2014-2015 sezonunun bitişiyle Beşiktaş’taki en büyük değişiklik teknik direktör Slaven Bilic ile yolların ayrılması oldu. Hırvat teknik adamın West Ham’la anlaşması üzerine Beşiktaş’ta göreve gelen isim herkesin yakından tanıdığı Şenol Güneş oldu.
Güneş herkese doğar, yeter ki ondan yararlanmasını bilin.
Şenol Güneş’in bu lafı sadece edebiyat yapmak için söylenmiş bir laf değil. Güneş’in göreve gelişiyle maddi anlamda da sıkıntılar yaşayan Beşiktaş için önemli bir öngörüde bulunmuştuk. 15 Haziran tarihli “Şenol Güneş Beşiktaş’a Neler Katacak?” yazımızda “Beşiktaş rakiplerinin aksine en iyi transferlerini kadrosunun içinden yapacak, yapmak zorunda.” demiştik. Ligin ilk 3 haftasına göre konuşacak olursak Güneş’in dokunuşu ilk olarak Cenk ve Oğuzhan’a etki etmiş gibi.
Takım içindeki transferler Kerim’le devam edecek gibi gözüküyor. Peki dışarıdan gelen ve takımdan giden oyuncular?
Ayrılıklar da sevdaya dâhil.
Beşiktaş adına kuşkusuz sezonun en önemli ayrılığı Demba Ba’nın 13 milyon € bedelle Çin’in Shangai Shenhua takımına satılması oldu. 1 yıllık Beşiktaş kariyerinde taraftarın sevgilisi olmayı başaran Demba Ba’nın ayrılığı kulüp kasasının yeşermesine çok ciddi katkı sağladı.
Diğer ayrılıklar ise savunma odaklıydı. Sivok’un sözleşmesi sona erdi ve yeni bir sözleşme teklif edilmedi. Atınç Nukan ise 5+1 milyon € bedelle Bundesliga 2 ekiplerinden Leipzig’in yolunu tuttu. Sürpriz bir gelişme ise Cenk Gönen’in ayrılığı oldu. Cenk transferin son günlerinde Galatasaray’a 600 bin € bedelle transfer oldu. Geçtiğimiz sezon fazla forma şansı bulamayan Ömer de Konyaspor’a kiralandı. Geçtiğimiz sezonda takımda olmayan Muhammed Demirci, Emre Metin, Kadir Arı, Holosko, Toraman ve Uğur Boral’la yollar ayrıldı. Sinan Kurumuş, Hasan Türk, Berat Çetinkaya ve Furkan Yaman kiralık olarak gönderildi. Genç oyuncu Ümit Karaal ise tekrar genç takımın yolunu tuttu.
Beşiktaş’ın bu transfer döneminde kasasına 18 milyon 600 bin € para girdi.
Gelenler bütün gedikleri kapattı mı?
Beşiktaş transfere Güneş’ten önce bonservissiz olarak kadroya katılan Tosic ile başladı. Tosic transferi tipik Türk yönetici transferlerinden biriydi. Tosic 3 haftalık dönemde iyi bir performans gösteremedi ancak ilk etapta forma yarışında Motta’dan bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz.
Demba Ba ve Atınç transferlerinden elde edilen gelirle yapılan ilk transferse Andreas Beck transferi oldu. Tecrübeli sağ bek 1,75 milyon € bedelle kadroya katıldı. Beşiktaş adına iyi bir nokta atışı olarak gözüküyor.
Sivok ve Atınç’ın ayrılışıyla Beşiktaş’ta stoper transferi beklenen bir şeydi ve Beşiktaş Brezilya’nın Gremio takımından 3,3 milyon € bedelle Rhodolfo’yu kadrosuna kattı. Rhodolfo’ya partner olacak bir stoper için daha girişimler vardı ancak sonuç vermedi. Rhodolfo 3 haftalık performansıyla taraftarın beğenisini kazandı ancak onu tamamlayacak çabuk ve sert bir stoperle Beşiktaş çok daha iyi bir tandem yakalayabilirdi.
Beşiktaş’ın eski göz ağrısı Ricardo Quaresma 1,2 milyon € bedelle tekrar kadroya katıldı ancak öncesindeki “Dzsudzsak mı, Quaresma mı?” sorusu Beşiktaşlı taraftarları ikiye böldü. Açıkçası teknik anlamda da değerlendirmek gerekirse Beşiktaş’tan olumsuz yanıt aldıktan sonra Bursaspor’la imzalayan Dzsudzsak’ın Beşiktaş’a Quaresma’dan daha fazla şey katabileceğini düşünüyordum. Bence Beşiktaş yönetimi Quaresma’yı alarak 3. sınıf bir popülizm örneği gösterdi.
Demba Ba’nın ayrılışının ardından takıma bir golcünün katılması gerekiyordu. Beşiktaş Demba Ba isminin de altında kalmayacak bir isimle, Mario Gomez’le anlaşma sağladı. Oldukça ilginç şekilde yürütülen transfer görüşmeleri başarıyla sonuçlandı ve İspanyol asıllı Alman golcünün Beşiktaş’a transferi bedelsiz olarak gerçekleşti. Fiorentina’nın FFP kurallarıyla alakalı sıkıntısı nedeniyle transfer kâğıt üzerinde kiralık olarak gözüküyor lakin Beşiktaş sözleşmenin 2017’de sonlanacağını TFF’ye bildirdi. Kağıt üzerinde müthiş bir transfer olarak gözüküyor bununla birlikte Gomez ilk 3 haftada golle tanışamasa da kötü bir performans sergilemedi ve geleceğiyle ilgili iyi sinyaller verdi.
Transferin son günlerinde takımdan ayrılan Cenk Gönen’in yerine birçok isim konuşulsa da Beşiktaş transfer yapmadı ve A2 Takımı kalecisi Veysel Sapan A Takıma yükseldi.
Beşiktaş’ın bu transfer döneminde kasasından 6 milyon 250 bin € çıktı ve Beşiktaş uzun yıllar sonra bir transfer sezonunu kârla(12,35 milyon €) kapattı.
Beşiktaş’ta giden oyuncular dışında 2 de ciddi sakatlık vardı. Veli ve Tolgay gibi iki önemli oyuncusundan mahrum kalacak Beşiktaş bu bölge için en somut adımını Lucas transferi için attı ancak İstanbul bileti bile hazır olan oyuncunun transferinden Rodgers son anda vazgeçti. İş Şenol Güneş’in takım içinden yapacağı transfere kaldı. Bu bölge için an itibariyle formda olan Oğuzhan en büyük aday olarak gözükse de Oğuzhan ve Atiba’dan oluşacak ikili orta sahanın savunma direnci konusunda takıma ne kadar katkı sağlayabileceği merak konusu…
Transfer döneminde kendilerine kulüp bulması istenen Sezer Öztürk ve Gökhan Süzen ise takımda kaldı. Özellikle Sezer Öztürk’ün profesyonel futbol hayatını fiilen sonlandırıp, amatör boksa başlamış olması Beşiktaş adına ciddi bir sıkıntı. Kilo alan oyuncuların bile takımdan gönderildiği bu dünyada Beşiktaş’ın Sezer için nasıl bir yaptırım uygulayacağı merak konusu.
Beşiktaş sezon boyunca futbol oynaması beklenmeyen Sezer ve Gökhan’a toplam 1 milyon 650 bin € garanti ücret ödeyecek. Bu da işin başka bir boyutu.
Beşiktaş takımdaki gedikleri nokta atışı transferlerle kapatmaya çalıştı ve iyi bir transfer dönemi geçirdi. Lakin halihazırda finansman olarak da çok kötü durumda olmayan Beşiktaş kaleci, orta saha ve bir de stoper transferi yapsaydı 3 kulvarda daha iddialı bir takım haline gelebilirdi. Şenol Güneş takım içerisinden beklenen transferleri yapamazsa Beşiktaş’ı zor bir sezon bekliyor diyebiliriz ancak ilk etapta hoca Oğuzhan, Cenk ve Kerim’le bu konuda olumlu bir sinyal verdi.