz Beckenbauer, Lothar Matthaus gibi oyuncular bu bölgenin popüler oyuncularındandı ama bu kavram da o bölgede oynayacak bir oyuncunun orta alanda pozisyonlandırılıp yine aynı görevi yapabileceği düşünülünce ortadan kalkmış oldu. Yani bu pozisyon aslında literatürden kalktı gibi görünse de görev olarak yine sahanın içinde bu tarz işler yapan oyuncular var. Mesela Michael Carrick ve EricDier gibi oyuncuları örnek gösterebiliriz.
BİR UZUN BİR KISA FORVET PARTNERLİĞİ
4-4-2 formasyonunun favori ikilileri. Toshack – Keegan, Flo – Zola, Wanchope – Sturridge. Bu gibi örnekler bu sistemin en verimli ikilileri olarak değerlendirilebilir. Uzun oyuncunun indirdiği topları kısa oyuncu yaptığı koşularla değerlendirebilir. Bu sistemin ana fikri de buydu. Ancak 2000’lerde artık futbolda komple forvetler daha çok tercih edilmeye başlandığında bu tip forvet partnerliği de son bulmuş oldu. Kısa ve süratli oyuncular daha çok kanat oyuncuları ve içe kat eden kanat oyuncuları gibi rollere büründü. Aslında bu tip partnerliğin tamamen ortadan kalktığını söylemek de mümkün değil çünkü şampiyon olan Manchester City takımında Agüero- Dzeko , Atletico Madrid’te Diego Costa-David Villa gibi ikilileri de son dönemde izledik.
TİKİ – TAKA
Pep Guardiola önderliğinde Barcelona bu sistemi kullanarak kupa rekorları kırdı. Düşük tempo ve seri paslaşmaya dayalı bu oyun sistemini Xavi ve Iniesta gibi iki üst düzey orta saha oyuncusuyla başarıyla uygulayan Barcelona’nın o oyununu henüz o takım gibi oynayan yok. Xavi ve Iniesta tarzı oyuncular olmadan bu sistemi kullanmaya çalışmak büyük bir risk olduğu gibi bunu en net test eden ve başarısız sonuçlar alan takım Ferguson sonrası Manchester United olmuştu.
SAHTE 9
Aslında bu sistem ve sahte 9 kavramı ilk olarak 1930’larda gündeme gelmiş ancak 2000’lerde tekrar popülarite kazanan sistem günümüzde de iyi organize olan defanslara karşı iyi bir silah olarak nitelendiriliyor. Bu dizilişte Messi örneği var ancak Almanya Milli Takımı’nda Mario Götze de aynı görevi yapabilen bir oyuncu. Tabii çok üst düzey bir teknik kabiliyeti gerektirmesinin yanı sıra ayrıca kreatif orta saha oyuncularına da sahip olmak önemli. Yoksa zaten santrforsuz oynuyorsunuz ve bu durum sizin için büyük handikapa dönüşebilir.
GEGENPRESS
Jürgen Klopp’un Borussia Dortmund’u bunu inanılmaz yapıyordu. Rakip yara alana adeta arı gibi yerleşen oyuncular müthiş baskıyla topu kazanıp atağa kalkıyordu. Ama bu sistem için çok önemli seviyede fizik kondisyona ve enerjiye sahip olmak şart. Aksi takdirde Klopp’un Dortmunddaki son sezonu gibi bir düşüş yaşanması kaçınılmaz.
Kaynak : Telegraph UK