Batman’ın Yanında Sönük Kaldığı Tek Robin

Hayatınızı kaybettikten sonra adınızın bir tribüne verilmesi sevenlerinizi duygulandırır. Yaşarken adınızın bir tribüne verilmesi muazzam bir deneyimdir. Ancak futbol yaşantınızın ortasında, daha 27’nizde iken adınız bir stadyumda yaşatılırsa; bunun çok nadir bir durum olduğunu söylemek gerekir.

Van-Persie

Fenerbahçe’de Robin van Persie isminde bir sanatçı var. Formasını terlettiği takımlardan Excelsior Hollandalı golcüye şükranlarını 3500 kişilik kapasiteli stadyumlarında bir bölümünü adını vererek sunmuş. Evet eski futbolcusu hâlâ meşin yuvarlağınpeşinde koştururken!

Sanatçılığı ailesinden geliyor. Babası heykeltraş, annesi ressam. Sahada sanki Cemal Süreya şiiri gibi… İkisinin de en muazzam yetenekleri onda toplanmış. Attığı ikinci gole şaşırmadınız ya? Kendisi yıllardır bunlarla meşgul. Şaşırmayın.
“Cruyff kadar yetenekli”
Robin van Persie’nin Manchester United’taki selefi Cantona, Kırmızıların bugüne gelmesinin müsebbibi. Tarihin akışını değiştiren adam.

Peki Robin neden Fenerbahçe’nin tarihini değiştirmesin?

Buraya gelişinin bir sebebi var değil mi?

Disiplini, mütevazılığı, sanatçılığı… Bunların hepsi takım arkadaşlarına ibret olacak nitelikte üst düzeyde. 13 yaşında Hollanda efsanesi Yohan Cruyff’ün mirasını yaşatacağı konuşulurdu. Aradan geçen 17 yıla rağmen van Persie çalışmaktan kendini alamıyor. Öyle ki, belki de Fenerbahçe’de en çok çalışması gereken adam Ozan Tufan biraz da talihsiz bir açıklama yapıyor: “Nani ve van Persie bile antrenmandan sonra çalışmaya devam ediyorsa eve gitme lüksüm yok.” Robin van Persie’nin neden yıldız olduğu çok açık değil mi?

Sıradan bir gol makinesi değil!

Robin van Persie Fenerbahçe’ye sadece gol atsın diye getirilmedi. Belli bir kültürü aşılaması için burada. Eric Cantona nasıl Manchester United’ın müzesini yeniden şenlendirdiyse, Thierry Henry nasıl Herbert Chapman dönemini Arsenal’de yeşerttiyse, Robin van Persie de Türkiye’de yozlaşmaya başlayan futbol kültürünü yeniden inşa etmek adına Fenerbahçe’de. Van Persie sayesinde Gabigol gibi isimlerin gelebilme ihtimaline şaşırmıyoruz. Robben ve Ibrahimovic zikredildiğinde “Mübalağa ediyorlar” demiyoruz.

Yıllar önce Trabzon’da oynanan Fenerbahçe maçında, van Persie’nin eski takım arkadaşı, ağabeyi Pierre van Hooijdonk yanlışlıkla topa çok sert vurmuş, meşin yuvarlakorta sahadan numaralı tribüne doğru yol almıştı. Hollandalı efsane gidip tribünden özür dilemiş, “İsteyerek olmadı” demişti. İşte Robin van Persie’nin Fenerbahçe’de yapacağı budur. “Gol Krallığı” tabelasından önce kendisinin futbol kültürünü özümsemek gerekir. Yoksa ne olacak gol atılır ama böyle adamlar zor bulunur. Bu arada kendisinin Fenerbahçe’deki ilk iki şutunda da tabelayı değiştirdiğini söylemek gerek. Fiziksel olarak eksik ama ruhu gücünden bir şey yitirmemiş.