Futbol öyle bir oyun ki umutlarınızı son ana kadar taşıyabiliyorsunuz. Umut yoksa baştan mağlubiyeti kabul edersiniz. Bu futbolun altın kuralıdır. Asla umudunu yitirmeyeceksin. Sonuç ne olursa olsun son ana kadar mücadele edeceksin. “Umut olmadan, umut edilen ele geçirilemez” demiş Liesherak.
Bu satırlar Athletic Bilbao karşısında şok bir mağlubiyet alan Barcelona için söylenebilir. Athletic Bilbao dünyanın en iyi takımı olarak gösterilen Barcelona’yı İspanya Süper Kupası finali ilk maçında 4-0 gibi ezici bir skorla mağlup etti. Athletic Bilbao, Barcelona ve Real Madrid gibi tarihi boyunca küme düşmeyen 3 İspanya takımından birisi. Güçlü bir takım Bilbao. Ama Barca kadar değil.
Bu skor ortaya çıktığında maçı izleyen veya skoru sonradan öğrenen herkesin şok olduğu kesin. Bu maçın bir de rövanşı var. Rövanş maçında sürpriz olur mu? Söz konusu Barcelona ise olabilir.
Barcelona Teknik Direktörü Luis Enrique “Bu skoru çevirecek bir takım varsa bu takım Barcelona’dır.” dedi. Enrique çok umutlu.
2007 yılında İspanya Kral Kupası yarı final ilk maçında Getafe’yi 5-2 yenen Barcelona ikinci maçta rakibine 4-0 gibi ezici bir skorla boyun eğip elenmişti. Geçtiğimiz günlerde de UEFA Süper Kupası maçında Sevilla, Barcelona’ya karşı 4-1 geriden elip 4-4’ü yakalayarak Barca’ya bir ders vermişti adeta. Sevilla maçı 5-4 kaybetmesine rağmen ayakta alkışlanmıştı. Barcelona bunun tam tersini Athletico Bilbao’ya karşı yapabilir. Bilbao maça Williams, Rico, Iturraspe ve Muniain’ın yokluğunda çıkacak. Bilbao’nun eksikleri Barcelona için büyük avantaj. Çünkü Bilbao’nun Barcelona kadar derin bir kadrosu yok. Barcelona’da Neymar ve Alba dışında çok önemli bir eksik gözükmüyor.
Barcelona Nou Camp’ta nerdeyse her maça aynı rahatlıkla çıkıyor. Muhtemelen Bilbao’da rahat çıkacak. Maçın büyük bölümünde savunma yapması beklenen Bask ekibi ileride Aduriz ile tehlike oluşturabilir. Maçın seyir zevki yüksek olacağı kesin. Messi ve Suarez çok isteyecekler skoru bulmayı. Eğer Barca bir geri dönüş yapabilirse tarihe geçecek. Belli mi olur? Barcelona bu çevirir mi çevirir.
Daha önce çok defa gördük geri dönüşleri. “Yok artık” dediğimiz çok maç oldu. Olmaz dediğimiz çok şey oldu. Futbol bu, soğuk bir savaş sonuçta.
Gelin son 30 yılda gördüğümüz hafızalardan silinmeyecek geri dönüşlere göz atalım:
1-Türkiye-Çek Cumhuriyeti
Bu maçı izleyip de unutamayan sadece ben değilim galiba. İzleyen birçok kişiye adeta hayat dersi veren bir maçtı. Son 15 dakikaya 2-0 yenik giren millilerimiz imkansızı başarıp maçı 3-2 almasını bildiler. Bu maç uzun süre gündemden düşmedi. O dönem dünyanın en iyi kalecisi Petr Cech’e 15 dakikada 3 gol atmak her yiğidin harcı değildi. Bunu imkansızların takımı millilerimiz başardı.
2- Liverpool-Milan
Yolu Türkiye’den geçen başka bir maç da Liverpool-Milan maçıdır. İstanbul’da oynanan Şampiyonlar Ligi Finali’nde karşı karşıya gelen iki takım kozlarını Atatürk Olimpiyat Stadı’nda paylaşmıştı. İlk yarı 3-0 Milan üstünlüğüyle sona eren karşılaşmada herkes maçın ilk yarıda bittiğini ve ikinci yarıda seyir zevki olmayacağını düşünüyordu. Böyle düşünenler yanılmıştı. İkinci yarıda inanılmaz bir Liverpool vardı. Skora aldırış etmeyen İngilizler Gerrard, Smicer ve Alonso ile eşitliği yakalamıştı. Penaltı atışlarına giden maçta galip gelen İngilizlerdi.
3- Almanya-İsveç
2012 yılında 2014 Dünya Kupası Elemeleri C Grubu’nda oynanan bu dev mücadelede Panzerler önceki rakiplerinde olduğu gibi İsveç’i de ezip geçeceğini düşünmüştü. 4-0 gibi ezici bir skoru da yakalayan Almanya, İsveç’in muhteşem geri dönüşüne direnemedi. Klose, Mertesacker ve Mesut Özil’le 4-0 yakalayan Almanya son 28 dakikaya 4 frklı üstünlükle girdi. Fakat İbrahimovic ile perdeyi açan İsveç Lustig, Elmander ve Elm ile eşitliği yakaladı.
4- Fenerbahçe-Galatasaray
Fenerbahçe-Galatasaray derbileri her zaman heyecanlı olmuştur. Fakat 2 Mayıs 1989’da oynanan derbi daha bir heyecanlı olmuştu. Henüz ilk yarıda 3-0 gibi net bir skoru yakalayan Galatasaray ikinci yarıda ezeli rakibi tarafından şoka uğratılmıştı. Maç 3-0 olduktan sonra Galatasaray tribünlerinin “5” tezahüratları yankılanırken maçın seyri bir anda değişmişti.Fenerbahçe, Aykut Kocaman ve Hasan Vezir ile imkansızı başarıp maçı4-3’e getirmişti. Üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen hala konuşulan bu derbi birçok belgesele de konu olmuştur.
5- Reading-Arsenal
Premier Lig için boşuna özel bir lig demiyorlar. Premier Lig’de her zaman “yok artık” dedirtecek hadiseler yaşanıyor. 2012 yılında oynanan Reading-Arsenal İngiltere Lig Kupası maçında 4-0 geriye düşen Arsenal ikinci 45 dakikada rakibine adeta bir kabus yaşattı. Pes etmeyen Arsene Wenger’in öğrencileri maçı uzatmalara götürüp 7-5 kazanmasını bilmişti.