Analiz | Manchester United 0-2 Manchester City

Premier Lig’in 11. haftası Manchester derbisine sahne oldu. Manchester United, sahasında Manchester City’i konuk etti. Liverpool maçındaki 5-0’lık hezimetten sonra geçen hafta Tottenham deplasmanında 3-0 galip gelen ev sahibi ekip, sahadan 2-0’lık skorla mağlup ayrıldı.

Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.

Kadrolar

Geçen haftaki Tottenham maçına 3-5-2 ile çıkan United, bu maça da aynı dizilişle çıktı. Tottenham maçından farklı olarak forvette Cavani yerine Greenwood görev alırken Varane yerine de Bailly forma şansı buldu.

Konuk ekip ise sahaya 4-3-3 dizilişi ile çıkarken sahte 9lu bir taktikle oynadı. Geçen hafta Palace maçında kırmızı kart yiyen Laporte yerine Stones stoper mevkinde görev aldı. City’nin dizilişindeki bir diğer farklı nokta ise Guardiola’nın Grealish’i kulübeye çekip İlkay’ı sahaya atmasıydı. Grealish’in yokluğunda sol kanatta Foden, sağ kanatta Jesus görev alırken De Bruyne, İlkay ve Bernardo sürekli olarak yer değiştirerek oynadılar.

Manchester United

Sahaya 3-5-2 ile çıkan ev sahibi ekip, rakibini ilk yarı boyunca 5-3-2 şeklinde karşıladı. Bunun yanı sıra, maç içinde Greenwood’un birçok defa geriye gelerek Rodri’yi yakından almaya çalıştığını gördük. Böyle durumlarda merkezde elmasa benzer bir yapı oluştu. United her ne kadar merkezde kalabalık durarak oyunu sıkıştırmak istese de City’nin sahte 9lu düzeni sayesinde merkezde ve kanatlarda üstünlük elde ettiğini söyleyebiliriz. United’ın 3 stoperinin geride çakılı oynamasının da bu durumun oluşmasına katkıda bulunduğunu söylememiz gerekir.

Unitedlı oyuncular merkezi kalabalık tutmak isterken orta sahanın kanatlara yakın olan bölgelerinde sürekli olarak boşluklar verdi. Bu boşluklara da konuk ekipten Cancelo ve Walker’ın birçok defa hareketlendiğini gördük. Maç istatistiklerine baktığımız zaman da Cancelo ve Walker’ın City’de topla en çok buluşan iki oyuncu olduğunu görebiliriz (Cancelo 125, Walker 122). Bu istatistiğe ek olarak, ortalama pozisyonlara baktığımız zaman da Cancelo ve Walker’ın bu alanlara yakın çıktığını görebiliriz.

Manchester City

United her ne kadar yüksek şiddette pres yapmasa da nadiren rakibini önde karşılamaya çalıştı. Böyle durumlarda United’ın ilerideki 3 oyuncusu Rodri, Stones ve Dias ile eşleştiler. Bu durumu aşmak için De Bruyne sık sık geriye gelerek takımının oyun kurmasına yardımcı olmaya çalıştı.

Buna ek olarak, yukarıdaki bölümde 3-5-2’nin doğası gereği United’ın kenarlarda boşluklar verdiğini belirtmiştim. Bu durum City’nin oyun kurulumununda da ortaya çıktı. Yukarıdaki sekansı izlediğimiz zaman top De Bruyne’nin ayağındayken Rodri’nin ters kanatta boş olan Walker’ı işaret ettiğini ve De Bruyne’nin uzun bir topla Walker’ı bulduğunu görebiliriz. Konuk ekibin oyuncuları oyun kurulumu esnasında sürekli bu tarz paslar atarak geriden rahat bir şekilde çıktı. Nitekim pozisyonun devamında da Cancelo’nun boş bir şekilde top aldığını görebiliriz.

Sahaya 4-3-3 ile çıkan konuk ekip, her ne kadar ileride 4-4-2 şeklinde pres yapsa da top kendi yarı sahasına geçtiği zaman 5-3-2 şekline büründü. Bu durumun oluşmasındaki faktör ise United’ın kanat bekleri idi. Wan Bissaka ve Luke Shaw ileri çıktıkları zaman kendilerini Foden ve Jesus karşıladı.

City pres yaparken rakibini sürekli olarak kenarlara yönlendirdi. Bu şekilde topun bir köşede sıkışmasını isteyen konuk ekibin oyuncuları, rakiplerinin üstüne direkt olarak koşmak yerine pas açılarını kapatarak koşmaya çalıştı. Bu sayede topun ters kanatta boş kalan rakip oyunculara gönderilmesi engellenmeye çalışıldı.

Yukarıda yer alan görüntüde City’nin, United’ı ön alanda 4-4-2 şeklinde karşıladığını görebiliriz. Pozisyonun başında McTominay ve Fred’e gölge markaj uygulayan De Bruyne ve Bernardo, rakip stoperlerin pas açılarını kapatarak rakibi kenarlara yönlendiriyor. Maguire’ı köşeye doğru yönlendirmek isteyen De Bruyne, arkasındaki Fred’i işaret ederek orta sahalarından yardım istiyor. Rodri’nin de gelmesiyle birlikte köşede 4e4 bir durum oluşurken pas açısı bulamayan Maguire uzun vurmak zorunda kalıyor.

Ön alan presinin nasıl yapıldığına dair detaylı yazımıza buradan bakabilirsiniz.

Maç özelinde City’nin iyi yaptığı şeylerden biri de topu kaybettikten sonra hemen geri kazanmaya çalışmaktı. Topun olduğu bölgede aniden çoğalan konuk ekibin oyuncuları kaybettiği topların bazılarını çok geçmeden geri kazandı. Stoper Ruben Dias’ın da bu baskıya eşlik etmesi konuk ekibin bu alanda ne kadar başarılı olduğunu kanıtlar nitelikte. Her ne kadar Cityli oyuncular yüksek şiddette pres yapsa da Unitedlı oyuncuların takım arkadaşlarına opsiyon oluşturmada zayıf kaldığını söyleyebiliriz.

Konuk ekip hücum ederken 3-5-2’nin zaaflarından faydalanmaya çalıştı. Kanat oyuncularını çizgide konumlandırıp rakibin kanat beklerini çizgiye hapseden City, bir kanatta yoğunluk sağlayıp rakip merkez üçlüyü bu kanada çekmeye çalıştı. Bu sayede diğer kanatta boşluklar elde edilip hücum edilmeye çalışıldı. Atak yönlerine baktığımız zaman da konuk ekibin ataklarının dörtte üçünün kanatlardan geliştiğini görebiliriz.

Yukarıdaki görüntüye baktığımız zaman bu durumu daha iyi anlayabiliriz. Bernardo Silva topu kontrol ettiği zaman Cityli 5 oyuncunun sağ kanatta yer aldığını ve rakip orta sahaların bu kanada yönlendiğini görüyoruz. Bundan dolayı da sol kanatta büyük bir boşluk oluşuyor ve Cancelo da bu alana yöneliyor. Bernardo Silva topu Cancelo’ya aktardıktan sonra içeri doğru hareketlenip arka direkte topu kaleye gönderip takımını 2-0 öne geçirdi.

Bonus

United’ın Leicester ve Liverpool’a karşı oynadığı maçları incelerken Unitedlı oyuncuların ön alanda eşleşme problemi yaşadığını ve bundan dolayı rakiplerin rahat bir şekilde geriden çıkarak pozisyon bulduğunu söylemiştim. Bu maçta da buna benzer bir pozisyon yaşandı.

Yukarıdaki görüntüde Fernandes’in İlkay ile eşleşmişken Bernardo Silva’nın boş olduğunu görüp ona doğru hareketlendiğini görüyoruz. Bu yüzden İlkay boş kalıp rahat bir şekilde topu kullanıyor. Fernandes’in de geçilmesiyle birlikte City kenarda 2’ye 1’i yakalayıp tehlikeli bir atak geliştiriyor. Fred ve Greenwood ikilisinden biri Bernardoı Silva’yu marke etmeye çalışsaydı Fernandes, İlkay ile kalıp İlkay’ın rahat bir şekilde top kullanmasını engelleyebilirdi.

Final

İlk yarıda 3-5-2’den dolayı sıkıntı yaşayıp kendi sahasına hapsolan United, ikinci yarının başlamasıyla birlikte 4-4-2’ye dönse de maçın geri kalanında varlık gösteremedi. Sahadan 2-0 mağlup ayrılan ev sahibinde De Gea’nın ekstra performansı olmasaydı, Liverpool maçının skoruna benzer bir skorun oluşması işten bile değildi.

Kaynaklar: Mackolik, WhoScored

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.