Juventus’un İtalyan futbolcuları, Chelsea ile oynayacakları Şampiyonlar Ligi grup maçı için Londra’ya geldiğinde unutulmaz bir yaza ev sahipliği yapan Wembley’e bakıp o sevinç anlarını hatırlayacak. Wembley her zaman Calcio’nun bilincinde büyük görünmüştür. Orada ilk kez 1973’te Fabio Capello’nun geç gelen golüyle kazanmak, her zaman İtalya tarihinin en ünlü sonuçlarından biri olmuştur. Ancak bu durum bir temmuz akşamı Wembley’de Avrupa Şampiyonluğu kupasını kaldırarak aşıldı.
Maçtan önce en çok hatırladığım şey Wembley’e giden otobüs yolculuğuydu,” diyor Leonardo Bonucci, The Athletic’e verdiği röportajda. “Hepimiz sakindik -olabildiğince sakindik. Diğer finallerden önceki aynı elektrik yoktu.” İtalya-İspanya 2012 finali veya 2015 ve 2017 Şampiyonlar Ligi finallerinden önceki huzursuzluk yoktu. Hepimiz çok rahattık.” diye hatırlıyor. “Müzik çalıyordu. Lorenzo Insigne, oyuncuları Napoli’den köfte ve cotoletta(ekmekli dana eti) yemek ve diyet yapmayı unutmak hakkında bir şarkıyla tanıştırdı ve kısa süre sonra bu şarkı, İtalya takımının yaz müziklerinden biri oldu. Daha sonra nereye düştüğümüzü gördük ve bir sürü İngiltere taraftarı bize hakaretler, küfürler yağdırdı.”
Atmosfer, korkaklar için değildi. Wembley ve etrafı maç sabahından beri tıklım tıklım doluydu ve bir karnavalın son gününü andırıyordu. Biletsizler turnikelere koştular. İngiltere’de potansiyel bir kupa kaldırmanın heyecanını yaşıyorlar, belki de hayatta bir kez sunulan bu fırsatı geri çevirmek istemiyorlardı. Kalabalık tahmin edilenden çok daha fazlaydı. İtalya milli marşı ıslıklandı. Üç renkli bir bayrak ateşe verildi.
Bonucci, “Bu bizi rahatsız etmedi.” diyor. “O duruma bakma şeklimiz bir meydan okumaydı ve ‘Bu gece size göstereceğiz.’ diye düşündük. Maçtan önce takıma bir konuşma yaptım, eğer buraya kadar geldiysek bu sahip olduğumuz takım ruhuna, birbirimiz için kendimizi feda etmeye istekli olmamıza bağlı ve hiçbir zaman baskı hissetmediğimiz için. Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değiliz.
İngiltere için tam tersi geçerliydi. Baskı onların omuzları üzerindeydi. Tek düşünmemiz gereken eğlenmek ve kendi oyunumuzu oynamaktı. Bunu yaptığımız sürece, diğer karşılaşmalarda olduğu gibi sonuç kendi kendine gelecekti.”
Maç başladıktan hemen sonra Luke Shaw’un gol atması önemli değildi ve Wembley, İngiltere’nin 1966’dan beri ilk kez büyük bir turnuva kazanma ihtimali karşısında daha da çılgına döndü. Diğer takımlar bu ortamda titreyebilirdi. İtalya, aslanlara atılan gladyatörler gibi toplanarak ondan güç aldı.
“Geriye düştükten sonra bile skorun veya etrafımızda olup bitenlerin bizi etkilemesine izin vermeden oyunumuzu oynamaya devam ettik. Devre arasında hepimiz kupayı eve getireceğimizi ve bir golün geleceğini biliyorduk.”
Bonucci, sahadaki en ufak oyuncu Marco Verratti’den aldığı eğik bir kafa vuruşunu gol yaparak dengeyi buldu. Bonucci, “Gol attığımda, penaltılara gitmeden önce kazanacağımızı düşündük.” diyor. “Birkaç şansımız oldu. Aklıma Domenico Berardi geldi ve onlar sadece bizim galibiyete olan güvenimizi artırdılar. İngiltere takımında, özellikle uzatmalarda korku görebiliyordum. Nakavt darbesini getirecek golü yemekten korkuyorlardı. Sonra seri penaltı atışları geldi ve bu her zaman bir piyangodur.”
Bonucci bunu çoğu kişiden daha iyi biliyor.
Francesco De Gregori’nin söylediği gibi, stoper olarak bile penaltı atmaktan korkmadı. Bonucci, İtalya’nın 2016 Avrupa Şampiyonası’nda Almanya ile oynanan çeyrek final maçında normal sürede Manuel Neuer’i penaltıda geçerek maçın uzatmalara gitmesini sağladı fakat seri penaltılardaki atışını kaçırdı.
Ancak bu sefer hedefinden şaşmadı. Bonucci, “O andan itibaren harika bir iş çıkardık ve hak ettiğimiz ödülü aldık.” diyor. 2018’de Rusya’da olduğu gibi İngiltere için “futbol eve geliyor” sloganı kullanılmaya başlandı. O zamanlar Luka Modric, şarkının orijinal niyeti ve çeviride kaybolan mizah anlayışıyla “kibir” yansıttığını hissetmişti.
“İspanya maçına kadar buna pek dikkat etmedik.” diyor Bonucci. “Sonra içimizdeki öfke yükselmeye başladı. Onlara finalin henüz kararlaştırılmadığını göstermek istedik. Henüz bir şey kazanmamışlardı. Bu şarkıyı tekrar tekrar duymak ve Declan Rice’ın İngiltere’nin kazanmak için bizden 10 kat daha motive olduğunu söyleyen yorumu…Pekala, bunlar genç oyuncuların yaptığı türden hatalar. Bunu söyleme. Bir şeyi bir başkasından daha fazlasını istediğini veya bir başkasından daha iyi olduğunu asla söylememelisin. Kendinizi her zaman rakibinizle aynı seviyeye koymalı, düşük profilde kalmalı ve doğru anda vurmalısınız. Yaptığımız buydu. Asla kazanacağımızı söylemedik, sadece sonuna kadar gitmekten ve doğru sonucu almaktan bir santim uzakta olduğumuzu söyledik. Bu konuda hiçbir zaman önyargılı olmadık. Mütevazı kaldık ve farkı yaratan da bu oldu. Arkamızda harika bir ekip, harika bir teknik direktör ve harika bir kadro vardı. Ülkemize ve kendimize böyle bir neşe vermek gerçekten özel bir şeydi.”
Bonucci ve Chiellini’nin Kiev’deki neredeyse on yıl öncesindeki üzüntüsünden sonra, bu iki yıldız stoperin uluslararası düzeyde birlikte sürdürdüğü başarıda biri 34, diğeri 36 yaşındaydı. Özellikle Chiellini, sanki bu büyük uluslararası turnuvayı basit bir oyunmuş gibi yüzünde bir gülümsemeyle oynayarak aşırı rahat görünüyordu. Örneğin Jordi Alba, yarı finali belirleyen penaltı atışlarından önceki yazı tura atışını hala atlatamadı. Giorgio, şampiyonaya bu şekilde yaklaşması gerektiğini biliyordu.” diyor Bonucci, takım arkadaşı için. “Bu turnuvada oynamak için son şansıydı.” Eğer Euro 2020 planlandığı gibi geçen sene oynansaydı Chiellini ön çapraz bağ yırtığından dolayı turnuvayı kaçıracaktı.
“Turnuvaya yaklaşımın tek yolunun sükunetle yaklaşmak olduğunu ve yapmamız gerekenin bunu genç oyunculara aktarmak olduğunu kendi kendimize söyledik.”
Çok sayıda gerçekten iyi oyuncumuz vardı ancak bunların çoğu uluslararası düzeyde çok büyük bir deneyime sahip değildi.” Örneğin Verratti, 2014 Dünya Kupası’nda bir çocuktu, sakatlığı nedeniyle Euro 2016’yı kaçırdı ve İtalya’nın 60 yıl sonra ilk kez katılamaması nedeniyle 2018’de Rusya’daki Dünya Kupası’nı kanepede izledi. Ciro Immobile, Insigne ve Jorginho’nun hikayeleri de benzerdi. Roberto Mancini’nin 26 kişilik kadrosundan 18’i daha önce hiçbir üst düzey turnuvaya katılmamıştı.
“Bizim işimiz onları maksimum sakinlik içinde maçlara çıkarmaktı.” diye açıklıyor Bonucci. “Otobüste müzik açtık, güldük, şakalaştık. Sonra, doğru zaman geldiğinde, takımın en karizmatik liderleri – örneğin ben ve Sirigu – bunun altına bir çizgi çekti ve şöyle dedi: “Tamam, bundan sonra şaka yapmak yok. Hakem düdüğü çaldığı anda hepiniz her şeyinizi vermelisiniz.” Tecrübeli oyuncular olarak ben ve Giorgio bir oyunu nasıl yöneteceğimizi biliyorduk. Genç oyuncular için durum böyle değil. Bunu yapacak deneyime sahip değiller ama bize bir kahkaha ve şaka için güvenebileceklerini ve sonra sonuna kadar bir takım olarak birlikte savaşacağımızı biliyorlardı. Başarımızın arkasındaki sır buydu: Birlikteliğimiz. Maçtan bir gün sonra Coverciano’ya(İtalya’nın antrenman üssü) dönüp barbekü yapmak için sabırsızlanıyorduk ve bütün günü birlikte, video odasında diğer maçları izleyerek, onlar hakkında sohbet ederek ve gülerek geçirdik. O 45 gün ‘belissimi’ydi, gerçekten öyleydi.”
İtalya’nın; Mancini’nin milli takıma kazandırdığı heyecan verici, karşı-kültürel ve yenilikçi futbol stilini izlemek ne kadar harika olsa da, eleme turlarında işler zorlaştığında, eski özellikleri görmek güven vericiydi. Bu ülkenin futbol kimliği uzun zamandır tanımlanmıştı, savunmada alınan gurur ve acı çekmenin ne demek olduğunu biliyorlardı.
“Bu bizim temelimizdi.” Bonucci başını sallıyor. “Savunmanın şampiyonluk kazandırdığını söylüyorlar ve gerçek bu.” 2004’ten bu yana en iyi savunmaya sahip olmadan Serie A’da ligi kazanan tek takım Sarri’nin Juventus’u olması örneği de bu düşünceyi kanıtlıyor. Bizim gibi defans oyuncuları için bir golü engellemek veya kayan bir müdahale yapmak gol atmaktan daha iyidir. Chiellini’nin, Leonardo Spinazzola’nın Belçika’nın golünü engelleyişine verdiği tepkiyi hatırlamak yeterli. Onu öpebilirdi. Şanslıyız ki ihtiyaç anında ekipteki herkes bu zihniyeti benimsedi. Avusturya maçı fiziksel açıdan belki de en zoruydu. Yüksek tempoda oynadılar ve çok koştular. İspanya karşısında topa sahip oldukları için zordu ve kendi oyunumuzu oynayamadık. Ancak zihinsel ve fiziksel olarak o gece Avusturya’ya karşı en derine indik ve bitiş düdüğü çaldığında sonuna kadar gidebileceğimizi biliyorduk. Çirkince kazanarak, geçmemiz gereken başka bir tur olduğunu fark ettik ve kupa için sonuna kadar gitmemiz gerekti.”
İtalya’nın üzerine yeşil, beyaz ve kırmızı şeritler düşerken ve akşamdan kalma Nicolo Barella, İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella ile izleyiciler arasında bir kült kahraman haline gelirken, medyanın dikkatleri ödül sezonuna ve bu takımdan Balon d’Or’a kimin aday olacağı konusuna çevrildi. Jorginho, UEFA’da yılın futbolcusu seçildi ve birkaç ay içinde Şampiyonlar Ligi, Avrupa Şampiyonası ve Avrupa Süper Kupası’nı kazandıktan sonra bunu hak etti. Ancak Chiellini ve savunma, neredeyse şovu çalarak şu soruyu ortaya attı: “2006’daki Fabio Cannavaro’dan bu yana bir stoper Ballon d’Or’u kazanmak için gereken oyları neden alamadı?”
Bonucci: “Biletleri satan, taraftarları eğlendiren ve fark yaratanlar forvetler ve en yetenekli orta saha oyuncularıdır.” diyor. “Bir golcünün ya da 10 numaranın yaptığı fark, bir defans oyuncusundan çok daha bariz, çok daha görünür. Biz İtalyanlar için Fabio Cannavaro bir savunma ikonu ve Gigi(Buffon) o yaz dünyanın 1 numaralı kalecisi olarak Ballon d’Or’u hak etse bile Almanya’daki Dünya Kupası’ndan sonra kazanması adildi. Bir defans oyuncusunun kazanması daha zor. Virgil van Dijk iki yıl önce herkesten daha çok yaklaştı(Lionel Messi’den sonra ikinci sırada). Savunmacılar, hayranların veya gazetecilerin dikkatini aynı şekilde çekmezler. “Biz operayız.” diyor Bonucci. İşçileriz. Yine de Premier Lig’de son birkaç yıldaki eğilimlere bakarsak, şampiyonluk yarışının dayandığı menteşe sezon sonu bir stoper sakatlığı oldu. 2019’da Aymeric Laporte-Manchester City ve 2020’de Liverpool-Van Dijk sakatlığında durum buydu. “Bu örneklerin gösterdiği şey, büyük bir kişiliğe sahip karizmatik bir savunmacıya sahip olmanın ne kadar önemli olduğudur.” diyor Bonucci. “Savunmada harika olmak tek başına yeterli değil. Takıma da liderlik edebilmelisiniz. Ruben Dias’ın Man City’de yarattığı etkiye bakın, bariz nedenlerle çok izlediğim bir takım.” Nedenine birazdan geleceğiz. Dias, İngiltere’deki ilk sezonunda 10 üzerinden 10 ile tam notu hak etti. Harika bir sezondu. “En iyi savunmacılardan birini kaybettiğinizde sonuçların gelmemesi tesadüf değildir. Bir grup içinde ne kadar değerli olduklarını gösteriyor.” Harry Maguire 87 milyon Euro, Matthijs de Ligt 85,5 milyon Euro, Van Dijk 84,5 milyon Euro, Lucas Hernandez 80 milyon Euro, Dias 68 milyon Euro ve Laporte 65 milyon Euro gibi stoperleri gitgide daha büyük transfer ücretleri ödenmesinin nedeni de bu. Bonucci’nin, Chiellini gibi ekonomi ve ticaret alanında yüksek lisans derecesi yok ama ona göre fiyatı arza dayalı olarak piyasanın belirlediği çok açık. “Etrafta giderek daha az sayıda üst düzey savunma oyuncusu kalıyor.” diyor ve “Bu onların transfer değerini yükseltiyor. Harika bir oyuncu istiyorsanız bunun bedelini ödemeniz gerekir. Ücretler, içerdekilerin takdiridir.” Bonucci; scoutlar, spor direktörler, antrenörler, yetenek değerlendiricilerinden bahsediyor. Kısacası erkekler ve kadınlar futboluna dair her şeyden.
“Öte yandan, gazeteciler gibi bizi yargılayan insanlar, genellikle bir savunma oyuncusunu diğerinden ayıran küçük ayrıntıları fark etmekte zorlanıyorlar. Kayarak bir müdahale yaparsanız bu, bir takım arkadaşının işini doğru yapması için ona bağırmamdan daha fazla dikkat çekecek. Ancak bağırmak daha önemli çünkü takım arkadaşımın daha iyi bir karar vermesine yardımcı olacak. Daha sonra onu daha önce görmediği tehlikeye karşı uyardığım için kayarak müdahale yapmaktan kurtulabilirim. Bunlar, günlük olarak futbolu yaşayan ve nefes alan insanların okumayı bildiği türden durumlar. Belki de her gün antrenman izleyemeyen dışarıdan gelenler için daha zor ve bazı ince detaylar gözden kaçıyor. Bizi yargılayan ve futbol hakkında konuşan insanların çoğu daha önce hiç bu oyunu oynamadı ve bu, bir oyuncunun yargısını değiştirme etkisine sahip.”
Bonucci’nin boş zamanlarında City’yi takip etmesinin nedeni, onun Pep Guardiola ile çalışmak için birçok girişimde bulunduğu göz önüne alındığında yeterince anlaşılabilir. Bonucci, “Pep tarafından koçluk yapılma hayalim vardı.” diyor. “En yakın olduğumuz 2016 yılıydı. City’e katılmanın eşiğindeydim. En son ayrıntılara indik ve Juventus satmamaya karar verdi. Birlikte, Torino’da kalmaya karar verdik. Daha sonra AC Milan’a gittiğim dönemde e City’e gidebilirdim ama bunun olması için birkaç şeyin yerine oturması gerekiyordu. Ayrıca Milan’a da söz vermiştim. Geçen yıl Pep ile tekrar konuştum. Beni istedi ama ben ona ‘Juventus benim evim.’ dedim. Burada mutluyum. Burada kendimi evimde hissediyorum. Juventus’un sembolü olmak, şu anda kariyerimde yapabileceğim en heyecan verici şey.”
Bonucci ve Chiellini, İtalya’daki dokuz yıllık hakimiyetlerini bitiren oyuncuyla Şampiyonlar Ligi’nde yüz yüze gelecek. Bonucci, “Romelu Lukaku tam bir forvet olduğunu kanıtladı.” diyor. “Tek başına maç kazanabilir. Onunla karşı karşıya geldiğinizde, 90 dakika boyunca tam konsantre olmanız gerekiyor. Ne yazık ki biz savunmacılar için, beynimizi 10 saniyeliğine bile devre dışı bırakamıyoruz çünkü bu 10 saniye ölümcül olabilir. Lukaku’yu asla fiziksel bir savaşa sokmamalı veya dokunmadan oynamamalısınız. Bunun yerine topa sahip olursanız arkadan koşan kişi o olacaktır. Ceza sahasında birebir oynamakta harika, bu yüzden ön ayak olmanız, oyunu okumaya çalışmanız ve sıkı oynamanız gerekiyor. Bir kez dahi pozisyon almasına izin verirseniz ve o sizin önünüze geçerse neler olacağını tahmin edemezsiniz.”
Bonucci’nin yaklaşımı, Lukaku’nun Juventus’a karşı açık oyundan gol atamamasıyla sonuçlandı. Belçika’nın Münih’te İtalya’ya karşı oynadığı çeyrek finalde de benzer durum geçerliydi.
“Sarri ve (Andrea) Pirlo ile son iki yılda geçişte zorluklar olduğunu düşünüyorum. Sami Khedira, Mario Mandzukic, Blaise Matuidi, Gonzalo Higuain gibi büyük yetenekleri olan büyük karakterleri takımı gençleştirmek için kaybettik. Juve, yıllar içinde başarısını asla pes etmeyen bir takım olma üzerine kurdu. Her şey kaybolmuş gibi görünse bile, asla yenilmiş izlenimi vermez. Bu zihniyet. Son iki yılda bunu genç oyuncularımızın kafasına sokmak zor oldu. Bir süre bunu sürdürebildik ama nesilden nesile geçiş zor oldu. Artık genç oyuncularımız Juve’de 50 maça çıktıkları için bu ‘opera’ zihniyetini anlamaya başlıyorlar.”
“İyi futbol oynamaya çalışmak doğru ama aynı zamanda çok çalışmanız, fedakarlık yapmanız, alçakgönüllü olmanız gerekiyor. Hiçbir şeyi şansa bırakamazsınız. Her şey yüzde %101 eforla yapılmalı, %100 dahi yeterli değil. Tarihte Juventus’un kazandığı dönemlere bakarsanız, takımda 10 en iyi oyuncu, 10 iyi oyuncu ve dört işçi olduğunu görürsünüz. Her biri aynı zihniyete sahip ve bu zihniyetin adı ‘Kazanmak’. Nasıl olduğu önemli değil. Bir maç için iyi oynanan bir oyunla, diğeri için savaşarak, mücadele ederek ve savunma yaparak… Ancak üç puanı eve getirmeliyiz. Son iki yılda, Juventus’un tarihini değiştirmek maksadı ve farklı bir şey yapma arzusuyla bu bir kenara atıldı. Ancak, inanıyorum ki – ve Buffon ve Chiellini ile bu konuda konuştum – biz, Barselona’nın kazandığı gibi oynayarak kazanamayız çünkü bu Johan Cruyff’un günlerinden beri Barselona’nın tarihi. Liverpool farklı bir şekilde kazanıyor çünkü onların da kendilerine ait farklı bir tarihleri var. Juventus’ta da bizim kendi geçmişimiz var.”
The Athletic, Cristiano Ronaldo’yla anlaşmanın bazı Juventus oyuncularının onun maç kazanmak için tek başına yeterli olduğunu düşünmelerine yol açıp açmadığını sorduğunda, Bonucci bu fikre katıldı “Olay buydu.” dedi. “Bir oyuncunun, hatta dünyanın en iyisinin bile Juventus zaferini garanti edebileceği fikri. Cristiano’nun varlığının üzerimizde büyük etkisi oldu. Sadece onunla antrenman yapmak bize ekstra bir şey verdi ama bilinçaltında oyuncular onun varlığının tek başına maç kazanmak için yeterli olduğunu düşünmeye başladılar. Günlük işlerimizde, alçakgönüllülüğümüzde, fedakarlığımızda, takım arkadaşınızın yanında olma arzumuzda her geçen gün biraz eksik kalmaya başladık. Son birkaç yılda, bunu görebileceğinizi düşünüyorum.”
“Geçen sezonu dördüncü bitirdik fakat yine de tekrar bir takım olduğumuz için İtalya Kupası’nı kazandık. O maçlardan önce soyunma odasına bir tahta parçası atmış olsaydınız, içinden geçen elektrik gibi alev alırdı. Belki de topu Cristiano’ya verirsek, maçı bize kazandıracağı kabul edildi. Ancak bizim ona ihtiyacımız olduğu kadar Cristiano’nun da takıma ihtiyacı vardı. Bir işbirliği olması gerekiyordu çünkü bir birey gezegendeki en iyi oyuncu olsa bile, o bireyi yükselten şey takımdır.”
Bonucci’yi ve oyun hakkında ne kadar derin düşündüğünü dinlerken, oyunculuk günleri bittiğinde koçluğa başlayacağını hayal etmek zor değil. Son on yılın başında Jose Mourinho’nun kazanan Inter Milan takımı tarafından belirlenen şablonu takip edebilecekken, İtalyan futbolunun neden açılıp giderek daha atak hale geldiğini tartışıyoruz. 1960’larda, diğer liglerde neler olup bittiğine daha az maruz kalındığı dönemde, o Inter takımının tarzı İtalya’daki diğerlerini de etkilerdi. Ancak 2010’dan itibaren Guardiola’nın fikirleri, yükselen İtalyan antrenörler için daha büyük bir ilham kaynağı olduğu.
Bonucci: “Mourinho’nun Inter’inde bu tür futbol oynayacak oyuncular vardı. Takımın üç kupa kazanmasını sağlayan 14-15 oyuncuda muazzam bir kaliteye sahipti. İtalyan futbolu değişiyor çünkü oyuncuların kalitesi(Serie A’da) geçmişte olduğu kadar yüksek değil, bu yüzden koçların artık takıma kendilerini daha fazla dahil etmesi gerekiyor. Bu konuda Guardiola, Barselona’ya altyapıdan kimsenin bilmediği pek çok oyuncu getirdi. En iyi üç veya dört oyuncusu vardı ve fikirlerini altyapıdan kaliteli ama ‘grandissimi’ olmayan birkaç oyuncuya aktarmaya başladı. Zamanla harika oyuncular oldular.”
Mourinho harika bir koç ve motive edici. Ama onun futbolu daha çok bireylere dayanıyordu. Samuel Eto’o, Diego Milito, Wesley Sneijder, Esteban Cambiasso, Javier Zanetti, Lucio, Walter Samuel, Maicon, Christian Chivu… Onun dehası en iyi oyunculardan daha fazlasını elde etmekteydi. İtalya’da şu anda fikirleri aktarmaya çalışan birçok koç var. Vincenzo Italiano, Fiorentina’da harika bir iş çıkarıyor. Roberto De Zerbi, Sassuolo’ya bir kimlik kazandırdı. Sarri’nin fikirleri Chelsea’nin Avrupa Ligi’ni kazanmasına ve Juventus’un başka bir Scudetto’yu(Serie A şampiyonluğu) götürmesine neden oldu.
“Fikirleri gerçekten etki yaratan farklı felsefelere sahip birçok koç var ama bu onları kazanan yapmaz. Herkesin kendine göre fikirleri vardır ama futbolda kesin bir kural ya da mükemmel bir fikir size kupa kazandırmaz. Tuchel, PSG tarafından kovuldu ve altı ay içinde Chelsea ile Şampiyonlar Ligi ve Süper Kupa kazandı. Her şeyin doğru karışımını bulmalısın.”
Chiellini geçen hafta Torino’daki İtalyan Teknoloji Haftası konferansına katılırken ve Agnelli’nin kuzeni John Elkann’ı Elon Musk ile geleceği tartışırken dinlerken, Bonucci muhtemelen son eğitim seansından öğretilebilir anları gözden geçiriyordu. Bonucci, “Bir süredir bir şeyleri bir deftere kaydediyorum.” diyor. “Eski Juventus ve İtalya teknik direktörü Antonio Conte’yi tanıdığımdan beri bunu yapıyorum. Benim için gerçekten önemli bir teknik direktördü ve bana verdiği zihniyet ve aktardığı futbol bilgisi ile kariyerimi değiştirdi. O zamandan beri birlikte çalıştığım her koçtan bir şeyler almaya çalıştım. Ben de bazı harika kişilerle çalışacak kadar şanslıydım, bu kesinlikle yardımcı oldu.”
O zaman antrenörlük rozetlerini alması uzun sürmeyecektir. “Kesinlikle.” diye gülüyor Bonucci, “Eşim (Martina) buna karşı çıksa ve benim evde olmamı daha çok istese bile, yine de antrenörlük yapmayı çok isterim. Her ne kadar şu anda şimdiye odaklanmış olsam da.”
Bu röportaj The Athletic ekibi tarafından gerçekleştirilmiş ve 29 Eylül 2021 tarihinde yayımlanmıştır.