Anderson Luis de Abreu Oliveira
1988 doğumlu Anderson, 1993’ten beri formasını giydiği Gremio’da profesyonel kariyerine 2004’te başladı. Kısa sürede Avrupa devlerinin dikkatini çekmeyi başardı. 2006 yılının Ocak ayında £5M karşılığında Porto’ya transfer olan oyuncunun uyum sürecü uzun sürmedi ve lig ve Avrupa’da antrenörünün ilk tercihlerinden biri oldu. Ancak 2006-2007 sezonunda Benfica maçında bacağı kırıldı ve 5 ay boyunca sahalardan uzak kaldı. Buna rağmen sakatlıktan dönünce formayı düzenli olarak giymeye devam etti.
Milos Krasiç’in Markajı Altında Anderson
30 Mayıs 2007’de Manchester United, Anderson’u £20M bedelle transfer ettiğini duyurdu. İngiltere’de çalışma iznini de alan oyuncu, yeni kulübünde Cristiano Ronaldo ve Nani gibi Portekizce bilen isimlerle birlikte oynamaya başladı. Kısa sürede takıma ısınan genç oyuncu, ilk sezonunda çeşitli turnuvalarda toplam 32 maça çıktı. 2008 Şampiyonlar Ligi Finali’nde Chelsea karşısında oyuna sonradan dahil oldu, takımının 6. penaltı atışını gole çevirdi. Unutulmaz gecede gülen Kırmızı Şeytanlar oldu ve Anderson koleksiyonuna inanılmaz bir başarıyı ekledi. Ayrıca Avrupa’da yılın en iyi genç yeteneğine verilen “Golden Boy” ödülünün de sahibi oldu. Bu başarısını milli formayla da taçlandıran genç yetenek, 2008/2009 sezonunda toplam 29 maça çıktı ve Premier Lig zaferinde pay sahibi oldu. 2009/2010 sezonuna gelindiğinde ise Brezilyalı’dan ümit oldukça fazlaydı: Fergie’nin oyun sistemine uyan, oyunu çift yönlü oynayabilen oyuncu beklentileri karşılayacak gibiydi. İyi başladığı sezonun ikinci yarısında, Şubat ayında West Ham karşısına çıkan oyuncu, henüz 20. dakikada sakatlandı. Sakatlık oldukça ciddi görünüyordu, ilk açıklamalarda oyuncunun sol diz çapraz bağlarının yırtıldığı belirtildi. Sezonu kapatan oyuncu, 2010 Dünya Kupası’nı da kaçırdı. Yapılan detaylı incelemeden sonra oyuncunun 6 ay futbol oynayamayacağı belirtildi.
Milli Forma Altında Kalıcı Olabilirdi
Tatsız geçen sezonun ardından Ağustos 2010’da takıma dönen Anderson, iyi bir sezon geçirdi ve 32 maçta attığı 6 golle takımına katkı sağladı. Oyuncu 2011/2012 sezonuna da iyi başladı ve önemli maçlarda ilk 11 başlamasıyla dikkat çekti. Ekim ayında oynanan Şampiyonlar Ligi maçında dizinden sakatlanan Anderson’un Şubat ayına kadar futbol oynayamayacağı bildirildi. Ancak tedavisi 2011 yılının son gününe yetiştirilen oyuncu yeniden forma giymeye başladı. Sezonun devamında yaşadığı bir dizi sakatlık forma giymesine engel oldu ve yalnızca 16 maçta oynayabildi. 2012/2013 sezonuna da hızlı başlayan oyuncuyu bir kez daha aynı kötü son bekliyordu. Her hafta yükselen form grafiğini sekteye uğratan, Aralık ayında yaşadığı hamstring sakatlığı oldu. 2 ay sonra yeniden forma giymeye başlayan oyuncu eski formunu yakalayamadı. 2013/2014 sezonunda yeni antrenör David Moyes’un planları arasında yer almayan Anderson, devre arasında kiralandığı Fiorentina’da da forma şansı bulamadı ve koca bir sezonu yalnızca 7 maç oynayarak kapattı. 2014/2015 sezonunda ise Louis van Gaal tarafından kadroda düşünülmeyen oyuncu, Brezilya ekibi Internacional’e transfer oldu. Şubat 2015’te Copa Libertadores mücadelesinde 3680 rakımda oynanan maçta nefes problemi yaşayan oyuncu, sahayı oksijen maskesiyle terk etti.
Geriye dönüp baktığımızda kulübünün, milli takımının ve birçok futbolseverin umut bağladığı, dünya futbolunun ihtiyaç duyduğu iki yönlü orta saha tabirine uyan, umut vaat eden bir genç yeteneğin sakatlıklarla yerle bir olan kariyerini görüyoruz. Dizinden 5 kritik sakatlık geçiren oyuncu, genç yaşında en üst seviyede oynadıktan sonra olgun yaşlarını zirvede geçireceğine düşük seviyelerde oynayarak üzücü bir hikayenin kahramanı oldu. Birkaç ay önce kendisine kilo problemi ile ilgili yöneltilen soruya şöyle yanıt veriyor: “Fit olmadığımı mı düşünüyorsunuz? Futbolcu her zaman eleştirilecektir. Geçmişte sakatlıklarım oldu, ancak şimdi yapmam gereken susup sahada cevap vermek.” Futbol tarihinin yarım kalan hikayeler listesine adını ekliyor Brezilyalı oyuncu.
Hatem Ben Arfa
1987 yılında Fransa’da dünyaya gelen Hatem Ben Arfa, babasının (Tunus Milli Takımı’nın eski futbolcularından Kamel Ben Arfa) etkisiyle futbola merak sardı. 7 yaşından 15 yaşına kadar çeşitli akademilerde futbol oynadı. Son olarak Clairefontaine akademisinde eğitim aldı ki bu akademiden Henry, Anelka, Gallas, Benatia, Matuidi, Saha gibi önemli oyuncular yetişti. 2002 yılında Fransa’nın önemli kulüplerinden Lyon, 15 yaşındaki Ben Arfa’yı transfer etti. Ayrıca 2002 yılı Lyon’un tarihindeki ilk Ligue 1 şampiyonluğunu kazandığı yıl oldu ve devam eden 7 sezon boyunca Fransız futboluna Lyon damgası vuruldu. Profesyonel kariyerindeki ilk maçına 2004/2005 sezonunda Nice karşısında çıkan Ben Arfa, Karim Benzema ile iyi bir uyum yakaladı. O sezon toplam 13 maçta forma giyen genç oyuncu, tecrübe kazanmaya başlamıştı. 2005/2006 sezonunda 13 maça ve 2006/2007 sezonunda 14 maça çıkan Ben Arfa, Avrupa’nın en iyi genç yetenekleri arasına adını yazdırmayı başardı. Lyon’un yeni sistemi 4-3-3’ün sol kanadında kendine yer bulan Ben Arfa, 2007/2008 sezonunda tam 38 maça çıktı ve takımın vazgeçilmezi olmayı başardı. Sezon sonunda önce Benzema ile, ardından takımın tecrübeli oyuncusu Squillaci ile tartışma yaşayan genç yetenek için Lyon kariyerinin sonu gelmişti. Üst üste 4 sezon şampiyonluk yaşadığı takımdan ayrıldı.
2008 yazında Lyon’un ezeli rakibi Marsilya’ya €12M karşılığında transfer olan 21 yaşındaki oyuncu, Lyon ile kavgalı ayrılmıştı. Basına verdiği demeçlerde sık sık Lyon’u eleştiren Ben Arfa, yeni takımında da hırçın karakterini sergilemeye devam etti. Önce Liverpool maçının hazırlıkları sırasında takım arkadaşı M’bami ile, ardından hocası Eric Gerets ile kavga eden oyuncu, sıkıntılı geçen sürecin ardından hocasından özür diledi ve gollerine devam etti. O sezon tüm kupalarda 48 maça çıkarak performansını yükseltmeye devam etti. 2009/2010 sezonunda ise idmana geç katıldığı için cezalandırılan oyuncu, antrenörü Didier Deschamps ile yoğun tartışmalar yaşadı. Ancak sorunun çözülmesi ile yeteneklerini yeniden sergilemeye başladı ve o sezon da 41 maçta forma giydi. 23 yaşına giren oyuncu için Premier Lig sesleri yükseliyordu. Newcastle United, Ben Arfa’nın aklını çelmeyi başarmıştı. Bir zamanlar Lyon ile gerginlik yaşayan oyuncu, şimdi de sık sık basına açıklamalar yapıp Marsilya’ya dönmeyeceğini, Newcastle’da oynamak istediğini belirtiyordu. Uzun pazarlıkların ardından Newcastle, 2010 ayının yazında Ben Arfa’yı kiralık olarak renklerine bağladı.
Yeni takımıyla ilk maçına Eylül ayında çıkan oyuncu, ilk golünü de yine bu ay içinde attı. Tarihler 3 Ekim’i gösterdiğinde bir kabus yaşanacaktı: Manchester City ile oynanan maçta rakibin ön liberosu -Xabi Alonso’ya yaptığı acımasız faul ile tanınan- Nigel De Jong, çok sert bir hareketle Fransız oyuncuyu yerde bıraktı. Menajer Chris Hughton maçın ardından endişeli ve öfkeliydi, korkulan oldu ve oyuncunun sol bacağındaki tibia&fibula kemikleri kırıldı. Sezonun geri kalanını Fransa’da rehabilitasyon ile geçiren oyuncu, kulübünün bonservisini aldığı haberiyle moral bulsa da o sezon başka hiçbir maçta oynayamadı. 2011/2012 sezonu ile sahalara geri dönen oyuncu, eski formuna kavuşacağının sinyallerini verdi ve 26 Premier Lig maçında 5 gol atıp 6 asist yaptı. 2012/2013 sezonunda devre arasına girmeden hamstring sakatlığı yaşayan Ben Arfa, Mart ayına kadar forma giyemedi ve o sezonu pek parlak geçiremedi. 2013/2014 sezonunda 27 maçta forma giyen oyuncu, Newcastle ekibiyle de sorunlar yaşayınca bir diğer Premier Lig takımı Hull City’e kiralandı. Burada da varlık gösteremedi ve Ocak 2015’te Newcastle tarafından serbest bırakıldı. Şu an Fransız ekibi Nice’in formasını giyen Ben Arfa, aldığı kilolarla dikkat çekiyor.
Fransa milli takımının formasını her yaş kategorisinde giyen futbolcu, A milli formayı da 13 kez giydi, EURO 2012 finallerinin kadrosunda yer aldı. Bir zamanlar taşıdığı potansiyeli gerçeğe dönüştürebilse şu an vatandaşı Ribery’nin oynadığı seviyelerde oynayabilecek olan Ben Arfa, hırçın karakterinin ve sakatlıkların kurbanı oldu. Gittiği her kulüpten kötü ayrıldı, antrenörüyle kavga etti, idmanlara geç katıldı. Elbette suçlunun kendisi olmadığı sakatlıklar yaşadı ve müthiş bir boyut kazanabilecek kariyeri dibe çakıldı. Yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle forma şansı gittikçe azalan oyuncu, 2014 yılında verdiği bir röportajda “Üzgünüm ve çaresiz hissediyorum ancak kızgın değilim. Takımıma yardımcı olmak istiyorum ama bunu yapamıyorum, bu canımı çok acıtıyor.” sözleriyle durumu bizlere özetliyor.
Hatem Ben Arfa’nın Son Hali
Yazı dizisinin ilkini okumak için TIKLAYIN