Premier Lig’de 6. haftada Büyük Altılı’dan iki takım Chelsea ve Manchester City, Stamford Bridge’de karşı karşıya geldiler. Çıktığı ilk 5 maçta kalesinde sadece 1 gol görerek yoluna namağlup devam eden ev sahibi, taraftarı önünde City karşısında sahadan 1-0’lık skorla mağlup ayrıldı. Konuk ekipte galibiyeti getiren golü Gabriel Jesus kaydetti.
Maçın taktiksel tarafını global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile inceleyeceğim.
Kadrolar
Dizilişten anlaşılacağı üzere Tuchel’in bu maç özelinde City’ye karşı özel bir planı vardı. Geçen haftaki Tottenham maçının 2. yarısındaki diziliş olan 3-5-2 ile sahaya çıkan Chelsea’de Lukaku’nun yanında Havertz yerine Werner oynadı. Cezası biten Reece James de bu maçta formasına kavuştu fakat ilk yarının ortalarında sakatlanarak oyundan çıktı.
Guardiola ise hedef maçlardaki gibi takımını 4-3-3 şeklinde sahaya dizerek sahte dokuzlu bir sistemle maça başladı. Geçen hafta sakatlıktan dönen iki oyuncu Foden ve De Bruyne, bu maçta ilk 11’de sahaya çıktılar.
İlk yarı
11’ler açıklandığında Werner’i, Lukaku’nun yanında görenlerin büyük olasılıkla tahmin ettiği üzere Chelsea topu rakibine bırakıp kendi yarı sahasında savunma yaparak maça başladı. Kendi yarı sahasında kazandığı toplarla geçiş hücumlarında etkili olmak isteyen ev sahibi, tabiri caizse kendi yarı sahasına hapsoldu ve ilk yarıyı toplam %34 topla oynama oranı ile bitirdi.
Pres anlamında maça hızlı başlayan konuk ekibin ön üçlüsü rakip stoperlerle eşleşirken orta üçlüsü de rakip orta sahalarla eşleşti. Diğer maçlarda olduğu gibi bu maçta da oyunu sağ taraftan kurmak isteyen Chelsea’ye karşı City’nin yatay düzlemde kaymalar yaptığını gördük. Yukarıda yer alan maçın başındaki sekansta Chelsea sağ taraftan oyuna başlayınca Gabriel Jesus’un Rüdiger’i bırakarak ters tarafa yöneldiğini görüyoruz. Jesus’un gelmesiyle birlikte alanı daraltan konuk ekip, 6’ya 5 şeklinde sayısal üstünlük sağlayarak rakibin pas bağlantılarını kesti ve bu şekilde topu kazandı. Chelsea’nin yapması gereken ise oyunun yönünü hızlı bir şekilde terse çevirip Rüdiger’in önündeki alanı kullanmasını sağlamaktı.
Yukarıdaki görüntüde ise kendi sağının kalabalık olduğunu gören Christensen’in topu Rüdiger’e atmasından sonra City’nin sağ tarafta nasıl pres yaptığını görüyoruz. Chelsea’nin oyunu kendi sağından kurmak istediğini farkeden Jesus, önceki pozisyonda olduğu gibi yine Jorginho’nun yanına gidiyor. Top ters tarafa atılınca tekrar oraya yönelen Jesus Rüdiger ile eşleşirken Alonso’ya da Walker’ın çıktığını görüyoruz. Alanı daraltarak rakibi uzun vurmaya zorlayan konuk ekip, etkili presiyle topu geri kazanıyor.
Maçın başındaki pres sekansına benzer bir an olan yukarıdaki görüntüde Chelsea’nin bu sefer topu hızlı bir şekilde diğer tarafa aktardığını görüyoruz. Yatay kayma yaparak sol tarafa giden Jesus’un markajından kurtulan Rüdiger, top kendisine geldikten sonra önündeki boş alanı kullanarak topu sürmeye başlıyor. Alonso’nun, Walker’ı manipüle etmesinden faydalanarak ortadaki boşluğa ilerleyen Rüdiger, topu Werner’e atarak forvetini rakip stoper Dias ile bire bir bırakıyor. Pozisyonun devamında kaleye şut çekmeyi tercih eden Werner, yayda boş bir şekilde bekleyen Kante’yi görse daha tehlikeli bir atak gelişebilirdi.
City’nin geriden oyun kurma anlamında güçlü olduğunu bilen Tuchel, bu maçta yoğun pres yapmayı tercih etmedi. Maçın genelinde olduğu gibi yukarıdaki sekansta da Chelsea’nin forvet oyuncuları rakip stoperlere basmak yerine Rodri’ye gölge markaj yaptılar. Orta sahadaki oyuncular ise daha geride bekleyip pas açılarını kapatmaya çalıştılar. City tarafına baktığımızda ise klasikleşmiş 3-2-5’i bu maçta çok göremedik. Oyun kurulumu esnasında Cancelo’yu sahte bek olarak Rodri’nin yanında konumlandırıp Walker’ı da 3. bir stoper olarak konumlandıran Guardiola, Chelsea’nin forvet oyuncularının stoperlerine basmamasından dolayı bu maçta bu düzeni çok tercih etmedi. Alışılmışın aksine Walker’ı sürekli olarak ön tarafta gördüğümüz bu maçta Bernardo Silva’nın zaman zaman geriye gelerek takımının geriden rahat bir şekilde çıkmasını sağladığını gördük.
Yukarıdaki görüntüde ise Chelsea’nin kendi yarı sahasında rakibi 5-3-2 şeklinde karşıladığını görebiliriz. Geçen haftanın 11’inde yer alan Jorginho ve Kovacic’in yanına Kante’yi de monte eden Tuchel, bu sayede orta sahada alanı daraltıp direnci arttırarak pas açılarını kapatmak istedi fakat set oyunu aşamasında City’nin sol taraftan Chelsea’ye karşı bazı sürprizleri vardı. Yukarıda belirttiğim gibi Chelsea’nin yoğun presi tercih etmemesinden ve orta alanda dar kalmasından dolayı City’nin sol beki Cancelo ve sağ beki Walker maç boyunca çizgide konumlandılar(Cancelo maç boyunca 3 başarılı top sürme ile Bernardo Silva ile beraber takımının en iyisiydi bu metrikte). Bu sekansta da Cancelo’nun çizgide konumlanıp top aldığını görüyoruz. Chelsea’nin kanat beki James’in, Cancelo’nun üzerine gittiğini gören Grealish, James’in boşalttığı alana yöneliyor. Grealish’i takip eden Azpilicueta’nın boşalttığı alana yönelen De Bruyne ise Cancelo’nun pasını alarak topu ortaya çeviriyor fakat Alonso araya giriyor. Bu pozisyona benzer şekilde City’nin hücumlarının %44’ü sol kanattan gelişti. Cancelo ve Grealish’in yanına De Bruyne, Rodri ve Foden’ın gelmesiyle birlikte maç boyunca City oyunu sol tarafa yıktı. Konuk ekip sol kanattan etkili olamadığı zamanlarda ise hücum yönünü hızlı bir şekilde değiştirerek ters kanatta Alonso veya Rüdiger ile bire bir kalan Jesus’u kullanmaya çalıştı.
Guardiola’nın öğrencilerinin karşı pres anlamında da çok iyi iş çıkardığını söylemeliyiz. Top kaybedildiği anda hemen reaksiyon veren Cityli oyuncular, topun olduğu bölgede çoğalarak topu hızlıca geri kazandılar. Yukarıdaki sekansta da Werner topu kontrol ederken 4 Cityli oyuncunun Werner’e doğru yöneldiğini görüyoruz.
Maçta dikkatimi çeken bir diğer konu ise adam paylaşımı üzerinden Chelsea’nin savunma anlayışıydı. Maçın ilk yarısı özelinde defans arkasında boşluklar vermemeye çalışan ev sahibi, bu anlayış üzerine bir adam paylaşımı yaptı. Yukarıdaki sekansta top Bernardo’ya geldikten sonra Kovacic’in, Bernardo’ya yöneldiğini görüyoruz. Bernardo topu Walker’a attıktan sonra Alonso yerine Kovacic, Walker’a doğru hareketleniyor. Eğer Alonso, Walker’a çıksaydı Rüdiger de Jesus’a doğru kaymak zorunda kalacaktı ve arkasında boşluk bırakacaktı. Foden bu boşluğa doğru hareketlenip tehlikeli bir pozisyon yaratabilirdi.
Chelsea’li oyuncuların hatalı pas tercihleri
Maçın ilk yarısında Chelsea’nin sadece 1 şutu vardı. Chelsea’nin oyunu geride kabul etmesinin bu durumun oluşmasında yadsınamaz bir etkisi var fakat bazı pozisyonlarda Chelseali oyuncuların hatalı pas tercihleri yaptığını gördük. Hatalı pas tercihleri yüzünden ev sahibinin bazı potansiyel ataklardan yararlanamadığını söyleyebiliriz.
Bu pozisyonda ceza sahasında 3’e 2’lik üstünlük varken Azpilicueta orta açmak yerine topu Kante’ye gönderiyor. Doğal olarak City’li oyuncular rahat bir şekilde pozisyon alıp atağın tehlikeli bir hale dönmesini engelliyorlar.
İkinci yarı
İkinci yarının hemen başında şansın da yardımıyla City, duran top sonucu 1-0 öne geçti. Gole kadar sadece 1 şutu olan ve %34 topla oynayan ev sahibi, Kante’nin yerine Havertz’in girmesiyle birlikte maçın geri kalanında topu alarak pozisyonlar yaratmaya çalıştı(golden sonra %53 topla oynama ve 4 şut) fakat skor ve üretkenlik anlamında başarılı olamadılar(0.32 gol beklentisi).
Yukarıdaki görselden anlaşılacağı üzere, golden sonra bazı anlarda Chelsea neredeyse tüm oyuncularıyla set hücumuna oturup pozisyon bulmaya çalıştı. Ev sahibi ekip, çok fazla pozisyon bulamadığı gibi karşı presi de iyi yapamadığı için geride büyük boşluklar verdi.
Golden sonra enerjisini biraz daha verimli kullanmaya çalışan konuk ekip, pres yoğunluğunu azaltsa da maçın son bölümlerinde zaman zaman etkili pres yaptı. Ön alanda bire bir eşleşmelerin olduğu pozisyonda Jesus arkadan Thiago Silva’ya yaklaşarak Silva’nın pozisyonunu bozdu ve Foden topu kazandı. Devamında boş alana hareketlenen Grealish’e topu aktardı fakat Grealish golü bulamadı.
Final
Geçen haftaki Tottenham maçını 2. yarıdaki iyi planı ile kazanan Tuchel, bu maçta da benzer bir planla sahaya çıktı. Bu plan özelinde Chelsea’nin maçın ilk yarısında savunma anlamında kötü olduğunu söyleyemeyiz fakat Tottenham maçına kıyasla kendi sahalarına hapsoldukları bu maçta pozisyon üretmekte zorlanan ev sahibi, ligdeki ilk yenilgisini aldı.
Guardiola’nın öğrencilerine gelince; Cancelo, Jesus, De Bruyne ve Bernardo’nun performans olarak öne çıktığı maçta City galibiyeti sonuna kadar hak etti diyebiliriz. İşin pres ve karşı pres kısmında rakibini bozguna uğratan konuk ekip, 1.73 gol beklentisi ürettiği maçı, ikinci yarıdaki bazı net fırsatları değerlendirememesine rağmen 1-0 kazandı.
Kaynaklar: mackolik, whoscored, infogol
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.