Süper Lig’in 11. haftasında Konyaspor, Fenerbahçe’yi konuk etti. Bundan önce oynadığı 2 maçta puan alamayan konuk ekip, bu maçtan da mağlubiyetle ayrıldı. Maçın henüz 2. dakikasında Soner’in attığı harika gol ile öne geçen Konyaspor, maçtan 2-1’lik skorla galip ayrıldı. Ev sahibi ekip bu sonuçla birlikte sıralamada 5. sıraya yükselirken Fenerbahçe haftayı 19 puanla 7. sırada tamamladı.
Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.
Kadrolar
Ev sahibi ekip maça 4-4-2 ile başlarken Fenerbahçe maça 3-4-1-2(3-4-3) ile başladı. Cezası biten Kim Min Jae bu maçta ilk 11’e döndü. İleri hatta ise geçen haftadan farklı olarak Serdar yerine Valencia maça başladı.
Konyaspor’un savunma anlayışı ve rakibi karşılaması
Maça 4-4-2 dizilişi ile başlayan ev sahibi ekip, bu dizilişe uyarak rakibini karşılamaya çalıştı. Zaman zaman önde pres yapmasına rağmen ev sahibi ekibin rakibi orta alanda 4-4-2 ve 4-1-4-1 şekillerinde karşıladığını gördük. Fenerbahçe’nin stoperlerini rahat bırakarak orta alanda kalabalık kalmaya çalışan ev sahibi ekip, bu sayede rakibin ön hattı ile geri hattı arkasındaki bağlantıyı engellemeye çalıştı.
Konyaspor her ne kadar orta alanda yoğunlaşmaya çalışsa da rakibini karşılarken hatlar arasında bazen açıklar verdi. Fenerbahçeli ön oyuncuların geriye gelerek bağlantı yapmaması yüzünden bu alanların 40. dakikadaki değişiklikler gelene kadar kullanılamadığını gördük.
Üçlüye karşı dörtlü çıkan takımların işin savunma kısmında yapması gereken en önemli şey kanat oyuncularının rakibin kanat beklerini takip etmesidir. Bu sayede geride 6lı bir hat oluşturarak rakibin dörtlüye karşı olan avantajı engellenebilir. Konyaspor, maç boyunca buna dikkat ederek savunma yapmaya çalıştı ve rakibin kanat beklerini kendi kenar oyuncuları ile savundu. Bunu yaparken de geri dörtlü dar kaldı. Öndeki 2 forvet ise stoperleri rahat bırakarak Fenerbahçe’nin orta saha oyuncularına yoğunlaştı.
İşin hücum kısmında Konyaspor’da dikkat çeken konu ise kenar oyuncularının çizgiye basması ve beklerin iç koridoru kullanması idi. Süper Lig özelinde Abdullah Avcı’nın Trabzonspor ile yaptığı bu geçişin İlhan Palut tarafından Fenerbahçe’ye karşı kullanılması takdir edilmesi gereken bir durum.
Fenerbahçe’nin oyun kurulumu ve rakibi karşılaması
Üçlü oynayan çoğu takımın yaptığı gibi Fenerbahçe de oyun kurulumu esnasında dörtlüye döndü. Sağ kanat beki Nazım’ın ileride konumlanması sebebiyle sağ stoper Tisserand çizgiye kayarken ters tarafta Ferdi yer aldı. Vitor Pereira’nın Nazım yerine Ferdi ile bunu yapmasının sebebini Ferdi’nin daha iyi bir ayak kalitesine sahip olmasına bağlayabiliriz.
Fenerbahçe rakibini zaman zaman 5-4-1 zaman zaman 5-2-2-1 şeklinde karşıladı. İşin savunma kısmında da Fenerbahçe’nin hat esnekliğine(line flexibility) riayet ederek savunma yaptığını söyleyebiliriz. Topun sağ tarafta olduğu zamanlarda Nazım öne çıkarken topun sol tarafta olduğu zamanlarda da Ferdi öne çıktı. Böyle durumlarda da diğer 4 oyuncunun kayma yaparak oluşan boşlukları kapatmaya çalıştı. Hat esnekliği dediğimiz konsepti, geri hattan bir oyuncunun öne çıkıp baskı yapmasından dolayı arkada olan boşlukların diğer defans oyuncuları tarafından kaymalar yapılarak kapatılması şeklinde açıklayabiliriz.
Hücum özelinde Fenerbahçe’deki bazı sorunlar
Fenerbahçe’li oyuncuların hücum ederken yaptıkları hatalara bakacağımız bu bölümde üçlü oynayan Chelsea’nin dörtlüye karşı nasıl hücum ettiğini göstermek için Arsenal-Chelsea(0-2) maçından 2 kesit hazırladım.
Üçlü oynayan bir takımın dörtlü oynayan takımlara karşı hücum ederken yapması gereken temel şeylerden biri, öndeki üçlüden kanatlara yakın olan 2 oyuncunun rakibin beklerini manipüle etmesi ve bu sayede kanat beklerinin boş kalmasıdır. Bu kanat beklerinin ön kenar oyuncuları tarafından takip edilmediği anlarda da rakiplerin çok zor anlar yaşadığını söyleyebiliriz. Yukarıdaki görüntüde Chelsea’nin ilk golünü görebiliriz. Lukaku sırtı dönük bir şekilde topu alırken Mason Mount’un Arsenal’in sol beki Tierney’i manipüle etmesinden dolayı Reece James çizgide boş kalıyor. Topu Lukaku’dan geri alan Kovacic, Mount’un boşalttığı alana hareketlenen Reece James’i görüp topu ona yolluyor ve ilk gol bu şekilde gelişiyor. Buna benzer golleri atmak için gerekli olan şeylerden birisi de orta saha oyuncuların topu iyi yönlendirmesi ve kanat beklerinin işin hücum kısmını aksatmamasıdır. Fenerbahçe’de bu özelliklere sahip kaç tane merkez orta saha oyuncusunun olduğu ise tartışmaya açık bir konu.
Üçlü oynayan takımların dörtlü oynayan takımlara karşı yapması gereken şeylerden birisi de sahayı enlemesine genişletmektir. Sahayı enlemesine genişletmek için de topun hızlı bir şekilde kullanılmasıdır. Bir kanattan diğerine atılan diyagonal pasları da buna örnek olarak gösterebiliriz. Bu sayede rakibin yerleşimi bozularak tehlikeli ataklar geliştirilebilir. Yukarıdaki görüntüde Chelsea’nin sol kanat beki Alonso’nun ters kanattaki James’e diyagonal pas atmasından sonra gelişen atağı görebiliriz. Top, James’e geldikten sonra Arsenal oyuncuları savunma durumuna geçmeye çalışıyorlar ve bu sırada bazı yerleşim hataları oluyor. Lukaku ile yapılan bağlantıdan sonra da Mount rahat bir şekilde şut çekme fırsatı elde ediyor.
Görüntünün ilk kısmında top Zajc’ın ayağındayken Nazım’ın çizgide boş olduğunu görüyoruz. Bu esnada Rossi, rakip sol bek ile eşleşiyor. Zajc topu Nazım’a gönderebilseydi Tisserand’ın da ileri çıkmasıyla birlikte Konyasporlu oyuncu 2ye1 kalabilirdi. Pozisyonun devamında Zajc topu Ferdi’ye gönderdikten sonra dahi Nazım’ın yakınlarında herhangi bir Konyasporlu oyuncu olmadığını görebiliriz. Nazım ileriye doğru hareketlenip çapraz koşu yapsaydı Ferdi’den topu alıp tehlikeli bir pozisyon üretebilirdi.
Konyaspor’un savunma yaparken Fenerbahçe’nin kanat beklerini ön kenar oyuncuları ile eşleştirdiğini yukarıda belirtmiştim. Bu görüntüde Attila topu Nazım’a gönderirken Serdar Gürler’in Ferdi ile eşleştiğini görüyoruz. Pozisyonun devamında ise Serdar, Ferdi’yi takip etmiyor. Nazım, topu Zajc’a atmak yerine Gustavo’yu gönderebilseydi top bir şekilde solda boş olan Ferdi’ye gelebilirdi. Bu sayede, Fenerbahçe tehlikeli bir atak geliştirebilirdi.
Yukarıdaki görüntü kanat beklerinin nasıl kullanılması gerektiğine dair bir başka örnek. Serdar Dursun bağlantıyı yaptıktan sonra Tisserand’ın topu Zajc’tan alıp ileri çıktığını görüyoruz. Tisserand topu içeri gönderdiği anda da Valencia’nın rakip sağ bek ile eşleştiğini ve bundan dolayı Konyaspor’un sağ tarafında bir boşluk olduğunu görebiliriz. Bu pozisyonda Tisserand topu içeri yollamak yerine ortada bulunan Zajc’a verseydi Novak’ın da gelmesiyle birlikte o alan rahat bir şekilde kullanılabilirdi. Bu tarz hücumları yapabilmek için Fenerbahçeli oyuncuların hızlı davranması gerekiyor aceleci değil. Ceza alanında Konyaspor’un 3e2 sayısal üstünlüğü varken orta açmak pek makul bir seçenek değildi. Bu sekanstaki bir diğer önemli şey ise Konyaspor’un sağ kenar oyuncusu Bytyqi’nin Ferdi’yi takip ederken sol kenar oyuncusu Serdar’ın Novak’ı takip etmemesi. Serdar, bir önceki pozisyonda da Ferdi’yi takip etmemişti. Fenerbahçeli oyuncuların rakipler tarafından gösterilen bu tür zaafları değerlendirmesi gerekir.
Yukarıdaki görüntü Fenerbahçe’nin hücuma çok adamla geldiği anlardan birine ait. Pelkas, topu aldıktan sonra etrafında anlamsızca dönüp topu Nazım’a aktarmak yerine ters kanattaki Ferdi’yi görseydi daha tehlikeli bir atak olabilirdi. Zajc’ın da hücuma katılmasıyla birlikte yayda yer alan Konyasporlu oyuncunun Ferdi’ye odaklanması daha zor olabilirdi. Pozisyonun devamında ise Nazım’ın topu Zajc’a yerden göndermeyip havadan göndermesi de ayrı bir hata. Kenarlardan yaya doğru yerden gönderilen topların daha etkili olduğu su götürmez bir gerçek.
Yukarıdaki görüntü Fenerbahçeli oyuncuların hücum ederken kanat beklerine odaklanması gerektiğinin kanıtı niteliğinde olan bir başka pozisyonu içeriyor. Pozisyonun başında top ayağına gelmeden önce Gustavo’nun alan kontrolünü yaptığını görüyoruz. Sahanın merkezinde Fenerbahçe adına sayısal üstünlük varken Gustavo’nun topu oraya göndermesi gerekirdi. Top ayağına geldiği anda topu dürtmeden sol ayağı ile kavisli bir şekilde pas atabilirdi. Ya da pozisyonun devamında da topu diğer tarafa aktarabilirdi. Çünkü, Nazım’ın da gelmesiyle birlikte tehlikeli bir atak geliştirilebilirdi.
Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan takımların top hakimiyet kaliteleri ve maksimum gol ihtimallerini gösteren grafiğe göz attığımız zaman yukarıdaki hatalara paralel bir şekilde iki sorun gözümüze çarpıyor. İlki, Fenerbahçe’nin %58 topa sahip olma oranı ile oynarken bu oranın kalite açısından %47’de kalması hücumdaki pas tercihlerinin istatistik kağıdına yansıması olarak gösterilebilir. İkinci sorun olarak ise Fenerbahçe’nin attığı gol sayısının gol beklentisi sayısını karşılamaması. İrfan Can’ın golünü çıkardığımız zaman Fenerbahçe’nin gol beklentisinin yaklaşık olarak 1.9 olduğunu görebiliriz. Fenerbahçe, bu 1.9’luk gol beklentisinden herhangi bir gol bulamadı. Bu sezon puan kaybedilen maçların birçoğunda ortaya çıkan bu durum aslında geçmişe de ışık tutuyor. Fenerbahçe sadece bu sene değil, son 4 sezondur şutları gole çevirme açısından ligin orta sıralarında yer alıyor. Bunun doğal sonucu olarak da atılan gol sayısının gol beklentisi oranından düşük kaldığını görüyoruz. Son 4 seneye ait bu istatistik Fenerbahçe’nin hücum anlamında kalite sorunu yaşadığının açık bir göstergesi olsa gerekir.
Fenerbahçe nasıl oynamalı?
Yukarıdaki görüntü, 40.dakikada gelen 3 değişikliğin ardından Fenerbahçe’nin maçta geliştirdiği ilk organize hücumu içeriyor. Valencia geriye gelip Attila’dan pası alırken Fenerbahçeli kanat bekleri Novak ve Ferdi’nin tabiri caizse çizgilere bastığını görüyoruz. Bu esnada ise Serdar Dursun’un 2 stoperle beklemesinden dolayı Konyasporlu bekler ile stoperlerin arasında derin boşluklar mevcut. Valencia topu aldıktan sonra bilinçli bir şekilde Ferdi’ye diyagonal bir pas atıyor. Ferdi topu alırken İrfan boş alana doğru yöneliyor ve Gustavo’nun tek pasını aldıktan sonra Serdar Dursun’u altıpasta topla buluşturuyor. Bu sekans, Vitor Pereira’ya nasıl bir 11 ile başlaması gerektiğine dair ipuçları içeriyor olabilir. Valencia ve İrfan’ın set hücumunda verdiği katkılar göz önüne alınırsa bu iki oyuncunun Serdar ve ya Berisha ile birlikte oynaması en makul seçenek olarak gözüküyor.
Gustavo ve hava topları
Bu maç özelinde değinmek istediğim bir başka konu ise Gustavo’nun hava toplarındaki yetersizliği. Defans önünde oynayan ve 1.88 metre boyu olan Gustavo’nun buna rağmen hava toplarında başarısız olması gerçekten önemli bir sorun. Konyaspor’un 2. golünde Abdülkerim’e rahat bir şekilde kafa vurma imkanı veren Brezilyalı oyuncu, benzer hataları deplasmandaki Helsinki ve Kadıköy’deki Antwerp maçlarında da yapmıştı (Orta saha ve ön hat oyuncularını teknik kapasitesine göre seçen Guardiola’nın Manchester City’sinde defansif orta saha oyuncularının Rodri ve Fernandinho gibi uzun boylu oyuncular olması Katalan hocanın bile hava toplarına verdiği önemi gösteriyor.)
Kaynaklar: Maçkolik
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.