Derbide Beşiktaş | Beşiktaş 1-1 Fenerbahçe

Beşiktaş, Dolmabahçe’de Fenerbahçe’yi ağırladı, Boğaz’ın derbisinde kazanan olmadı. Beşiktaş son çeyrek dışında oyuna hakim olsa da Altay’ı geçemedi, Vida’nın golüne cevap ise 89. dakikada Ozan Tufan’dan geldi. Beşiktaş, bu sonuçla zirvedeki yerini korurken Fenerbahçe de yarıştan kopmadı.

Derbinin Beşiktaş tarafının taktiksel detaylarını iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirdiği Play yazılımı ile birlikte inceleyeceğiz.

Beşiktaş maça beklenen 11’iyle başladı. Oyunun iki yönünde de iyi sınavlar veren 11 bozulmamıştı. Maçın senaryosunu belirleyecek taraf daha çok Erol Bulut’un orta saha kurgusuyla beraber Fenerbahçe olacaktı. Topun ağırlıklı olarak hangi tarafta kalacağını, oyunun hangi bölgede oynanacağını bu orta saha tercihi belirleyecekti. Bu yazıda derbiyi Beşiktaş açısından inceleyeceğiz ancak daha iyi anlayabilmemiz açısından Fenerbahçe orta saha kurgusunu ve başlangıç tercihlerini de göz önünde tutmamız gerekiyor.

Derbinin Fenerbahçe analizi için tıklayabilirsiniz

Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan top hakimiyet kalitesi ve gol ihtimali grafiğinde 90 dakikanın detaylarını görüyoruz. Öncelikle siyah ve beyaz kadar zıt iki devre oynandığını söylememiz gerek. İkinci yarıda özellikle son 20-25 dakikada orta sahaların hızlı geçildiği bir gel-git oyunu izlediğimizi söylemeliyim. Bu duruma Sergen Yalçın’ın hamleleri kısmında ayrıca değineceğim ancak başlangıç planında Fenerbahçe’nin merkezde kalabalık bir kurguyla yerleşmesini ve Beşiktaş’ın da geride kalabalık kaldığını görüntülerle anlatacağım.

Kurgu

Temel Beşiktaş kurgusunda çoğunlukla Josef’in iki stoper arasına girip hattı genişlettiğini ve oyunun buradan başladığını görürüz. Bu maçta da elbette bu sekansları gördük ancak Fenerbahçe orta saha kurgusu nedeniyle Atiba’nın da ağırlıklı olarak geride kalmak zorunda olduğu sekanslar ağırlıktaydı. Bekler her zamanki gibi çizgide oyunu genişletirken oyun da doğal olarak buradan akmak durumundaydı.

Yukarıdaki sekansta Welinton & Vida’ya önde benzer bir blokla destek oldu Atiba & Josef ikilisi. Bu dörtgenin doğal sebebi Fenerbahçe’nin 3. bölge baskısını az kişiyle yapmamasıydı. Normalde Josef ya da Atiba’dan birinin üstlendiği top çıkarma rolünü iki kişi yapmak durumundaydı. Tabii bu durum oyunun kanatlardan açılmasının da doğal bir sonucuydu. Kurulan dörtgenin devamında oyun sol kanattan akarken Atiba’nın devamlılık gösterip bloklar arasında rol üstlenmesini değerli buluyorum. Bu kurgudaki başka bir değerli öge ise Beşiktaş’ın topun değerini bilen bir yapıda olması. Üstelik buna topu o kadar da iyi kullanamayan N’Sakala’nın da dahil olması. Bu noktada fark yaratan unsurlardan birinin de kadro ve oyun istikrarı olduğunu düşünüyorum.

Beşiktaş elbette her zaman geride bir dörtgenle oyunu şekillendirmedi. Temel kurguyu gördüğümüz sekanslar da oldu. Burada gerideki üçlü hattı çoğunlukla gördüğümüzün aksine Atiba sağlıyor.

Fark yaratan nokta ise Ghezzal’in içerde top alabilmesi dolayısıyla Atiba’nın dikine pasının değerini görüyoruz. Devamı ise Beşiktaş’ın klasik kanat oyunlarından biri gibi şekilleniyor. Beşiktaş’ın ceza sahasında 3 kişiyle bulunduğunu da eklemek gerek.

Aksiyon Değeri

Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan AD metriğinde Aboubakar’ın tabela katkısı olmamasına rağmen oyuna ve hücuma nasıl hükmettiğini görüyoruz. Birazdan Aboubakar başlığında ayrıca değineceğim ancak Aboubakar’ın tabela yapamamasının sürpriz olduğu bir maçı geride bıraktık. Burada da asıl payı bana göre 1 puanı kurtaran Altay Bayındır’a vermek gerekiyor.

Beşiktaş’ta haftalardır istikrarlı oyunlarını sürdüren Vida & Welinton ikilisi yine muhteşem bir maç çıkardı. İki oyuncu da Beşiktaş kurgusunun gerekliliklerini yerine getirme konusunda başarılı performanslarını sürdürüyor. Vida zaten bir derbi golcüsü olarak ekstrasını yazdı. Welinton da top kullanımına ek olarak savunmada gayet iyiydi. Beşiktaş tandemi uzun süredir bir standardı koruyor. Bu ikiliye derbideki hatasız performansları nedeniyle burada ayrıca değinmek istedim.

Aboubakar #14

Beşiktaş’ta Aboubakar’ın fark yaratan solo performansı üzerine uzun övgü cümlelerine gerek yok. İlk derbide olduğu gibi özellikle bire bir eşleşmelerde fark yarattığını görüyoruz. Aboubakar’ın alan bulması oyunun pozisyonla sonuçlanması anlamına geliyor çoğunlukla. Yukarıda 3 sekansı derledim. Üçünün de ortak yanı Aboubakar’ın sol kanatta bire bir eşleşmeler yakalayıp tehlike yaratması. Çözümü kolay değil çünkü Larin’in mobil profili Aboubakar’ın buralarda top almasını ve kullanmasını sağlıyor. İşin sonuçlandırma kısmı için de söyleyecek fazla bir şey yok. Aboubakar’ın sol kanatta ısrarla sırtını rahata alıp top kullanabilmesi ise biraz daha Fenerbahçe ve/veya diğer rakipler açısından değerlendirilmesi gereken bir durum. Haftalardır burada yazıp çizdiğimiz gibi Ghezzal – Larin – Aboubakar üçlüsü ligin en tehlikeli hücum hattını oluşturuyor, bu da bir günde olmadı.

İkinci yarı ve hamleler

Sergen Yalçın’ın ilk ve en önemli hamlesi 73. dakikada Mensah’ı oyuna alması oldu. Yukarıda Mensah’ın kaleyi yokladığı iki atağı derledim. Oyuncunun profiline dair de fikir veren iki sekans olduğunu düşünüyorum. Diğer (muhtemel) hamlelere de değineceğim ancak oyunu okuyarak Mensah hamlesinden bahsetmek istiyorum.

2. yarıda Beşiktaş erken bir gol bulduktan sonra Fenerbahçe’nin tempoyu arttırma çabasını gördük. Son 20-25 dakikalık dilimde ise orta sahaların hızlı geçildiği bir gel-git oyunu izledik. Bu noktada Sergen Yalçın’dan hamle beklemek her futbolseverin hakkıydı. 73. dakikadaki Mensah hamlesi ise tam da bu senaryoda tabela bulmaya yönelik teoride başarılı bir hamleydi bana kalırsa. Hamlenin sonuca yansımamasını Mensah’ın henüz görev bilincinin yerleşmemesinin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Yani N’Koudou veya Necip’in aksine Mensah bu maçta gol attığı an haftaya 11’de oynayacağını düşünüyor muhtemelen. Bir sonuç okuması yapıyor. Oysa ki oyunun Mensah’ı çağırmasının nedeni hızlı ataklarda fark yaratabilecek bir profil olması. Ljajic ondan daha kötü bir performans sergilediği için oyundan alınmadı örneğin. Oyun onu değil Mensah’ı çağırdığı için bu hamleyi gördük. Burada net konuşmamın sebebi Sergen Yalçın haftalardır yaptığı hamleler ve oyunculara olan bakışı.

Öte yandan Sergen Yalçın başka neler yapabilirdi? Öncelikle son yarım saatlik dilimde artan tempoyu öldürmek bir tercih olabilirdi. Bu durumda Mensah yerine hakkını Necip’le kullanırdı muhtemelen Sergen Yalçın. Bana kalırsa bu yol da yanlış bir yol olmazdı ama Mensah hamlesini sonuçtan bağımsız saha içi dinamiklerine uygun buluyorum. Öte yandan N’Koudou hamlesi daha erken gelebilirdi. Tabii bu da bir sonuç okuması. Oyunun Mensah’ı çağırdığı gibi N’Koudou’yu da çağırdığını düşünüyorum. Dolayısıyla bu hamlenin daha erken gelmesi oyunun iki yönünü de hızlandırabilirdi. Tabii bunlar olası senaryolar. Mensah’ın yukarıda da gösterdiğim 2 sekanstan birinde doğru kararı vermesi bütün bu yazdıklarımızı çöpe de atabilirdi. Dolayısıyla Beşiktaş pozisyonlar bulmuşken ve dürüst olmak gerekirse ekstra diyebileceğimiz muhteşem bir gol yemişken durumu yalnızca hamlelerle açıklamayı doğru bulmuyorum. Öyle veya böyle Mensah hamlesiyle Beşiktaş rakip kalede gol bulabilecek fırsatları da yakalamış çünkü.

Sonuç

Rakiplerinin maç fazlası bulunmasına rağmen zirvede kalan Beşiktaş bir psikolojik üstünlük fırsatını tepmiş oldu belki de. Bu noktada Fenerbahçe’de kaleci Altay’ın muhteşem performansına ek olarak Ozan Tufan’ın harika golü de elbette sonucu belirledi. İlk yarıdaki dengeli oyunu Beşiktaş’ın lehine bulurken tabelanın değişmesiyle birlikte artan tempo ve değişen oyun da iki devrenin zıtlığını gösterdi. Boğaz’ın derbisinde kazanan olmadı ama güzel bir maç izlediğimizi düşünüyorum.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.