Spor haber sitelerini takip ediyorsanız ya da şu meşhur futbol menajerlik oyununu kapsamlı şekilde oynuyorsanız UEFA’nın tanıttığı rekabet seviyesi yüksek, maç yoğunluğu insaflı ve futbolcu ve seyirci ilgisi muallak turnuvadan haberdarsınız demektir. Kimisi gereksiz buldu, kimisi faydalı buldu, kimisinin kafasında da tanıtılmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen en ufak bir fikir yok. Bu konjonktürde de durumu açıklayıp; “nedir”, “ne getirir”, “ne götürür” ve “biz ne yaparız”ın analizini yapmak da bize düştü.
Uluslar Ligi Nedir?
Yapılan en basit tanımının bile ilk başta karmaşık geldiği bir turnuva olan Uluslar Ligi muhtemelen kafalarda 2018 gelip oynanmaya başladığında oturacak. Ancak dilimizin döndüğünce söyleyebileceğim şey; Uluslar Ligi’nin 54 UEFA ülkesinin 4 seviyeye ayrılıp her seviyede 4 grup oluşturmasıyla ve bu gruplara ilk iki seviyede 3er üçüncü seviyede 3er veya 4er dördüncü seviyede ise 4er takımın katılımıyla oluşacak olması. Bu kısımda pek fazla fikstür, klasman yükselme – düşme ve bilumum kurallarla alakalı konudan birçok yerde bulunabileceği için bahsetmeyeceğim. Zaten diğer konulardan bahsederken illa değinmek durumunda kalacağım. Biraz da Uluslar Ligi ile ilgili henüz konuşulmamış ancak ilerde mutlaka konuşulacak şeylerden bahsedelim.
Uluslar Ligi Ne Getirir?
Çift haneli değerle biten yıllarda, yaz aylarını deniz kum güneş olarak değil de 1 ay boyunca futbol olarak gören ve birinin kupa seremonisi bittiği anda diğerinin başlamasını bekleyen futbol meraklılarına, Avrupa’nın en büyük 4 ulusal takımı arasında yapılacak üç tane maç getirir ve bence hoş da olur. Uluslar Ligi yarı finali ve finali haricinde Avrupa takımları kendi klasmanlarında takımlarla eşleşecek ve bu da daha az dostluk maçı anlamına geliyor. Dostluk maçlarının resmi maçlara dönmesi federasyonların işini aslında kolaylaştırıyor. Örneğin; 2010 yılında Steven Gerrard’ın Fransa karşısındaki hazırlık maçında 60 dakika sahada kalmasının istemesinin ardından 85 dakika sahada kalıp sakatlanması sigorta şirketine 500.000 sterline patlamıştı.
Bunun haricinde UEFA sitesinde Uluslar Ligi’nin avantajlarından bahsetti. Ancak benimki de dahil bazı burunlar pis kokular almadı değil. Örneğin UEFA bu konuya uluslararası maçlar ile kulüp maçları arasındaki dengeyi koruyacağımızdan şüpheniz olmasın diye yaklaşmış. Ancak yukarıda bahsettiğim gibi resmi maç – dostluk maçı arasında farktan bahsedilmiyor.
Düşük seviyeli bazı takımların sürekli kaybettiğini ve bu yüzden gelişemediklerini ama artık maç kazanmaya başlayacaklarına da yer verdi UEFA. Bir nevi dayak yiye yiye atmayı öğrenmeye inanmadığını belirtti. İngiltere’nin Wembley’deki en düşük seyircili maçının 2014’te San Marino’ya karşı olması ve benzeri durumların konuyla alakası üzerinde ise durulmadı. (En düşük seyircili maçı dediysem de o maçta yine 55.990 seyirci vardı! Ancak bir önceki en düşük seyircili maç da 2009’da Andorra’ya karşı ama 57,897 seyirciyle!)
Ülke takımlarının Avrupa Futbol Şampiyonalarına katılımı için ikinci bir şans olduğu da UEFA’nın bahsettiği avantajlar arasında. Orda gerçekten haklılar ve insan keşke Euro 2020 öncesi değil de 2016 öncesi olsa diye düşünüyor. Böylece Euro 2016 Eleme Grubu’nda play-offa kalmak için 3. Sırayı bile alması zor duran Türkiye için avantaj olabilirdi.
UEFA’nın sitesinde bu sadece daha fazla gelir üretmekle mi alakalı diye bir soru var. UEFA da “Hayır, finans yeni turnuva için bir etmen değil, ancak (ancakla başlayan bir cümle pek şaşırtıcı da olmadı) tüm ülke takımlarına daha önce tanıtılmış, aynı merkezileştirilmiş medya haklarını sunuyor ve bu yüzden federasyonların gelirlerinde daha çok stabilite olacak.” diye yanıtlamış bu soruyu. Denk seviyede rekabet içeren maçlara çıkılmasının maça giden taraftar ve sponsorlar üzerindeki etkisi ise tartışılmamış ne yazık ki.
Uluslar Ligi’nin getireceği diğer bir şey ise İspanya, Almanya gibi üst seviye takımlar için getireceği inanılmaz maç yoğunluğu. Gittiği her kupayı kazanan takımın 2018-2021 arası olası maç yoğunluğuna bir bakalım. Çünkü Uluslar Kupası birçoklarına göre Avrupa takımlarının mücadele edeceği 3. Büyük turnuva ancak Avrupa Futbol Şampiyonasını kazanan takımın katılacağı Konfederasyon kupası ise göz ardı ediliyor bu noktada.
2018 Dünya Kupası: Haziran 2018 – Temmuz 2018
Uluslar Ligi Grubu: Eylül 2018 – Kasım 2018
EURO 2020 Eleme Grubu: Mart 2019 – Kasım 2019
Uluslar Ligi Final-Four: Haziran 2019
EURO 2020: Haziran 2020 – Temmuz 2020
Uluslar Ligi Grubu: Eylül 2020 – Kasım 2020
Uluslar Ligi Final-Four: Haziran 2021
Katar’da yapılması beklenen 2021 Konfederasyon Kupası hakkında hala bir takım belirsizlikler olduğu için onu eklememek daha doğru olacaktır.
Uluslar Ligi Ne Götürür?
Uluslar Ligi, oyuncuların üzerindeki maç yükünü biraz daha artıracak. Jürgen Klopp ve İlhan Cavcav gibi isimler de bu yeni uygulamadan olan hoşnutsuzluklarını açıkladılar. Bu göze çarpan en temel sıkıntı fakat bence sporseverlerin olayın ciddiyetinin henüz farkında olmaması. Bir lig düşünün ki sadece 3 takım var. Bir takım şampiyon olacak (ki bu ya lig çıkma ya da yarı final oynama anlamına geliyor) bir takım şampiyonluk kovalayacak ya da ligden düşmekten kurtulacak ve biri de alt lige düşecek. Takımlar sadece 4 maç yapacak ama ola ki birinin yeri kesinleşti; Beşiktaş’ın Rizespor’a yenilip Bursaspor’un küme düşmesine neden olmasına benzer olabilir. Bu da bazı ülkeler arasında gerginliğin artmasına neden olabilir. Ligimizdeki Bursaspor-Beşiktaş olayının kıtasal futbolda Sırbistan ve Bosna Hersek arasında olduğunu düşünmek biraz tüyler ürpertici açıkçası. Uluslar Ligi’nin olası etkileri o kadar geniş kapsamlı ki; işin merkez Avrupa ülkelerinin Eurovision’da komşulara 12 puan vermemesinden Doğu Avrupa’da Arnavutluk-Sırbistan maçında olan olayların tekrarına kadar yolu var.
Diğer bir tehlike milli takımlar düzeyinde futbolun itibarsızlaşması. Bu da Avrupa Futbol Şampiyonalarına ve Dünya Kupalarına verilecek önemin düşmesi anlamına gelir. Belki bir Avrupa Futbol Şampiyonası veya Dünya Kupası için 4 yıl bekliyoruz diye bu kadar seviyoruzdur. Olamaz mı?
Biz Ne Yaparız?
Şu anda bilmiyoruz ama hangi kategoride ve hangi torbada olacağımız büyük önem taşıyor. Kura çekimleri Dünya Kupası elemelerinin bittiği zamana denk gelecek ve Uluslar Ligi kuralarında 2018 Dünya Kupaları Elemeleri, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri ve Finalleri ve 2014 Dünya Kupası Elemeleri ve Finalleri sırasıyla %40, %40 ve %20 oranında etkileyecek. 2014 Dünya Kupası ve Elemeleri sonuçlarına göre şu an 2. kategorinin 2. torbasındayız. Euro 2016 ve elemelerinin de bize Uluslar Ligi sıralamamızda pek yardımcı olmayacak gibi. 1. kategoriye ulaşmamız çok zor gözüküyor ilk Uluslar Ligi için. O yüzden 2018 Dünya Kupası’nda başarı kazanmamız şart. Bu da belki altın kuşağımız olacak, Hakan, Enes, Ozan, Gökhan üzerine kurulacak, Serdar-Semih ikilisinin tecrübeli dönemine gelecek ve takımın abiliği Arda Turan tarafından yapılacak kadro, 2018’de bize artık maçları çok net hatırlamamaya başladığımız 2002’deki başarımızı tekrarlatabilirler. Belki de bakarsınız 2020’deki Uluslar Ligi’nde, olmamız gereken yerde yani Avrupa’nın önemli futbol ülkelerinden biri olduğumuzu gösteren bir sıralamada oluruz.