Analiz | Beşiktaş 0-4 Giresunspor

Süper Lig’de 14. hafta mücadelesinde hafta içinde Avrupa’da yara alan Kara Kartal evinde Giresunspor’u ağırladı. Sergen Yalçın’ın öğrencileri 4 gollü ağır bir yenilgi alırken Beşiktaş’ın liderle arasında ki puan farkı da 16’ya çıktı.

Bu karşılaşmayı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğiz.

Kadrolar

Sergen Yalçın bu karşılaşmada takımını sahaya farklı bir anlayışta sürdü. Bazen 4-2-3-1, bazen 4-4-2, bazen de 4-2-2-2 şeklinde sahaya yayıldılar. Savunma Umut-Vida-Necip-Rosier hattından oluşurken orta sahanın merkezinde Josef ve Pjanic forma giydi. Hücumun kanatları Nkoudou ve Ghezzal’a emanet edilirken ileride Batshuayi ve Larin ev sahibinin gol silahlarıydı.

Maç öncesi Hakan Keleş “Beşiktaş’ın baskı uygulayacağını biliyoruz, önlemlerimizi aldık. Dersimizi iyi çalıştık. Umarım puan veya puanlar alırız.” açıklamasında bulunmuştu. Bu plan çerçevesinde tandemde Diarra ve Perez şans bulurken beklerde Aziz Behich-Zeki Yavru ikilisi görev yaptı. Savunma önünde Traore ve Flavio çift pivot olarak oynarken on numara pozisyonunda maçın ilk golünü kaydeden Diabate forma terletti. Hücumun kanatlarında Serginho ve Suleymanov ile oyunu genişleten Karadeniz ekibi, Balde ile de en uçta gol aradı.

Sergen Yalçın’ın ofansif maç başı planı

Beşiktaş hücumda 2-4-4 şeklinde rakip sahaya yerleşti. Sergen Yalçın, maç önü Hakan Keleş’in dediği gibi ilk dakikalarda baskı kurup maçı erken çözmek istedi. Kadrodaki hücumcu zenginliği ve kalitesi ile ilk dakikalarda rakibini geriye yasladı ve skor bulabilecek pozisyonlar da buldu. Ancak orta sahanın yükü sadece Josef’e düşünce konuk ekip merkez üstünlüğünü kazandı.

Sergen Yalçın geçen sezon özellikle üçüncü bölge özel planları ve çalışmaları ile fark yaratıyordu. Larin’in klasikleşen arka direk koşuları için o gollerin defalarca antrenmanda çalışıldığını, şans golü olmadıklarını açıklamıştı.  Bu karşılaşmada da bilinçli şekilde Batshuayi sürekli hareketli olarak stoperleri manipüle ederken yaratılan boşluklara Larin sızmaya çalıştı. Yukarıda gördüğünüz iki pozisyonda da Larin 3. bölgede başarılı şekilde topla buluşturuldu ancak devamındaki aksiyonlar başarısız olduğu için yeterli tehlike yaratılamadı.

Hakan Keleş’in karşı önlemi

Giresunspor derinde ve orta blokta 4-4-2 şeklinde rakibini savunmaya çalıştı. Öndeki ikili stoperlere çok agresif baskı yapmayıp Josef ve Pjanic’i marke etti. Bu şekilde rakibin merkezden oyun kurmasını engelleyip kenarlardan oyun kurmaya mecbur bıraktı. Bu konuda da daha çok sol taraftan oyun kurmaya zorlamaya çalışıp rakibin güçlü olan Rosier-Ghezzal tarafını pasifize etmeye çalıştılar.

Yukarıda görüldüğü gibi konuk ekip derine indiğinde Serginho, Rosier ile gelerek savunmayı beşleyen isim oldu. Ancak bu özellikler Serginho’nun oyuncu profilinde olmadığı için oyuncu – yukarıda da görebildiğimiz gibi – zaman zaman pozisyon kaybı yaparak arka alanda rakibe boşluklar bıraktı. Ancak genel manada Behich-Serginho ikilisinin Roiser-Ghezzal hattına karşı iyi bir sınav verdiğini söyleyebiliriz.

Hakan Keleş ön alanda ise takımını rakibin 2-4-4 dizilişine karşı birebir eşleştirip 4-4-2 şeklinde cesurca kullandı. İlk gole kadar daha az ön alan baskısı uygulasalar da özellikle Beşiktaş’ın 10 kişi kalmasından sonra daha efektif bir baskı gördük. Bu sayede rakibin etkili ayaklarını kendi kalelerinden daha uzak tutmayı amaçladılar. Ancak bu baskılarda Beşiktaş’ı zor durumlara düşürdüklerini söylemek çok doğru olmaz. Aşağıdaki sekansta olduğu gibi zaman zaman sistematik şekilde rakibi top kaybına uğratsalar da çoğunlukla Beşiktaş oyunu rakip yarı sahaya yıkmayı başardı.

Beşiktaş’ın kimlik sorunu

Yukarıda anlattığım gibi Beşiktaş geçen sene 3. bölge hücum çeşitliliği ile lige damga vurmuştu. Ancak burada bir oyun kimliği ve kurgu söz konusuydu. Yeni transferlerle geçilen yeni yapıda takımın kimlik bunalımı yaşadığını daha önceki maçlarda da gözlemledik. Pjanic, Alex, Batshuayi gibi üst seviye yıldızlar geçen seneki düzene doğru şekilde entegre edilemedi. Bu isimler Giresunspor karşısında da takım savunmasını ve pres gücünü tamamen minimuma indirdi. Yukarıdaki ilk golü getiren penaltıya neden olan pozisyonu inceleyelim. Sağ kanattan gerçekleşen atakta Ghezzal topa dalıp rakibini kovalamıyor. Serginho topu penaltı noktasına indirse çok tehlikeli bir pozisyon oluşacaktı. Ancak o içeri doğru topu yönlendirdi ve devamında penaltı oluştu. Bu anda önce atak nedeniyle Josef’in sağ tarafa gidip devamında Ghezzal’ın kontrol etmesi gereken bölgeye cansiperane şekilde koşup alanı kapatmaya çalıştığını görüyoruz. Bu atak aslında Beşiktaş adına sezonun özeti niteliğinde. Yaşı nedeniyle formu düşen Atiba ve takımdan ayrılan Dorukhan’dan sonra orta sahanın tüm yükü Josef’in omuzlarına binmiş durumda. Bu karşılaşmada ise Brezilyalı oyuncu, Necip’in atılması ile ikinci devreye kadar stopere geçince Beşiktaş orta sahası tamamen boşalmış oldu.

Orta alandaki bu boşluk Giresunspor’un kazandığı ikinci toplarda havuzda boş kalmalarına neden oldu. Karşı presle karşılaşmadıklarından zaman ve alan bulan Giresunspor, rakibin arkasına düzenli şekilde sarkmaya başladı. Yukarıda görülen pozisyonlarda savunma arkasına Balde ve Diabate ile sarkmayı başardılar. Nitekim 2. golü de Mert’in bireysel hatasının da etkisiyle bu tip bir denemeyle bulmuşlardı.

Yukarıda da görüldüğü gibi Welinton ve Vida sürekli geniş alanda 2’ye 2 yakalandı. Yukarıdaki 3 pozisyonun birinde yine yüksek toptan seken ikinci topu konuk ekip rahatlıkla kazanıp hemen Diabate’yi topla buluşturdular. Devamında ise Karadeniz temsilcisi 3. golü buldu.

Beşiktaş adına pozitif olan yegane şey maça girdikten sonraki performansıyla Can Bozdoğan diyebiliriz. Gurbetçi oyuncu, kendinden emin oyunu ve geniş saha görüşüyle topu üçüncü bölgeye taşıma konusunda takımını rahatlattı. Buna karşın ev sahibinin 1,15 gol beklentisinden gol üretememesi ve 1,88 gol beklentisine karşı kalelerinde yedikleri 4 gol formsuzluğu gözler önüne seriyor. Her şeye rağmen ilk gol gelene kadar rakip ceza sahasına 8 kez girip kendi ceza sahasına rakibi hiç sokmadılar. Burada Sergen Yalçın’ın tercihleri sorgulansa da maçın hikayesi atılacak bir golle çok daha farklı noktalara gidebilirdi. Ancak Sergen Yalçın baskı üzerine inşa ettiği geçen seneki oyun anlayışından şuanda çok uzakta. Avrupa maçlarının psikolojik yıkımı da takımın kimyasını etkilemiş görünüyor. Buna karşın Hakan Keleş’in sahada yansıttığı oyun takdire şayandı. Abdullah Avcı’nın “…bu sıralarda olmayı haketmiyorlar…” söylemini bu maçta kanıtlamış oldu.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.