Tez mi, Antitez mi? | Beşiktaş 0-3 Kasımpaşa

Beşiktaş’ın, İnönü’de Kasımpaşa’yı ağırladığı mücadeleye Kasımpaşalı Muleka damgasını vurdu. Üçlü Beşiktaş savunmasını adeta tek başına dağıtan Muleka, 2 golle yıldızlaşırken Beşiktaş’ın kurgusal problemleri açığa çıktı.

Valérien Ismaël’in Beşiktaş’ını iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirdiği Play yazılımı ile birlikte inceleyeceğiz.

Genel

Beşiktaş; Pjanic ve Güven dokunuşları dışında kadrosunu koruduğu bir yapıyla sahadaydı. Kasımpaşa’nın top bırakacağı senaryosuna karşı merkezde Pjanic geriden oyun kurma noktasında iyi bir hamle olabilirdi ancak bu durum sahaya yansımadı. Valerien Ismael’in sol öndeki denemeleri ise devam etti.

Kasımpaşa beklenen kurgusuyla sahadaydı. Özellikle Muleka’yı Beşiktaş savunmasıyla birebir eşleştirerek Beşiktaş’ın vermesi muhtemel geniş alanlara yönelik bir oyun planı vardı. İşe yaradı. Özellikle Vida, onunla neden kontrat yenilenmemesi gerektiğine dair bir sunum yaptı adeta.

Top Beşiktaş’taydı ve bu durum Beşiktaş’ın işine gelmiyordu. Zaten şu anda okuduğunuz bu yazıyı da tam olarak bu gerçeklik ekseninde oluşturmaya çalıştım.

Valerien Ismael’in 2+2 toplam 4 maçlık Beşiktaş başlangıcında topla oynayan Trabzonspor ve Alanyaspor maçları futbolseverleri tatmin ederken topu rakibe bırakan Giresunspor ve Kasımpaşa maçları tam tersi bir senaryoya sahipti. Beşiktaş toptan uzaklaştıkça ışık verdi.

Soru net: Valerien Ismael’in Beşiktaş’ı tez mi vadediyor, antitez mi? Bakalım.

Kurgu

Top kullanırken 343’le yerleşen Beşiktaş’ta Pjanic’in profili bu yapıyı zaman zaman esnetirken belirleyici faktör beklerin ve stoperlerin kullanım şekliydi. Welinton bu oyuna yatkın profiliyle top taşıma konusunda yine iyi bir sınav verdi. Rıdvan ve Rosier de özellikle ilk yarıda coşkulu bir performansla bu oyuna neden yatkın olduklarını gösterdi. Ancak isimlerin ötesinde bu kadar kısa sürede top kullanırken fark yaratacak setler izlememiz mümkün değildi. İzleyemedik.

Kasımpaşa’nın önde karşılamaktan çekinmediği Beşiktaş derinden oyunu yönlendirirken 3+2’li bir hat kuruyordu. Derinden çıkmayı öncelemeyen bir yapıda Pjanic’in varlığı sırıtırken uzun toplarla çıkılacak senaryoda da ön tarafta top indirecek oyuncu yokluğu kurgunun işlememesinin nedeniydi. Zaman zaman Ersin oyunu bekler üzerinden genişletmeyi başarırken Ismael’in amaçladığı uzun toplu yüksek baskılı kurgunun iç sahada işleyip işlememesi rakip profiliyle doğrudan alakalıydı. Burada da yine tez ve antitez ayrımına geliyoruz.

Valerien Ismael’in Beşiktaş’ı ilk iki maçta 25-30 metrede çok iyi yerleşen ve birlikte hareket eden bir yapı izletirken topa sahip olmak durumunda kaldığı son iki maçında set üzerinden pozisyon yaratamadı.

Kasımpaşa maçına döndüğümüzde gördüğümüz en net şey, hızlı hücum çabasında olunan atakların basit hatalarla sonuçlanmasıydı. Bu noktada özellikle Güven’in oyun tarzı doğal olarak sorgulandı ve ilk hamle de oraya geldi zaten. Emirhan İlkhan’a ayrı bir başlıkta değineceğim ancak şimdiden sol ön için ilk tercih olması gerektiğini düşündüğümü söyleyebilirim.

Can Bozdoğan’ın yokluğunda forma giyen Pjanic’in (ilginç bir cümle oldu) profilinin Valerien Ismael’in idealindeki kurgunun profili olmadığından söz ettim. Elbette özellikle iç sahada topla daha fazla oynaması muhtemel Beşiktaş, Ismael’in kurgusunu esnetmek durumunda kalacak. Bu noktada Pjanic veya topla ilişkisi yüksek bir orta saha oyuncusu tercihi gayet anlaşılabilir ancak oyunun kalanına da benzer dokunuşlar yapılması gerekiyor.

Burada Pjanic’ten de bağımsız olarak Ismael’in idealindeki kurgunun mevcut oyuncularla en iyi Atiba & Josef ikilisiyle oynanabileceğini söylemem gerekiyor. Çünkü Atiba oyunun talep ettiği iki yönlülük üzerine bir kariyer inşa etmiş durumda. Hem bir pas istasyonu hem bir yerleşim üstadı, hem ekstra bir hücumcu hem de dinamik bir orta saha. Oyunun talep ettiği iki yönlülük mevcut kadroda en iyi onda var. Seti yönlendirme konusunda da baskıyı yönlendirme konusunda da Atiba’dan yararlanacağını düşünüyorum ben Valerien Ismael’in.

Kurgu başlığını uzattım çünkü Beşiktaş’ın burada seçim veya seçimler yapması gerekiyor. Bu takımın iç sahada topla daha fazla oynayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Nitekim Alanyaspor ve Trabzonspor maçlarındaki iyi performansın rakip profillerine dayalı bir illüzyon olduğunun altını ısrarla çizmiştim. Valerien Ismael’in kurgusunun başarısı o profildeki rakiplere karşı bela olacak gibi gözüküyor ancak sezonun çok daha büyük bir çoğunluğunu oluşturacak maçlar için bir teze ihtiyacı var Beşiktaş’ın. Bu tez üretilemeyecek bir tez değil ancak 2 maçtan oluşan 2 sınav bu konuda şu ana kadar pek ışık vermedi. Konyaspor ve Fenerbahçe maçları dışındaki maçlar bu konudaki diğer sınavları olacak Valerien Ismael’in.

Rıdvan Yılmaz #3

Beşiktaş’ın kurgusu kanat-beklerden maksimum oyun katkısı talep eden bir kurgu. Yani driplinglerin, ortaların ötesinde bir pas katkısı talep ediyor bu oyun. Bu noktada Rıdvan’ın da Rosier’in de uygun profiller olduğunu söyleyebiliriz.

Özellikle Rıdvan Yılmaz’ın ilk yarıda pasör nitelikleriyle parladığı iki sekansı yukarıda derledim. İkinci yarıda oyundan neden alındığını taktiksel bir anlamlılıkla açıklayamadığım için hamle üzerine bir şey söyleyemeyeceğim. Ayrıca Rıdvan’ın Beşiktaş’ta kalıp kalmayacağının bir gündem olmasını da ülke futbolu gerçekliği içerisinde değerlendirmekte zorlanıyorum. Bence izah edilebilir bir durum değil.

Valerien Ismael’in kurgulamaya çalıştığı oyun için 11’de doğru kanat-bek profillerine sahip Beşiktaş. Bunu koruması ve bozmaması gerekiyor.

Jackson Muleka #40

34 mücadeleye giren Muleka, bariz bir ikili mücadele üstünlüğü kurdu. Attığı 2 golü övmemizin ötesinde üçlü Beşiktaş savunmasını nasıl yıprattığını konuşmamız gerekiyor.

Beşiktaş kurgusu top rakipteyken önde konumlanırken özellikle Vida ve Montero’nun arkasına atılan toplar kurgunun en büyük zafiyeti. Kasımpaşa ve Muleka da tam olarak bunun üzerine giderek Beşiktaş savunmasını darmadağın etti. Muleka’nın kurduğu fiziksel üstünlük Kasımpaşa’yı hücumda verimli kıldı.

Emirhan İlkhan #65

4 maçlık süreçte 11 tercihi konusunda istikrarlı bir profil çizen Valerien Ismael’in dokunuşta bulunduğu tek bir bölge var: Sol ön.

Önce Alex’i sonrasında Kevin’ı, Kasımpaşa maçında da Güven’i ve sonrasında Emirhan’ı orada kullanan Beşiktaş’ta ben oyumu Emirhan İlkhan’dan yana kullanıyorum.

Yukarıda Emirhan’ın topla fark yarattığı bir sekansı paylaştım. Bu durum Emirhan’ın yapıcı tarafını gösteriyor. Gördüğüm, anladığım kadarıyla Ismael’in kurgusu sol önde bitirici bir forvet karakterinin ötesinde yapıcı bir oyun karakterini de elzem kılıyor. Elbette bitirici yani tabelacı özellik gerekli ancak yaratma tarafı ağır basıyor. Emirhan hatlar arasında top alıp bunu yönlendirebilen, özel yeteneğiyle de fark yaratabilen bir isim oldu. 3-0’lık mağlubiyetle sonuçlanan bir iç saha maçında da Beşiktaş adına sahadaki tek olumlu şeyi o sundu. Bunun ötesinde Emirhan’a dair değinmek istediğim çok daha değerli ve ekstra bir durum var… Topsuz oyun.

Yukarıda Emirhan İlkhan’ın savunma arkasına hareketlenip top alabildiği sekansları derledim. Topla zaten etkili olan bir oyuncunun topsuz oyunda bu hareketliliği sağlaması ve bunu son aşamaya kadar getirebilmesi onu sol ön için ideal kılıyor. Üstelik genç ve yerli bir parça olması gibi çok önemli bir faktör de var.

Valerien Ismael’in gelişiyle birlikte geçilen kurguda Emirhan İlkhan’ın asıl mevkisi ve bugüne kadar oynadığı rol ortadan kaybolurken onun kendisini yapıcı bir sol ön oyuncusuna çevirebileceğinden daha doğru çevirmesi gerektiğinden söz etmiştim ve ilk fırsatta bunu görmek istediğimi dile getirmiştim. Şu anda bu fırsatı izlediğimizi ve Emirhan’ın da bu şansı iyi kullandığını düşünüyorum. Özellikle de topsuz oyunda sunduklarıyla…

Final

Maça dair bir özet sunmak istediğimizde Beşiktaş’ın %62’lik topla oynama oranına ve Kasımpaşa’nın attığı gol sayısına bakmamız gerekiyor. Hamlelere baktığımızda ise Rosier’i üçlü savunmanın sağına atmak yerine neden sol stoperde Umut Meraş düşünülmedi veya Rıdvan neden oyundan alındı bunları sorgulamamız gerekiyor. Bunun ötesine geçip kurgunun vadettiklerine odaklandığımız ve bence odaklanmamız gerektiği için böyle bir yazı yazmış oldum siz de okumuş oldunuz.

Valerien Ismael topla yarı yarıya oynanacak maçlarda yerleşim ve baskı planıyla oyun üstünlüğüne yürüyecek gibi gözüküyor. Topun ona bırakıldığı maçlara dair ise henüz bir tez sunabilmiş değil. Kendi kadrosunu kullanmıyor ve hedefsiz kalınan bir ortamda birkaç maçta bir set üretebilmesi de mümkün değil. Dolayısıyla eleştirilerimiz bir hoca eleştirisinin ötesinde kurguya çok yönlü bir şekilde bakmamızdan kaynaklanıyor. Yani hocanın doğal ve haklı olarak oyuna uygun bir kadroya ve zamana ihtiyacı var. Sezona baktığımızda ise topun ona kalacağı maçlarda duran toplar Beşiktaş için hayati önem taşıyor ve açıkçası Kayserispor maçında da kilidin böyle açılacağını düşünüyorum.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.