Tüm zamanların en iyi savunmacıları arasında gösterilen, efsane olduğu Milan için tam 902 maça çıkan ve 26 kupa kaldıran İtalyan Paolo Maldini, geçtiğimiz hafta evinde Sportsmail’den bir başka efsane savunmacı Jamie Carragher’i ağırladı.
Güzel sohbetten satır başlarını kendi yorumlarımla birlikte sizler için derledim.
Öncelikle 2005’teki finalden günümüze çok şeyin değiştiğini belirten İngiliz efsanesi Carragher, Liverpool ve Milan’ın bu sezon zor zamanlar geçirdiğini ekliyor ve bu konu hakkında Maldini’nin görüşlerini soruyor. 10 yaşında kapısından girip 41 yaşında jübilesini yapıp ayrıldığı camia için çok üzgün olduğunu belirten Maldini, diğer muhteşem oyuncularla birlikte Milan’da çok özel ve eşsiz işler yaptıklarını ancak insanların bunun önemini pek anlamadıklarını ekliyor. Eskilerden sadece Baresi’nin şuan kulüpte görev yaptığını söyleyen efsane bu durumun üzücü olduğunu vurguluyor.
Milan’ın İtalya’da ve Avrupa’da fırtına gibi estiği o meşhur 90’lardan bu yana çok şeyin değiştiğini görmek zor değil gerçekten. Günden güne etkisi azalan Milan fırtınasının şu günlerde tamamiyle durduğunu söylemek mümkün. Yanlış transferler, teknik ekip istikrarsızlığı, alt yapı yetersizliği, mali sorunlar derken Milan, kendini ligin orta sıralarına adapte etmeye çoktan başladı. Öyle ki, seneye Avrupa kupalarında yoklar.
İstanbul 20015 Finali!
Muhabbet muhabbeti açıyor ve konu artık 2005 finali! İlk yarıyı izleyen hiç kimse maçı kaybedeceğimizi hayal edemez diyor Maldini. Aslında sadece ilk yarıda değil ikinci yarıda da iyi oynadıklarını belirten eski yıldız, her şeyin o çılgın 6 dakikada olduğunu söylüyor. “Daha iyi oynayamazdık. Belki de 94’te Barcelona’yı 4-0 yendiğimiz maçtan bile iyiydik.” Sanırım bu sözler Milan cephesi için İstanbuldaki o akşamın nasıl bir hayal kırıklığı olduğunu anlatmaya yetiyor.
Carragher, 2007 rövanşını sorduğunda Maldini bir kez daha Liverpool’a kaybetmenin inanılmaz bir yıkım yaratacağını söylüyor ve dizinin çok kötü durumda olmasına rağmen ağrı kesiciler sayesinde maça çıktığını belirtiyor. Carragher ise maçın tekrarını bile izlemediğini söylüyor. Şampiyonlar Ligi finalini kaybetmek böyle bir şey olsa gerek.
Konu günümüz futboluna geldiğinde içini şöyle döküyor Maldini, “Artık çok fazla iyi savumacı yok. Eğer bir savunmacı iyiyse bir santrfordan daha fazla para edebiliyor. Şöyle de bir şey var, ben sol bekte görev yapıyordum. Şimdilerde ise sol bek genelde topla neler yapıyor ona bakılıyor. İşin defans kısmı çok önemsenmiyor. İtalya’da çok iyi savunmacılarımız vardı ama artık yok. Bence şuan dünyaynın en iyi savunmacısı Thiago Silva.”
Carragher, sohbet ilerledikçe İtalyan efsaneye İngiltere ile ilgili sorular yöneltmeye başlıyor. Daha önce İngiltere’de oynama şansı yakalayıp yakalamadığını soran Carragher şöyle bir cevap alıyor;
“Manchester United’tan bir teklif almıştım ama onlarla doğrudan iletişime geçmedim. Luca Vialli Chelsea menajeriyken beni aradı. 1996 yılıydı, çok kötü bir sezon geçirmiştik. Arsenal’dan da birileri aradı ama onlarla da doğrudan iletişime geçmedim. Yine de kabul etmezdim. O zamanlar kulübümle ve taraftarla bazı sorunlar yaşıyordum. Sadece bir gün “ya gidersem?” dedim. Ama sonradan gitmemeye karar verdim.”
Milan’da oynadığı son maçtan önce Chelsea’den antrenörlük teklifi aldığını da belirtiyor Maldini. “Teklif, Milan’da oynadığım son maçtan bir hafta sonra geldi. Buna hazır değildim ve ailemi de Londra’ya taşımak istemiyordum. Oraya gittim ve Abramovich ile görüştüm. Milan’da beraber oynadığım Ray Wilkins ile görüştüm. Bilmiyorum. Bunu yapmamaya karar verdim.”
Böylesine bir efsanenin bir çok kez eline geçen İngiltere fırsatını reddetmesi benim açımdan düşündürücü. “Efsae” ve “Bayrak adam” gibi sıfatları çok az sayıda oyuncu için kullanırsınız elbette ve bence döneminin en iyi savunmacısını İngiltere’de görmek hiç de fena olmazdı!