Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda yaklaşık 28.000 kişinin izlediği maçta Fenerbahçe, Beşiktaş’ı Sow’un golüyle yendi. Fenerbahçe bu galibiyetle şampiyonluk yarışında kalırken Beşiktaş Fenerbahçe’yi şampiyonluk yarışının dışına atma fırsatını tepti.
Gergin anların yaşandığı, hakemin de tartışıldığı maçta istatistiksel olarak Fenerbahçe üstünlüğü vardı. Fenerbahçe topu tutan, başarılı pas yapan ve daha fazla şut çeken taraftı.
Fenerbahçe’nin bu üstünlüğüne rağmen genel anlamda gel-gitlerin yaşandığı bir maç oldu. İki takımın da net pozisyonları vardı. Beşiktaş “atamayana atarlar” atasözünü bizlere uygulamalı olarak tekrar öğretti.
Sakatlıklar iki takım için de ciddi sıkıntı yarattı. Beşiktaş maçı üçüncü kalecisiyle tamamladı, İsmail Kartal bütün değişiklikleri mecburen yaptı.
Fenerbahçe
Orta sahayı kontrol etmek için sahaya çıkan takımlardan bekleri iyi olan takımdı Fenerbahçe. Gökhan’ın sakatlığı moralleri bozsa da Caner yine verimli bir futbol oynadı. Fenerbahçe’de galibiyeti getiren golü Beşiktaş’ı boş geçmeyen Sow attı. Emenike ise yine tepkilerin odağındaydı.
Sarı-Lacivertli ekip merkezde daha etkindi. Kuyt ve Meireles’in sakatlıkları Fenerbahçe’nin oyununa doğrudan etki etti. Özellikle Serdar’ın olduğu kanat Fenerbahçe için verimli kullanılamadı. Necip’in de süpürücü özellikleri o bölgede etkiliydi. Fenerbahçe’de Emre’nin becerileri ve sürekli merkeze inen Alper’in de performansıyla ağırlıklı odak noktası merkezdi.
Fenerbahçe’nin savunma direnci adına en önemli ismi yine Mehmet Topal’dı. Mehmet Fenerbahçe’nin kaybettiği toplara da reaksiyon göstererek anlık müdahalelerde bulundu. Hücumu başlatan isim konumunda olan 5 numaralı futbolcu 13 pasını Mehmet Topuz’a atarak oyunu genel anlamda sağ kanada yönlendirdi ancak Mehmet Topuz hücum anlamında o kanatta verimli işler yapamadı.
Savunmada Alves-Egemen ikilisinin uzunluğu Demba Ba’ya atılan uzun topların da önüne geçti. Demba Ba’nın kendine pozisyon yaratmasına izin verilmedi.
Fenerbahçe için gol atılmayan her dakika tehlike arz ediyordu lakin takımın mental hazırlığı ve özellikle Emre’nin psikolojik becerileri Fenerbahçe’yi mental anlamda sürekli oyunda tuttu. Takım taktiği de buna yanıt verince Fenerbahçe etkili oynadığı derbiyi kazandı ve şampiyonluk potasından kopmadı.
BEŞİKTAŞ
Bilic’in Sosa tercihi başlarda mantıklı gibi gözükse de Beşiktaş Sosa’dan faydalanabileceği en önemli nokta olan duran toplardan yine yararlanamadı. Maç eksiği gözler önündeydi Sosa’nın. Atiba-Veli-Tolgay üçlü orta sahası ise faydalıydı. Bu üçlü tek pas odaklı atakları da başlattı. Özellikle Tolgay toplu, topsuz etkili bindirmeler yaptı.
Beşiktaş’ta en büyük sıkıntı kısa paslarla atağa çıkamamak oldu. Kalabalık Fenerbahçe orta sahası buna izin vermedi. Beşiktaş Demba Ba’ya uzun toplar attı ancak bu sefer de uzun Fenerbahçe savunması devredeydi. Kısacası Beşiktaş istediği gibi kısa paslarla hücuma çıkamadı.
Atiba ve Veli de çoğu pas tercihini Tolgay’dan yana kullandı. Sosa’nın kanatta oynaması dolayısıyla hücumdaki koordinatörlük görevini Tolgay üstlenmişti. Bununla birlikte Gökhan da her zaman olduğu gibi geride top tutup atak başlatmaya gayret etti.
Beşiktaş’ın maçtaki hücumlarını verimsiz kılan etken Fenerbahçe’nin yoğun baskısı ve Beşiktaş’ı uzun topa zorlaması oldu.
Beşiktaş’ta Sosa’nın etkisiz kalmasından sonra gözler işleri değiştirecek isimleri arıyordu. Bilic şaşırtmayarak bu tercihleri yine son anlara sakladı. Özellikle Olcay tercihi zorunluluk gerektirmeden yapılabilirdi. Beşiktaş’ın rakip ceza alana sarkacak oyuncu eksiğini daha iyi kimse dolduramazdı. Oğuzhan’ın girişiyle de hareketlenmeler oldu ancak Beşiktaş bu anlarda net pozisyonlardan yararlanamadı. Beşiktaş’taki en ilginç gelişme ise maçı üçüncü kaleci Günay’la tamamlaması oldu. Günay mağlubiyete en çok üzülen isim gibiydi.
Beşiktaş’ta teknik ekibin gerekli riskleri alamaması bu maçta mağlubiyetin etkenlerindendi. Slaven Bilic Liverpool’a, Arsenal’e kök söktüren takımıyla Fenerbahçe karşısında daha sönük bir futbol oynadı. Sanki beraberliğe razı gibiydi Hırvat teknik adam. Beşiktaş açısından kaybedilmiş bir şey yok lakin kaçırılmış çok fırsat var. Olası bir galibiyet ile Fenerbahçe yarış dışına itilebilirdi ve yola daha emin adımlarla devam edilebilirdi.