Süper Lig’in 28. haftasında Beşiktaş evinde Gaziantep FK’yi ağırladı. Bu maç öncesi çıktığı son 4 karşılaşmayı kazanan ve zirve mücadelesini sürdüren Siyah Beyazlılar, Gaziantep karşısında da Aboubakar’ın attığı gollerle galip geldi. Bu sonucun ardından Beşiktaş liderliğe yükseldi, Gaziantep FK ise aldığı mağlubiyetle birlikte 43 puanda kaldı.
Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğiz.
Ortalama pozisyonlar
Beşiktaş maça beklediğimiz bir 11’le başladı. Son oynanan Yeni Malatyaspor maçından farklı olarak Ljajic ve sakatlığını atlatan Rıdvan’ın ilk 11’e geri döndüğünü gördük. Sanırım Malatya’nın kötü zemini sebebiyle pas yapmanın zorlaşması hocayı o maçta Necip tercihine itmişti. Bu maçta ise yaklaşık 1 aydır Atiba-Josef ikilisinin yanındaki 3. oyuncu olarak oynayan Ljajic 11’e geri döndü. Rıdvan’ın sahada olması ise özellikle hücum konusunda Beşiktaş’ın elini fazlasıyla güçlendirdi. Rıdvan’ın dönüşü bu açıdan önemliydi. Muadili N’Sakala’ya göre hem daha iyi, hem de daha zeki bir hücumcu olan Rıdvan, bu maçta da takımına önemli katkı yaptı. Rıdvan’ın hücum katkısına dair bir kesiti de yazının ilerleyen bölümlerinde göreceğiz.
Gaziantep ise yine bildiğimiz 3’lü savunmasıyla sahadaydı. Top rakipteyken kanat beklerinin geriye çekilerek savunmayı 5’lediğini, Kenan’ınsa sağ kanada kayarak orta sahayı 4’lediğini gördük. Bu şekilde 2 kalabalık hat oluşturan konuk ekip, rakibini orta saha çizgisinde karşılayarak oyunu 2. bölgede sıkıştırmak istedi. Josef’in, stoperlerin arasına girmesiyle oluşan Beşiktaş’ın 3’lü hattının sağında ya da solunda bulunan oyuncu top aldığında da zaman zaman Kenan ya da Maxim’in bu oyuncuya baskıya gittiğini gördük.
Topun Gaziantep’te olduğu anlarda ise Kenan, Dicko’nun yanına geldi ve forveti 2’ledi.
Yukarıda Gaziantep’in rakibini nasıl karşıladığına dair güzel bir örnek görüyoruz. Top 2. bölgeye gelene kadar bir baskı yapmayan konuk ekip, buna karşın orta saha civarında rakibine basmayı tercih etti ve böylelikle Beşiktaş’ı, kendi yarı sahasına yerleştirmemeye çalıştı.
Açıkçası Gaziantep’in iyi bir yerleşik savunma planıyla maça çıktığını düşünüyorum. Tabi erken bir golle geriye düştükleri için bu savunmayı uzun süre görme şansımız olmadı ancak yine de golün geldiği 15. dakikaya kadar Beşiktaş’ın, kendi yarı sahasına yerleşmesini büyük ölçüde engellediler. Nitekim Beşiktaş’ın attığı ilk gol de Antep’in hücuma çıkarken kaptırdığı bir top sonucu, yani savunma düzeninden çıktıkları bir anda geldi. Tabi bu golle birlikte geriye düştükleri için hücumu daha fazla düşünmek ve oyun planlarında da değişikliğe gitmek zorunda kaldılar. Beşiktaş’ın ilk golüne birazdan daha detaylı bakacağız.
Gaziantep’in başlangıç savunması Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan “Dakika başına maksimum gol ihtimali” grafiğine de yansımış durumda. Antep’in düzeninden çıkarak golü yediği 15. dakikaya kadar Beşiktaş’ın pozisyona giremediğini görüyoruz. Tabi 15 dakika bir futbol maçı için kısa bir süre, dolayısıyla erken bir gol gelmeseydi Antep bu savunmayı 90 dakikaya yayabilir miydi bunu hiç bir zaman bilemeyeceğiz. Ancak ben yine de Gaziantep’in yerleşik savunma planının doğru bir plan olduğunu düşünüyorum.
Beşiktaş yine klasik oyun planı ve kurgusuyla sahada yer aldı. Her zamanki gibi topa hükmetmek ve ön tarafta oynamak isteyen bir takım gördük. Takım geriden oyun kurarken genelde Josef, zaman zamansa Atiba stoperlerin arasına ya da yanına gelerek gerideki hattı 3’ledi. Josef’in stoperlerin girdiği anda Atiba, savunma üçlüsüne yaklaşarak ekstra bir pas opsiyonu oluşturdu ve yardımcı bir rol üstlendi.
Larin ve Aboubakar’ı işaretlememin sebebiyse bu iki oyuncunun da zaman zaman oyunun kurulumunda rol alması. Beşiktaş’ın özellikle topu rakip yarı sahaya taşımakta zorlandığı anlarda Aboubakar ve Larin sık sık geriye gelerek bağlantı olmaya çalışıyor. Bu iki isim de sırtı dönük aldığı topları boş alanlardaki arkadaşlarına dağıtarak takımı rakip yarı sahaya taşıyor. Yukarıda da bu iki oyuncunun aynı amaçla geriye yaklaştıklarını görüyoruz.
Yukarıdaki pozisyonda Beşiktaşlı oyuncuların rollerini net bir şekilde görebiliyoruz. Josef, stoper ikilisinin solunda konumlanarak geriyi 3’lemiş ancak Siyah Beyazlılar topu öne taşımakta zorlanıyor. Yukarıdaki pozisyonun hemen öncesinde top öndeyken hücumda bağlantı rolünü üstlenen Atiba ise bu durumu farkediyor ve top geriye gelince orta sahaya doğru yaklaşarak Josef’e bir pas opsiyonu oluşturuyor. Bu al-verle birlikte Gaziantep baskısı da kırılıyor. Sağ iç koridorda rakibin orta saha ve forvet hattının arasında konumlanan Ljajic’se orada bir bağlantı oluşturuyor ve attığı tek pasla oyunun yönünü en sağa çeviriyor. Ljajic’in de, Beşiktaş’ta aldığı rollerden birisi bu.
Biraz önce Gaziantep’in düzen dışına çıktığı bir anda golü yediğini söylemiştik. Pozisyonun başlangıcında da gördüğümüz gibi Gaziantep kontra atağı, Vida’nın topu çalıp direk bir pas atmasıyla Beşiktaş kontrasına dönüşüyor. Hızlı bir şekilde hücuma geçen Beşiktaş’ta; Larin’in, Aboubakar’a yaklaşarak bir bağlantı kurduğunu görüyoruz. Larin’in gelmesiyle topu ayağından çıkartan Aboubakar, savunma arkası koşusuna da başlıyor. Larin’in top almak için yaklaştığı sırada Atiba’nın da merkezden yaptığı koşuyla savunmacısını derine çektiğini görüyoruz. Bu sayede savunma hattını bozan Atiba, doğal olarak ofsayt çizgisini de geriye çekiyor ve Aboubakar’a da daha derin bir koşu atma fırsatı tanıyor. Atiba’nın yaptığı bu topsuz koşu pozisyonun oluşumu açısından oldukça kıymetli. Beşiktaş’ın yaratıcı oyuncusu olan Ghezzal ise her zamanki gibi son noktada final pasını atan isim.
Burada ise dikkat çekmek istediğim iki husus var. Birincisi Beşiktaş’ın kenardan oyunu nasıl kurduğu ve hızlı hücum becerisi. Beşiktaş, hızlı hücum fırsatı bulduğu her anı değerlendiren bir takım ve açıkçası bu konuda ligin de en iyisi. Burada da Beşiktaş’ın bir kenar organizasyonuyla topu nasıl bir anda kendi kalesinden rakip kaleye taşıdığını görüyoruz. Çizgiden yaklaşarak top alan Rıdvan’a; hem Larin, hem de Ljajic’in pas istasyonu oluşturduğunu görüyoruz. Girdiği iki verkaçla önce Olkowski, sonra da Djilobodji’den sıyrılan Rıdvan’la birlikte Beşiktaş sadece 10 saniye içinde topu rakip ceza sahasına taşıyor. Pozisyonun sonundaysa 5 Beşiktaşlı’nın rakip ceza sahasında olduğunu görüyoruz. Bu da oldukça kıymetli.
Dikkat çekmek istediğim ikinci husussa bu hücumun Rıdvan üzerinden gelişmesi. Rıdvan’ın sahada yer alması Beşiktaş’ın hem hücum çeşitliliğini, hem de hücum gücünü büyük oranda arttırıyor. Yazının başında da belirttiğim gibi Rıdvan, muadili N’Sakala’ya göre hem daha zeki, hem de daha yetenekli bir oyuncu. Dolayısıyla da Rıdvan’ın oynadığı maçlarda buna benzer hücum denemelerini çok sık görüyoruz ve haliyle bu durumda Beşiktaş’ın hücumdaki kozlarını arttırıyor. N’Sakala’nın sol bekte olduğu bir senaryoda bu tip bir atak görmemiz oldukça zor.
Welinton
Son olarak Welinton’la bitirelim. Sergen hoca, sezon başında yaptığı bireysel hatalar sebebiyle eleştirilen Welinton’u ısrarla oynatmaya devam etti ve hala da oynatıyor. Bunun da altında iki temel sebep var. Birincisi oyuncunun pasör özelliği, ikincisiyse özellikle rakip yarı sahada yaptığı savunma müdaheleleri. Welinton’un bu tip müdaheleleri her maç sık sık yaptığını ve bu müdahelelerin Beşiktaş’ın hücum sürekliliğini sağlamasında önemli bir payı olduğunu belirtmemiz gerek.
Yukarıda da buna dair güzel bir örnek görüyoruz. Rakip yarı sahada topu kazanan Brezilyalı, Aboubakar’a pasını verdikten sonra koşusunu sürdürüyor ve topla tekrar buluşuyor. Her ne kadar top farklı şekilde auta gitse de Beşiktaş, Welinton’un önde kazandığı top sayesinde bir gol pozisyonuna giriyor.
Maç boyunca 5 pas arası yapan Welinton, maçın da en çok pas arası yapan futbolcusu oldu.
Tabi Welinton’un savunmadaki bireysel hataları yapmaya devam ettiğini de söylemek lazım. Gerek penaltı pozisyonunun oluşumunda, gerekse son dakikada direkten dönen topta pozisyonlara giren isimler Welinton’un savunması gereken ancak kaçırdığı Dicko ve Andre’ydi. Yani oyuncunun takıma sağladığı faydaların yanı sıra yarattığı zaaflar da devam ediyor.
Welinton’un performansı Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan Aksiyon Değeri (AD) grafiğine de yansımış durumda. Aksiyon değeri(AD), kısaca oyuncuların yaptığı aksiyonların takımlarının gol atma ya da yeme ihtimallerini ne kadar arttırıp azalttıklarını gösteren bir veri. Beşiktaş’ın Brezilyalı stoperi ise özellikle savunmada yaptığı olumlu işlerle tablonun 2. sırasında kendine yer bulmuş. İki gol atarak maçın kazanılmasında büyük rol oynayan Aboubakar’ın zirvede yer alması da son derece doğal bir durum.
Aksiyon Değeri(AD) hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Kaynak: mackolik.com
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.