Premier Lig’in 5. haftasında Büyük Altılı’dan iki ekip Tottenham ve Chelsea, Tottenham Hotspur Stadyumu’nda karşı karşıya geldiler. Henüz mağlubiyeti bulunmayan konuk ekip, Thiago Silva, Kante ve Rudiger’in golleriyle sahadan 3-0’lık skorla galip ayrıldı. Ancak yine de skora bakarak Chelsea’nin rahat kazandığını söylemek hata olacaktır zira özellikle maçın ilk yarısında sahada tam anlamıyla bi taktik savaşı vardı.
Maçın taktiksel tarafını global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile inceleyeceğim.
Kadrolar
Ev sahibi ekip sahaya 4-3-2-1 dizilişiyle çıkarken geçen haftadan farklı olarak bazı oyuncu değişiklikleri vardı. Ndombele, Lo Celso ve Romero’yu sahaya atan Nuno Santo, sakatlığı bulunan Son’a da ilk 11’de şans verdi.
Ev sahibe ekibe benzer şekilde Chelsea’de de bazı değişiklikler vardı. Geçen hafta 11 başlayan Ziyech, Saul, Hudson-Odoi, Chalobah ve Mendy bu maçta forma giymediler. Alman teknik adam Tuchel, bu oyuncuların yerine Mount, Jorginho, Azpilicueta, Christensen ve Kepa’ya forma verdi.
İlk yarı
Yukarıda da belirttiğim gibi maçın skoru ve gol beklentilerine(0.78-2.49) bakarak Chelsea’nin rahat bir şekilde kazandığını söylemek maçın ilk yarısı özelinde kesinlikle yanıltıcı olacaktır. Portekizli teknik adam Nuno Santo’nun Alman meslektaşına karşı pres ve oyun kurulum aşamalarında bazı özel hazırlıklar yaptığını gördüğümüz maçın ilk yarısı tam anlamıyla bir satranç karşılaşması gibiydi.
Yukarıdaki sekansta Nuno Santo’nun nasıl bir pres planıyla sahaya çıktığını görebiliriz. Ön üçlüsü Kane, Son ve Lo Celso’yu rakip stoperlerle birebir eşleştiren Portekizli hoca, rakibin kanat beklerini de kendi bekleriyle karşılıyor. Orta alanda ise Dele Alli’nin Jorginho’yu, Ndombele’nin de Kovacic’i kontrol ettiğini söyleyebiliriz. Bu şekildeki gibi birebir eşleşmeler yüzünden maçın bazı anlarında Chelsea’nin geriden pasla çıkarken sıkıntı yaşayıp uzun oynadığını gördük. Bu sekansta olduğu gibi maçın genelinde de Tottenham tarafında dikkat çeken konu ise Kane ve Son’un yer değişimi idi. Genel olarak sol kenarda oynanan Son’un pres esnasında ortada konumlandığını görüyoruz. Tottenham’ın sahaya bu şekilde çıkmasının sebebini Son’un açık alanda Kane’den daha hızlı olmasına bağlayabiliriz. Son’un hızından faydalanıp kazandığı toplarda direkt bir şekilde kaleye gitmeye çalışan ev sahibi ekip, bu planın meyvesini skor anlamında toplayamadı. Bu görüntüde dikkat çeken bir diğer şey ise Tottenham’ın presi esnasında Mount’un geriye gelmesi idi. Tottenham’ın presine karşı Mount’u oyun kurulum esnasında geriye getiren Alman teknik adam Tuchel, Reguilon’un Azpi ve Mount’a karşı yalnız kalmasını amaçladı. Bu şekilde karşı plan geliştiren Chelsea, karşı presi aştığı zamanlarda bazı tehlikeli ataklar geliştirdi.
Nuno Santo da kendisinin etkili presine karşı Mount’u geriye çekerek sayısal üstünlük sağlayan Alman hocaya karşı farklı bir cevap vererek Dele Alli’yi merkezde konumlandırmak yerine biraz daha sola çekti. Bu sayede Mount’un geriye gelişlerini kontrol etmeye çalışan Portekizli hoca, Jorginho’nun topla buluşmasını engellemek için Hojbjerg’i zaman zaman ileriye çıkardı. Bundan dolayı Tottenham’ın defansının önünde bazı boşluklar oluştu. Bu tarz anlarda da Chelsea’li hücum oyuncuları rakip stoperlerle yalnız kalarak bazı etkili ataklar geliştirdi.
Tottenham’ın etkili presine karşı maçın genelinde Chelsea’nin de etkili bir pres yaptığına şahit olduk. Havertz ve Lukaku’yu Romero ve Dier ile eşleştiren Alman teknik adam, Mount’u onlardan biraz daha geride tutarak Hojbjerg’in rahat top almasını engellemeye çalıştı. Rakip bekleri de kendi kanat bekleriyle karşılayan Alman hoca, bu sayede rakip takımın geriden oyun kurmasını engellemeye çalıştı.
Chelsea’nin ön alandaki birebir eşleşmelerine karşı Hojbjerg’in zaman zaman geriye gelerek oyun kurulum esnasında defansı üçlediğini gördük. Danimarkalı orta saha oyuncusu bu sayede rahat bir şekilde top almaya çalıştı.
Chelsea’nin bu etkili presine karşı da Tottenham farklı bir şekilde cevap verdi. Yukarıdaki görüntüye baktığımız zaman Chelsea’li oyuncuların ön alanda rakiple birebir eşleştiğini görüyoruz. Bu tarz anlarda Dele Alli sol tarafa açılarak Azpilicueta’nın 1e2 kalmasını hedefledi. Fakat bu durumu engellemek için de Christensen’in Dele Alli ile beraber geldiğini görüyoruz. Pozisyon esnasında Jorginho tarafından marke edilen Harry Kane, en iyi yaptığı işlerden birini yaparak geriye gelip top alıyor ve Chelsea’nin saha yerleşimini bir anlığına bozuyor. Kane’nin pasından sonra tek paslarla hızlı bir şekilde organize olan ev sahibi ekip Christensen’in boşalttığı alana Reguilon’u kaçırarak önemli bir fırsat elde ediyor. Pozisyonun devamında ise Reguilon topu ceza sahasına gönderiyor fakat Rudiger araya girerek tehlikeli bir atağı sonlandırıyor.
Tottenham’ın Dele Alli’yi sol tarafa kaydırarak geriden etkili bir şekilde çıkmasından sonra Mount’un zaman zaman Dele Alli’ye doğru konumlandığını gördük. Bu tarz anlarda da Hojbjerg ortada boş kalarak rahat bir şekilde top aldı. Bu sayede ev sahibi ekip karşı presi biraz olsun etkisizleştirdi.
Yukarıdaki görselde de top kendi yarı alanına geldikten sonra Chelsea’nin nasıl konumlandığını görebiliriz. Rakibini 5-2-2-1 ve ya 5-2-3 şeklinde karşılayan konuk ekip, bu dizilişin bazı dezavantajlarını ilerleyen dakikalarda yaşadı.
Mount’un Dele Alli’ye doğru konumlanmasını fırsata çevirmek isteyen ev sahibi ekip, yukarıdaki sekansta olduğu gibi orta alanda Chelsea’nin ikili pivotuna karşı sayısal üstünlük sağlamaya çalıştı. Bu görüntüde, Dele Alli, Hojbjerg ve Lo Celso, Chelsea’li Mount, Jorginho ve Kovacic tarafından kontrol edilirken Ndombele orta sahanın diğer tarafında boş kalıyor. Ndombele ve Emerson, Alonso’ya karşı sayısal üstünlük sağladığı için top Ndombele’ye geldiği anda Rudiger’in ileri çıktığını görüyoruz. Bu durumu fırsata çevirmek isteyen ev sahibi ekip, Rudiger’in boşalttığı alana Son’u hareketlendirerek önemli bir fırsat(0.44 gol beklentisi) yakalıyor fakat Koreli oyuncu bu şansı değerlendiremiyor. Bu sekansta Nuno Santo’nun, Son’u neden en uçta konumlandırdığını ve Lo Celso’yu neden oynattığını anlayabiliriz.
Tottenham’ın Son ile bulduğu önemli fırsattan sonra Alman teknik adam Tuchel’in hemen karşı bir cevap verdiğini anladığımız an ise Mount’un geriye gelerek orta sahayı üçlediği andır. Bu hamle ile Chelsea, ev sahibine karşı orta alanda sayısal üstünlüğü vermemeye çalıştı. Maçın bu dakikasından itibaren Chelsea’nin 3-4-2-1 yerine 3-5-2’ye döndüğünü söyleyebiliriz.
Maçta dikkat çekmek istediğim diğer bir konu ise Lukaku’nun Chelsea’ye ne gibi faydalar getirdiğidir. Belçikalı oyuncu geldiğinden beri hücum anlamında takımına çok şey kattı. Yukarıdaki görüntüde de Lukaku’nun rakip stoperi sırtına alarak derinde top aldığını görüyoruz. Bu şekilde istasyon olan Belçikalı oyuncu takımının rakip alana yayılmasını sağlıyor. Havertz’in rakip sol bek Emerson ile eşleşmesinden dolayı solda boş kalan Alonso önündeki alanı değerlendirerek topu ceza sahasındaki Havertz’e gönderiyor. Fakat Alman oyuncu topu iyi kontrol edemeyerek önemli bir fırsattan yararlanamıyor.
İkinci yarı
İlk yarının karşılıklı presler ve orta alan mücadelesi ile geçmesinden dolayı Tuchel’in 3-5-2’ye döndüğünü söylemiştik. 3-5-2 ile orta alanda kalabalık durup daha iyi savunma yapmak isteyen Alman hoca, ikinci yarıya Mount’u oyundan çıkarıp yerine Kante’yi alarak başladı. Maçın bu anından itibaren Chelsea’nin sahada istediklerini yapan taraf olduğunu söylemek abartı olmaz.
Yukarıdaki görüntüde Chelsea’nin ikinci yarıda 3-5-2’ye döndüğünü ve rakibi karşılarken 5-3-2 şeklinde dizildiğini çok rahat bir şekilde farkedebiliriz.
Maçın ilk yarısında Tottenham ön üçlüsü rakip stoperlerle birebir eşleşirken Chelseali orta sahaların(Jorginho ve Kovacic) Tottenhamlı orta saha oyuncuları tarafından marke edildiğini söylemiştik. Buna karşı da Mount geriye gelerek sayısal üstünlük sağlamıştı. Mount, Alli tarafından kontrol edilmiş Jorginho’ya ise zaman zaman Hojbjerg çıkmıştı. Bundan dolayı Chelsea’nin ilk yarının bazı anlarında Tottenham’ın yarı sahasında çok büyük boşluklar bulduğunu belirtmiştik. Bu durumu engellemek isteyen Nuno Santo, Son ile rakip stoperi kontrol etmek yerine Jorginho’yu marke ederek onun top almasını istemedi.
Nuno Santo her ne kadar Son ile Jorginho’yu tutmak istese de Koreli oyuncu bazı anlarda Thiago Silva’ya çıktı. Dele Alli’nin de Mount yerine giren Kante’yi kontrol etmesiyle Jorginho çoğu zaman demarke bir şekilde top alarak geriden oyun kurdu ve Chelsea rahat bir şekilde pasla çıktı. Bu tarz anların devamında da Chelsea’nin ileride çok büyük boşluklar bulduğunu söyleyebiliriz. Bu boşlukları değerlendirmek için de Tuchel, oyunun 70. dakikasında Havertz yerine Werner’i aldı ve maçın son golünün asisti de Werner’den geldi.
Final
Portekizli hocanın kendisine karşı geliştirdiği özel planlara iyi bir şekilde cevap veren Tuchel, ikinci yarının başında da Mount’u oyundan alıp yerine daha dirençli olan Kante’yi sahaya atarak maçı bir şekilde çözdü diyebiliriz. Her ne kadar goller duran toptan ve uzaktan şutlardan gelse de(3 golün gol beklentisi sırasıyla 0.11, 0.03, 0.09) maçın geneline baktığımızda Alman hocanın taktiksel anlamda ne kadar esnek olduğunu söylemeden geçmek mümkün değil. Ev sahibi ekipte maç boyunca öne çıkan oyuncular ise Lukaku, Thiago Silva, Alonso ve Rudiger oldu.
Ev sahibi ekip her ne kadar sahadan mağlup ayrılsa da maçın ilk yarısı özelinde oyun ve pres anlamında Chelsea’ye üstünlük kurdu. Fakat, Tottenham adına önemli bir problem olan üretkenlik sorunu bu maçta da ortaya çıktı. Halihazırda 4 maçta 3 gol atan ev sahibi ekip bu maçta ise gol bulamadı. Tottenham daha yukarı basamaklara tırmanmak istiyorsa, Portekizli hocanın üretkenlik sorununu çözmesi gerekli.
Kaynaklar: mackolik, whoscored, infogol
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.