Pereira’nın Son Maçı | Fenerbahçe 2-2 Beşiktaş

19 Aralık akşamı Kadıköy’de 4 gollü bir derbi izledik. Fenerbahçe maça Vitor Pereira yönetiminde çıkarken, Beşiktaş’ın başında geçici teknik direktör Önder Karaveli vardı. Fenerbahçe iki kere öne geçtiği maçta Josef’in gollerine engel olamadı ve maç 2-2 sona erdi. Bu maç Vitor Pereira’nın da son maçı oldu. Fenerbahçe maçtan bir gün sonra Portekizli teknik adamla yolların ayrıldığını açıkladı.

Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.

İlk 11’ler

Fenerbahçe’de savunma üçlüsünde değişiklik vardı. Sakatlığı nedeniyle kadroda yer bulamayan Marcel Tisserand’ın yerine Serdar Aziz sahadaydı. Maç öncesi açıklanan ilk 11’e bakarak Novak’ın sol bek, Szalai’nin ise sol stoper oynaması bekleniyordu. Fakat Pereira bir sürpriz yaparak Novak’ı sol stoper, Szalai’yi ise sol bek olarak oynattı. Merkezde geçtiğimiz hafta oldukça kötü bir performans sergileyen Gustavo’nun yerine Zajc vardı. Zajc’ın partneri son haftaların yıldız ismi Miguel Crespo’ydu. İleri 3’lüde ise Berisha, tekrar ilk 11’e dönmüştü.

Top Hakimiyeti Kalitesi

Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan “Top hakimiyeti kalitesi” grafiğinde ilk dikkat çeken Fenerbahçe’nin topla oynama oranı. Fenerbahçe’nin maç boyunca topla oynama oranı sadece %43. Derbide kendi evinde oynayan bir takım için alışık olmadığımız derecede düşük bir yüzdeyle topla oynayan Fenerbahçe, buna karşın topu nispeten verimli kullanmış görünüyor. Nitekim Fenerbahçe’nin top hakimiyeti kalitesi %48.

Maksimum Gol İhtimali grafiğine baktığımızda Fenerbahçe’nin ilk yarıda, Beşiktaş’ın ise ikinci yarıda daha etkili pozisyonlar ürettiğini görüyoruz. Fenerbahçe’nin üretkenliğinin ikinci yarının başından yaklaşık 77. dakikaya kadar oldukça düşük olduğu görülüyor.

Gol beklentisi istatistiğinde ise Fenerbahçe rakibine oranla daha üstün görünüyor. Maç boyunca 1.84 gol beklentisi üreten Fenerbahçe, rakibi Beşiktaş’ın sadece 0.85 gol beklentisi üretmesine izin verdi. Fenerbahçe’nin ürettiği gol beklentisinde penaltının büyük bir payı var elbette. Fakat penaltının yaklaşık 0.79’luk payını çıkardığımızda da Fenerbahçe’nin rakibine oranla daha fazla gol beklentisi ürettiğini görüyoruz.

Çizgiye uzun toplar

Pereira’nın ana planı uzun toplardı. Fenerbahçe dizilişinin getirdiği doğal sayısal çoğunluğu kullanmaya çalıştı. Ayrıca Pereira, Beşiktaş’ın orta blok presinde rakip bekleri kovalamakla yükümlü olan Ghezzal ve Larin’in, bu bek takiplerindeki zaaflarından faydalanmak istiyordu.

Fenerbahçe hücumda sezon başından beri kullandığı 3-2-5 dizilişiyle Beşiktaş’ın 4’lü savunmasına karşı doğal bir sayısal üstünlük oluşturuyordu. Beşiktaş bu sayısal üstünlüğü engelleyebilmek için Ghezzal ve Larin’in rakip beki takibine daha fazla ihtiyaç duydu. Fakat maç boyunca Ghezzal ve Larin bu takiplerde sorun yaşadılar. Bu nedenle Fenerbahçe, Beşiktaş’ın bek oyuncularına karşı sürekli 2’ye 1 üstünlük oluşturacak pozisyonlar buldu.

Beşiktaş’ın orta blok presinde Ghezzal ve Larin’in bek takibinde zaafiyet yaşaması oldukça normaldi. Örneğin yukarıdaki pozisyonda uzun topun atıldığı ilk anda Ghezzal, hem kompakt kalmaya çalışıyor hem de Szalai takip etmeye çalışıyordu. Bu nedenle Beşiktaş’ın kanat oyuncuları savunma yaparken sürekli ikilemde kaldılar.

Fenerbahçe’nin uzun toplarda amacı sadece isabetli uzun toplarla rakip yarı sahaya yerleşmek değildi. Uzun toplar başarılı olmasa bile Fenerbahçeli futbolcular, sayısal üstünlüklerini kullanarak, dar alana sıkışan rakiplerine karşı pres uygulayabiliyorlardı. Örneğin yukarıdaki pozisyonda Novak’ın pasının isabetli olma olasılığı neredeyse hiç yoktu. Fakat Novak topu çok rahat karşı pres yapılabilecek bir alana oynadı. Böylece Fenerbahçe isabetsiz ama kontrollü bir uzun topla rakip yarı sahada pozisyona girdi.

Fenerbahçe’nin ilk golünde de yine bu uzun top organizasyonunu izledik. Top Kim Min-Jae’deyken orta blok presi yapan Beşiktaş’tan hiçbir oyuncu Kim’e pres yapmadı. Kim sağ çizgiye uzun bir top attı. Rıdvan hem kompakt kalarak Rossi’yi hem de Osayi-Samuel’i kontrol etmeye çalışıyordu.  Larin’in savunma yardımı da gecikince Fenerbahçe bir uzun topla rakip yarı sahaya girdi ve penaltı kazandı.

Fenerbahçe’nin uzun top planı oldukça basitti fakat sonuç verdi.

Savunma organizasyonunun zayıflığı

Fenerbahçe’nin savunma organizasyonunun detaylarını ve zayıf noktalarını sezonun başından beri sık sık yazdık. Beşiktaş da Fenerbahçe’nin savunmaki zayıflıklarının üzerine odaklanmıştı.

Fenerbahçe’nin savunma organizasyonunun savunmakta en fazla zorlandığı alanlar


Fenerbahçe, sezon başından beri olduğu gibi, maç boyunca 5-2-3 ile merkezi kapatmaya çalışan bir savunma yaptı. Fenerbahçe’nin bu savunmasının en zayıf noktası derine inen bek oyuncularının olduğu alanlar. Çünkü Fenerbahçe doğal olarak bu alanları kapatmaktan feragat edip rakip takım çizgiye indiğinde ise rakibi çizgide sıkıştırmaya çalışan bir savunma organizasyonuna sahip. Fenerbahçe’nin feragat ettiği alanlar elbette rakipler için de kullanılabilir alanlar olabiliyor. Fenerbahçe rakibini çizgide sıkıştırmaya çalışırken merkezde çok fazla alan bırakabiliyor.

Nitekim Önder Karaveli de bu zaafların üzerine bir plan kurdu. Beşiktaş’ta topun yakınındaki bek oyuncusu çizgide genişlik verirken, topa uzak bek oyuncusu iç kordidorda pozisyon alarak oyun yönünün değişimi için opsiyon oluşturdu.

Beşiktaş’ın ilk golünden önce Fenerbahçeli oyuncular rakiplerini çizgide sıkıştırarak topu kapmaya çalıştı. Topun etrafında kompakt bir alan oluşsa da Rosier’in o alandan topu çıkarmasını engelleyemediler. Bu sırada ters tarafta Rıdvan sol iç koridorda pozisyon almıştı. Topu Josef’ten alan Rıdvan’ın önünde topu ilerletebileceği bir alan oluştu. Bu organizasyon sayesinde rakip yarı sahaya yerleşen Beşiktaş bir taç atışının ardından Josef ile durumu 1-1’e getirdi.

Maçın ilerleyen dakikalarında tekrar öne geçen Fenerbahçe yine üstünlüğünü koruyamadı. Fenerbahçe ikinci golü de yine savunma organizasyonundaki zaaftan dolayı yedi.

Yine çizgide rakiplerini sıkıştırmaya çalışan Fenerbahçeli oyuncular topu kapamadılar. Ghezzal’in oyunun yönünü değiştirmesine de engel olamadılar. Pozisyonun başlangıcında oyun yönünün değişimi için bir opsiyon olan Rıdvan topla buluştuğunda, Larin de Osayi-Samuel’in prese çıkmasını engellediği için, önünde büyük bir alan oluşuyor. Önündeki alanı iyi değerlendiren Rıdvan güzel bir asistle Josef’e maçtaki ikinci golünü attırıyor.

Kanat bek Szalai

Szalai’nin sol bek, Novak’ın sol stoper oynaması Pereira’nın oldukça şaşırtıcı bir hamlesiydi. Bu tercihte Pereira’nın muhtemel amacı sağdan gelecek ortalarda solda uzun boylu Szalai’yi boşa çıkarmaktı. Fakat Pereira’nın bu planı işlemedi. Fenerbahçe maç boyunca sağdan orta yapacak pozisyonlar bulamadığı gibi solda da Szalai’den hiç verim alınamadı.

Szalai maçta %56’lık bir pas isabet oranı yakalayabildi. Bu oran maçta en az 10 dakika oynamış futbolcular içerisindeki en düşük pas isabet oranı. Yukarıdaki pozisyonda da Szalai’nin yaptığı top kayıplarından birini görüyoruz. Szalai’nin bu pozisyonda Novak’tan gelen pası alırken yüzünü daha fazla rakip kaleye dönmüş olması gerekiyordu. Buna yarım dönüş (half-turn) deniyor. Fakat Szalai’nin, doğal olarak, yarım dönüş alışkanlığı olmadığı için doğru pası atamadı ve topu kaptırdı.

Szalai’nin kötü performansı Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan AD metriğine de yansımış durumda. Szalai özellikle faul aksiyonlarıyla dikkat çekiyor. Macar oyuncu maç boyunca 6 faul yaparak sahanın en fazla faul yapan oyuncusu oldu.

Sonuç

Fenerbahçe iki kere öne geçtiği maçta üstünlüğü koruyamadı ve Beşiktaş ile berabere kaldı. Vitor Pereira’nın son maçı iki takımın da hücumda istediklerini yapabildiği, savunmada ise iki takımın da istediğini yapamadığı bir maçtı.

Fenerbahçe yönetimi ve Pereira’nın Trabzonspor maçından sonraki süreçte çatırdamaya başlayan ilişkisi de bu maçla birlikte tamamen kopmuş oldu. Fenerbahçe artık yine yeni bir döneme girecek. Bu yeni döneme Fenerbahçe kiminle girerse girsin Pereira’nın, her şeye rağmen, iyi bir miras bıraktığını söylemek gerekir. Fenerbahçe sezon boyunca istediği başarıyı elde edemese de Fenerbahçeli oyuncuların – özellikle alan farkındalığı konusundaki – becerilerinde büyük gelişimler gördük.

Pereira ikinci döneminde istediği başarıya çok uzak bir performans sergilese de, yine de bizlere farklı detaylar izletti. Umarım Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü de bize aynı şekilde farklı detaylar izletmeye devam eder.