Kurnazlığa maalesef ve maalesef kültürümüzde oryantalist gözle bakılıyor ve birçoğumuzun bildiği üzere bazı durumların içinden kendine ufak menfaatler çıkarabilme yetisi “şark kurnazlığı” olarak görülüyor.
Garp kurnazlarıysa daha büyük oynadı ve bazı firmalar sponsorluk anlaşmalarına çuval çuval para dökerken, bazıları da gitti hiç etik olmasa da “sen beni gör ben de seni göreyim” anlaşmaları yaptı, daha az para ödedi ve belki de gündeme bir nebze daha fazla gelmeyi başardılar. Diğer bir tabirle bizim şark kurnazları “Maç Şu Kanalda İzlenir – Bilmem nereli bilmem kim” pankartlarıyla televizyonda kendi reklamını 2 saniyeliğine yaparken; garp kurnazları da gitti başkaları sponsorluğa çılgın paralar saçmışken kurdu tuzağını yürüttü planını ve daha az parayla daha çok gündeme gelmeyi başardılar.
Bilindiği gibi bir futbol takımının ekipman sağlayıcısı sadece maç sırasında giyilen forma, şort ve çorabı sağlayabiliyor. Maç öncesi ve sonrası kullanılan eşofman, mont vs. ürünler de bu sponsorluk anlaşmaları kapsamında. Bunlar olurken de birileri “Taş mı yesin bu çocuklar?” demiş ve krampon gibi bireysel ürünler ise futbolcunun kendi sponsorluklarına kalmış. Kanunda boşluğun kokusunu alan garp kurnazları da bunu fırsata çevirmeyi çok iyi başarmışlar. Bundan hala daha faydalanıyorlar da.
Örneğin; futbolcuların maç sırasında iç çamaşırının gözükmesi sıkça rastlanan bir olay ve sponsorların karıştığı bir durum değil. Bunun en bariz örneği EURO 2012’de Danimarka-Portekiz maçında yaşandı. Bendtner’in Portekiz karşısında durumu 2-2’ye getiren golünden sonraki sevinci çokça konuşulmuştu.
Paddy Power bir bahis şirketi ve “Lucky Pant” denilen iç çamaşırlarını üyelerine armağan ediyorlar. Nasıl olduysa kendi çapında fenomen bir futbolcu olan “Lord” Bendtner’e de hediye etmişler, Bendtner maça bu iç çamaşırıyla çıkmış ve beraberlik golünden sonra formasını sıyırmış. Bak sen şu işe. İşin daha ilginci maçı 2-0’dan 2-1’e getiren golü de Bendtner atmıştı ama o sırada tabii ki atmaları gereken en az bir gol daha olduğu için Paddy Power showunu yapamadan yarı sahasına dönmüştü. Tabii burda Paddy Power büyük bir alkışı da hak etmiyor değil. Bir bahis firması resmen kupon yapıp iç çamaşırını “Bendtner gol atar” seçimine basmış ve kupon da gelmiş. Hem de Bendtner’in iki golüyle! UEFA sonrasında Bendtner’e 100.000 Euro ceza kesmeyi uygun gördü ancak Paddy Power o cezayı da ödeyerek gündemde kalmayı başardı.
Tuzak marketin illa maç içerisinde olması gerekmiyor. Futbolcuları takımlarında yaşadığı gol sevinçleri kadar çok miktarda flaşlara maruz bıraktıran başka bir an daha var:
Sözleşme törenleri.
Bunu bilen Amerikalı Nike firması Alman Adidas’a sağlam bir tuzak kuruyor. Hem de bir Alman’ı kullanarak! Adidas’ın sponsorluğunu yaptığı en büyük kulüp Real Madrid olabilir fakat Alman bir firma için Almanya’nın en ihtişamlı takımı olan Bayern Münih’e sponsor olmanın ayrıca bir önemi var. 2013 yılında Bayern Münih ligde iyi işler yapmış olan Dortmund’lu Mario Götze’yi transfer ederken Adidas marka görünürlüğünün biraz daha artacağını düşünüyordu. Taa ki Mario Götze törene birçoğumuzun “reklam tabelası mıyım ben?” diyip giymeyeceği bir Nike t-shirt’le katılana dek.
Bu olay Bayern Münih’li yöneticileri öylesine rahatsız etmiş olacak ki Bayern Münih’in basın sözcüsü Mark Hörwick basına verdiği demeçte Adidas yetkililerinden telefonda özür dilediklerinden ve böyle bir şeyin bir daha asla yaşanmayacağının sözünü verdiklerini bildirdi.
Aynı Adidas’ın haklı olarak galeyana geldiği gibi geçtiğimiz sene Sony’nin de Dünya Kupası sırasında haklı bir çıkışı vardı. Özellikle gençler arasında popüler olan Beats kulaklıkların kullanımı resmi sponsor Sony’nin haklarını korumak adına FIFA tarafından yasaklanmıştı. Para almış mıdır yoksa tarz için mi yapmıştır bilinmez ancak Neymar’ın Kolombiya maçı öncesi basın toplantısına boynunda Beats kulaklıklarla çıkması da şaşkınlıklara yol açmıştı.
İç çamaşırıydı kulaklıktı derken sporcuların resmi sponsorların kapsamadığı ürünlerin kullanımında iş ne kadar çığrından çıkar, sporcular F1 araçlarına ne kadar benzeyebilir derken muhtemelen şu ana kadarki en uç olay 1996 yılında Linford Christie tarafından gerçekleştirildi. 1996 Atlanta Olimpiyatları sırasında basın toplantısına resmi sponsoru Reebok olmasına rağmen Puma’nın kontakt lensleri ile çıktı. Lensin markasını nasıl anlaşılacağı ilk başta saçma geliyor ancak Christie-Puma ortaklığı aslında bunun çok da zor olmadığını gözler önüne seriyor.